loading
close
SON DAKİKALAR

YSK’nın genel mahkemeye bakışı

Çiğdem Toker
Tarih: 05.09.2025
Kaynak: Çiğdem Toker - T24

Çiğdem Toker: CHP İstanbul İl Yönetimi'ndeki görevden uzaklaştırma kararını bir asliye hukuk mahkemesinin vermesi sebebiyle, Ataşehir İlçe Kongre iptalinin İlçe Seçim Kurulu’ndan gelmesinin bir tür onay niteliği taşıdığı söylenebilir.

Yani YSK’nın, seçim mevzuatı bir yana bırakılarak, bir siyasi partiyi kimin yöneteceğine asliye hukuk mahkemesince karar verilmesine herhangi itirazının olmadığı, bu durumu kabul ettiği anlaşılıyor.

ysk

Yüksek Seçim Kurulu (YSK)

CHP’nin 14 belediye başkanı, bir önceki belediye başkanı ve başkanvekili, yüzlerce belediye bürokratı ve çalışanı 2024 Ekim ayında başlayan ve 11 aydır fasılalarla devam eden, yolsuzluk, görevi kötüye kullanmayı konu alan operasyonlarla gözaltına alınarak tutuklandı. Belediye başkanları, bürokratlar, hukukçular, çalışanlar aylardır, cezaevlerinde tutuklu olarak iddianamelerin hazırlanmasını bekliyorlar. Bazı tutuklu başkan ve bürokratlarla ilgili olarak; sağlık koşulları, cezaevi ortamı ve nakil koşullarının olumsuzluğuna ilişkin haberleri okuyoruz.

Diğer yandan da iktidarın bağlı medyası, devam eden soruşturma süreçlerin manipüle edecek ve henüz “şüpheli” konumunda olan kişileri itibarsızlaştırıcı nitelikte yayınlarını gazetecilikten çok bir misyonerlik faaliyeti halinde yoğunlukla sürdürüyor.

Yeni adli yıl ile birlikte CHP’ye yönelik yargısal kuşatmada “el yükseltildiği”, sıkıştırma hamlesinin seçim hukukunu da içine alacak biçimde genişletilerek farklı bir dönemece evrildiği anlaşılıyor.

Domino taşı etkisi

Adli tatilin bitip yeni adli yılın başladığı 1 Eylül’ün hemen ertesinde, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin CHP İstanbul İl Kongresi’ne ilişkin kararı, bir domino taşı özelliği taşıyor. Bu kararın hukukiliği, farklı boyutlarıyla tartışılırken, Ankara’da derdest ve 15 Eylül’de ikinci duruşması yapılacak olan CHP Olağan Kurultayı’na ilişkin davada mahkemenin belgeleri istemesi, Genel Merkez’e de mi kayyım atanacağı sorularını yeniden alevlendirdi.

CHP tartışmasını boyutlandıran gelişme, bununla da sınırlı kalmadı. 13 Eylül’de yapılması planlanan CHP Ataşehir İlçesi 7. Olağan Kongresi’nin “gerçekleştirilemeyeceği” bildirildi. Ataşehir İlçe Seçim Kurulu’nun Ataşehir’de yapılacak CHP İlçe Kongresi iptal edildi. İki gün önce alınan mahkeme kararı gerekçe gösterildi.

Atatşehir İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı, Seçim Kurulu Başkanı Memun Kılıç imzasıyla CHP Ataşehir İlçe Başkanlığı’na yazı göndererek, 13 Eylül’de planlanan ilçe kongresinin yapılamayacağını bildirdi.

Gerekçe olarak da 2 Eylül’deki İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı gösterildi. Gerçekten de bu ara kararın sonuç kısmanda şöyle bir ifade yer alıyor:

 “39. Olağan Kurultay süreci kongre takvimi kapsamında İstanbul İl ve ilçelerinde yapılacak seçim çalışmalarının tedbiren durdurulması…”

Anlaşılan o ki, sadece Ataşehir değil, bugünden sonra kongresi planlanmış ve takvime bağlanmış CHP İstanbul ilçe kongrelerinde de benzer kararlar alınacaktır…

Ataşehir İlçe Seçim Kurulu kararında bir ayrıntı önemli:

YSK Asliye Hukuk yetkisini kabul ediyor

CHP İstanbul İl’deki görevden uzaklaştırma kararını bir asliye hukuk mahkemesinin vermesi sebebiyle; Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) hukukçularca dile getirilen “fonksiyon gaspı” iddiası açısından nasıl bir tutum alacağının merak edildiği bir günde, Ataşehir İlçe Kongre iptalinin İlçe Seçim Kurulu’ndan gelmesinin bir tür onay niteliği taşıdığı söylenebilir.

Başka ifadeyle YSK’nın, seçim mevzuatı bir yana bırakılarak, bir siyasi partiyi kimin yöneteceğine asliye hukuk mahkemesince karar verilmesine herhangi itirazının olmadığı, bu durumu kabul ettiği anlaşılıyor.

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında gerekçe olarak “yaklaşık ispat” yaklaşımının benimsenmesi ise kesinleşmiş bütün seçim sonuçlarını tartışmalı ve şaibeli hale getirerek hukuki güvenlik ilkesini de ortadan kaldırıyor.

Aslında bu bir ilk değil tabii. Hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edilmesinin yakın geçmişteki ağır örneğini 2017 referandumunda görmüştük. Oylama sürerken AKP temsilcisinin başvurusu üzerine (dönemin YSK Başkanı Sadi Güven açıklaması) mühürsüz oyları kabul etmiş, yapılan itirazları da reddetmişti.

Sekiz yıldır tutarlılık arz eden bir yaklaşım izliyoruz anlayacağız. Olan, milyonlarca vatandaşın hakkı, hukukuna oluyor, en temel normlar çiğneniyor ama ne gam. (Anayasa Mahkemesi kararının tanınmadığı ve bunun neredeyse övünülerek açıklandığı bir ülkede yaşamıyor muyuz?)

CHP için özel olarak hazırlanmış izlenimi veren ve adeta zaman ayarlı bir yargı takvimi siyaseti yeniden şekillendirecek.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları