loading
close
SON DAKİKALAR

Erdoğan'dan Avrupa'ya: Harekatımızı işgal olarak anlatmaya devam ederseniz kapıları açarız, 3.6 milyon mülteciyi size göndeririz

Erdoğan'dan Avrupa'ya: Harekatımızı işgal olarak anlatmaya devam ederseniz kapıları açarız, 3.6 milyon mülteciyi size göndeririz
Tarih: 10.10.2019 - 13:24
Kategori: Siyaset

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

"-18. yılımızı geride bıraktık. Millete hizmet davasını ileriye taşımak için her fırsatı değerlendiriyoruz. Değişim hayatın bir gerçeğidir. Milletimizin her bir ferdini AK Parti kadrolarında görev almak üzere partimiz safına katılmaya davet ediyorum.
Değişim hayatın bir gerçeğidir. Biz bu gerçeği, AK Parti içinde bayrak yarışı şeklinde görev değişiklikleriyle kabulleniyoruz. AK Parti içinde çalışan, gayret gösteren herkese tüm kapılar sonuna kadar açıktır. Bu nedenle AK Parti hiçbir zaman eskimeyecek, gücünü, icraat kabiliyetini kaybetmeyecek bir partidir.

Her fırsatta ifade ettiğim gibi, partimiz şahısların partisi değildir. Bu parti milletin partisidir. Milletimizin bize emanet ettiği davayı sahiplenmek ve en yükseğe çıkarmak için üstendiğimiz görevlerde en iyisini yapma çabasında olacağız. Şahıslar gelir geçer, ama dava her zaman hep baki kalır. AK Parti için siyaset budur. Böyle kalmaya da devam edecektir.

Kuruluşundan bu güne AK Parti'nin davasına emek harcayan herkese teşekkür ediyorum.

-Barış Pınarı Harekatı'nı başlattık. Türkiye'nin diğer operasyonları gibi Barı Pınarı da Suriye'nin toprak bütünlüğüne katkıda bulunmaktır. PKK'nın, YPG'nin bu işgalini görmeyenler şu anda bizim Suriye'nin birliği, beraberliği için attığımız adıma laf ediyorlar. Şöyle siz bir kenarda durun, biz yolumuza devam ediyoruz. Bunlar dürüst değil, bunlar sadece laf üretiyorlar. Biz ise iş üretiyoruz. Farkımız bu. Şu anda mücadelede DEAŞ'a karşı da, PKK'ya karşı da tüm onurumuzla birlikte devam ediyoruz.

-Suriye topraklarında, üzerinde onlarca yabancı gücün cirit attığı dönemde Türkiye'nin terör yapılanmasını önlemek için başlattığı bu harekata yönelik eleştirileri kabul etmiyoruz. Tek tek saymayacağım ama bazı ülkelerin adını zikredeceğim. Önce Suudi Arabistan'dan başlayacağım, Suudi Arabistan aynaya baksın. Yemen'i bu hale kimler getirdi?

-Hele Mısır, sen hiç konuşamazsın. Sen ülkende demokrasi katili olan bir ülkesin. Yüzde 52'yle seçilmiş Mursi'yi mahkemede çırpınarak ölmesine sen neden oldun. Sen katilsin. Sisi operasyonu kınamış. Ya kınasan ne yazar, kınamasan ne yazar? Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Rejimin tutarsızlıkları işimizi zorlaştırdı. Rejim 8-9 yıl önceki rejim olsaydı belki bugün bu işler daha kolay olacaktı. 

Bizim derdimiz Suriye'yi işgale kalkışan terör örgütleriyledir. Bizim Kürt kardeşlerimizle de sorunumuz yok. Tamamen terör örgütleriyle sorunumuz. Biz oradaki Kürt kardeşlerimizle değil terör örgütüyle şuanda mücadele ediyoruz. Türkiye belkide bu ülkedeki topraklarındaki tek meşru güç. Eyy Avrupa Birliği kendinize gelin. Avrupa Birliği'nde bazı ülkelerde harekatımız işgal olarak adlandırılıyor. Harekatı işgal olarak anlatmaya devam ederseniz kapıları açarız, 3.6 milyon mülteciyi size göndeririz.

Kalkmışlar para hesabı yapıyorlar. Neymiş ikinci taksidi göndermeyeceklermiş. Biz zaten sizden bir şey alarak hareket etmedik. 40 milyar dolar harcadık. Bir o kadar daha harcar yolumuza devam ederiz.

Suriye topraklarındaki gerçek işgalcilere ses edemeyenlerin Türkiye'nin meşru haklarını korumasına karşı çıkması bir aciziyet göstergesidir. Biz bu noktaya durduk yere gelmedik. Suriye krizinin başladığı 2011'den beri bu ülkedeki sorunun tüm kesimlerin haklarını güvence altına alan demokratik bir yol için gayret gösterdik. Bizzat Beşar Esed'e bu konuda telkinlerde bulunduk. Ancak Beşar Esed 1 milyon insanı Suriye'de öldürdü. Kendi halkını öldüren bir insanla karşı karşıyayız. Hala o giderse yerine kim gelir sorusunu soran liderler var. DEAŞ gelirse ne olur? DEAŞ'ı sen getirirsen benim buna söyleyecek bir şeyim yok. Suriye halkı DEAŞ'ı getirecek kadar aklını peynirle yememiştir. Bunu da bilelim. 

-Şu anda sadece Kobani'den ülkemize gelen 300 bin Kürt hala misafir olarak yaşamaktadır. Önce bunu konuşalım. Bunu niye konuşmuyoruz. Amerika bunu görmez, AB bunu görmez ee biz kime neyi anlatacağız? Hiç olmazsa bunu kendi milletimiz bunu görsün. Ama göstereceğiz öyle ya da böyle göstereceğiz. 3 milyon Suriyeliye de kendi toprakları içinde hayatlarını sürdürmeleri için yardım yapıyoruz. Dünyada hangi ülke bunu yaptı? DEAŞ'a karşı biz Türkiye'nin verdiği mücadeleyi verdik desin. Kimse yapmadı. Bizi eleştiren Arap ve Avrupa ülkesi acaba kaç tane Suriyeliye kapıları açtı?

-Sorunu çözme kararlılığımızı en başından beri anlatıyoruz. Bu mücadelenin altında güneyimizde bir terör örgütünün kurulmasını engellemek var. Biz buna çalışıyoruz. Buna fırsat veremeyiz. Aradan geçen uzunca bir zaman boyunca maalesef beklediğimiz adımlar atılmamış sadece ülkemizi oyalama taktiklerine başvurulmuştur. Şimdi buradan tüm NATO ülkesi olanlara sesleniyorum. Başta Amerika... Biz Türkiye'yiz. Biz bir NATO üyesi ülkeyiz. 5'inci maddeyi gayet iyi biliyorlar. Terör örgütleri NATO üyesi olan Türkiye'ye saldırırken siz sessiz kalamazsınız. NATO ülkeleri içinde NATO'ya karşı olan yükümlülüklerini yerine getiren ülke Türkiye'dir. Siz Türkiye'yi bir kaç tane zibidi terör örgütüne tercih etmeyeceksiniz öyle mi? Buna eyvallah edemeyiz. Bunun da gereğini yapmaya mecburuz.

-Barış Pınarı harekatına böyle bir sürecin sonunda ulaştık. Harekat başladığı saatten şu saate kadar 109 terörist öldürüldü. Terör örgütü ve yandaşları yalan yanlış bir sürü haber devreye sokmak istedi. Harekatımız şuanda devam ediyor.  109'un dışında yaralılar ve teslim olanlar da var.  Kara propaganda makinesine karşı gerekli tedbirleri aldık. Askerimizin karşısına çıkacak yüreği olmayanlar boş buldukları yerlerde sivillere saldırarak gerçek yüzlerini ortaya koydu. Çocuk katili sizsiniz. Kadınlara saldıran sizsiniz. Biz öyle bir milletiz ki bizim savunma imkanı olmayanlara, kadına, çocuğa asla elimiz kalkmaz. Ama inşallah bu yılanların hepsinin başını en kısa sürede ezeceğiz hiç endişeniz olmasın. Suriyeli kardeşlerimizin huzuru için, Kürt kardeşlerimizin huzuru için bunu başaracağız.  Daha önceki harekatlarımızda ne yaptıysak bu sefer de onu yapacağız. Yani gittiğimiz yerlere huzur ve barışı götüreceğiz. 

-Terör örgütünün desteği ile parlamentoya girmiş olan sözde siyasi partiye sesleniyorum. Benim ordumu işgal gücü olarak gösteremezsin bu edepsizliğin, ahlaksızlığın daniskasıdır. Siz bulunduğununuz yerde işgal kuvvetleri olarak binaları kendi içinden tünellerle açmak suretiyle oralarda sorgulama hücreleri kuracak kadar alçaksınız. Tabii artık oraları kaybettiniz Türkiye'de bu tarz yerleriniz kalmayınca Suriye'de açtınız. Oraları da yıkacağız. Oralarda da bu tünelleri bulamayacaksınız. En büyük teşekkürümüz bu harekatı canı gönülden destekleyen milletimizedir.

-Planımız herkesin evine dönmesi. Kendi ülkesine dönmek isteyip de artık oturacak evi olmayanlar var. 1 milyon kişilik yeni yerleşim yeri inşa etmeyi planlıyoruz. Suriye'nin herkes için geri dönülebilir bir hale gelmesini temin etmiş olacağız. Türkiye'nin hiç kimsenin toprağında, malında, mülkünde gözü yoktur. Suriye Milli Ordusu'nun da böyle bir niyeti yoktur. Türkiye olarak bölge halkına en küçük bir taşkınlığa izin verilmeyeceğinin bilgisini veriyoruz.

Harekatı Suriyeli kardeşlerimizle birlikte yapıyoruz. Harekat bşalar başlamaz pek çok kanaat önderi ülkemize destek açıklaması yaptı. İnşallah çok kısa bir sürede Münbiç'ten Irak sınırına kadar tüm bölgeyi huzura kavuşturup Suriye halkının üzerinde 8 yıldır dolaşan kara bulutları dağıtacağız. Stratejik hedefimiz Münbiç'ten 90 günde çıkılacağının sözünü vermiş olmalarına rağmen çıkmadılar. Münbiç'i terör örgütlerine bıraktılar bunları da gayet iyi biliyoruz. Suriye'de tüm kesimlerin katılımıyla tesis edilecek meşru yönetimin atacağı adımlara destek vereceğimizi söylemek istiyoruz. DEAŞ'ın en çok tehdit ettiği ülkelerden biri Türkiye'dir. DEAŞ'a karşı yine en somut başarıları kazanan ülke Türkiye'dir. Ülkemiz bugüne kadar DEAŞ'la bağlantılı olabileceğini düşündüğü 17 bin kişiyi gözaltına almıştır. Bunlardan 5500'e yakını hala cezaevlerinde tutuklu veya hükümlü olarak bulunuyor.

Suriye'de hiçbir zaman Türkiye terör örgütlerini kullanma yoluna gitmemiş tam aksine hepsinin başını ezmiştir. Barış Pınarı harekatından sonra DEAŞ'lılara ne yapacağımız soruluyor. Biz sorumluluktan kaçan bir ülke olmadık. DEAŞ'ın başımıza bela olmasını istemediğimiz gibi dünyanın de böyle bir müsibetle uğraşmasını istemeyiz. DEAŞ'lılara ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağız. Kalması gerekenler cezaevlerinde kalacak, uyruğu olduğu ülkelerin kabul etmesi durumunda bir kısmı da kendi ülkelerine gönderilecek.  Türkiye, bu bölgenin kontrolünü ele aldıktan sonra DEAŞ'ın bu topraklarda yeniden varlık gösteremeyecek. 

Rabbimizin bize inşallah fethi lütfedeceğini inanıyorum. Camilerimiz bu sabah fetih surelerini okudular, tüm askerlerimiz uğurlanmış oldu. İnşallah en kısa zamanda bu fetih müyesser olur ve Suriye'ye refah, huzur gelir."

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları