loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'li Biçer: Sağlık Bakanlığı satışa çıkarılmıştır

CHP'li Biçer: Sağlık Bakanlığı satışa çıkarılmıştır
Tarih: 16.12.2016 - 16:18
Kategori: Gündem

CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, Kamu Özel Ortaklığıyla kurulacak şehir hastanelerini Meclis Genel Kurulu'na taşıdı.

CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, Kamu Özel Ortaklığıyla kurulacak şehir hastanelerini Meclis Genel Kurulu'na taşıdı. Biçer, hazine arazisi üzerine şehir hastanesi yapan şirketin, hastane içinde, odasından morguna kadar her alanı ve hastane dışında taksi durağından kreşe kadar tüm ticari alanları da işleterek gelir elde edeceğini dile getirdi.

Biçer, şehir hastanesi yapacak şirketlerin, KDV’den, damga vergisinden ve harçlardan da muaf tutulacağını kaydederek, "Aldıkları uluslararası kredilere tam hazine garantisi sağlanıyor. ÇED raporu almadan orman alanına inşaat yapabiliyorlar. Devlet, hastanelerin yüzde 70 doluluk oranıyla çalışacağını, yani vatandaşı hastalandıracağını da garanti ediyor" dedi.

"Bugün doğan çocuğu, 25 yaşına kadar, 30 milyar lira hastane borcu altına sokan Kamu Özel Ortaklığı, yani şehir hastanelerinin gerçek yüzüyle sizleri tanıştıracağım" diyen Biçer, "Kamu özel ortaklığının özelleştirme ya da imtiyaz kelimelerinin olumsuz etkisinin yarattığı politik ve psikolojik karşı duruşu engellemek için bulunmuş bir kelime oyunu" olduğunu ifade etti.

Kamu özel ortaklığında, bir şirketin hazine arazisi üzerinde yaptığı hastane binasının 49 yıla kadar devlete kiralandığını, temel hizmet dışındaki hizmetlerin işletmecisi olduğunu dile getiren Biçer, "Bu şirketin yandaş olduğunu söylememe gerek yok" dedi.

"Devlet, binasında kiracı, hizmetinde taşeron"
 
Biçer'in 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı Hakkında Meclis Genel Kurulu'nd söz alarak gündeme getirdiği şehir hastaneleri konusuna ilişkin yaptığı konuşma şöyle:

"Şehir hastaneleri, özü itibariyle yap-işlet-devret modeline benziyor. Ama onun bir adım ötesi; yap, hem kirala, hem işlet hem devret modelinde. Devlet hem bu hastanenin kiracısı hem de hizmetin satın alıcısı oluyor. Yani binasında kiracı, hizmetinde taşeron. Sağlık Bakanlığı’nın 'devlet hastanesini' şirket yönetiyor. 

Alışmış olan yandaşın, para katlaması için bu saydığım imtiyazlar kendilerine yetiyor mu? Tabi ki yetmiyor. 

Şirket, hastane içinde; odasından morguna kadar her alanı ve hastane dışında taksi durağından kreşe kadar tüm ticari alanları da işleterek gelir elde ediyor. Yeter mi? Yetmez tabi...

"Bunlar bir avucunda para diğer elinde banka defteri, sırtlarında vatandaşın vebali ile ölecekler"

Bu şirketler, KDV’den, damga vergisinden ve harçlardan da muaf tutuluyor. Aldıkları uluslararası kredilere tam hazine garantisi sağlanıyor. ÇED raporu almadan orman alanına inşaat yapabiliyorlar. Devlet, hastanelerin yüzde 70 doluluk oranıyla çalışacağını, yani vatandaşı hastalandıracağını da garanti ediyor. Yani şirket en iyisini bekliyor, devlet vatandaşının sağlığını yandaşına peşkeş çekiyor.

Hiç kimse avucunda para elinde banka defteri ile ile doğmuyor ama bunlar bir avucunda para diğer elinde banka defteri, sırtlarında vatandaşın vebali ile ölecekler.

"Sağlık Bakanlığı, kendi hastanelerine kira ödeyeceğini açıklamıyor"

Hastalandırılması konusunda yandaş şirketlere garanti verilmiş vatandaş ise konudan habersiz. Şehir hastanelerinin sahibinin Sağlık Bakanlığı, kiracısının şirketler olduğunu sanılıyor. Sağlık Bakanlığı kendi hastanelerinin kiracısı olacağını, bu binalara kira ödeyeceğini açıklamıyor. 2011 yılından bu yana yürüyen süreç gerçekten vahimdir."

Tur Yıldız Biçer, Meclis Genel Kurulu'nda "Şehir hastaneleri ihalelerini alan şirketlere, kapatılacak hastanelerin arazilerinin otel, rezidans, AVM yapmak üzere verileceği ihale şartnamesine nasıl yazılmıştır? Buna kim/kimler karar vermiştir?" diyerek şu soruları yöneltti:

"Sağlık Bakanlığı, şehir hastanelerine verdiği kur farkı garantisini "doları bozdur" kampanyası kapsamında kaldıracak mı?

Hazinenin borç üstleniminde kur yerine Türk Lirası hesabı olacak mı?

İhale alan şirketler Dünya Bankası'nın yatırım sigortası birimine "siyasi risk sigortası" yaptırıyorlar. Bunun nedeni nedir?"

"Hastanelerin yıllık kira bedelleri 3 milyar lirayı aşıyor"

Biçer, Kayseri, Etlik, Bilkent, İkitelli, Elazığ, Yozgat, Manisa, Adana, Mersin, Gaziantep, Isparta, İzmir, Kocaeli, Konya ve Bursa olmak üzere 17 şehir hastanesi için şirketlerin cebinden 9 milyar dolar çıkacağını buna karşılık devletin şirketlere yaklaşık 27 milyar dolar ödeyeceğini açıklayarak şunları söyledi:

"Hastanelerin yıllık kira bedelleri 3 milyar lirayı aşıyor. Sağlık Bakanlığının döner sermaye gelirlerinde böyle bir tutar var mı? Yok. O halde bu hastanelerin yedi gün yirmi dört saat esasına göre, hastaları doldur boşalt yöntemiyle, sağlık çalışanlarının da 2-3 vardiya çalışarak 'para kazanması' dışında bir seçenek yok. Yani daha çok hasta gelmesi, çalışanların daha az kazanıp daha çok çalışması lazım ki kiralar denkleştirilsin.

Sonuçta ne olacak? Hastaneleri işleten şirketler, doktorların daha uzun çalışmasını, daha fazla hasta bakmasını, daha fazla tetkik yapmasını, 'para getirmeyecek' hastaları başka yerlere sevk etmesini ve tabii giderek daha az ücret almalarını isteyecekler. Kulağa tanıdık geliyor değil mi? Türkiye Sağlık Bakanlığı satışa çıkarılmıştır. Geçmiş olsun."

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları