loading
close
SON DAKİKALAR

Tepemdeki Komşular

Atay Sözer
Tarih: 24.03.2014

Atay Sözer; 12 yıl önce gelip üst kattaki daireye yerleştiler; sevimsiz, lanet, gudubet bir çift; dört embesil çocukları var kendilerinden beter.

12 yıl önce gelip üst kattaki daireye yerleştiler; sevimsiz, lanet, gudubet bir çift; dört embesil çocukları var kendilerinden beter. 

Bir günleri olaysız geçmedi, her gün her dakika gürültü bunlarda, çöpleri kapının önüne yığıp etrafı kokutma bunlarda, balkondan tepenize halı silke-leme bunlarda, posta kutularını karıştırıp âleme gelen postaları yürütmek bunlarda. 

Bahçede top oynayan embesil veletleri istisnasız her gün bir dairenin camını kırıyorlar, ama neyse ki işi sıraya koymuşlar 1 numaradan başlayıp her gün bir dairenin camı gidiyor son daireden sonra tekrar başa dönülüyor. 

Apartman sakinleri de “Bu gün cam kırılma sırası bizde” diye hazırlıklı oluyorlar. Bir de apartmandaki herkesle kavgalılar, elinin köründen kavga çıkıyor; ağızları da bir bozuk sormayın, nasıl çirkefleşiyorlar anlatamam. İnsanlar yaka silkiyorlar, “Aman bulaşmayalım” diye yollarını değiştiriyorlar. 

En kötüsü de insanların kapılarını dinleyip, sürekli dedikodu yapıyorlar; bütün komşuları birbirine düşürdüler; herkes bunların ne mal olduğunu biliyor ama gene de her seferinde sözlerine inanıyorlar. Tabii herkes küs olduğu için de bir araya gelip “Bunları ne yapalım da apartmandan atalım” diye karara varamıyorlar. 12 yıl önce bir gaflette bulunup bunları yönetici seçtik, her yönetim kurulu toplantısında bunları değiştirmeye niyet ediyoruz ama ortaya bir laf atıyorlar millet birbirine giriyor, bunlar da bir kenara çekilip kavgayı izliyor ve toplantı her seferinde yarım kalıyor; dolayısıyla seçim de yapılamadığından yöneticiliğe devam ediyorlar. Kapıcımız yalvarıyor “Ne olur bari bu defa kavga etmeyin de yollayın şunları, benim de burnumdan getiriyorlar” diye. Her seferinde ta-mam, diyoruz ama nasıl olduğunu anlamadan kendimizi birbirimizin gırtlağını sıkarken bulu-yoruz.

İşte nasıl olduysa oldu günün birinde bu çiftin kavga edip ayrıldıklarını öğrendik; o sırada altımızdaki daire de boşalmıştı; bunlardan biri iki çocuğunu alıp oraya geçti, diğeri de iki ço-cukla üstte kaldı. Ettikleri kavga bizim tahminlerimizin de büyükmüş meğer. Artık biraz rahat ederiz diye düşünmüştük ama yanılmışız.

Alt kata geçen, kapıma geldi “Sana çok önemli şeyler söyleyeceğim” diyerek geçti köşeye oturdu.

“O yukarda oturan rezil, şerefsiz, hırsız var ya; hırsızın önde gideni; kaç defa sizin kapıyı aralık görüp içeri daldı, eline geçenleri alıp çıktı…” diye başladı.

O deyince aklıma geldi, gerçekten de evin içinden bazı eşyalar kayboluyordu; doğrusu hiç bu kadarına ihtimal vermemiştim.

“Peki o zaman niye müdahale etmedin be komşu” diye sordum; derin derin iç çekti:

“Ah ah işte onu ne sen sor ne ben söyleyeyim, içi seni, dışı beni yakar… O var ya o, balkona tuzak kurup gelen güvercinleri yakalıyor…”

“Niye yakalıyor ki zavallıları, herhalde macun haline getirip makatına sürmüyor…”

Şaşkın şaşkın baktı yüzüme “Nereden bildin, evet macun yapıp makatına sürüyor; çünkü kro-nikleşmiş hemoroidi var, bir yerden duymuş güvercini macun haline getirip sürersen iyi gelir, diye, o da sık sık öyle yapıyor… Ben olmasam o bir hiçti, Allah onun ocağına ateş düşürsün, önünü kessin, iki cihanda iki yakasını bir araya getirmesin inşallah...”

Hakkında daha neler neler anlattı, şaşıp kaldım…

“Dikkatli ol komşu, hiç tekin biri değil” diye çıkıp gitti…

İki dakika sonra bu kez üst kattaki geldi; görmüş ötekinin bana geldiğini…

“Ne anlattı sana o rezil manyak, kim bilir neler uydurmuştur hakkımda…” diye teklif bile beklemeden geçti başköşeye oturdu.

“Ömrümü yedi ömrümü, oysa ben onun için saçımı süpürge ettim, bir dediğini iki etmedim, ne istediyse verdim; kimse bunu ciddiye almıyordu ben gittim bizzat kefil oldum, bunun işe girmesini sağladım; bugün bir yere geldiyse benim sayemdedir… Ama o ne yaptı? Yatak odamıza gizli kamera koyup internetten canlı yayın yaptı, rezil oldum; bari haber vereydi makyaj falan yapardım. Üstelik bu bir nekrofil; mezar kazıp çıkardığı cesetleri eve getirdi, ev morga döndü; hangi dolabı açmam üzerime bir ceset düşüyor; zombi filmleri bile daha ma-sumdur… Aman ha komşu buna dikkat et, benden sana uyarı…” deyip çekti gitti.

Birbirlerinin bütün sırlarını ortaya dökmüşlerdi, hiç gizli saklı bir şey kalmamıştı…

Ama buna rağmen hayatımızda değişen pek bir şey olmamıştı, gene postalarımız çalınıyor, gene tepemize halı silkeleniyor, üstten gelen gürültülere ek olarak bu kez alttan da takviye oluyordu, gene apartmandaki herkes birbiriyle kavgalıydı.

Ve tabii embesil çocukları gene hergün bir camı indirme görevlerini aksatmadan sürdürüyor…

Atay Sözer

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları