Ali Koç'tan taraftara Atatürk imzalı tişört çağrısı

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nin ev sahipliğinde düzenlenen Yüksek Divan Kurulu Temmuz ayı olağan toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Kulübün içinde bulunduğu mali durumu kısaca bir kez daha Yüksek Divan Kurulu Üyeleriyle paylaşan Başkan Ali Koç, Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durumdan camianın gücüyle çıkacağına olan inancını da paylaştı.
Ali Koç, seçim sürecinde giydiği ve taraftarlar tarafından beğeni topladıktan sonra Fenerium mağazalarında satışa sunulan Atatürk imzalı tişörtlerin hemen tükendiğini ifade ederek "Ben de bulamıyorum. Birkaç tane dün aldım. Giderseniz, Fenerium’da bulursunuz" dedi.
Ali Koç, şöyle konuştu:
“Geldiğimiz nokta, Fenerbahçe’nin bir Kurtuluş Savaşı daha yapmasını gerektiren noktadır. Fenerbahçe’nin mali bağımsızlığı ve geleceği tehlike altındadır. Bunu bu kadar hafife alıp 'Ne olacak işte şu masadan üçüncü holding çıkar'... Ben, buraya Fenerbahçeli Ali Koç olarak seçildim, Koç Holdingli Ali Koç değil. Biz, bu içinde bulunduğum durumdan Fenerbahçe’nin gücüyle çıkacağız, Koç Holding ile değil. Seçim kampanyamda da öyle dedim, seçildikten sonra da.
Taraftarın, “Ali Koç Başkan, Fenerbahçe Şampiyon” söylemiyle ilgili olarak da, çok haklısınız. En rahatsız olduğum konulardan bir tanesi. Hatta seçim kampanyamda da, ‘Bırakın, başkan olalım, ardından şampiyon olalım sonra bunu söyleyin’ dedim ama bizim fıtratımızda şöyle ya da böyle tezahürat yapacaksınız deme tarzı olmadı, olmayacaktır da. Bugün böyle bağıranın yarın öbür gün top çizgiden geçmeyince farklı bağırabileceğini bizler de biliyoruz. İnanın bu bizim yaptırdığımız bir şey değil.
Tüzük ile ilgili çalışmalar yapacağız. Daha modern ve daha çağdaş olmalı. Bundan sonraki seçimlerin daha adil olması açısından da tüzüğün değişmesi gerekiyor. O çalışmalarda da en büyük kılavuzumuz, en büyük bilgi veren grup da sizler olacaksınız. Bunların herkesin görüş bildireceği bir ortamda olacağının teminatını verebilirim. Bu bizim anayasamızdır ve hepimizi etkilemektedir.
İhraç edilen üyelerle ilgili görüşünüze de katılıyorum. Kabul edilemez konuların dışında-herkes için söylemiyorum bunu- ama seçim sürecinde de, ‘yeni bir sayfa açmamız lazım, birbirimizi kucaklamamız lazım, herkese ihtiyacımız var, küskünlükleri gidermeliyiz’ dedim.
Semih Beyin de aidatların da yükseltilmesiyle ilgili bir görüşü var. Aidatları 50 lira yükseltirken nasıl tartışmalar yaşadığımızı hepiniz hatırlarsınız. Böyle bir şey olacaksa da, bu sizlerin izniyle, onayıyla olması gerekiyor. Herkesten elinizi taşın altına koyun derken; taraftarından, iş adamından, yönetiminden, Fenerbahçe camiasını temsil eden herkesten beklemek bu camianın hakkı diye düşünüyorum.
Bir diğer konu ise, üyelik bedeli. 6 ay boyunca yaptığım toplantılarda bu soruyla karşılaştım. 50 lira çok az, 10 bin lira çok fazla. Bunu üzerine de çalışacağız.
Hedef 1 Milyon Üye projesine gelince de, bu konuyu derinlemesine analiz ediyoruz. Fayda/maliyet çalışması yapıyoruz. Bir milyon üyedeki arkadaşlarla görüştüğümüzde de, ‘Sizce neden bu proje 4 sene sadece 11-12 bin üye. Bu kadar reklam, pazarlama ve desteğe rağmen, nasıl olmadı?’ dediğim zaman verilen görüşlerden bir tanesi şuydu: ‘Biz, burada taahhüt ettiklerimizi yerine getiremeyiz.’ Bugüne kadar yapılan Edirne, Kayseri gibi yerler borçla yapıldı ve biz bunları borçla yapamayız. Geleceği nasıl olacağı konusunda hedef 1 milyon üyeyi inceliyoruz.
Bir diğer konu da dernek ve şubeler. Bazı yerlerde dernekler ve şubeler birler, bazı yerlerdeyse ayrılar. Dernekler gönüllü ve Fenerbahçe sevgisiyle yapılıyor; şubeler ise kulübün maaşlı personeli olarak gösteriliyor. Ancak bazı yerlerde kavram karışıklığına neden olduğunu gördük. Bunu da adresleyeceğiz.
Sosyal komite kurulması gerektiğinden bahsedildi. Seçimden önce yanlış hatırlamıyorsam 16 adet komite kurulmuştu. Sosyal komite kurulmalıdır. Biz, sadece etkinlikler ve eğlence açısından değil, biz artık Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kongre üyeleri monolog değil diyalog yapmak zorundadır. Kulübün bugün geldiği noktayla ilgili hepimiz sorumluyuz; çünkü sorgulamadık ve hesap sormadık. İleriye dönük olarak da orta vadede çok daha konuşan, kulübün gidişatından haberdar olan bir ortama gelecektir.
Yeni tesis olmayacak, en azından kısa bir vadede olmayacak. Olursa en arzu ettiğimiz, hayalimiz tek bir tesis; o da futbol altyapının olduğu, 7-8 sahanın yer aldığı sonrasında A takımın yer alacağı bir tesis. Bunun için bir evvelki yönetimimizin düşündüğü Gebze'deki arazimiz vardı. Bu arazinin çok uygun olduğu söyleniyordu ancak Gebze’deki bu arazinin hukuki nedenlerden dolayı en azından şu aşamada kullanılamayacağı söyleniyor. İsim verme konusu, sizlerin vereceği karar. Mevcut tesis ve gayrimenkullerde orada değerlendirebilir miyiz diye bakacağız.
Tribünde çok fazla sigara içiliyor. Onun için şu an bir şey söyleyemeyeceğim. Her türlü tribün desteğine ihtiyacımız var. Belki bazı konularda karşı karşıya gelebiliriz ama sigara ile ilgili kurallar net. Bu kurallara da inşallah taraftarlarımız uyarlar, bizlerde uyulması için elimizden geleni yapacağız.
Kombineleri devrediyoruz. Önemli bir konu. Avrupa’da incelediğimiz kulüplerde de bir sistem var. Kombineyi kulüp satıyor, O’nun gelirini de kombine sahibi ile kulüp yarı yarıya bölüşüyorlar. Bunu sağlayabilmeniz için kombinelerin her sene satılmış olması gerekiyor. Öyle bir arz talep ilişkisi olması gerekiyor ki, insanların kullanılmayan kombinelere ulaşma arzusu olacak. O zaman bunu sağlayacağız. Bunun için de sportif başarı gerekiyor. O günler hayal ettiğimiz günler. Öyle bir Fenerbahçe ki; sponsor olacak bir yeri kalmamış, satacak birtane koltuğu kalmamış bir Fenerbahçe. O noktada bu sistemleri uygulayabiliriz. Şu an için o noktada değiliz ama doğru yoldayız.
Atatürk imzalı tişörtler birkaç gün evvel Fenerium’a geldi. Ben de bulamıyorum. Birkaç tane dün aldım. Giderseniz, Fenerium’da bulursunuz.
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün yaptığı en büyük yatırım futbolcu yatırımıdır. Bu yatırımların geri dönüşü son yıllarda çok çok kötü bir performans sergilemiştir. O yüzden de bu borç seviyelerine gelinmiş. En ana nedenlerden biri budur. Halbuki bir futbolcunun Kulübümüze hem sportif açıdan hem de ekonomik açıdan katkı sağlaması gerekir. Bunun için de bir doğru seçimler, doğru planlamalar yapılmalıdır. Genç futbolcular alınmalı. Hizmet ettikten sonra da, Fenerbahçe’de parlattıktan sonra da satabilmeliyiz. Bu bizim temel ilkelerimizden biri. Bu şekilde ilerliyoruz. Birkaç kişi bu konuya değindiği için teşekkür ediyorum. Sizlerin bu görüşleri bize motivasyon sağlamakta. Bu sadece Finansal Fair-Play ve mali sıkıntılardan değil, bu bir temel bir felsefedir.
Ömer Faruk Beyaz'dan bahsettiniz, Feyenoord maçında babasıyla birlikte arkamda, yönetim locasında oturuyordu. Ben kendisiyle iki defa görüştüm. Sportif direktörümüz de birkaç defa görüştü. Daha evvelki yönetimimiz, kendisiyle ve ailesiyle mukavele imzaladı. Bu çok çok önemli. Futbolcumuz çok değerlidir. Yaş grubunda tartışmasız Türkiye’deki en iyi oyuncuların başında gelmekte veya en iyisidir. Başkaları da ailesinin kafasını karıştırmaktadır. Zaman zaman bize gelip gidiyorlar, soru işaretleri. Futbolda bazen aileler çocuklarını o kadar iyi yetiştiriyorlar ki, kariyelerine büyük katkı sağlıyorlar ama çoğunlukta tam tersi oluyor. Uzun vadeli konulara yaklaşamıyorlar. Bu aile Fenerbahçe’ye uzun seneler hizmet edecek şekilde inşallah çocuklarını yetiştirirler. 1. sınıf futbolcu var. Nasıl dikkat ettiniz bilmiyorum ama bende sizi tebrik ederim.
Biz finans ve hukuk kulübüne mi dönüştük? Evet, bu aralar biraz böyle. Çünkü birinci önceliğimiz budur. Çözmemiz gereken konular vardır. İlerleyen aylarda camiaya seslenişte çok daha farklı konulara değineceğim.
Ali Ergun beyin 3 Mayıs tarihini değiştirelim önerisi var. 19.07 evet kuruluşumuzun sembolik günü ama bence 3 Mayıs’ın manası çok çok daha derin. Şahsi tercihim 3 Mayıs’ta kalması hatta her sene 3 Mayıs’ta Anıtkabir’i ziyaret etmemiz.
"SPORCU FABRİKASI OLMALIYIZ"
Ufuk Aydın bey sadece futbolda değil her branşta altyapı, ‘has evladım’ lafını kullandı. Ben seçim boyunca öz kaynaklarımız lafını kullandım. Sporcu fabrikası olmak zorundayız ama her şeyi aynı anda yapamıyoruz. Futbolla başladık. Tesadüfen sportif direktör ve hocamızın yardımcısı Chris’in ve Sayın David Badia’nın çok yakın zamanda keşfettiği 3 futbolcumuza profesyonel imza attırdık ve Altınordu maçında 2’si oynadılar. Ümit veren futbol oynadılar. Daha da önemlisi gençliğe inanan ve güvenen bir hocamız var. Bu çok önemli. Ne yazık ki ülkemizde hocalarımız çok baskı altındalar. Genç futbolcu oynatıyorsun, beraberlik ve mağlubiyet sonucunda müthiş baskı ve tenkit. Biz bu kalıpları kırdık. Cocu’yu seçerken de en önemli unsurlardan biri gençliğe verdiği önemdi. Hollanda’da parlatıyorlar ve sonra Avrupa’ya satıyorlar. İnşallah sporcu fabrikası olacağız. Önce futbolda sonra diğer branşlarda.
Evet, herkes konuşmalı ve tartışmalı. Bizi eleştirmekten kaçınmayın. Vefa beye biraz haksızlık ettiniz. Argo tabirle goy goylanmaktansa eleştirilmeyi bin kez daha tercih ederiz, samimi oldukça.
Bizim ileriye dönük gelir projeksiyonlarımızda benim seçim kampanyamda Fenerbahçe Koleji’nin iyi bir noktaya geldiğini, iyi bir marka olduğunu, ileriye dönük olarak da önce İstanbul ardından Anadolu’ya açılabileceğini, eğitimin özel sektördeki payı arttıkça Fenerbahçe’nin burada pozisyon alabileceğini irdeleyeceğiz.
Futbolda Finansal Fair-Play olayı çok yeni. Kendi içinde değişime, dönüşüme uğruyor. Arkadaşlarla da konuştuk. En kısa zamanda Web sitemize, soru cevap; Finansal Fair-Play nedir? Bizi nasıl etkiler? Biz ne konumdayız? Bundan çıkmak için neler yapmalıyız? FFP futbol takımlarını doğru yola sokmak için yapılmış, Türkiye dışında her ülkede FFF olan her takımın doğru istikamete döndüğü, zaman içinde problemleri çözdüğü ama ülkemizde aynı netice alınmıyor fakat ben bunu fırsat olarak görüyorum. Bir sonraki camiaya seslenişte bunu anlatmaya çalışacağım. Türk futbolunun içinde olduğu borç sarmalından ve günü kurtarma yaklaşımından kurtulması gerekiyor. Türkiye çok güçlü bir ülke, Türkiye çok güçlü bir ülke olacaksa spor da da güçlü olmak zorunda. Avrupa’nın önemli futbol ülkelerinden biri olması gerekmektedir.
Vefa beye ve kongre üyelerimize teşekkürlerimi sundum. Çok güzel seçim dönemi geçirdik. Fenerbahçe'nin farkını gösterdik. Camiaya da teşekkür etmek istiyorum. Göreve geldikten sonra hepimiz fedakarlık yapacağız, dedik. Önce biz, sonra siz dedik. Transfer beklemeyin, kombinelere, Feneriumlara hücum edin, üye olun dedik. Her bir dediğimiz halen devam ediyor. Beklediğimizin çok ötesinde oldu. Bu da bizi mutlu ediyor. 53-54 gündür destekten ötürü de camiamıza teşekkür ediyorum. Bununla beraber yönetim kuruluna teşekkür etmek istiyorum, imkanım olmadı herhalde. Paşalı Birol televizyonlar arkanda. Paşalı Birol da her daim yanımızdaydı, teşekkür ediyorum. Bu görevi, sorumluluğu almak kolay değil. Yönetim kurulunun hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Beni yalnız bırakmadılar.
"HAYAL SATMADIK"
Göreve gelirken en büyük vefa Fenerbahçe dedik. Vefa olacaksa, tartışmasız vefanın olacağı yer Fenerbahçe idi. Dedim ki bu büyük sorumluluk; buraya layık olmak, seçilmek; güvenilmek demektir. Güven kaybetmesi çok kolay, tesis etmesi çok zordur. Dedim ki rahat olun, güveniniz emniyette olacak, elimizden geleni yapacağuz, dedik. Hayal satmadık, bugünden yarına hiçbir şey değişmeyecek, kimsenin elinde sihirli değnek yok, dedik. Tek tek taşları üstüne koya koya tekrar eski günleri inşa edeceğiz, dedik. Göreve geldikten sonra bu şekilde ilerlemeye hassasiyet gösteriyoruz. Durumun farkındaydık ve o yüzden en az iki döneme ihtiyaç var, dedik. Uğur bey '6 yılda borçlar ödenir' dedi. 6 yılda borçlar ödenmez ama 6 yılda dönüşü olmayan sağlıklı bir yola girebiliriz.
"YEPYENİ BİR HİKAYE YAZMANIN ZAMANI"
İçinde bulunduğumuz durum evet iç açıcı değil. Seçim kampanyasında 'Tam zamanı şimdi' derken; yarın çok geç olabilir dedik. Yarın bu değişim dönüşüm olmazsa, tehlikeli günler Fenerbahçe'yi bekliyor, dedik. Onun için 'tam zamanı şimdi' dedik. Ancak karamsar olmayalım. Bizim sorumluluğumuz her şeyi sizlerle paylaşmak. Biz buranın geçici yöneticileriyiz. Buranın gerçek sahibi taraftardır, sizlerde taraftarsınız ve kongre üyesi. Geri kalan her şey yolcu. Ama karamsar olmayalım. Çünkü yepyeni bir hikaye yazmanın zamanı. Atılım zamanı. Burada gördüğünüz gibi Yeniden. Neler yeniden? Yeniden tarih yazmanın, yeniden Türkiye’ye mutluluk vermenin, güç vermenin, umut vermenin zamanı. Yeniden rakiplerimizden, sadece rakiplerimizden değil; genel toplumdan saygı ve sevgi görmeye layık olmanın zamanı. Layık kelimesi çok önemli. Sevmeden saymadan kimse sizi sevmez, saymaz. Bu çift yönlü bir ilişkidir. Yeniden bu camianın zenginliğinden, renginden, gücünden yararlanmanın zamanı. Ortak akıl ile hareket edip, eski sağlıklı coşkulu mutlu günlerimize dönmenin zamanı. Yeniden hem spor, hem spor dışında çalışanı, sporcusu, yönetimi ve her şeyden önemlisi taraftarıyla örnek bir kulüp olmanın tam zamanı. Bunu lütfen unutmayın çünkü bu en önemli ilkelerimizden bir tanesi.
"İYİLİK SAÇMALIYIZ"
Son olarak da Fenerbahçe Spor Kulübü sadece bir spor kulübü değildir. 6 ay boyunca bunu ifade etmeye çalıştım. Fenerbahçe'nin spordan çok daha büyük sorumlulukları vardır. Bu ülkeye sorumlulukları vardır. Sosyal sorumlulukta da şampiyon olmak istiyoruz. İçinde bulunduğumuz spor faaliyetlerinin, küfür, nefret, şiddet; bunların arınmasında, sporun gerçek ruhunun temsilinde öncülük etmeliyiz. Önderlik etmeliyiz. İyilik saçmalıyız. Ana faaliyetimizin dışında da, şu an ne olduğunu bilimiyorum. Kafa yoruyoruz. Öncelikte değil, başka önceliklerimiz var. Yakın zamanda, belki 1 yıl içinde Fenerbahçe Türkiye’de yaşam kalitesini bir konuda, hep beraber seçeceğimiz bir konuda yaşam kalitesini arttıracak bir husuta görev alacak ve ülkeye katkı sağlayacak. Bunu yapacak gücü var. 3 büyük takımın böyle bir gücü var. Bu da bizim sorumluluğumuz."
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları











