loading
close
SON DAKİKALAR

Gökhan Günaydın: Kentlinin ve köylünün ortak refahını düşünen yeni bir tarım ve gıda rejimi kuracağız

Gökhan Günaydın: Kentlinin ve köylünün ortak refahını düşünen yeni bir tarım ve gıda rejimi kuracağız
Tarih: 12.06.2020 - 17:29
Kategori: Gündem

İBB iştiraki İSYÖN A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Günaydın, Toprak TV'de Toprağın Sesi programına konuk oldu. Günaydın, "İBB yalnızca İstanbul'un köylüsü ve kentlisi arasında değil Türkiye'nin tamamının çözüm odağı noktasına dönüşecek" dedi.

Gökhan Günaydın'ın programda yaptığı açıklamalar şöyle:
"Türkiye'de tarımın sorunları bilinmeyen sorunlar değildir. 15 yıl önceki tarım programlarında yaptığımız konuşmalarla bugün yaptığımız konuşmalar birbirinin kopyası niteliğindedir. 

AKP'nin ilk Tarım Bakanı Sami Güçlü'ydü. İktisat profesörüydü. Biz onunla genç bir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı olarak çeşitli TV'lerde canlı yayınlara çıkabiliyorduk. Tarımı çok iyi bildiğinin hiçbir zaman düşünmedim ama hiç olmazsa bir şeyleri beraber konuşmak, öğrenmek, kendi gibi düşünmeyenlerin de birikimini tarım sorunlarını çözmek gibi çağdaş bir anlayışa sahipti.

'98'den beri memlekete GDO'lu ürünler giriyor' diyorduk. Bakanlıklar bizi yalanlıyordu. Sami bey de GDO'lu ürün yok, diyordu. Mersin limanına 150  bin ton GDO'lu soya taşıyan bir gemiye Greenpeace barışçıl bir eylem yaparak depolarından numune aldı, onları Avrupa laboravuralarına analiz ettirdi, GDO'lu oldukları ortaya çıktı.  

Biz basın toplantısı düzenledik. Sami Bey'e sorduk, GDO var mı yok mu analiz yapabilecek laboratuvarın var mı Mersin'de, dedik. Beni aradı, laboratuvarım yok, ben Mersin limanından Türkiye'ye GDO'lu ürün girişini engelleyemeyecek durumdayım, daha evvel de girdiğine kani oldum. Sizlerle birlikte basın toplantısı yapmaya hazırım, dedi.

Yenişehir'de basın toplantısını bakanla beraber yaptık, bakan hepimizin huzurunda, 'Türkiye'ye GDO'lu ürün sokmayacağım' dedi. 1 ay sürmeden canlı yayında gelen bir telefonla görevden aldılar. 

Ondan sonra gelen bakanlar demokratik bir tutum almaktan çok uzak kaldı. Tarıma yarar vermediler. Sadece bir tanesi meslektendi. O da en çok tarım bütçesine imza atmakla övündü. Memleketin doğru dürüst kronolojisi çıksın, tarıma Mehdi Eker'den daha fazla zarar veren bir bakan olmamıştır.

Herkes 'tarımda çok büyük yatırımlara ihtiyaç var ama kaynak yok' diyor. Arzu ettikleri alanda çok güzel kaynak buluyorlar.

Türkiye 2019'da 9 milyar dolar ayırmış ithalata. 54 milyar TL'yi yurt dışından buğday, mısır, çeltik, nohut, mercimek, kırmızı et vs almak için dağıtmış.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bir ana gövdesi var. Gıda ve Muhtarlıklar Daire Başkanlığı var. Adı tarım değil. Bizden evvel İstanbul ve tarım sözcüğü yan yana gelmemiş. istanbul'da tarım mı olur, diyorlar. İstanbul kadim bir kent. Biyoçeşitlilik ve üretim açısından da eşsiz bir kent. Tümüyle tüketici algısı verilmiş bir kent. Topraklarını satmaya hazırlanan bir köylü ordusu var. İBB'nin ana gövdesindeki Gıda ve Muhtarlıklar Daire Başkanlığını tarım odaklı olmak üzere yeniden yapılandıracağız. Aynı zamanda İSYÖN de bir şirket mantığıyla hızlı karar alınması gereken zamanlarda devreye girecek. 

Yalnızca İstanbul'daki üretici için değil. İstanbul'da 950 muhtarlığın 151'i kırsal özellikler taşıyor. Buraları karış karış geziyoruz. Buralara fide dağıttık. 

Ekrem İmamoğlu'nun kararı ve iradesi olmasa yürümez bu işler. 

Süt dağıtım sözü vermişti, Ekrem başkan, 'İlk yapmamız gereken iş bu, ayaklandıralım' dedi.

Sütün hem miktarı hem kalitesi önemli. Kan ve süt en hızlı bozulan sıvıdır.  Bütün bunlar bir hazırlık gerektiriyor. Biz Tire'den süt alıp dağıtmaya başladık. Niye İstanbul'dan almıyorsunuz, dediler. Zaman içinde İstanbul'daki arkadaşları o noktaya getireceğiz, dedik. Cumhurbaşkanı 'nerde kaldı bu sütler' diye bağırdı. Ben de 'saraydan çık, süt kamyonlarımızı takip et. Yoksul semtlerde dolaşıyorlar, senin evinin önünde dolaşacak halleri yok' dedim. 

Anadolu'nun 81 ilindeki üretici İstanbul'un derdi. Üreticiler arıyor, 'Üretiyoruz ama pazarlayacak yer bulamıyoruz' diyorlar.

Daha bugün Kastamonu milletvekili arkadaşım beni aradı 'Siyez buğdayı için sözleşmeli tarım yapabilir miyiz' dedi. Kastamonu'da siyez buğdayını ürettireceğim ve Halk Ekmek özel üretimini yapacak.

Türkiye'nin her tarafında kadın kooperatifler, değişik kooperatifler üretim yapıyorlar, pazarlayacak yer bulamıyorlar. İstanbul'da Halk Marketler açarak, en çok yoksulların tükettiği ürünlerin uygun fiyatlara stıldığı merkezler oluşturmak istiyoruz. İBB yalnızca İstanbul'un köylüsü ve kentlisi arasında değil Türkiye'nin tamamının çözüm odağı noktasına dönüşecek. Bu da merkezi hükümette uygulayacağımız politikaların küçük örneğidir. 

Müdahaleci, rasyonel gıda politikalarıyla kentlinin ve köylünün ortak refahını düşünen yeni bir tarım ve gıda rejimini kuracağız. Kamu ekonomisine yarar sağlayacak, doğaya da saygılı olacak."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları