68 kuşağının öncülerinden Afitap Pusat hayatını kaybetti

68 kuşağının öncülerinden Hürriyet gazetesi emektarlarından Afitap Pusat 72 yaşında vefat etti.

Doğan Medya Grubu'nda 2000'li yılların başında Yayın Konseyi Genel Sekreterliği görevi yürüten 68 kuşağının öncülerinden Afitap Pusat yaşamını yitirdi. Rahatsızlığı nedeniyle bir süredir Medicana Kadıköy Hastanesi’nde tedavi gören Afitap Pusat'ın cenazesi 16 Mart 2020 Pazartesi günü Karacaahmet Şakirin Camisi’nden öğle namazının ardından kaldırılacak, Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Afitap Pusat'ın kimdir?

68'liler Birliği Vakfı'nın başkanlarından Gökalp Eren'in eşi Afitap Pusat, 68 kuşağındandı. Uzun yıllar Doğan Medya'nın Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği ile Doğan Medya Grubu Başkan Yardımcısı görevlerini ifa eden Ertuğrul Özkök'ün asistanlığını yürütmüştü. 

Uzun süre Doğan Yayın İlkeleri Kurulu'nun da Genel Sekreterliği görevini yapan Pusat, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü mezunuydu.

Afitap Pusat'la ilgili "Bütün Hürriyet’in, hepimizin küçük şahsi tarihlerinin vakanüvisiydi" diyen Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde Afitap Pusat için şu satırları kaleme aldı:

"Bir gün birileri Hürriyet tarihini yazsa...Kimdir bu gazetenin kadife kutusu diye sorsa... Bilir misiniz kimdir?

Bir 68 solcusudur...

Gençliğine solcu olarak başlayıp hayatını aynı dürüstlük ve tevazu ile bir solcu olarak tamamlayan... Bir 68 kadınıdır...

Afitap’tır o... Afitap Pusat...

*

Erol Simavi’yle, oğlu Sedat Simavi’yle başlayan... Aydın Doğan’la devam eden, neredeyse tam bir Hürriyet tarihidir...

Nezih Demirkent’ler, Çetin Emeç’ler, Rahmi Turan’lar, ben, Enis Berberoğlu, Sedat Ergin, Vahap Munyar, Fikret Bilâ, Ahmet Hakan’lar...

Hasan Pulur’lar, Oktay Ekşi’ler...

Medya Etik Konseyi’nin genel sekreterliği...

*

Bütün Hürriyet’in, hepimizin küçük şahsi tarihlerinin vakanüvisiydi Afitap...

Bizlerin güzel gününde kenarda durup da kara günümüzde hep yanı başımızda olan psikiyatrımızdı. Hürriyet’in bütün o yıllardan bize kalan en iyi ablası... Kız kardeşi...

Dün işte o Afitap’ı kaybettik...

*

Hürriyet’in “Arta Kalan Zamanıydı” o...

Her şeyi bilirdi, herkesin derdini, sıkıntısını ilk o anlardı...

Yani hepimizin karakutusu diyeceğim ama siyah renk ona hiç yakışmazdı.

Karukutu değil, pembe kadife kutusuydu Hürriyet’in...

Hepimizin sırlarımızı emanet ettiğimiz bir yediemin... Yeminli bir sırdaş...

*

O kadife kutunun kapağını hiç açmadı... Hepimize ait her şeyle sessizce ayrılıp gitti. Bir de hepimize şu hakikati anlatarak gitti: Medyanın en büyük şan ve şöhret yıllarında, o şöhretin tam da merkezinde çalışırken...

Kadıköy’de, Caddebostan’da, Adalar’da mütevazı solcu masalarında mütevazı bir 68 solcusu olarak kalmaya devam etmek mümkünmüş...

Ve çok da şerefli bir hayatmış bu..."