loading
close
SON DAKİKALAR

Ali Babacan: Koronavirüs salgınına ekonomik bünyemizin zayıf olduğu bir anda yakalandık

Ali Babacan: Koronavirüs salgınına ekonomik bünyemizin zayıf olduğu bir anda yakalandık
Tarih: 09.04.2020 - 09:45
Kategori: Gündem

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programında soruları yanıtladı.

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Fox TV'de katıldığı Çalar Saat programında dünyada hayatı durduran koronavirüs salgınının ekonomik etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Babacan şöyle konuştu:

"Dünyanın her yerini etkileyen bir salgın bu. Belki de dünya tarihinde en hızlı yayılan salgın. Küresel etkilsi var. Her ülkenin ekonomisini etkiledi, etkileyecek. 2. Dünya Savaşı'ndan beri ilk defa dünya ekonomisi bu kadar sert bir şokla karşı karşıya. 2008-2009 küresel krizinden daha ciddi, etkisi daha yaygın bir krizden bahsediyoruz. Dünyada ekonomi eş zamanlı durdu. 

Ülke olarak ekonomik bünyemizin zayıf olduğu bir anda yakalandık. Mali alan daralmıştı. Merkez Bankası rezervi azalmıştı. Merkez Bankası'nın net rezervi sadece  36 milyar dolar. Bütçe açığı salgın öncesinde zaten yükselmişti. Banka bilançolarızaten zayıflamıştı. Merkez Bankasının yedek akçeleri tüketilmişti.

Dünyadaki bütün krizler gelir geçer. Önemli olan krizi en az zararla atlatabilmek.

Türkiye'nin ekonomisini dışarıya açık tutarak krizi atlatmak lazım. 

Koronavirüs salgınında tedbir almada geciktik. 

Alınan tedbirlerin çoğu doğrudur, bunların desteklenmesi gerekir. Çalışmalar gecikmeli de olsa yürüyor.

Ekonomide de tedbirler arkadan geliyor. Kriz çıksın sonra tedbir alalım yanlış. 55 milyon kişinin geliri yok. Bunların sorunlarına çağrı bulunması lazım. 

2008-2009 krizini yönettik. Devraldığımızda Türkiye 2002'de krizle karşı karşıyaydı. Tecrübemiz var. Hasarsız kriz atlatılamaz. Önemli olan miktarını küçük tutmak. Bu güvenle olur. Dışarıdan kaynak bulmak sorun olmaz. Bütün Merkez Bankalarının harıl harıl para bastığı dünyada kaynak sorunu olmaz. Bu sorunu en az maliyetle aşmak için önce güven uyandırmak lazım. Güven sorunu var. CDS göstergesi var. Türkiye'nin risk göstergesi en yüksek seviyede. Böyle dönemlerde dayanışma ruhunu oluşturmak gerekiyor. Kimse kutuplaştırma üretmemeli, komplo teorileri üretmemeli. Mücadele ülke içi ve küresel dayanışmayla mümkün. Biz toplumsal dayaınşmayla aşarız. Yeter ki kimse bu dönemi siyasi fırsatçılık, yönetiminin güç egzersizi olarak görmesin.

Yerel yönetimlerin etkisi önemlidir. Yardım yapıalcaksa bunu ben yaparım açıklaması yanlış. Kimin ne kaynağı varsa dayanışmayı halletsin. Türkiye'yi kapatarak ülkeyi yönetmeye kimsenin hakkı yok. OHAL kelimesi kullanılıyor. Yanlış.

Toplumdan hiçbir şey saklamamak, olan biteni halkla paylaşmak lazım. Şu ana kadar fena gitmedi. 

Ekonominin dışa açık kalması lazım. Sözleşme hukukuna, mülkiyet hukukuna sonuna kadar riayet etmek lazım.

Savaş ortamında yapılan uygulamanın bugün gündeme getirilmesi kafalarda başka şüpheler oluşturur. (Tekalif-i Milliye benzetmesi)

Anamuhalefet partisi, diğer partiler sürecin dışında. Dayanışmanın en çok olması gereken dönemden geçiyor Türkiye. TBMM temsil gücü en yüksek organ. Bu organın iyi çalıştırılması lazım.

Toplumsal mutabakata ihtiyaç olan dönemde bu sürecin yürütülmesi yanlış. Virüs herkesi etkiliyor, ekonomik kriz herkesi etkiliyor. 

(İnfaz düzenlemesi) Düşünce suçu sebebiyle hapishanelerdeki vatandaşlarımızla ilgili bir şey yok. Dolandırıcılık ve farklı suçlarla ilgili kolaylıklar düşünülüyor. 2003-2004-2005 yıllarında bütün hukuk düzenini kuran hocalarımız arka arkaya açıklamalar yapıyor. Bu teklif komisyona çekilmeli, tekrar görüşülmeli diyorlar. Kulak kabartmak lazım. Dinlemeyen yönetim tarzıyla bu krizi aşmak mümkün değil.

Uluslararası bütün sıralamalarda demokrasimiz ligde arka sıralara düşüyor. Ekonomik özgürlük endeksi açıklandı. Türkiye 50'li sıralardan 70'li sıralara inmiş durumunda.

Türkiye'de özgürlük, şeffaflık sorunu var. 

Hukuk liginde, demokrasi hak ve özgürlükler liginde gerileyen bir ülkenin sorunları aşması mümkün değil.

Türkiye 2001 krizinden sonra IMF'den 30 milyar dolarlık borç aldık. Biz bunun ödeyicisi olduk. Ben tuşa basarak IMF'ye olan borcumuzu sıırladık. Türkiye'nin döviz ihtiyacınız karşılaması önemli. Bu karşılanmazsa kurdaki artış hızlanabilir. Bu gelir enflasyonu vurur, Türkiye fakirleşir. Türkiye iç kaynaklarını harekete geçirirken dış kaynak da bulmalı. Şu anda Türkiye'nin en uygun maliyetle döviz ihtiyacını karşılaması önemli. Bu derin bir kriz. 

Şu anda MB bankalara istediği kadar kaynak sağlıyor. Kaynak sorunu yok. Bu dönem alacaklıların borçlulara yardım edeceği bir dönem. Başka çaresi yok bunun."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları