loading
close
SON DAKİKALAR

'Mahir okusun' diye dolaşan yazı

Can Ataklı
Tarih: 30.10.2022
Köşe: Günlük Yazılar
Kaynak: Can Ataklı - Korkusuz

Can Ataklı; MHP genel başkanı Bahçeli bile Erdoğan’ı kızdırmayı göze alıp Mahir Ünal’ı sert biçimde eleştirmiş ve parti grup başkan vekilliğinden alınmasını istemişti.

BUNU YAZMAK GEREK

“Mahir okusun” diye dolaşan yazı

İktidar partisinin tepe isimlerinden Mahir Ünal’ın harf ve dil devrimine karşı çıkan konuşması büyük tepki çekmişti hatırlarsanız.

MHP genel başkanı Bahçeli bile Erdoğan’ı kızdırmayı göze alıp Mahir Ünal’ı sert biçimde eleştirmiş ve parti grup başkan vekilliğinden alınmasını istemişti.

Tabii Erdoğan Bahçeli’yi dinleyecek değil, onun sözüyle mi hareket edecek, parti sözcüsü Ömer Çelik’e talimat verdi o da “Mahir Ünal’ın sözleri partimizi bağlamaz” dedi, işi kapattı.

Tabi biraz cesaretlenip Ünal’a çakan Bahçeli nedense Erdoğan’ın Türkiye Yüzyılı konuşmasına aynı tepkiyi veremedi.

Oysa Mahir Ünal hiç olmazsa Atatürk’ün dil ve harf devrimini karalamıştı, Erdoğan’ın konuşması baştan sonra Atatürk dönemi ve devrimleri kötülemekle geçti.

Neyse konumuz Mahir Ünal’a dönelim.

Hafta içinde sosyal medyada bir yazı çok dolaştı.

Pek çok kişi birbirine “Mahir okusun” başlığı ile bu yazıyı gönderdi.

Tek kanal olduğu dönemde TRT’de röportajlar yapan Emre Aygen, Prof. Dr. Johan Vandewalle isimli bir dil uzmanını ekrana çıkarmıştı.

50’nin üzerinde dil bilen Vandewalle’e 1987’de katıldığı bir dil yarışmasında birinci olduğunda “En çok sevdiğin dil hangisidir” diye sorulduğunda şu cevabı vermiş;

“En çok sevdiğim ve hayran olduğum dil Türkçedir. O zaman 22 dil biliyordum, şu an da 50 civarında dil öğrendim ve benim cevabım hep aynı. Çok farklı sistemlere sahip diller öğrendikten sonra hâlâ en çok hayran kaldığım dil, yapısı en mantıklı, matematiksel bulduğum dil Türkçedir.”

Prof. Dr. Johan Vandewalle, Türkçeye olan ilgisinin 13 yaşında ailesiyle Türkiye seyahatiyle başladığını söylemiş ve ziyaretleri sırasında Türklerin misafirperverliğinden etkilendiğini bu vesile ile Türkçe üzerine araştırmalara başladığını dile getirmiş.

Bu araştırmalarda Türk dilinin gramerine hayran kaldığını belirterek Türkçeyi en ileri seviyede öğrenmek için büyük emek harcadığını vurgulamış.

Kısa zamanda Türkçeyi ileri seviyede öğrendiğini ve bununla yetinmeyip Türk lehçeleri üzerine araştırmalara başladığını sözlerine ekledi.

Nitekim Prof. Dr. Johan Vandewalle kendisiyle röportaj yapmaya gelen Emre Aygen’e “Hangi Türkçe ile konuşmamı tercih edersiniz” diye soruyor öncelikle.

Aygen “Bu konuştuğumuz çok iyi, peki başka hangi tür Türkçe konuşuyorsunuz” diye karşılık verince Prof. Vandewalle orta Asya Türk dilleri ile bazı şiveleri de konuşabildiğini belirtiyor.

Elden ele dolaşan bu yazıda dünyadaki dil bilimcilerin Türkçe için söyledikleri sözler de yer alıyor.

Örneğin Max Müller (1823 – 1900), “The Science of Language” adlı eserinde Türkçe’yi şöyle tarif eder

“Türkçeyi söyleyip yazmak için en ufak bir istek beslememiş olsa dahi, bir Türkçe grameri okumak bile gerçek bir zevktir. Kiplerdeki hünerli tarz, bütün çekimlerde egemen olan kurallara uygunluk, yapımlarda baştan başa görülen saydamlık, dilde pırıldayan insan zekâsının harikalı kudretini duyanlar hayrete düşmekten geri kalmaz.

Max Müller şöyle devam ediyor; “Bu öyle bir gramerdir ki, bir billur içinde bal peteklerinin oluşunu nasıl seyredebilirsek, onda da düşüncenin iç oluşlarını öyle, seyredebiliriz… Türk dilinin gramer kuralları o kadar düzenli, o kadar kusursuzdur ki bu dili dil bilginlerinden oluşmuş bir kurul, bir akademi tarafından bilinçle yapılmış bir dil sanmak olasıdır”

Prof. David Cuthell de Türkçe için şu ifadeleri kullanmıştır “Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki, yüz yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki.. Bir kökten bir düzine sözcük üretiliyor. Ses uyumuna göre anlam değişiyor. Türkçe öyle bir dildir ki, başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir.”

İşe bakın siz, elin Türkçe öğreneni bu dille düşünebiliyor, üretebiliyor, ama bizim Mahir Ünal düşünceni anlatmaktan aciz kalıyor.

ÇOK GÜLDÜM

Bu pazara üç fıkramız var

Bu hafta Yıldırım Tuna’nın gönderdiği fıkraları sizlere sunuyorum;

İz takibi

Emekli bir adam ücreti karşılığında, hayvanların iz takibini öğrenmek için ormanda yaşayan bir oduncuya gitmiş, parada anlaşmışlar, oduncu işi kabul etmiş, ormanda birlikte bir müddet yürüdükten sonra oduncu yere çömelmiş, elleriyle yerdeki bir izi okşamış “Yaşlı bir erkek kurt.. Tek başına avlanıyor..” demiş

“Vayy..!” demiş adam, “Nasıl anladınız?..”

“Ne aradığınızı bilirseniz kolay..! Ayak izi çok belirgin, belli ki kiloca ağır..” diye cevap vermiş oduncu.

İkisi yola tekrar devam etmişler, oduncu birden durmuş, “Genç geyik, yaralı, muhtemelen deminki kurt tarafından..”

Adam “İnanılmaz..” demiş ve “Nasıl bildiniz?” diye tekrar sormuş.

“Neyi merak edersen o insanın önüne gelir.. Yerdeki kan lekelerine bakın.. ” demiş oduncu.

Bir müddet daha gitmişler, oduncu durmuş, “Yaşlı bir adam, adı Burhan, beş kuruşu yok, bizimle kafa buluyor..” demiş homurdanarak,

“Aa?.. N.. Nası yani?..”

Oduncu öfkeyle “Burhan bey, söyletme beni.. Bak.. İçinde emeklilik hüviyeti olan cüzdanını düşürmüşsün, köşesinde de büzüşmüş sadece beş liran var..!”

Bize bırak artık

Genç kızlara ait spor salonunun saunası ve soyunma odasının duvarındaki gözetleme deliklerini fark eden müdire hanım olayı hemen karakola bildirmiş.

İki erkek dedektif anında salona gelmişler, “Şu deliklere bakın, sapığın biri kızlarımızı izliyormuş” demiş müdire hanım sinirden titreyerek..

“Merak etmeyin, şüpheliyi hemen bulacağız..” demiş dedektifler, “Bu olaydan kimseye bahsetmeyin, kızlar egzersizlerine hiçbir şey olmamış gibi devam etsinler.. Artık endişelenebileceğiniz bir şey yok, olay bizde..”

Salon müdiresi “Peki sauna ve soyunma odasındaki bu delikler?..” diye sormuş,

“Sakın ellemeyin, detaylı inceleyeceğiz..!”

Teşekkür

Adam koşarak doktorun muayenehanesine girmiş, doktorun elini hararetle sıkarak “Size teşekkür etmek, tedavinizin hayatımı olumlu bir şekilde değiştirdiğini haykırarak anlatmak istiyorum..!” demiş heyecanla..

“Yeni tedavi şeklinizde meslek arkadaşlarınız dahil herkes tarafından karşı çıkılmasına rağmen kimseyi takmayarak ısrar etmeniz bu farkı yarattı..!”

Doktor şaşırmış, “Teşekkür ederim ama siz benim hastam değilsiniz??..”

Adam “Biliyorum..” demiş, “Ama o amcamdı.. Ve onun tek varisi bendim..!”

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

“Laz sözleru”

İlk anda başlığı okumak zor gibi geliyor değil mi.

Oysa değil.

Şimdi sizlere “Laz sözleri” sunuyorum.

Okumasının zor olmaması için zihninizde Karadenizli bir arkadaşınızla konuştuğunuzu canlandırın, o zaman çok kolaylaşacak.

“baktun olmay, bakmayacasun”

“lafun tutarsa hakimsun, tutmazsa sen kimsun?”

“eğer karadeniz kızına kafa tutayisan, ya çok yağlu yidun dilun kayayi ya da mermidan daha hızlı koşayisun”

“geliysan gel gelmiysan haydee”

“sevduğuni alamadiysan, alduğinu sevecesun”

“yol cidanundir peşinden ağliyamam, yüreğim ahur deyuldir her öküzü/ineği bağliyamam”

“yarumden ayri düştum gözlerim nemlu, içki haramdur deyu çay içtum demlu- demlu”

“içune atarsun ama içunden atamazsun”

“anasinun sütiyla adam olmayani, siğur neylesun”

“bakmayun siz hamsinun ufak olduğune, sülalesi kalabaluktur”

“dün başka bugün başka, siçayım bole aşka”

“oksijen değilsun hoş, sensuzde yaşarum”

“habu yalan dünyada eleceksun elenle, sevdaluk eyi şeydur edeceksun bilenle”

“misur ekmeğunun kara lahanaya verdugu dad cibi hayatma dad verdun.”

“sevdaluk edeceksan, olacak memleketlin, sen ona balum dersun, o da sana kıymetlim.”

“huçumet işine karışma, delinun işine karışma, ellağun işine hiç karışma.”

“korkma kişin kişundan, kork aprilun beşinden, oçuz ayrilur eşinden.”

“gözlerun ayder yaylasi gadar cuzel culdugun zaman yüzün cunes cibi parlayi.”

“habu yalan dünyada ölecesun ölenlan, sevdaluk eyi şeydur edecesun bilenlan.”

“haçan gelin olursun ederler seni huri; sonra mısır ekmeği vermezler sana kuri.”

“ayranum budur, yarısı sudur. yersan da budur, yemesan da budur.”

“karabiber karadur, diremlan satiliyi, kar da öyle beyazdur çureklen atiliyi.”

“sevdaluk, gönüllü yanmak demektur, beterdur!.”

“gemi aldın kıçına; toprak aldın, içine; karı aldın başına geç otur.”

“afkurmasını bilmeyen köpek, koyuna kurt götürür.” 

“kız çay yaprağına bencer, zamanını çeçurdun mi kartlaşur.”

“habu moral çin malimudur ula, herkezin ki bozuk.”

“laz diyip geçme sakın, o da üç harflidir. çarpar!.”

“varliğun adami rüzgarin yelkeni savurduğu cibi sarayi.”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları