loading
close
SON DAKİKALAR

Ortaya karışık

Atay Sözer
Tarih: 22.06.2019
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Atay Sözer; Mektubu kendine göre yorumlamış? Şimdi ortada bir terör örgütü var bir yasal parti var bir de İmralı’daki vatandaş var. Yasal parti rakibimizi destekleyeceğini ima etti, biz de İmralı’daki arkadaştan mektup istedik o da avukatlarıyla bir şey yolladı. Sonra bir doçent o mektubu açıkladı. Bu mektubun meali “böyle böyledir” dedi.

-Patron ortalık karışmış.

-Zaten karışıktı yahu, bilmediğim bir şey söyle.
-Bu defa karmakarışık olmuş; hani mektup var ya mektup.
-ABD’nin F-35 mektubu mu? Ona seçimden sonra bakacağız, merak etme.
-Yok o da var da, bu daha acil İmralı’dan gelen mektup.
-İmralı kim?
-Apo yazmış ya…
-Gül olan Apo mu? Hani bizim selef? Onu fazla takma, ben ciddiye almıyorum.
-Yok öteki Apo… Pardon ne en son duruma göre nasıl hitap edecektik bilemedim. Bebek ka-tili, Teröristbaşı, Sayın Öcalalan, Sadece Öcalan, Apo, İmralı. Yahu her seferinde değiştiri-yorsunuz benim de aklım karıştı.
-Tamam tamam sen söylerken bir gözünü kırp, kafanı da iki kez sağa doğru salla ben anlarım kim olduğunu. Ne olmuş o mektuba; bizi destekleyeceğini mi söylemiş?
-Yok...
-İmamoğ…. Pardon rakip adayı mı destekleyecekmiş?
-Yok…
-Ulan ne halt edecekmiş o vakit?
-Tamam işte, ne halt ederseniz edin, bana bulaşmayın mealinde bir şey söylemiş,
-Ben bir halt anlamadım.
-Aynı fikirdeyim, ben de anlamadım.  Ama Devlet’de bir sorun var bu konuda.
-Beka sorunu mu?
-Yok o devlet değil öteki devlet. Mitiliyle dolaşan Devlet.
-Gene ne yumurtlamış?
-Mektubu kendine göre yorumlamış? Şimdi ortada bir terör örgütü var bir yasal parti var bir de İmralı’daki vatandaş var. Yasal parti rakibimizi destekleyeceğini ima etti, biz de İmralı’daki arkadaştan mektup istedik o da avukatlarıyla bir şey yolladı. Sonra bir doçent o mektubu açıkladı. Bu mektubun meali “böyle böyledir” dedi.
-Doçent avukat mıymış?
-Yok değilmiş.
-Peki avukatlar neredeymiş?
-Onlar da başka yerde açıklamışlar, mektubun meali  “böyle böyle” değil “şöyle böyle”  de-mişler.
-Onlar doçent miymiş?
-Yok onlar doçent değil avukat, doçent olan da avukat değil. Devlet ’deki sorun da burada başlıyor işte.
-Hangisi bekalı olan mı mitilli olan mı?
-Mittili olan…
-O da mı avukatmış?
-Yok…
-Doçent miymiş?
-Yok… Şimdi doçent olan başka, avukat olan başka, mitilli olan başka…Orada öyle bir üçlü var, bir üçlü de terör örgütü, yasal parti, İmralı üçlemesinde var.
-Futbol ligi gibi anasını satiim, eşleşip maç yapacaklar neredeyse…
-Şimdi mitilli olan “şöyle böyle” yorumuna katılmayıp “böyle böyle” yorumuna katılmış. Ama “böyle böyle” yorumuna katılınca da terör örgütünü desteklemiş oluyor, halbuki “şöyle böyle” dese yasal partiyi destekleyecek ama bu defa da yasal parti bizi desteklemediğinden dolayısıyla rakibimizi desteklemiş oluyor.
-Ne diyorsun ulan tek tek, tane tane söyle, kim böyle böyleymiş kim şöyle böyleymiş. Bilal’in çok ahını aldım herhalde bir halt anlamıyorum.
-Kendinizi çok yormayın bu konuda yalnız değilsiniz, kimse bir şey anlamadığı için hiçbir ters etkisi olmaz. Zaten gündem de değişti bu ara kamuoyunun ilgisi başka yöne döndü.
-Nereye döndü?
-Ekşi sözlülüğü sansürledik ya şimdi.
-E zaten kapatmıştı ya.
-Yok biz Wikipedia’yı kapattık bu başka… Ekşi sözlüğü damadınızla ilgili haber yaptı diye sansürledik.
-Hangi damadım? İki tane var..
-Burası çok önemli!
-Tamam tamam… Ne yapmış gene?
-Gizli saklı bir götürme olayı var efendim.
-Gene mi ayakkabı kutusu? Orada açığa çıkıldı bu defa başka bir yöntem bulsalardı bari.
-Yok bu öyle bir şey değil, dedikodulara göre Manken Ciciş Hanım’ı 1000Ali Bey’in mah-dumunun yatına götürüp misafir etmiş, sonra kerimeniz hanımefendi olayı duyunca biraderine söylemiş.
-Niye ona söylüyor, bizim mahdum anlamamıştır ki…
-Yok anlamayan mahdumunuz değil öteki mahdum, büyük olanı.
-Ulan öteki nereden çıktı şimdi, ne güzel yoktu ortalıkta…
-Efendim boşuna ortalık karıştı demiyorum, o da “Bacıma nasıl taktırırsın” diye yapışmış eniştenin yakasına…
-Bizim enişte nereden çıktı şimdi? Gene darbe haberi mi verecek yoksa? Hem benim eniştemin yakasına niye yapışıyormuş dengesiz.
-Yok sizin enişte değil. Damadınız, mahdum beyin eniştesi oluyor ya hani, kendi eniştesine yapışmış.
-Ulan o zaman açık açık söyle, bizde enişte de çok, birader de, devreler karışıyor…
“Mahum Bey eniştesinin yakasına yapışmış” diye net söyleyeceksin. E ne demiş enişte, yani eniştesi, yani damat…
-Bugün yarından güzel, ama yarın öteki günden kötü olabilir ancak önceki gün evvelisi günden biraz daha iyi olabilir, diyerek kafaları biraz karıştırmış.
-Aferin sıyırmak için iyi taktik, benden öğrendi herhalde kerata.
-Ama sonra boş bulunup “Yarın her şey çok güzel olacak” deyince mahdum beyin tepisi atmış kafa göz dalmış. Aslında bu dedikoduyu pek duyan olmayacaktı ama biz ekşi sözlüğü engel-leyince dünya âlem duydu, yani orada da iyice sıvadık.
-Yahu tevekkeli değil sabah Trump sabah arayıp “Senin damat çok cevval maşallah, geleyim de bana biraz taktik öğretsin” dediydi. Ben övüyor zannettim meğer kafa buluyormuş şerefsiz.
-Bir de şey var efendim.
-Bana bak kötü bir şey söylersen, şart olsun vallahi de billahi de tepelerim damattan beter ederim. Güzel bir şey olsun söyleyeceğin.
-Tamam efendim merak etmeyin. “Her şey çok güzel olacak…”
 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları