loading
close
SON DAKİKALAR

Tablonun sorumlusu özelleştirmedir

Çiğdem Toker
Tarih: 07.02.2022
Kaynak: Çiğdem Toker - Sözcü

Çiğdem Toker;

Enerjiyle ilgiliyseniz kulak aşinalığınız vardır. İktidar, fırsatını buldukça, elektrikte kurulu güç kapasitesini 100 bin megavata çıkarmakla övünür.

İşte böyle bir “gurur” tablosu içinde, bu yüzyılda bir şehir iki gün elektriksiz kaldı. Isparta‘da yoğun kar yağışıyla birlikte vatandaşı perişan eden elektrik kesintileri iki günü aştı.

Bu tablo, yılbaşında açıklanan ve bir kabusa dönüşen fahiş zamlarla tartışılmaya başlanan enerji politikalarına daha dikkatli bakılmasını gerektiriyor.

Isparta'da ciddi mağduriyet yaratan uzun kesintiye gerekçe olarak, yoğun kar yağışının kablolar üzerinde oluşturduğu yük ve kabloların bu yüke dayanamayışı gösterildi.

Oysa kentte yalnızca dağıtım şebekesinde değil iletim şebekesinde de hasar oluştuğunu duyuyoruz. Bu da kentteki enerji nakil hatlarının kış koşullarına uygun olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

Nakil hatlarının ağır kış şartlarına elverişli olup olmadığının denetimi de herhalde Enerji Bakanlığı ile EPDK'nın görev alanına giriyor olsa gerek.

10 YIL ÖNCE ÖZELLEŞTİRİLDİ

Türkiye'nin coğrafi olarak 21 dağıtım bölgesine ayrılarak kurulan elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin üzerinden 10 yıl geçti. Akdeniz, Boğaziçi, Çamlıbel ve Uludağ Elektrik Dağıtım şirketlerini, yapılan özelleştirme ihalesini;

Cengiz, Limak ve Kolin ortak girişimi almıştı (Akdeniz: 546 milyon dolar).

Üç şirketin kurduğu çatı şirket olan CLK, Limak'ın 2016'da ayrılmasıyla daha sonra CK'ya dönüştü.

Isparta, Burdur ve Antalya'nın elektrik dağıtımı işini, ortakları Cengiz ve Kolin olan AEDAŞ şirketi yürütüyor.

Isparta'da günlük hayatı felce uğratan kesintiler, dağıtım şirketlerinin denetim konusunun da önemini ortaya çıkarıyor. Kamuoyuna bu konuda açıklama yapılma ihtiyacı bulunuyor.

OYUNCULAR VE BEDELLER

Türkiye'de özel şirketler, AKP iktidarı marifetiyle elektrik üretim ve dağıtımında büyük ve ana oyuncu haline getirildiler. Bu yapılırken de kamuyu yöneten siyasetçiler kamuyu kötüleyerek elektriğin ucuzlayacağı, daha kaliteli hale geleceği, kesintilerin azalacağı gibi vaatlerde bulundu.

İktidarın, özel şirketleri özelleştirmenin başladığı güne kıyasla yüzlerce kat kazanan “kazanan” haline getiren özelleştirme politikası, bugün yaşanan ve faturasını vatandaşların ödediği iflas politikasının temel nedenidir.

Bugün ödediğimiz ve daha da ödeyeceğimiz yüksek faturalar ise özelleştirme süreçlerinde ortaya çıkan büyük özel sektör borçluluğunun eseridir.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de TEİAŞ'ın özelleştirilmesi gündemde.

Enerji şirketleri borcunu ödüyor mu?

Sayıştay'ın Enerji Bakanlığı 2020 Denetim Raporu'nu hatırlamanın tam zamanı. (Rapor geçen yıl yayımlandı.)

Elektrik faturaları üzerinden tahsil edilerek Enerji Bakanlığı banka hesabına yatırılıp bütçeye gelir kaydedilmesi gereken Elektrik Enerjisi Fonu tutarları tam olarak tahsil edilemiyor.

2020 yılında elektrik satışı yapan 197 şirketin 37'si hiç ödeme yapmadı. 18 şirket eksik ve gecikmeli ödeme yaptı.

2019 yılında elektrik satışı yapan 174 firmadan 41'i hiç ödeme yapmadı. 15'i eksik ve gecikmeli ödeme yaptı.

(Bu arada not düşelim. Elektrik Enerjisi Fonu aslında 20 yıl önce kaldırılmıştı. Fakat “Sektör Altyapı Giderlerine Katkı Payı” adıyla bu uygulama sürüyor.)

Elektrik faturanızı gecikmeli ödememeniz için ihtar üstüne ihtar yersiniz değil mi. Ancak enerji sektöründe hizmet veren şirketlerin kendi yükümlülüklerini yerine getirmemesi açık bir usulsüzlükken kimse hesap soramıyor.

Yani Sayıştay tespit edip raporlarında yer veriyor ama vatandaşlar devlete karşı ödevini yerine getirmekten kaçınan şirketlerin kimler olduğunu bilmiyor.

Haydi açıklayın

Elektrik faturalarımızda yüksek zamları görüyoruz. Ama:

– Kayıp kaçak bedeli

– Dağıtım sistemi kullanım bedeli

– Sayaç okuma bedeli

– İletim sistemi kullanım bedeli

– Perakende satış bedelini göremiyoruz.

Oysa bu bedellerin çoğu daha önce görünürdü. EPDK kaldırdı.

Neden? Madem ki elektriğin sübvanse edildiği devletin en üst makamı tarafından açıklanıyor, bu sübvansiyonun ne olduğunu bilmek vatandaşın hakkı değil mi?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları