loading
close
SON DAKİKALAR

Karantina Günlüğü 25

Atay Sözer
Tarih: 03.03.2021
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Atay Sözer: Pandeminin akıl sağlığı üzerinde de etkiler yaptığı bir gerçek galiba. Reis, insan haklarından. İnsanların düşüncelerinden dolayı hapis edilmesinin ne kadar kötü olduğundan falan söz etti. Doğu Perinçek MHP’nin genel başkanı olmaktan falan bahsetmeye başladı.

181.GÜN
Pandemi tüm hızıyla sürüyor… Bazı yerlerde önlem alınır gibi yapılıp kurallara uymayanlara cezalar gelirken bazı yerlerde lebaleb kongreler yapılıp katılanlara övgüler yağıyor. Millet ne yapacağını şaşırmış halde. Sağlık Batanı pardon Bakanı bile katıldığı kalabalık bir cenazeden sonra “Hakkaten bu kadar da olmaz yani” diyerek özür diledi.

182.GÜN
Pandeminin akıl sağlığı üzerinde de etkiler yaptığı bir gerçek galiba. Reis, insan haklarından, insanların düşüncelerinden dolayı hapsedilmesinin ne kadar kötü olduğundan falan söz etti.
Doğu Perinçek MHP’nin genel başkanı olmaktan falan bahsetmeye başladı. Bu arada Sağlık Batanı pardon Bakanı önceki gün dilediği özür için özür diledi; belli ki sağlam bir fırça yemiş.

183.GÜN
Kılıçdaroğlu Erbakan’ın anma toplantısında çok övücü şeyler söyledi. Durduk yerde aklıma çok eski bir fıkra geldi.
Köyün birinde bir nebbaş varmış, mezarları kazıp ölüleri soyarmış. Köylü adama öfkeliymiş, adamı dövmüşler, hapsetmişler ama fayda etmemiş adam soyguna devam etmiş. Herkes ona lanet ediyormuş. Günün birinde yaşlanmış, yatağa düşmüş. Ölüm döşeğindeyken oğluna günah çıkartmış. “Ben çok kötülük ettim evladım, öldükten sonra bir rahmet okuyanım olmayacak, hep kötü anılacağım” demiş. Oğlu da “Sen içini ferah tut baba, herkes seni rahmetle anacak merak etme” diye onu teselli etmiş. Adam ölmüş, oğlan ertesi gün babasının işini devralmış ve mezarları soymaya devam etmiş ama bir farkla soyduğu ölülerin mabadına bir adet kazık kakıyormuş. Millet şaşkın halde söylenmiş “Bu ne belalı bir herif çıktı yahu, bunun babası Allah gani gani rahmet eylesin, nur içinde yatsın ne iyi adamdı, hiç olmazsa kazık kakmıyordu.”
Aslında Erbakan’ı rahmetle anmamın çok haklı bir mantığı var tabii ki…

184.GÜN
Türkiye haritası gene renklere göre ayrıldı ilk bakışta seçmen dağlımını anımsatıyor. Mavi renk düşük risk, kırmızı en riskli, turuncu riskli sarı da orta oluyor. Bu renklere ve yaş gruplarına göre farklı uygulamalar olacakmış. Misal, turuncu renkte olanlar lokantalara belli saatlerde gidecekler ama eğer 65 üstü ve 20 altı iseler yüzme havuzuna giremeyecekler ama mavi olanlar halı sahada maç yapacak ancak sarı olanlar eğer 65 üstü iseler sokağa çıkacaklar ama havuza giremeyecekler buna karşın 20 yaş altı olanlar yüz yüze eğitim yaparken turuncu olanların yüzüne bakılmayacak fakat mavi olanlar hem havuza girecek hem genel kurula katılacak çıkınca da halı sahada maç yapacak tabii 65 yaş üstü olanlar lokantaya girecekler ama %50 şartı olduğundan ancak yarım porsiyon döner siparişi verebilecek.
Gördüğünüz gibi son derece anlaşılır bir genelge…

185.GÜN
Eve kapanınca Tv dizilerine iyice sardırdık. “La Valla” adlı bir İspanyol dizisi var.
Distopik bir ortamda geçiyor, ülkede Nora Virüsü adında bir virüs var, çaresi yok, bir yandan aşı bulmaya çalışıyorlar. Ama iktidarda faşist despot bir yönetim var, halka kan kusturuyor. Sokağa çıkma yasakları var, insanlar yakalanıp hapislere atılıyor falan. İktidar virüsü bahane ederek gün geçtikçe “Yeniden yapılanma planı” adı altında daha da sertleşiyor. Seyredince geriliyorsunuz ama sonra “Olay neyse ki İspanya’da geçiyor” diye düşünüp halinize şükrediyorsunuz.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları