Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun KPSS’ye girmeden işe giren AK Partililere yönelik eleştirilerini yanıtlarken de yumruğunu kürsüye vurarak, “Bak bana dönüp ailemle ilgili bir şey söylersen cevabını alırsın” diye sert tepki verdi. Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde çocuklarını geç emeklilikten kurtulmaları için küçük yaşta sigortalattığını da söyleyerek, işe giriş ve çıkış belgelerini de gösteren Davutoğlu, “Hepsinden özür diliyorum, çocuklarınızın kabahati yok, kabahat size ait” dedi. Davutoğlu, bu konuyu gündeme getirme gerekçesini de, “Siz bana ve bakanlarımıza dönüp anonim suçlamada bulundunuz, bizim çocuklarımız haksız yere bir yerlerde istihdam ediliyor öyle mi, benim ve bakan arkadaşlarımın çocukları ortada” diye açıkladı. Bu sırada Çiçek de, “Fazla kişiselleşti, Sayın Başbakan lütfen konuyu çok fazla kişiselleştirmeyin” uyarısında bulundu. Bu sözlere CHP’liler sert tepki gösterirken, Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde soyadını taşıyan çok sayıda kişiyi işe aldığını da bildirdi. CHP’lilerin tepkilerine, “Müdahale ederseniz müdahale görürsünüz” diye karşılık veren Davutoğlu ardından da, “Eğer siyasete seviye getireceksek ailelerimizi bunun dışında tutalım, ama dönüp anonim olarak bir ithamda bulunamazsınız” dedi.
Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun kendisini “son derece kurnazca Cumhurbaşkanı ile karşı karşıya getirmeye çalıştığını” da savunarak, “Çünkü kendisi Sayın Baykal ile nasıl bir serüven yaşadığını bildiği için bizi de öyle zannediyor. Bizim Cumhurbaşkanımızla ilişkimiz siyasetle başlamamıştır, siyasetle bitmez, ölümle de bitmez, dünya ahiret kardeşiz, bizim siyasi kültürümüzün ahlakımızın temeli vefadır, biz söz verdik mi mezara kadardır mezara” dedi.
ÇALIŞIN SİZ OTURUN
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ilişkin eleştirilerini yanıtlarken, daha önce yaptığı, “Tüm bu imkanların gerçek sahibi millettir, emanetin kime verileceğine de aziz milletimiz karar verecektir” açıklamasını anımsatan Davutoğlu, “Bu ne demek biliyor musunuz, iyi çalışın, halkın kalbine girin, 5 sene sonra seçimleri kazanınca gidip oraya siz oturun, bunun için Cumhurbaşkanlığı makamını ve Cumhurbaşkanımızı tartışma konusu yapmaya gerek yok” dedi.
YÜCE DİVAN ATIŞMASI
Davutoğlu’nun, “2001’i unutmayın, kimlerin Yüce Divan’da yargılandığını unutmayın” sözleriyle koalisyon döneminde yolsuzluk yapıldığını söylemesine karşılık, eski MHP’li Bakan Koray Aydın kürsüye çıkarak, “Ben verilemeyecek hesabım yok dedim, ‘beni Yüce Divan’a sevk edin’ dedim, yalvar yakar olmadık, ben 11 hakimin ittifakıyla Anayasa Mahkemesi’nin tarihine geçtim. Daha 3 gün önce sizin bakanınız soruşturma komisyonunda beni Yüce Divan’a göndermeyin diye yalvardı Sayın Başbakan, çünkü hırsızlık yaparken yakalanana hırsız denir, en tepeden en aşağıya saçılmış yolsuzluk iddiaları varken dönüp buraya el sallamanızı hayretle karşılıyorum, Allah sizi hidayete erdirsin” karşılığını verdi. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de Kılıçdaroğlu’nun çocuklarıyla ilgili sözlere, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun çocukları ne yapmış, özel bir şirkette bir kaç ay sigortalı olmuş, bunu neye karşı söylüyorsunuz, sizin bakanlarınızın çocukları sınavsız memur olmuş. Sayın Kılıçdaroğlu’nun çocuklarının sizin çocuklarınız gibi 14 yaşında 14 tane şirketleri yok. Siz Türkiye’yi vesayetten kurtaracağınızı söylüyorsunuz siz kendiniz vesayet altındasınız” diye yanıt verdi. Ak Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da, “Sizin milletvekilleriniz bir ay AK Parti grubuna dönüp hırsız var dediler” diye şikayette bulununca, CHP’liler hep bir ağızdan, “hırsız var” diye bağırdılar.
MAHALLELERİNİZDEN ÇIKIN
Davutoğlu konuşmasında şu mesajları da verdi:
“Bizim için çözüm süreci çözülme süreci falan değil, aksine milletin bütün fertlerinin kaynaşma sürecidir. Mücadelemiz yeniden Kuva-yi Milliye mücadelesidir. Herkes mahallesinden çıksın, mahallesinin rahat ortamında yaşamasın, çıksın başka mahallelere girsin. Sünni vatandaşlarımıza sesleniyorum, Alevi vatandaşlarımızla kucaklaşın. HDP’lilere de aynı çağrıda bulunuyorum, artık Türkiyeli olun, Türkiye partisi olmak meziyettir, bir mahallede bölgede değil.”