loading
close
SON DAKİKALAR

Karantina Günlüğü 5

Atay Sözer
Tarih: 11.05.2020
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Atay Sözer; Nazım’ın dizeleri gündeme bu kadar cuk diye otururdu. 65 yaş üzerine 4 saatlik çarşı izni çıktı. Uzun süreli eve kapanmanın bir takım yan etkileri de olmadı değil tabii.

41.GÜN

Futbol Federasyonu maçların başlaması için tarih verdi; sağlığa bakan arkadaş “Madem bana sormadan karar aldın sorumluluk sende ne halt edersen et” diye topu onlara attı.
Federasyon top konusunda uzman olması gerekirken fena halde bacak arasından golü yedi.
Maçlar başlarsa fiziksel mesafenin nasıl sağlanacak acaba?
Gözümde bir türlü canlandıramıyorum. Adam adama markajın yasaklanması gerek bir kere.
Firikik atışlarında kurulan barajda araya mesafe konulmak zorunda kalınacak mesela bu da maçların daha golü geçmesine neden olacak, taç atışı kalacak sanırım çünkü onun için topu elle tutmak gerek veya futbolcular da kaleciler gibi eldiven kullanacak.1 Golden sonra golü atanın üzerine çullanmak, sarılmak, öpmek kırmızı karat gerektiren bir durum olacak. Önceki falsoda Fatih Terim şifayı kaptı bakalım bu defa piyango kime çıkacak?
Yani sezon başladığında epey şenlikli görüntüler olacak anlayacağınız.
Bu arada okulların açılması bir ay ertelendi.

42.GÜN

Okulların açılması tekrar eski tarihine geri alındı. Galiba “Ağam bizimle eğleniir” durumu var bu günlerde neşemiz yerine gelsin diye. Neticede bir an önce açılsın, kapasın da bir an önce tatile gitsinler tabii. Çünkü turizme bakan arkadaşın otelleri zor durumdaymış. Turistler için de “yeni normal” kuralları belirlenecekmiş. Otellere de artık askeri kampa girer gibi mesafe alınarak girilecek, maskeler takılacak, öyle seksen kişinin parmakladığı açık büfeler olmayacak, havuz yok, sauna yok, gece disko yok, bir ihtimal denize de sırayla belli bir sayıda girilecek. 
Tatile gitme yürekliliğini gösterenler “Müdüriyetin 15 sayılı duyurusu… 41-50 arası numaralı misafirlerimiz denizi acilen boşaltınız, 51-60 numaralı misafirlerimiz denize girmek için yerlerinizi alırken sosyal mesafe kurallarına dikkat etmenizi önemle rica ederiz…” türü anonsları sık sık duyacakları kesindir. Yahu o kadar eziyeti zaten burada da çekebiliriz bir de üste para vermeye ne gerek var.

43.GÜN

Dolar kurları hakkında konuşmak yasaklanmış. Bu konuda BDDK’ya ceza kesme yetkisi verilmiş. RTÜK’den sonra bir başka kuruma mahkeme yetkisi geldi; hiç olmazsa mahkemelerde usulen de olsa savunma hakkın var, bunlar da o da yok ceza gıyabında kesiliyor. Yakında diyanete de bu yetki verilirse şaşmasın gidişat oraya doğru çünkü. Demedi demeyin sonra.

44.GÜN

Bir dönemin ateşli Fettullahçısı hatun ve onun türevi olan şey TV’de esip gürlemiş;
“15 Temmuz’da hevesimiz kursağımızda kaldı, bir dahaki sefere tamamlayacağız 50 kişilik liste var elimde, liderimizin arkasındayız. dört ayaklarını denk alsınlar.” tarzı tehditler savurmuş. Tabii bu cümleleri dikkatli okumak gerek, “Acaba satır aralarında şifreler mi var?” diye düşünmeden edemiyor insan. Malum bu tür göndermeler FETÖ’nün yöntemidir, muhterem şifre vermeyi pek sever.
“Kursakta kalan heves gerçekte ne?”, “Arkasındayım dediğin lider aslında kim?” soruları bizim değil ama başka birilerinin aklına gelirse o kursakta daha nelerin kalacağının garantisini veremem. Sonunda değil dört ayaklı kırkayak olursunuz alimallah.

45.GÜN

Herkes birbiriyle görüntülü olarak çoklu konferanslar yapıp duruyor. Teknolojinin nimetleri var neyse ki. Ancak çoklu ekranlarda genelde boş makara muhabbetleri dönüp duruyor, normalde ev ortamında yaptığın şamataları başkalarıyla da paylaşınca işin suyu çıkıyor.
Batru, Melikşah, Eser isimlerindeki internet şeyi denen sosyal lümpenler, Nazım Hikmet’in şiirleriyle, işçi sınıfıyla,  Kurtuluş Savaşı’yla uzun uzun husye geçip pek bir eğlendiler.
Aslında iyi oluyor bu tür işler. Dizilerde senaristin yazdığı karakteri oynarken görüp bir halt sandığın kişilerin aslında birer embesil olduğunu görüyorsun. Kesinlikle çoğalarak devam etmeliler; görelim öteki boş tenekeleri. Bir sonraki şeyinizde makatınızı gösterip onunla dalga geçmenizi umuyorum kesin çok daha komik olacaktır.

46.GÜN

Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
Nazım’ın dizeleri gündeme bu kadar cuk diye otururdu.
65 yaş üzerine 4 saatlik çarşı izni çıktı.
Uzun süreli eve kapanmanın bir takım yan etkileri de olmadı değil tabii.
Sururi Amca otura otura yürümesini unutmuştu onu çıkartabilmek önce bir süre “Tay tay dur” alıştırması yapmak gerekti.
Kendini hâlâ delikanlı olarak gören Nuri Abi protesto edip çıkmama kararı almış.
“Beni yolda görenler ‘moruğa bak’ diye seslenirler, tepemi attırırlar” korkusu içindeydi. Haksız da sayılmazdı yasağın ilk günlerindeki 65 üstü linçi hafızalardan gitmedi.
Nitekim Cemil Barlas ismindeki şey “65 yaşındakiler sokağa çıkıyor, azmasalar bari.”, diye mesaj atmış hemen, herhalde babasından biliyor.
O güzel filmdeki klasikleşmiş replik geliyor akıllara “Seni hiç sevmedim süt oğlan zaten babanı da sevmezdim.”
Hoş bunun dedesi de böyleymiş ona da Aziz Nesin ayar veriyormuş arada.
Demek ki genetik bir durum.
Neriman Teyze ve Fahri Enişte’nin deniz kenarında oturup çay içme nostaljisi yapmaları umudu hüsranla sonuçlanmış, bırakın çay bahçesini arada dinlenmek için oturacak bir bank bile bulamamışlar. Mecburen bahçe duvarlarına oturup soluklanmışlar. Ama bu bir deneyim olmuş, bir sonraki izin gününde bir termos çay ve iki portatif sandalye de götüreceklermiş; nasılsa bir refakatçi hakları da var onları da damada taşıtırlar o da onların sayesinde hava almış olur biraz.
Benzer heyecanı önümüzdeki hafa içinde 20 yaş altı olanlar iki ayrı grup olarak farklı günlerde yaşayacaklar.
Bunlar korana günlerinin güzelliği işte, bize böyle küçük mutluluklar tattırıyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları