loading
close
Dolar: TL
Euro: TL
Sterlin: TL
SON DAKİKALAR

'FETÖ yüzünden mesleğimi bıraktım, bizi FETÖ'cülerle bir araya getiremezsiniz'

'FETÖ yüzünden mesleğimi bıraktım, bizi FETÖ'cülerle bir araya getiremezsiniz'
Tarih: 28.06.2017 - 18:03
Kategori: Medya

Emekli Koramiral Atilla Kezek, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına konuk oldu. Kezek, cemaatin orduda güç kazanması konusunda Silahlı Kuvvetlerin de günahı olduğunu söyledi.

Emekli Koramiral Atilla Kezek, Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazıişleri programına konuk oldu. Kezek, cemaatin orduda güç kazanması konusunda Silahlı Kuvvetlerin de günahı olduğunu söyledi. Kezek, "FETÖ'cüyü alıp kendimiz sokmadık içeri ama 80'lerden itibaren cemaatlerin hoş karşılanmasıyla TSK'nin içine girdiler. Belli bir yere kadar bunun farkına varamadık" dedi.

Kezek, Adalet Yürüyüşü'ne katıldığını dile getirerek, "Adalet Yürüyüşü çok doğru bir iştir ama çok gel kalınmıştır. Ergenekon, Balyoz davaları oldu. Adaletsizliğin kurbanı bir sürü insan vardı o zaman sokaklara çıkılmalıydı. Türkiye kritik dönemden geçiyor. Yüzlerce akademisyen, bilim adamı hapislere atıldı, çocuklara tecavüz edildi vakıflarda, kadın cinayetleri oldu, PKK'ya sınırda mahkemeler kuruldu. O zaman yapılacaktı. 16 Nisan referandumu için Anadolu'yu dolaştık. Maalesef YSK kararıyla referandum sonucu şaibeli oldu. O zaman yapılacaktı. Ama geç de olsa yapılması gerekir" ifadelerini kullandı.

Atilla Kezek'in açıklamaları şöyle:

"-Adalet Yürüyüşü çok doğru bir iştir ama çok gel kalınmıştır. Daha önceden yapılmalıydı. Ergenekon, Balyoz davaları oldu. Adaletsizliğin kurbanı bir sürü insan vardı o zaman sokaklara çıkılmalıydı. Türkiye kritik dönemden geçiyor. Yüzlerce akademisyen, bilim adamı hapislere atıldı, çocuklara tecavüz edildi vakıflarda, kadın cinayetleri oldu, PKK'ya sınırda mahkemeler kuruldu. O zaman yapılacaktı. 16 Nisan referandumu için Anadolu'yu dolaştık. Maalesef YSK kararıyla referandum sonucu şaibeli oldu. O zaman yapılacaktı. Ama geç de olsa yapılması gerekir. Biz de bir gün yürüdük.

-(Yürüyüşe) STK'lar da katılıyor ama siyasi parti simgesi yok. Biz yürüdüğümüzde bine yakın insan vardı. Önce başta sonra arkalarda herkesle konuşarak yürüdük. Vekiller de dağılmış aralara. Vatandaşlar da vekillerle konuşma fırsatı buluyorlar. CHP'li vekiller halkla bir arada bulunuyorlar. Yürüyüşümüzün amacı ne iktidar karşıtlığı ne muhalefet yandaşlığı sadece adalet için yürüdük. Hayır'lı Konvoy olarak yürüdük. Kumpas davalarda kaybettiğimiz arkadaşlarımızın isimlerini yazdık tişörtlerimize. Adalet istiyoruz ama hepimizin sosyal medya hesaplarına öyle tacizler geldi ki... Bu yürüyüşü herkes başka algılama çabası içinde. Ben özgür iradesi olan bir adamım. Ben FETÖ yüzünden mesleğimi terk ettim bizi onlarla yan yana getirmeye çalışıyorlar, getiremezsiniz.

-'PKK ve FETÖ ile beraber mi yürüyorsunuz' dediler. Bu söylenecek şey değil. Yürüyüşte iktidardan da MHP'lilerden de var. Böyle bir hareketin adalete katkı sağlayacağını düşündüklerinden katılıyorlar.

Adalet Yürüyüşü saptırılmaya çalışılıyor. Bir kısmı etnik bir kısmı mezhepsel adalet diyor. Evrensel adalet var.

-Atatürk'ü terk edeceğimiz bir yer var. O da Atatürk, 'bilimle benim düşüncelerim ters düşerse bilimi tercih edin' diyor. O zaman terk ederiz.

-Adalet Yürüyüşü seviyeli gidiyor. Dayanışma içerisinde ilerliyor. Bu işi planlayanların arada çıkacak sorunları da karşılayacak planları olmalı. CHP de İstanbul'a girişi de planlıyordur herhalde. Kalabalık büyüdükçe güvenlik açısından da sıkıntı artıyor. Biz yürüdüğümüzde hem asker hem polis vardı. Kalabalık büyüdükçe tacizler artmaya başlayacaktır.

-Fayda olarak sonunda bu sorunun (adaletsizliğin) var olduğunun millete hatırlatılmasını görüyorum. Ben olsam bu yolculuğun Adapazarı ayağını bir kere daha gözden geçiririm. Kontrollü hale getirmeye çalışır, kalabalık yerlerde yürüyen grubu küçültürüm. Orada adaletsizliğin zararını görmüş insanlardan bir grup olurdu. Bunları işi planlayanlar düşünmüşlerdir herhalde.

-5 Mayıs 2014 - 20 Haziran 2014 arasında 46 gün boyunca Anayasa Mahkemesi'nin önünde Adalet Nöbeti tuttuk. Talebimiz adaletti. Orada bir sürü provokasyona maruz kaldık. Gece bir araba geldi. Camları açıldı, 4-5 genç dombıra çalıyorlar Erdoğan lehine tezahürat yapıyorlar. Bir süre sonra alkışladık da, bağırıp bağırıp gittiler.

(İstifa gerekçesi) Benim kalmam beni kuvvet komutanı yapacaktı ama mutlu olmayacaktım. Asker olarak bir elini silaha bir elini omzuma koyan arkadaşlarım hapse atılırken bir şey yapamadığım ve insan olduğum için istifa ettim. Maalesef komutanlar bu sürece bir şey yapamadılar, teslim ettiler. İki defa Başbakana gittim anlatmaya çalıştım, başaramadım. Ben de noktayı koydum. Kalmam neyi değiştirecekti. Ne yaparsanız yapın dünyanın en tepesine de çıksanız oturacağınız yer poponuzun üstü. Kuvvet komutanı olsam ne olur olmasam ne olur.

-Bu ülkede asla bir darbe başarıya ulaşamaz ruh durumundayım. Yapacak olan adamın ahmak olması lazım, halk desteği bulması mümkün değil. Ben darbe girişimi sırasında (Askeriyenin tesisinde) tatildeydim. Saat 8,5 -9 gibi önce Ali Tatar'ın ağabeyi Ahmet Tatar aradı. Paşam burada (Ankara'da) tuhaf şeyler oluyor, uçaklar alçaktan uçuyor, acaba kalkışma filan mı var, dedi. Espri yaptım, inanmıyorum çünkü. Sonra Müyesser Yıldız aradı. 'Acayip şeyler oluyor, köprüyü kapatmışlar' dedi. Ben de ihbar almışlardır, dedim. (Askeriyenin tesisinde) Eşim araçlar geliyor, dedi. Baktım askeri araçlar geldiler, tuhaflık olduğu belli oldu. Oradaki komutan kendi komutanını tutuklamaya geldi. Bir tanesini yakaladım, 'Ne yaptığınızın farkında mısınız' dedim. Tatbikat yapıyorum komutanım, dedi. Onlar tatbikat yaptıklarına inanıyorlardı. Birliklerin komutanı arkadaşımı aradım. Bir şey bilmediğini anlayınca direkt kuvvet komutanını aradım. İki amirinizi derdest edip götürdüler, ne oluyor, dedim. 'Bu, karşı tarafın darbesi' dedi.

-Deniz kuvvetleri tarafından söyleyeyim. 2010 yılında 50 amiralin 26 tanesi içeri atıldı. 6 kişi de istifa ettik. 3-5 kişi de emekli oldu, ayrıldı. Bunların yerleri FETÖ'cülerle dolduruldu. 4-5 sene sonra bütün silahlı kuvvetler FETÖ'cü olacaktı. Memlekette darbe yapmadan FETÖ ele geçirecekti zaten. Niye yaptılar bunu? Bunları bu harekete iten bir şeyler oldu. İzmir'de casusluk davası var. Kocaeli'ndeki amiraller 11 Temmuz'da darbe olacağını biliyoruz, diyorlar. Bu planlı bir darbeydi. Bekleyip kurumu ele geçirecekken bunları biri itekledi. Ülkeye zarar verdiler, 249 insan öldü.

-Sadece siyasilerin değil silahlı kuvvetlerin de günahı vardır. İçinde cemaat adı geçen bir tek basın bildirisi olmamıştır. Silahlı kuvvetler bu işte siviller kadar günahkardır. FETÖ'cüyü alıp kendimiz sokmadık içeri ama 80'lerden itibaren cemaatlerin hoş karşılanmasıyla TSK'nin içine girdiler. Belli bir yere kadar bunun farkına varamadık. İçinde olamaz dediğim isimler var. Silahlı Kuvvetler'de ilişkiler güven üstüne kurulmuştur. Kurumun kendi içinde istihbarat toplaması da mümkün değil, MİT'ten bekleniyor bunlar. Askeri şuralarda önlerine isimleri koydular, çoğu için işlem yapılmadı. Komuta kademesi bundan sonra ümidi kesti.

15 Temmuz'a geldik, o gün herkes birbirini öğrenmiş oldu. FETÖ TSK'ye tecavüz etti, iktidar partisi de gözetleyicilik yaptı. Silahlı Kuvvetler hamile kaldı. Erken doğumla öldürdüler.

-Hüseyin Çelik bir gün 'Balyoz bal gibi darbe planıydı' dedi. Bakana anlatamadık. 'Bunu yapanlar çeteydi' dedik. Balyoz'da benim de ismim vardı. O işler devam etse arkalarından biz de geliyorduk.

İktidar FETÖ'yü besledi.

Biz askerliğimizde ayrım bilmezdik. Annem başı bağlı hafızdır. Kimse beni rütbemde engellemedi. 43 yıl görev yaptım.

Eğitimli insanlarını yok ettiler, Deniz Kuvvetlerine 20 yıllık zarar verdiler. Toplumdan da şikayetçiyiz. Bizi o dönemde yalnız bıraktılar.

(Zekai Aksakallı'nın cami minberinden açıklama yapması) Silahlı Kuvvetler de dönüşüyor. Türkiye nereye gidiyorsa herkes peşine takılıyor. Bu açıklanması gereken bir şey. Genelkurmay Başkanı olsam bunun niye yapıldığının açıklamasını yaparım."


Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları