loading
close
SON DAKİKALAR

Gökhan Günaydın; 'Mine Abla'nın ardından'

Gökhan Günaydın; 'Mine Abla'nın ardından'
Tarih: 13.03.2022 - 16:54
Kategori: Yaşam

Gökhan Günaydın; Mine Abla’yı gözledim bu dönemde hep.. Başı dik, onurlu duruşunun yanına, anlayışı ve sevgiyi yakıştırışı muhteşemdi.. “Akın’ın yolundan yürüyüşünle gururlanıyorum” dedi bana bir gün, usulca..

Gökhan Gündın'dan Mine-Akın Özdemir'e;
 
"MİNE ABLA’NIN ARDINDAN..
 
İzlediler, plan yaptılar, pusu kurdular.. Alçak bir çarpraz ateş başladığında, takvimler 18 Aralık 1978’i gösteriyordu.. Ölümün geleceğini bilen ve bekleyen yiğit adam, Akın Özdemir için zaman 33 yaşında durdu.. “Yere yat” diye bağırabildi, sevdiğine, eşine..
 
29 yaşında bir genç kadın, katiller alçak bedenleriyle karanlıklara karıştığında, geriye kalan yaşamında taşıyacağı değerlerle baş başa kalmıştı: Deniz, Ulaş, süren mücadele ve yoldaşlar..
 
43 yıl geçti aradan.. 1990’ların ikinci yarısından itibaren, gidişimizi olanaksız kılan nedenler olmadıkça, ki bunlar çok nadirdir, her 17/18 Aralık tarihlerinde Adana’da ve Mersin’de olduk, Akın Özdemir dostları ve mücadelesiyle kararlılığımızı biledik..
 
Mine Abla’yı gözledim bu dönemde hep.. Başı dik, onurlu duruşunun yanına, anlayışı ve sevgiyi yakıştırışı muhteşemdi.. “Akın’ın yolundan yürüyüşünle gururlanıyorum” dedi bana bir gün, usulca.. ‘Yaşam insana büyük armağanları, beklemediği anda veriyor’ diye düşündüğümü bugün gibi anımsıyorum.
 
Deniz ve Ulaş’la tanıştık, dost olduk. Çocuklarımıza verdiğimiz isimlerle onlara bir yol çiziyoruz, oradan yürümelerini umarak. Oğluma Devrim ismini verirken benim de duygum böyleydi kuşkusuz. Deniz ve Ulaş ta, anneleri gibi, yatağında akan büyük nehrin renkleriyle uyumlu bir yaşam sürdüler, tanığıyız..
 
eçen yıl Sait Ağbi arayıp “Mine tedavi görüyor Gökhan, haberin olsun” dediğinde, girilen yolun pek farkında değildim. Bu yıl 17 Aralık’ta Adana’da Mine Abla’yla yan yana oturduk, sohbet ettik. Zamanın azaldığını görmek, yüreğimi dağladı..
 
İki gün evvel sabah 07:27’de Mine Abla’nın telefonundan Deniz’in attığı mesaj, ardından dostların telefonları.. “Haberin oldu mu” diyen kederli sesler..
 
Anmalara Ankara’dan, trenle giderdik eskiden, Akın dostlarıyla beraber..Bu bir ritüeldi adeta. Yemek vagonunda başlayan, kompartmanlarda sabaha kadar süren, bize Torosları geçiren Akın sohbeti. Aslında bir döneme tanıklık etmek, hatta sorgulamak üzerine uzun konuşmalar. Sonra TCDD de değişti, bizler de..
 
Artık zamanımın çoğu İstanbul’da geçiyor.. Pazar günü mutlaka Mersin’de olmalıydım. Hem Sabiha Gökçen hem de Yeni Havalimanından ayrı ayrı uçuş rezervasyonları yaptırdım. İçime doğmuş gibi, dün gece arabayla çıkmaya niyetlendim, İstanbul ve çevresinde bir ilçeden diğerine gitmenin zorlaştığı koşullarda, dostlar vazgeçirdiler. Bu sabah ta her iki uçuşun da iptal kararları geldi..
 
Evet, bugün ilk kez yanında değilim Mine Abla.. Ama sen çok iyi biliyorsun, aklım da, yüreğim de seninle.. Mücadele sürüyor, sürecek.. Tıpkı Akın Ağbi gibi, Mine Abla da bizle olmaya devam edecek..
 
Siz çok yaşayın, Mine-Akın Özdemir.."
Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları