loading
close
SON DAKİKALAR

''Evlatlarımızı yaşatmayan bir vatan istemiyoruz!''

''Evlatlarımızı yaşatmayan bir vatan istemiyoruz!''
Tarih: 13.10.2012 - 15:47
Kategori: Sağlık, Yaşam

Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 394. Buluşmalarında Turgut Yenisoy’un akıbetini sordu...

394. kez Galatasaray Meydanı’nda oturan Cumartesi Anneleri/İnsanları 18. Yılında Turgut Yenisoy için buluştu.


Cumartesi Annelerinden ilk sözü alan 6 Aralık 1993 yılında gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın eşi Sultan Taşkaya, bir çok kez dilekçe verdiklerini, gazetelere ilan verdiklerini belirterek, kendileriyle ‘’dağa kaçmasın’’ diyerek alay edildiğini hatırlattı.


''Şuçu vardı diye kaybedilmesi mi gerekiyordu'' diye soran Taşkaya, 1 ay önce kendilerine gelen mektuptan bahsetti.  Mektupta, ‘’Hüseyin Taşkaya’nın askerlik yapmadığı’’ yazarken Taşkaya, ‘’bizimle bunca senedir alay geçiyorlar’’ dedi.

 

''Devletin katil yüzünü gördük''


Hüseyin Toraman’ın annesi Hatice Toraman ise, 27 Ekim 1991’de evinin önünden gözaltına alınıp kaybedildiğini, mahallelinin şahitliği olmasına rağmen karakolda görmedik dediklerini hatırlattı.


‘’Devletin katil yüzünü gördük. Sesimize karşı kulaklarını tıkamışlar. Hiç mi vicdan yok’’ diyen Toraman, Demirel’in kendisine oğlunu sorduğunda ‘’Senin oğlun benim cebimde mi’’ dediğini ifade ederek, ‘’Allah Demirel’e bir çocuk vermeyi bile layık görmemiş’’ dedi.


 

''Terörist değil halkız''


Eşinin 1994 yılında sabah 5’te gözaltına alındığını ve bir daha haber alamadıklarını söyleyen Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan, Türkçesi yetersiz olmasına rağmen herkesin anlaması için derdiğini Türkçe anlattı.

Yıllarca buradan seslerini duyurmaya çalıştıklarını, çocuklarını bu meydan da büyüttüğünü ifade eden Aydoğan, ‘’Bir mezar taşımız olsun da gidip dua edelim çiçek bırakalım’’ dedi.


1980 yılında gözaltında kaybedilen, kaybedilmesi TBMM tarafından kabul edilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Fatma Kırbayır, ''Devletten ses çıkmıyor bari polis açıklasın, Bizi bize kırdırmasınlar. Vicdanlı kimse yok mu? Öfkemizi haykırınca bize terörist diyorlar. Biz terörist değil halkız. Bize mezarımızı verin artık’’ şeklinde konuştu.

28 yaşındaki 6 çocuk babası Turgut Yenisoy Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde esnaftı. JiTEM'in kendisini muhbirleştirme isteğine direndiği için yoğun baskı altındaydı. Dükkânı yakıldı.


Defalarca gözaltına alındı, ağır işkence gördü. Evine sürekli baskınlar yapıldı. Ölümle tehdit edildi. İlçe dışına çıkmasına izin verilmedi. Denetim altında tutuldu, her akşam karakola gidip imza attı. 4 Ekim 1994 gecesi evine yapılan baskında JiTEM'de çalışan Ahmet, Recep ve Süleyman isimli uzman çavuşlar tarafından yatağından dipçik darbeleriyle uyandırıldı. Ayakkabısını giymesine fırsat verilmeden sürüklenerek beyaz renkli Toros arabaya bindirildi. Eşinin ve annesinin feryatlarına uyanan komşuları da olaya tanık oldu. Giden arabanın peşinden koşan annesi ve kardeşi arabanın evlerinin yakınındaki cezaevine girdiğini gördü. Bir süre sonra dışarı çıkan araba Bismil Jandarma Komutanlığı'na gitti. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı, Turgut Yenisoy'un gözaltına alındığı inkâr edildi.

Grup adına basın açıklamasını okuyan Cumartesi İnsanı Diğdem Arda,  Nazife Yenisoy'un ömrü oğlunun akıbetini öğrenmeye yetmediğini,  Hafize Yenisoy 18 yıldır eşini beklediğini, Turgut Yenisoy Bismil Jandarma Karakol'unda kaybedildiğini vurguladı.

 

''Biz önce evlatlarımız diyoruz''


Ayrımsız tüm annelerin gözyaşındaki sorumluluğu kabullenmek ve bu gözyaşlarını dindirecek politikaları hayata geçirmek gerektiğini altını çizen Arda,  Artık Yeter! Kayıplarımızın, ölü çocuklarımızın üzerinde yükselen bir vatan istemiyoruz! Evlatlarımızı yaşatmayan bir vatan istemiyoruz! Biz önce evlatlarımız diyoruz!’’ dedi.

Arda konuşmasına şu şekilde devam etti:

Dönemin Karakol Komutan Yüzbaşı izzet Cural'dı. Onun komutanlığı döneminde Bismil Jandarma'da Koçeri Kurt'un oğlu Abdulkadir Kurt işkence ile öldürüldü, diğer oğlu Üzeyir Kurt gözaltında kaybedildi. Onun komutanlığı döneminde Hüsna Acar'ın oğlu Mehmet Selim Acar'da gözaltında kaybedildi. Ama o hiçbir soruşturmaya uğramadı, aksine terfi etti. Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Başkanlığında Daire Başkanlığı görevine kadar yükseldi.

90'/, yıllarda OHAL bölgesinde görev yapan Jandarma istihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz:

"JiTEM, bölge insanına çok eziyet etti. İnsanların dağa çıkmalarına sebep oldu. JiTEM'ciler Kürtlere düşmandı. Vatandaşları, Kürt olmaları nedeniyle öldürdüler." dedi. Bugün de dağa gidiş önlenemiyorsa bu Kürtlerin insan onuruna yakışır bir hayat ve en doğal insan haklarından mahrum bırakılmaları nedeniyledir.

Vişne Haber Ajansı/Rojda Duygu Yeşilgöz

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları