loading
close
SON DAKİKALAR

HDP, 8. kuruluş yıl dönümünü kutladı

HDP, 8. kuruluş yıl dönümünü kutladı
Tarih: 19.10.2020 - 08:35
Kategori: Siyaset

HDP, 8. kuruluş yıldönümünü Bostancı Gösteri Merkezi'nde düzenlenen bir törenle kutladı.

HDP'nin kuruluşunun 8. yıl dönümü dolayısıyla Bostancı Gösteri Merkezi'nde bir tören düzenlendi.

Kuruluş etkinliğine çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü, sendika ve meslek örgütünün temsilcileri de katıldı.

Etkinlikte, HDP'nin kuruluşundan bugüne görev alan eş genel başkanlar söz aldı, cezaevinde tutulan eski eş genel başkanların mesajları okundu.

Kutlama mesajı gönderenler arasında Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel, HDP'nin kurucu eş genel başkanları Yavuz Önen, Fatma Gök ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da yer aldı. Pandemi sebebiyle sınırlı sayıda davetlinin katıldığı kutlama etkinliğine HDP ve HDK bileşenleri yöneticilerinin yanı sıra; HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, Sol Parti MYK üyesi Yaşar Aydın, Bağımsız Milletvekili Cihangir İslam, EHP Sözcüsü Özge Akman, Kürdistan Sosyalist Partisi'nden Bahattin Turan ve Kemal Ölmez, Toplumsal Özgürlük Partisi Temsilcileri Perihan Koca ve Pelin Kahiloğulları, BDSP temsilcisi İpek Bozkurt, Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Hasan Pulat ve Halkevleri Yöneticisi Ferda Koç, TSİP Genel Sekreteri Ali Öner ile TSİP MYK üyesi Adem Yakar, TKP temsilcisi Arda Hacıyusufoğlu, Alınteri'nden Mürvet Küçük, Kaldıraç'tan Hakan Dilmeç, SODEV'den Yavuz Okçuoğlu, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve DİSK'e bağlı sendikaların yöneticileri, KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik ve KESK'e bağlı sendikaların yöneticileri, ÖHD, Demokratik İslam Kongresi, 78'liler Girişimi, 10 Ekim Barış Dayanışma Derneği, Suruç Aileleri, KHK ile ihraç edilen emekçiler, ADAM DER, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı, Divriği Derneği Başkanı, Alevi Vakıflar Federasyonu Genel Başkanı, Demokratik Alevi Dernekleri Eş Genel Başkanı, Din Alimleri Derneği Başkanı, Alevi Birlikleri Konfederasyonu yöneticileri, Antikapitalist Müslümanlar temsilcileri, Karakoçanlılar Derneği, Koçgiri Derneği, Berikan Gençlik Birliği yöneticileri katıldı.

HDP'nin 8 yılının anlatıldığı sinevizyonun gösterildiği etkinlik, sanatçılar Pınar Aydınlar, Rojda ve Mezopotamya Kültür Merkezi ile Beksav sanatçılarının ezgileriyle son buldu.

Etkinlikte söz alan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, şöyle konuştu:

Pervin Buldan:
"Aramıza duvarlar örülse de direnişte ve mücadelede bir olduğumuz Sevgili Figen Yüksekdağ ve Sevgili Selahattin Demirtaş başta olmak üzere tutuklu tüm arkadaşlarımıza buradan kucak dolusu selam ve sevgilerimizi gönderiyorum.

HDP kurulduğu günden bu yana emeği geçen tüm yönetici arkadaşlarıma kucak dolusu selam ve sevgilerimi yolluyorum.

15 Ekim; demokratik siyasal yaşam açısından önemli bir gündür. Büyük fırtınaları, darbeleri, barajları birer birer aşarak bugünlere gelen emeğimiz, alın terimiz, onur kaynağımız Halkların Demokratik Partisi kurulalı tam 8 yıl oldu. Evet, daha dün gibi yeniyiz, heyecanlıyız, bir o kadar da coşkuluyuz! Dünüz, bugünüz, yarınız. Hep varız ve var olmaya da devam edeceğiz. Umut oldukça HDP de olacaktır. HDP oldukça, başarı olacaktır, başarı oldukça tarihin akışı değişecektir. Zalimlerin yazdığı tarihi mazlum halklar mutlaka değiştirecektir. Egemenler ne kadar direnirse dirensin bu yüz yıl, ezilen mazlum halkların ve kadınların yüzyılı olacaktır.

Neredeyse bir asırdır, halklara zulmeden ceberut sistemler artık aşılmaya mahkûmdur. Halka rağmen ayakta duramayacaklar, başaramayacaklar. Halkların demokratik iktidarı, özgürlükçü, eşitlikçi demokratik sistemi yoldadır. Engelleri aşa aşa emin adımlarla gelmektedir. İşte HDP, halkı bıktıran, bezdiren bu soygun düzeninden kurtulmanın yolunu açmak, demokratik iktidar seçeneğini yaratmak için siyasal yaşamda kurucu bir rol oynamaktadır.

"HDP fikriyatının bir yanı Anadolu’dur, diğer yanı Mezopotamya’dır"

HDP, bu kadim toprakları, Kürt, Türk, Ermeni, Arap, Çerkez, Alevi, Süryani, Êzidî, Rum, Laz, Hristiyan, Müslüman, Roman, Pomak bütün inanç ve kültürlerin ortak evi yapmak için vardır, bunun için mücadele vermektedir. HDP fikriyatının bir yanı Anadolu’dur, diğer yanı Mezopotamya’dır. Kızılırmak’la Dicle ve Fırat’ı birleştiren, halklar deryasının çok sesliliğidir. Eşit ve özgürce bir arada yaşama iradesinin dayandığı temel güçtür.

HDP salt seçimden seçime oy verilen bir parti değildir Değerli Arkadaşlar! HDP farklıdır. HDP, her kimliğin ve her inancın kendini özgür ve değerli hissettiği onurlu bir yaşam biçimidir. Yaşama olan büyük bağlılıktır.

Aynı zamanda kadın partisiyiz diyoruz ya, HDP kadının yaşam alanıdır. Kadının özgürlük ve yaşam dokunulmazlığıdır! Eşbaşkanlıkla tek başkanlığı kaldıran bir partiyiz.

HDP, büyük insanlık değerlerini yaşatan, ileriye taşıyan toplumsal bir özdür. Apê Mûsa yıllar önce şöyle demişti: “Yaşamanın bir diğer adı direnmektir.” Evet, biz de diyoruz ki yaşamanın diğer adı direnmekse direnmenin adı da HDP’dir, HDP’li olmaktır, HDP’de olmaktır.

"HDP’nin gücü halktır, halklardır"

8 yıllık siyasi ömrüne on yılların mücadelesini sığdırmayı başaran bir partiyiz. Neredeyse mücadelesiz geçen bir günümüz yoktur. Hakikat neredeyse, HDP oradadır. Mazlumlar ve ezilenler neredeyse, HDP oradadır ve onların yanındadır. Karanlığın karşısında umudu an be an ayakta tutan ve büyüten bir cesarettir. Başarma azmi ve kararlılıktır! Hangi dilde haykırırsa haykırsın, inadına barış, inadına özgürlük diyen bir çığlıktır. HDP’nin gücü halktır, halklardır. HDP’nin gücü; haklılıktır, hakikate dayanıyor olmaktır. HDP’yi en iyi tarif edecek tek bir cümle vardır, o da; HDP halkın kendisidir. Halkın özüdür. HDP sizsiniz. HDP sizin iradenizdir, sizin renklerinizdir.

Bizler yola çıkarken, üç temel ilkeyi rehber edindik: Sonuna kadar kararlı olacağız, cesur olacağız ve başaracağız dedik! 8 yıldır bir milim geri adım atmadan yolumuza kararlı bir biçimde devam ediyoruz. Eşit ve özgür bir yaşam, herkes için demokrasi, herkes için adalet, onurlu bir barış ve emeğin hakkı için yürüyoruz. Her bir insanımıza değerli olduğunu hissettirecek demokratik bir cumhuriyeti hedefliyoruz.

"Bu ülkede yaşayan herkes ev sahibidir, misafir değildir"

Devletin anayasası değil, halkların ve hakların demokratik anayasası olsun diyoruz! Kürt ve Türk eşit koşullarda özgürce bir arada yaşasın. Kürd'ün varlığı Türk’ün varlığını, Türk’ün varlığı Kürd’ün varlığını güçlendirsin istiyoruz. Bu ülkede yaşayan herkes ev sahibidir, misafir değildir. Bu topraklar herkesin ortak evi olsun diye mücadele yürütüyoruz. Ayrımcılık son bulsun, hiçbir inanç ve dil diğerinden üstün olmasın, Alevi ve Sünniler eşit olsun diye çaba yürütüyoruz. Erkek egemenliği bitsin, kadın erkek eşit olsun diye mücadele veriyoruz. Üstünlerin hakkı değil, hakların üstünlüğü olsun istiyoruz! Hakikate dayanan ve herkese eşit yaklaşan gerçek bir adalet gelsin diye mücadele veriyoruz. Başta İmralı olmak üzere tüm demokrasiyi, adaleti, barışı, toplumu tecrit altına alan hukuksuz politikaların son bulması için mücadele veriyoruz.

Bu devlet sisteminin demokrasi, adalet ve barışa dayanan yeni bir demokratik kurguya acil ihtiyacı var diyoruz! Üniversitelerde dirsek çürüten gençler, yarınlarına umutsuz bakmasın, umudunda güzel yarınları görsün diye mücadele ediyoruz. Bu ülkede herkesin karnı doysun, hiç kimse aç yatmasın, işsiz ve çaresiz kalmasın istiyoruz. Ülke kaynaklarının paydaşı üç, beş yandaş değil 82 milyon olsun diye uğraşıyoruz. Ormanlar, dereler, akarsular, talancıların değil, doğanın olsun diyoruz.

İşte bu nedenle HDP, yaşamsal bir ihtiyaçtır. Halkın özgürlük ihtiyacıdır, barış ihtiyacıdır, adalet ihtiyacıdır. İşte bu nedenle iktidar vicdansızca, hukuksuzca HDP’ye saldırmaktadır. Binlerce arkadaşımızı haksızca tutukladılar.

"HDP’yi cezaevlerine sığdıracaklarını sandılar ama yanıldılar"

HDP’yi cezaevlerine sığdıracaklarını sandılar ama yanıldılar. HDP cezaevlerine sığmaz. Milyonların iradesi cezaevlerine konmaz. Birimiz bin oluruz ve bu bayrağı yere düşürmeyiz. Bu kaleyi bir düşürebilirlerse saraylarını faşizmin kalesine dönüştürmüş olacaklar. Yalanlarla, talanlarla, yolsuzluklarla ve yasaklarla yönetmeye devam edecekler. Bütün dertleri budur. Çünkü biz onların saray oyunlarını sürekli bozuyoruz. İktidar hesaplarını ters yüz ediyoruz. HDP’nin sayesinde bu arada bu hükümet matematiği de öğrendi. Çünkü iktidarları için her gün toplama, çıkarma, çarpma, bölme yapıyorlar. Ama her defasında HDP’ye çarpılıyorlar.

50+1 hesapları bir türlü tutmuyor, tutmayacak da. Yanlış hesap halktan dönüyor. 7 Haziran’dan, 31 Mart’tan dönüyor. Kendileri kaybettikçe bizim başarma, toplumun gelecek umudunu kırmak istiyorlar. Ama çok yanılıyorlar. HDP, asıl bu iktidarın başarma umudunu her gün, her saat, her dakika kırmaktadır. 7 Haziran’da kırdık, 31 Mart’ta kırdık, 23 Haziran’da kırdık. Ve kırmaya da devam edeceğiz. Haziranlar bizimdir. Onların olmayacaktır. Başarılar bizimdir. Halkımızındır. Demokrasi de bizim olacak, barış da bizim olacak, özgürlükler de bizim olacaktır. İnanın ki HDP’ye baktıkça kaybedişlerini görüyorlar. HDP’ye baktıkça demokrasinin gelişini görüyorlar.

"Suçları çok büyük, boğazlarına kadar harama battılar"

Kaybettiklerinde çok büyük hesap vereceklerini biliyorlar. Çünkü suçları çok büyüktür. Altından kalkamayacakları büyük yolsuzluklar yaptılar. Boğazlarına kadar harama battılar! Roboski’den, Soma’ya, Suruç’tan Ankara, Cizre ve Çorlu’ya en büyük katliamları, helikopter işkencelerini, açlık ve işsizlik intiharlarını, kadın cinayetlerini, salgın çaresizliğini, savaşlarda ölüm ve gözyaşlarını yaşattılar. Kürt ve Kürtçeye düşmanlık yaptılar. Daha birkaç gün önce İstanbul’da Kürtçe tiyatroyu bile yasaklayacak kadar küçüldüler. Çünkü Kürtçe tiyatrodan bile korkacak hale geldiler! Halkın seçilmiş iradesini gasp ederek hukuksuzca kayyım atadılar. Demokratik siyasete darbe yaptılar. On binlerce siyasetçiyi, barış diyeni, itiraz edeni, gazetecileri cezaevlerine attılar. Bağımsız olması gereken yargıyı sarayın emrine soktular, partili hakim savcı düzenine geçtiler. Emekçileri yerlerde tekmelediler. İş isteyen insanları kovdular, azarladılar. Anneleri, Barış Annelerimizi yerlerde sürüklediler. İtiraz eden herkesi terörist ilan ettiler. Halkı kamplaştırdılar, nefreti yaydılar bu coğrafyaya bu ülke topraklarına. Dini istismar ettiler. Haramı yol bellediler. Halkın vergilerini israfa, savaşa, silaha harcadılar. Yoksul halka ise sabır dilediler. Toplumun üzerine resmen karabasan gibi çöktüler.

Değerli Türkiye halkları, ülkeyi bu uçurumdan kurtarmak zorundayız. Bu böyle gitmez. Onun için yolumuz uzun, sorumluluğumuz çok büyük. Hiç kimse bugünlere bakarak karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmamalıdır. Umutsuz ve karamsar olması gereken bizler değil bu iktidardır. Çünkü kaybedecekler. Başaramayacaklar. Buradan herkese, tüm Türkiye toplumuna çağrı yapıyorum: Bu iktidara daha fazla katlanmak, bunları sırtınızda taşımak zorunda değilsiniz. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini çalan, sizin sırtınızdan kendi geleceklerini kurtarmaya çalışan bu haramilere dur demenin artık zamanı gelmiştir. Hep birlikte bu bozuk düzeni değiştirelim, insanca, eşitçe yaşamı birlikte kuralım diyoruz.

"Gelin birlikte bir yol açalım ve birlikte yürüyelim"

Sizlere dibi yaşatan bu kötülük düzenine siz de önünüze konan ilk sandıklarda dibi yaşatabilirsiniz. Bu güç sizin elinizdedir. İşte tüm mesele budur. Sizi unutanları, yok sayanları, size kibirle bakanları siz de unutmalı ve yok saymalısınız! Buradan tüm demokrasi güçlerine, ülkeyi ve toplumsal barışı dert edinen sorumlu herkese diyoruz ki, gelin birlikte bir yol açalım ve birlikte yürüyelim! Birlikte mücadele edelim! Faşizme karşı, yolsuzluk ve adaletsizlik düzenine karşı hep birlikte meydan okuyalım.

Meydanlar bizimdir. Meydan okuma, hesap sorma gücü de bizdedir. Hep birlikte güçlü bir şekilde hesap soralım! Bu iktidara da sözümüz şudur: HDP’yi yıkamayacaksınız. HDP’yi ve milyonları bitiremeyeceksiniz. Güneşi asla ve asla karartamayacaksınız. Çünkü HDP demokrasinin kalesidir. Bu kale asla ve asla düşmez. Bu kale sarsılmaz. Bu kale yıkılmaz. Bu halk geçilmez.

HDP’nin fikir sahibi olan İmralı Cezaevi’nde Sayın Abdullah Öcalan’a selamlarımı göndermek isterim.

Mithat Sancar:
"8 yaşındayız şimdi HDP olarak ama arkamızda asırlar var. Asırlarca biriktirilmiş mücadele var, verilmiş emekler, ödenmiş bedeller var. İşte biz bütün o hak, adalet, özgürlük ve eşitlik mücadelelerinin mirasçısıyız. 8 yaşında değiliz, 8 bin yaşındayız. Belki dahada büyüktür yaşımız. O yolda bedel ödeyen herkese, yürüyen herkese selam olsun. Bugün zindanlarda tutulan Demirtaş’a, Yüksekdağ'a, Baluken’e, Tuncel'e, Kışanak'a; bütün yoldaşlara buradan selam olsun. Hepinize minnetimizle selam gönderiyoruz sizlere.

Bizler binlerce yıllık direnişin, eşitlik ve özgürlük geleneğinin partisiyiz. Bu gelenek ulu bir çınardır. Kökleriyle toprağa, gövdesiyle yeryüzüne, dalları ve yapraklarıyla ışığa, gökyüzüne yönelen bir hayat ağacıdır HDP. Bu topraklarda hak mücadelesinin gelip billurlaştığı en parlak, en güçlü, en temiz adrestir HDP. İşte bu partinin neferleri olmanın gururu ile bir araya geldik, onuruyla sesleniyorum sizlere.

"Direnmeyi de inşayı da en iyi biz biliyoruz"

Direniş hikayemizi anlatmaya gerek yok. Direnmeyi çok iyi biliyoruz, direnerek geldik bu günlere. Ama biz inşayı da biliyoruz. Bu ülkede faşizme karşı direniyoruz, özgürlüğü, demokrasiyi, barışı inşa etmeye yürüyoruz. O inşa işi de bizim olacak. Direnişi bildiğimiz gibi bu ülkeye demokrasiyi de biz getireceğiz. 

Faşizme karşı direniş her gün ve her saat yeniden tazelenmesi gereken bir hayat tecrübesidir. Onun vadesi, tarihi yoktur. Bir seçime bağlanamaz, sandıkla açıklanamaz. Biz o nedenle her gün her an yeniden faşizme karşı direneceğiz ki zamanı geldiğinde o sandıklarda bu iktidarı devirecek o güçlü birlikteliği gösterelim. Direneceğiz ki demokratik cumhuriyeti kurabilelim.

İşte bu ülkede faşizme karşı direniş ve demokratik cumhuriyeti inşa. Bu iki hedefi bir araya getirmedikçe bu zulüm yönetimini sona erdirmenin imkanı yoktur. Tersinden söylüyorum, faşizme karşı her gün direniş ve demokratik cumhuriyeti inşa için her gün emek. İşte bu ilkeler bu ülkeye demokrasiyi de barışı da huzuru da getirecek. Belki biraz geç ama er ya da geç. İnancımız odur ki o kadar da geç olmayacak.

"Şimdi tam birlik zamanı"

Şimdi tam birlik zamanıdır. Bu ülkeye demokratik cumhuriyeti getirmek için demokrasi güçlerinin birlik zamanıdır. Bu ülkede Kürt halkının onuruyla oynamak isteyen zalimlere karşı Kürtlerin ulusal birlik zamanıdır. Şimdi HDP'nin HDP emekçilerinin, çalışanlarının kenetlenme zamanıdır. Partimiz için de birlik, partimiz için de kenetlenme, partimiz için de daha da güçlü dostluk zamanıdır. Ancak birlikte başarabiliriz. Demokratik cumhuriyeti birlikte kurabiliriz. Kürt halkının onurunu, özgürlüğünü birlikte savunabiliriz.

Saldırılar dışarıdan da gelir içeriye de yönelir. Ama bizim güçlü geleneklerimiz var parti olarak. Ülkede istediğimiz demokrasiyi bu partinin içinde de işletmek için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız. Bütün sorunlarımızı bu temelde çözeceğimize inancımız tamdır, sizin de inancınız tam olsun. Hepinizin de inancı böyle olsun. HDP bu ülkeye demokrasiyi getirecek, bunu getirirken de kendi içindeki demokrasi yürüyüşünü de, demokratik usulünü, yolunu da en güçlü biçimde inşa edecektir. Bunu yaparken ülkeye, dünyaya örnek olacak potansiyelimiz var.

Yürüdüğümüz uzun bir yol aldığımız büyük bir mesafe var ama durmak yok, hayat hareketle mümkündür. Yaşamak direnmekle olduğu kadar yürümekledir de. Yürüyüşe devam değerli dostlarım, yoldaşlarım yürüyüşe devam."

Demirtaş'tan mesaj

HDP'nin 8. kuruluş yıl dönümü için Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP Eski Eş Genel Bakanı Selahattin Demirtaş da bir mesaj paylaştı. Demirtaş, "Siyasetin bunca kirlendiği bir zamanda sen bir pırlantasın HDP. İstediği kadar çamur atsınlar, sen en değerlimizsin. Ve iyi ki doğdun, nice yıllara" ifadelerini kullandı.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları