loading
close
SON DAKİKALAR

Ya Sizin de Başınıza Gelse!

Layra Mete
Tarih: 11.07.2012
Köşe: Genç Yazarlar
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Layra Mete Yazdı, ''Engelli olmamız için illaki sakat doğmamıza gerek yok''.

Ülkemizin gündemi her gün farklı konularla meşgul, her gün ortada hiçbir şey yokken yeni sorunlarla karşılaşıyoruz. 

Her gündoğumunda bir sorunumuz ama hiçbir zaman bir çözümümüz yok. Sorunlar her geçen gün bir çığ gibi üzerimize geliyor ve bizim tek yaptığımız, günü kurtarmak için sorunlarımızdan kaçmak.

Sorun olarak gördüğümüz bir diğer konu da engelliler. Bir yerde bir engelli gördüğümüzde sanki cüzamlıymış gibi ondan kaçıyoruz. Hayatlarını daha kolay bir hale getirmeye çalışmak yerine, daha zorlaştırıyor, onları toplumdan dışlıyoruz. Onlara resmen, “İstanbul’da yeterince insan var zaten bir sen eksiktin.” gözüyle bakıyoruz.

Yalnız gözden kaçırdığımız bir nokta var, bir gün bizde onların duruma gelebiliriz. 
 
Engelli olmamız için illaki sakat doğmamıza gerek yok. Geçenlerde metrobüste tanıştığım Bedri BAYIR gibi, sonradan görme yetimizi kaybedebilir ya da onun bir arkadaşı gibi ellerimizi omuzlarımıza kadar bir makineye kaptırabiliriz. 
 
Bu ülkede herkes fabrika sahibi, müdür, mühendis, doktor ya da avukat değil. Çok uzun süreler ağır işler yapıp ancak karnını doyuracak kadar maaş alan insanlar da var. 
 
Sigortaları olsa bile, kollarını ya da görme yetilerini kaybettikten sonra, karşılanan masrafların aslında pekte bir önemi yok. Bizim için yazması ya da konuşması kolay ama o kişinin hayatı o günden sonra tamamen değişiyor. 
 
Geçirebileceğimiz herhangi bir kaza (araba çarpması, başımıza bir şey düşmesi vs.) kaybettiğimiz özelliklerin dışında, bizden psikolojik bir şeyler de götürür, tıpkı Bedri Bey’in sonradan sinir ve stres hastası olması gibi.

Hayat onlar için fiziksel ya da psikolojik olarak zaten bu kadar zorken daha duyarlı olmalıyız. Onlar için işleri ne kadar kolaylaştırabileceğimizi düşünüp, daha hassas davranmalıyız. Bedri BAYIR’ın dediği gibi “unutulmamalı ki her sağlıklı insan da bir engelli adayıdır. Engelliler de bu toplumun bir parçasıdır.”

*ENGÜÇDER’e, Bedri Bey’in anlattıklarından sonra bir de ben teşekkür etmek istiyorum. Kendilerinden çok iyi bahsetti, ancak yine de bir dernek tek başına yeterli değil. Bütün toplumun bilinçlendirilmesi ve bakış açılarının değiştirilmesi gerekiyor.

BEDRİ BAYIR İLE ÖZEL RÖPORTAJ
 
1982, Ordu'nun Ünye ilçesinde doğan Bayır, 9 yıldır İstanbul'un Esenyurt ilçesinde ikamet ediyor.
 
9 yaşındayken beyninde su toplaması sonucu hidrosefali ve menenjit hastalığı geçiriyor. 1991 yılında beyninde toplanan suyun tahliyesi için beyninden mide boşluğuna kadar şant yani boru takılıyor. 3 yıl sonra ise şanta oluşan tıkanma sonucunda yeniden amelyata alınıyor Bayır. Geçirdikleri rahatsızlıklarının sonucu olarak sağ gözünün yüzde 100'ü sol gözünün ise yüzde 90'nında görme kaybı meydana geliyor.

Toplumumuzun şunu bilmesini istiyorum diyen Bayır, tamamen kör değilim görme yeteneğimi ileri derecede kaybettim, ancak zorlandığım anlarda baston kullanmayı mecburi ihtiyaç hissediyorum. Geçirmiş olduğu hastalığın üzerinde psikolojik sinir ve stres rahatsızlığı da bıraktığını söylüyor ve ekliyor ailesinin maddi ve manevi yönden etkilendiğini.

"Toplumumuza engellilerin yaşadığı sorunları, kendimi örnek göstererek anlatmaya çalışıyorum" ifadesinde bulunarak ENGÜÇDER derneğinin kendisine vermiş olduğu fırsatlardan, seslerini topluma duyurmalarınından bahsediyor ve Genel Başkan Vahap Bey'e teşekkür etmeyi de unutmuyor Bayır...
 
Unutulmamalı ki her sağlıklı insanın da bir engelli adayı olduğunu, engellilerin de bu toplumun bir parçası olduğunun altını çizen Bayır, maddi ve manevi yönden destek beklediğini belirtiyor kendisine ulaşmak isteyenler için de telefon numarasını veriyor; 0545 593 48 22...
 
Siz de Bayır'a yanlız olmadığını, desteklerinizi gösterin çünkü o sizi bekliyor....

Layra Mete

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları