loading
close
SON DAKİKALAR

Davutoğlu'ndan AKP kongresiyle ilgili açıklama: Arkadaşlara güvenimde yanıldığımı MKYK’da düzenlenen parti içi darbede fark ettim

Davutoğlu'ndan AKP kongresiyle ilgili açıklama: Arkadaşlara güvenimde yanıldığımı MKYK’da düzenlenen parti içi darbede fark ettim
Tarih: 14.06.2020 - 12:29
Kategori: Siyaset

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 2015'teki olağan AKP kongresinde Erdoğan'ın hazırlattığı tek listeyle ilgili "Olağan kongrede ısrar edip kendi listemi kongreye götürmeliydim" dedi.

Gazeteci Murat Yetkin, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'yla yaptığı görüşmeyi kaleme aldı.

Yetkin'in aktardığına göre, Davutoğlu, "Eğer halk benim başbakanlığımdan memnun kalmamış olsaydı bırakın yeni bir parti kurabilmeyi halkın içine çıkmakta bile zorlanırdım. Bugün ülkenin her yerinde alnı açık bir şekilde dolaşabiliyorsam halkın bana, benim halka güvenmemdendir" dedi. 

Davutoğlu, Yetkin'in, “Diyelim ki yeniden başbakan oldunuz, önceliğiniz ne olacak?" sorusunu şöyle yanıtladı: 

"Dışarıda basık bir hava var, şimşekler çakıyor, birazdan fırtına başlayacak. Parti Genel Merkezinin açılışına daha takriben bir ay var, Ankara Beysukent’te çalışmalarını yürüttüğü bahçe içinde üç katlı bir evdeki kabul odasında konuşuyoruz. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bir an düşünüp “Düşünce özgürlüğü” dedi. “Neden?” diye sordum. “Çünkü Türkiye’de fikrini söylediği, yazdığı için kimsenin takibata uğramaktan çekinmemesi lazım” dedi; “Ayrıca düşünce serbestçe ifade edilemiyorsa herhangi bir sorunun objektif bir şekilde tespiti dahi yapılamaz.” Söze “Mesela Osman Kavala” diye devam edecek oldum, “Çok isim var” diye sözümü kesti; “Size işin başında olsam Kavala, ya da düşüncelerinden dolayı hapiste olan başkalarını ertesi gün bırakacağımı söylemiyorum. Çünkü bu da bugün şikâyetçi olduğumuz şekilde, mahkemelerin işine karışmak olur. Mahkemelerin de bağımsız ve tarafsız karar alacağı ortamı sağlamak mecburiyetindeyiz. Tek bir hareketle tek bir kişi ile çözülmez bunlar. Zaten üzerindeki baskı nedeniyle mahkûmiyet kararı vermek zorunda kalan hakimler gerçekte hukukun dediğini yapar. Anayasa Mahkemesinin, AİHM’in içtihatları uygulanır hale gelir ve gerçek bir normalleşme başlar. Ama burada mesele kişileri ve konuları aşan gerçek bir normalleşme. Onu yapmak için de herkes birlikte hareket etmeli ve yapısal olarak geri dönülemeyecek bir hukuk devleti kurulmalı…

Davutoğlu, "Bunları neden başbakanken yapmadınız?"sorusuna da şöyle yanıt verdi:

"Sıkıntılar vardı. Başbakanken terörle mücadele gibi zor bir süreç devam ederken dahi düşünce ve basın özgürlüğü korumak için elimden geleni yaptım. Benim başbakanlığımda herhangi bir medya organına veya medya mensubuna doğrudan ya da dolaylı bir müdahalede bulunduğum konusunda tek bir örnek dahi gösterilemez. Bir istisna var. Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesi olayında, gazetelerden rica ettim, o başına silah dayanmış fotoğrafın basılmamasını rica ettim. Bu benim için bir basın özgürlüğü değil basın etiği konusuydu. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir resmin basılmasına müsamaha gösterilemez. Bir yayın organının bu resmi basması üzerine açık bir şekilde bu tavrı eleştirdim; o yayın organı da beni eleştiren bir başyazı yayınladı. Ama son derece sert olan bu yazı sonrasında dahi tutumum değişmedi."

Davutoğlu, Yetkin'in "Halk size bir defa güvendi, ama başbakan olmanıza rağmen sıkıntıları aşamadığınızı söylüyorsunuz? Neticede AK Partinin bir dönem bütün kararları altında sizin imzanız var. Suriye politikası, yolsuzluk iddiaları… Halk size bir daha neden güvensin?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Halk bana güvensin, çünkü ben halka güveniyorum ve halkın da bana güveneceğine güveniyorum. 7 Haziran’dan sonra ülkeyi TBMM’nde çoğunluğumuz olmamasına rağmen o gece söz verdiğim gibi ülkeyi hükümetsiz bırakmadım. En zor şartlarda terör saldırıları dört bir koldan devam ederken terörle mücadeleyi demokratik hukuk devleti kuralları içinde yürüttüm. Söz verdiğim gibi Başbakanlıktan ayrılmak zorunda bırakıldığım 2016 Mayıs’ında illerimizde ve ilçelerimizde tek bir barikat ve hendek kalmamıştı. Yine, söz verdiğim gibi asgari ücretin yüzde 30 artması başta olmak üzere 1 Kasım’dan önce verdiğim seçim vaatlerinin hepsini üç ay içinde yerine getirdim. En önemlisi bu ülkede yolsuzluğa bulaşmadan iktidar olunabileceğini gösterdim. Yani ben denendim. Eğer halk benim başbakanlığımdan memnun kalmamış olsaydı bırakın yeni bir parti kurabilmeyi halkın içine çıkmakta bile zorlanırdım. Bugün ülkenin her yerinde alnı açık bir şekilde dolaşabiliyorsam halkın bana, benim halka güvenmemdendir. Ayrılma sebebim de açıktır: Benim için siyaseti anlamlı kılan şeffaflık, siyasi etik gibi konulara dayanan bu çizgimi iktidarı parçalamadan yani ülkede istikrarı riske atmadan yönetmemin mümkün olmadığını görmemdir. Başbakanlığı bıraktıktan sonra dört yıl bütün Anadolu’yu dolaştım. İnsanlar beni anlıyor. Eğer halkın bana güvendiğine güvenmeseydim, bu yola girmezdim."

Murat Yetkin, Davutoğlu'nun "Keşke yapmasaydım" diyerek şunları söylediğini aktardı:
"Davutoğlu’nun 'Keşke yapmasaydım' dediği konu, 12 Eylül 2015 olağan kongre öncesinde Yüksekova ve Iğdır’da otuzu aşkın güvenlik görevlisinin şehit edildiği terör saldırıları dolayısıyla gittiği bölgeden Ankara’ya dönüp AK Parti Kongresinde tek liste olarak çıkacak adayların -Erdoğan’ın talimatıyla- çoktan hazırlanmış olduğunu görünce, bunu kabullenmiş olması. “Orada bitmişti aslında. Ama listede, benim de listeye alacağım arkadaşların çoğunlukta olduğunu görünce karşı çıkmadım. Ülke sathında yürütülen terörle mücadele kritik bir aşama içindeyken ve 1 Kasım seçimlerine giderken iki adaylı bir kongre mücadelesi ile partide bölünmüşlük görüntüsü vermek istemedim. Ancak o listede olan ve benim de güvendiğim arkadaşlara güvenimde yanıldığımı 29 Nisan 2016’da MKYK’da düzenlenen parti-içi darbede fark ettim. 12 Eylül 2015’te yapılan olağan kongrede ısrar edip, kendi listemi Kongreye götürmeliydim. Ancak siyasetin bu kadar ilkesizleşeceğini ve şahsiyetlerine güvendiğim arkadaşlarımın bir talimatla inanmadıkları bir metne imza atacaklarını hesap edemedim, edemezdim de. Bu sözün bittiği bir noktadır' dedi."

Davutoğlu, "Siz terörle mücadele için Anadolu’da şehit cenazelerine katılırken bu listeyi kim hazırladı?" sorusuna "Herkesçe malum bir konu. Bilinen hikâye büyük ölçüde doğru, Tayyip Beyin bilgisi altında Binali Bey" yanıtını verdi. 

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları