loading
close
SON DAKİKALAR

CHP İzmir’de İmza Süreci Dersleri

İmambakır Üküş
Tarih: 12.02.2012
Köşe: @imambakirukus

Kurultay için imzalara ne olduğu anlaşılamadan, CHP, yeni bir sürecin kapısını açtı…

CHP’de seçimlerden sonra başlayan tartışmalar bir türlü bitmek bilmiyor…

Seçimlerde istenilen ve beklenilen başarı yakalanamayınca, yeni yönetime birikmiş tepkiler gün yüzüne çıkmış, kurultay tepkileri yükselmişti…

Kurultay için imzalara ne olduğu anlaşılamadan, CHP, yeni bir sürecin kapısını açtı…

CHP MYK’da yapılan değişikliklerle örgütün tepkisi bir nebzede olsa dindirilirken, yeni demokratik tüzük iddiasıyla yeni umutlar yaratıldı…

Ancak CHP’de “korku imparatorluğu”nu yıktık, “daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, bu umutları yaptıklarıyla boşa çıkardı…

***

Seçim yenilgisi veya başarısızlığının önemli nedenlerinden biri olan atama yönetimler devam ettirildi veya yerlerine yeni atamalar yapıldı.

Örgütün ve örgüt emekçilerinin talepleri; eleştiri ve önerileri dikkate alınmadı…

Özellikle üç büyük kent, İstanbul, İzmir ve Ankara atamalarla fiilen işlemez ve işlevsiz hale getirilmiş durumda.

Bu çıkmaza bulunan çözüm yolu, bizzat çıkmazın sebebi olan atamalardır.

***

İzmir’de Alaattin Yüksel + Aziz Kocaoğlu desteğiyle il yönetimine atanan Tacettin Bayır, bugün kendisinin atanmasını sağlayanlar dahil, hiç kimsenin desteğine sahip değil…

Peki neden arkasında hiçbir destek ve güç olmayan hatta Genel merkezinde yerine atama yapmak için harıl harıl il başkanı aradığı Tacettin Bayır ve ekibine karşı güçlü bir imza kampanyası yürütülemedi…

En kolay ve kitlesel imza toplanması gereken İzmir’de neden süreç zor ve sancılı oldu…

***

İzmir olağan il kongre süreci öncesi yapılan ilçe kongrelerinin büyük çoğunluğunu Önder Sav’la birlikte siyaset yapan “ekip” kazanmıştı…

Karşıyaka ilçe kongresinin Deniz Baykal’cı olarak bilinen eski il başkanı Kemal Karataş ve Belediye Başkanı Cevat Durak ekibi kazandı…

Bornova ilçe kongresini ise Önder Sav “ekip”iyle ortak liste çıkaran Aziz Kocaoğlu kazandı…

Ve o dönem Önder Sav ve Deniz Baykal “ekip”lerini en sert çatışmalarına, mücadelelerine sahne olan İzmir’de il başkanı olan Rıfat Nalbantoğlu, delegelerden 450’nin üstünde bir imzayla aday olmaya hazırlanıyordu…

***

Bornova ilçesi dışında tek tük delege üstünde etkisi olan Aziz Kocaoğlu’nu saymazsak delegenin neredeyse tamamı Önder Sav ve Deniz Baykalekip”i tarafından yazılmıştı…

***

Siyaset, uzun soluklu bir mücadeledir. Ama her etabında yaptıklarınız sonrası mücadelenizde olumlu ve olumsuz yanlarıyla hep ortaya çıkar…

Dün yaptığınız bir “haksızlık” zaman içinde üstü örtülse de yok olamaz…

O yaptığınız “haksızlık”lar günü geldiğinde önünüze çıkar… Ve bedel ödetir sizlere…

İzmir’de hemen herkes mevcut il yönetimine karşıyken ve herkes olağanüstü kongreden yanayken neden yeterince imza verilmedi? Yeterli imza sayısı zar zor toplanıldı.

Önder Sav ve Deniz Baykal “ekip”i neden kendi yazdıkları delegelerden bile tam imza alamadı; aldıklarından zar-zor alabildi…

Nedeni çok basit aslında… İzmir CHP’de, imza sürecinde öncülük yapan birçok isme olan tepkiler, kızgınlıklar, bu isimlerin geçmiş dönemlerde yaptıkları “haksızlık”lar süreci kitlemiştir…

Yıllardır İzmir’de CHP’de, demokratik siyaset kanalını kitleyenler, hep sırtını genel merkeze dayayarak siyaset yapanlar, bugünkü sonucu yaratmışlardır.

Dün kendi ellerinde konum belirleme yetkisi olduğunda demokrat ve adil olmayanlar, bugün adalet ve demokrasiden bahsedemezler…

İnandırıcı, ikna edici olmazlar, olamazlar…

***

CHP İzmir’de olduğu gibi bir yerde yeni bir yola, yeni bir siyaset tarzına ihtiyaç var…

Emekten yana, parti içi emeği ödüllendiren, parti içi bütün demokratik kanalları açık tutan bir siyasete ihtiyaç var…

Atamalara, keyfi yönetimlere, adam kayırmacılığına karşı, aşağıdan yukarıya seçimle gelmeyi savunan bir siyasete ihtiyaç var…

Parti içi demokrasiyi temel alan, herkesin partiye üye olma ve seçme-seçilme hakkını savunan bir siyasete ihtiyaç var…

Siyaseti, çıkar ve konum elde etmek, koltuk sevdasıyla değil, ilkeler ve program temelinde halk için halkla beraber yapan, halkçı bir siyasete ihtiyaç var…

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na büyük görev ve sorumluluk düşüyor.

Mayıs ve Aralık kurultayında verdiği parti içi demokrasi ve demokratik tüzüğü için verdiği sözü yerine getirmelidir…

Ve en önemlisi kendi üyesine ve delegesine güvenmelidir…

Kim yazmış olursa olsun, kim üye yapmış olursa olsun CHP üyesi ve delegesinin sağduyusuna güvenmelidir…

Gerek kurultay imza süreci, gerekse İzmir’de il kongresi için imza süreci, bunu bir kez daha ortaya koymuştur…

***

CHP üyeleri ve delegeleridaha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük” istiyor…

Ve bunu siz söz vermiştiniz…

İmambakır Üküş

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları