loading
close
SON DAKİKALAR

Bakan Pakdemirli'nin "10 bin ton limon ihracatına izin" açıklamasına CHP'li Günaydın'dan yanıt

Bakan Pakdemirli'nin "10 bin ton limon ihracatına izin" açıklamasına CHP'li Günaydın'dan yanıt
Tarih: 16.05.2020 - 14:32
Kategori: Gündem

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 10 bin ton limon ihracatıyla ilgili "Kimse kendine paye çıkarmasın" sözüne İSYÖN A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Günaydın'dan yanıt geldi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 10 bin ton limon ihracatına izin verildiğini açıklamış   Twitter hesabından "Cumhurbaşkanımız ve bölge milletvekillerimizle yaptığımız istişareler sonucu 10.000 ton limon ihracatının yeniden yapılacağını müjdelemek isterim. Bu konuda kimse kendine paye çıkarmasın. Planlamamızı ihtiyaca göre yaptık. Her zaman olduğu gibi üreticilerimizin ve tüketicilerin yanındayız" demişti. 

CHP PM üyesi ve İSYÖN A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Günaydın, sosyal medya hesabından Bakan Pakdemirli'nin sözlerine yönelik şu ifadeleri kullandı: 

"İBB Mersin'den 100 ton limon aldı, kumpas kurdular. Adana'dan 100'er tonluk patates/soğan kamyonlarımız yola çıktı, sınırlı ihracat izni verdiler. İhracatı yasaklayıp ithalata izin verdiğine pişman edilen tarımın bakanı, "kimse kendine paye çıkarmasın" diyor. Dayanışmaya devam"
 

İBB Mersin'den 100 ton limon aldı, kumpas kurdular.
Adana'dan 100'er tonluk patates/soğan kamyonlarımız yola çıktı, sınırlı ihracat izni verdiler.
İhracatı yasaklayıp ithalata izin verdiğine pişman edilen tarımın bakanı, "kimse kendine paye çıkarmasın" diyor.
Dayanışmaya devam.. pic.twitter.com/bNC2sGJOxh

— Gökhan Günaydın (@gunaydingokhan) May 16, 2020
 
Gökhan Günaydın  istanbulgercegi.com'da yaptığı açıklamada şu ifadeleri paylaştı: 
​Türkiye'de limon, patates ve soğan sezonu oldukça sancılı başladı. Tarımın içinde bulunduğu sorunlar yumağına pandemi sürecinin eklenmesi, tabloyu ağırlaştırdı. Ancak, tabirimi mazur görün, tabuta çakılan son çivinin nedeni, genelde Türkiye'nin geniş halk kesimleri yararına değil bir avuç rantiyeci kesim yararına çalışan "yönetim yapısı", özelde ise başta Bakanı olmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı'nın sektörden kopuk; sorunu zamanında öngörme veya sorun ortaya çıktığında çözmek üzere piyasa sinyallerini okuma konusunda bilgi, deneyim gücünden uzak ve karar üretme için sorunun sahipleriyle gerekli ilişki ağını kurma kapasitesine sahip olmama durumlarıdır.
Savımı açıklamama izin veriniz:
Patates ve soğan, Cobweb'in örümcek ağı teorisini açıklamak için kullandığı mükemmel örneklerdir. Örgütlü olmayan üretici, bir önceki yılın piyasasına göre bir sonraki yılın ekim kararlarını verir; böylelikle fiyat ve üretim sürekli sert zikzaklar çizer. Bu yıl bunun dışında bir etken daha var, pandemi süreci gıda zincirlerini ve tüketim düzeylerini önemli ölçüde etkiliyor.

Restaurantların ve toplu tüketim merkezlerinin kapalı olması, talebi de önemli ölçüde daraltmış durumda. Bu çerçevede, Tarım ve Orman Bakanlığının, bu ürünlerdeki ithalat, ihracat ve iç piyasa kararlarını, bu durumların tümünü göz önüne alarak vermesi gerekirdi, öyle değil mi.. Peki ne oldu?

Önce şu andaki duruma bakalım: Tarla fiyatları itibariyle, soğanda fiyat 80 kuruşa, patateste 1,5 TL'ye düşmüş durumda. Adana ve Hatay üreticisi üretim maliyetini karşılayamıyor. Ürünler tarlada kaldı, çiftçi ne yapacağını şaşırmış durumda. Market fiyatları ise 5-6 TL/kg ve üzerinde.. Şimdi de bu tablonun nasıl oluştuğuna bakalım: Ticaret Bakanlığı, 7 Ocak 2020 itibariyle kuru soğan ve patates ihracatını “izne bağlı ürünler” kapsamına aldı. Bu kararın anlamı, fiili olarak patates ve soğan ihracatının yasaklanmasıdır. Bununla da kalmadılar. Hasat döneminde, patates ve soğan ithalatına izin verdiler. Kimse bize Dünya Ticaret Örgütü ve serbest piyasa hatırlatması yapmasın.

İhracat yasağını almakta tereddüt etmiyorsun ama iş ithalata gelince, ithalatı yasaklayacak en azından tarife dışı engel (non tariff barriers) geliştiremiyorsun. Bunun bir tek açıklaması vardır; üretici ve tüketici umrunda değil ancak rantiye taleplerine duyarlı ve açıksın, hatta kim bilir, orijinin itibariyle, belki de ortaksın.. Sadece patates ve soğanda değil, limonda da piyasa uzun süre bu durumda seyretti; Bakan ve Bakanlığı duruma "bakmakla" yetindi.. Peki aynı durum karşısında yerel yönetimler ne yaptı?

Facebook sayfamızı taradığınızda, en az bir aydır bu konuları yazıp çizdiğimizi, öneriler ortaya koyduğumuzu göreceksiniz. Biliyorsunuz İBB Mersin'den 100 ton limon alıp İstanbul'da gıda yardımlarıyla dağıttı. Ardından ABB 50 ton alım yapıp Ankara dağıtımını gerçekleştirdi. Peki onlar ne yaptılar? Kumpaslar kurdular, bizleri kötülemeye çalıştılar ve bunun dışında olumlu hiç bir şey yapmadılar. Şimdi İBB Adana'dan 100 ton patates ve 100 ton soğan alıyor. Bu sabah itibariyle tırlar Adana'dan yola çıkıyor.

Şimdilik tek başına çözüm yaratamıyoruz ama sorunun değil, çözümün bir parçası oluyoruz, yol gösteriyoruz. Bu durum, Merkezi Hükümetin pozisyonunu deşifre ediyor, aradan aylar geçtikten sonra da olsa doğru tutum almaya zorluyor. Dün Tarım Bakanlığı koltuğunda oturan Pakdemirli bir tweet mesajı attı. Aşağıda çıktısını yayımlıyoruz. 10 bin ton limon ihracatı izni verdiklerini "müjdeliyor" ve ekliyor: "Bu konuda kimse kendine paye çıkarmasın".

Yani bu kez, Bakan da gerçeğin farkında.. Limon yanında, soğanda şirket başına 250, patateste 50 bin ton ihracat izni verildi. Bu izinlerin, İBB için patates ve soğan taşıyan kamyonların Adana'dan yola çıktığı güne "denk gelmesi", herşeyi açıklayacak nitelikte.. Bu adımlar, geçici bir rahatlama yaratacak belki. Ancak yapısal sorunların üzerine gidilmedikçe, halk aleyhine çekilen bu filmi her yıl yeniden seyredeceğiz. Yapılması gerekenlerin ana başlıkları var: Üreticiler kooperatifler altında örgütlenecek. Üretim planlaması yapılacak.

Üretimin doğaya, insan-hayvan-bitki sağlığına uyarlı olması için gerekli mühendislik çalışmaları alana aktarılacak. Gıda tedarik zincirleri, aracıları ortadan kaldıracak şekilde yeniden kurgulanacak. Bakanlık, içinde bulunduğu hantal/bürokratik/liyakatsız/duyarsız yapısından kurtarılıp tümüyle yeniden yapılandırılacak.. Şüphesiz liste bundan ibaret değil. Söyleyeceğim şudur: Enseyi karartmayalım, dayanışmacı bir tarım ve gıda rejimini hep beraber kuracağız ve uygulayacağız. Kır ve kent yoksulu dayanışması memleketi güzelleştirecek..

 

Kaynak : istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları