HKP İzmir İl Örgütü'nden asgari ücret protestosu: AKP’gillerin sefalet ücretine hayır diyoruz

Halkın Kurtuluş Partisi, her yılın ilk günü yaptığı asgari ücret protestosunu bu yıl da gerçekleştirdi.

İzmir Karşıyaka'da dün toplanan HKP İzmir İl Örgütü üyeleri, “Sefalet ücreti istemiyoruz”, “İşsizliğe, pahalılığa, zama, zulme son”, “İnsanca yaşam ücreti istiyoruz”. “AKP işsizlik, pahalılık, zam, zulüm demektir”sloganları attı.

Eylemde HKP MYK üyesi Yusuf Gençer açıklama yaptı.

Gençer'in açıklaması şöyle: 

"Yeni bir yıla girdiğimiz şu günlerde işsizlik ve hayat pahalılığı katmerlenerek devam ediyor. Resmi rakamlara göre bile belirlenen enflasyonun üzerinde artan vergiler, eğitimden sağlığa, gıdadan, barınmaya, ulaşıma, doğalgaza, elektriğe yani tepeden tırnağa her şeye zam yapılırken milyonlarca işçiyi ilgilendiren Asgari Ücret’e artan hayat pahalılığının çok altında bir zam yapılmıştır. Yani emekçi halkımıza yine işsizlik ve pahalılık cehennemi reva görülmüştür. Kısacası AKP, bildiğimiz AKP. Finans-kapital ve tefeci-bezirgan sermayenin borazanlığını yapıyorlar.

İktidar edildiklerinden bu yana halkın yararına hiçbir uygulamanın altına imza atmamışlardır. Aksine başta kamu malları olmak üzere Cumhuriyet döneminin tüm kazanımlarını yerli yabancı parababalarına özelleştirme adına peşkeş çekmişlerdir. Buradan elde edilen gelirleri kendilerinin ve yandaşlarının kasalarına aktarmışlardır. Yani kamu malını iç etmişlerdir. Bunların halka ihanetlerini saymakla bitiremeyiz. Tepeden tırnağa ihanet içindedirler.

En son ihanetleri de 2020 yılı için belirlenen asgari ücret olmuştur. Peki bu ihanetlerinde yalnız mıydılar? Elbette ki hayır! Başta temsil ettikleri finans-kapital ve tefeci-bezirgan sermaye sınıfı, sarı gangster TÜRK-İŞ, yandaş HAK-İŞ ve ne yazık ki artık onların dümen suyuna girmiş olan bugünkü yöneticilerinin elindeki DİSK de bu ihanetin bir parçası olmuştur.

Peki bunlar asgari ücreti hangi kriterlere göre belirlemiştir?

4857 sayılı İş Yasası çerçevesinde asgari ücret, “işçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılanmasına yetecek ücret” olarak tanımlanmaktadır. Bize göre bu tanım da eksiktir. Yine de biz bu tanıma göre değerlendirirsek, açıklanan rakamın bu kriterlere bile uyulmadığını görmekteyiz.

Bakalım; AKP Genel Başkanı diyor ki Asgari Ücret 2002 yılından bu yana reel olarak %154 artmıştır. Öyle mi? O kadar geriye gitmeye gerek yok. 2010 yılında gram altın 53,25 TL, 2020 yılında yaklaşık 290 TL. Yani % 600 artış. Dolar 2010 yılında 1.46 TL, 2020 yılında yaklaşık 5,95 TL, Yani % 400 artış. Elektrik 2010 yılında 15,28 TL, 2020 yılında ise 34,96 TL. Yani % 130 artış. Bu örnekler artırılabilir. Hatta 2002 yılından itibaren örneklemeye kalkarsak ihanetin boyutları daha vahim bir hal alır.

Gelelim günümüzdeki Asgari Geçim Endeksine…

Bununla ilgili değişik araştırmalar var. Mesela Asgari Ücret Tespit Komisyonu figüranlarından biri olan TÜRK-İŞ’in araştırmasına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2163 TL, yoksulluk sınırı ise 7 bin 92 TL’dir. Yine birçok ekonomist gerçek enflasyonun %30’lar düzeyinde olduğunu belirtmektedir. Ekonomi Profesörü Steve Hanke’ye göre ise “Türkiyede gerçek enflasyon % 43”tür. Diğer yandan 2020 yılı vergi harçların artış oranı % 20.58, 2019 yılı içerisinde elektrik ve doğalgaza da % 32 zam yapılmışken; Asgari Ücret 2.103,99 Tl. dir. AGİ dahil 2.324,70 TL olmuştur. Peki Asgari Ücret’i belirleyenlerin maaşı ne kadar? 2020 yılı için Cumhurbaşkanı maaşı 81.250, Milletvekili maaşı 24.471, Bakan maaşı 30.000, Asgari Ücret Komisyonu TÜRK-İŞ temsilcisinin maaşı 40.000 TL.

Ve ne yazık ki bu yeni yılda da bir kez daha biz emekçilere işsizlik ve pahalılık reva görülmüştür. Her ağızlarını açtıklarında vatan-millet edebiyatı yapanlar, Allah’la insan kandıranlar, komşusu aç iken, kendisi tok yatanlar, bizlere sefalet içinde yaşamayı uygun görmüşlerdir.

Bu gücü örgütsüzlüğümüzden, dağınıklığımızdan alıyorlar. Bir de işçi sınıfının başını bağlamış sarı sendikalardan ve kıytırıktan muhalefet yapan meclisteki partilerden alıyorlar. Ancak bu devran böyle gitmez. Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak elbette. Bunun için partimiz etrafında örgütlenip halk iktidarını kuracak ve diğer meselelerde olduğu gibi asgari ücret de çözüme kavuşmuş olacak. Halkın İktidarında asgari ücret şöyle tanımlanmaktadır:

'ÜCRET: Asgari ücret normal geçim endeksinden aşağı düşmeyecek. Günümüzde uygulanmakta olan asgari ücretin böylece 4 mislinden fazla bir artış sağlanmış olacak. Normal geçim endeksi de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilecek. Kişi emeğinin, sağlığının ve ulusal verimliliğin zararına olan prim usulü kaldırılacak. Ücretler, her hafta başı muntazam ödenecek. Genel tatil günleri tam ücretli olacak. Zorunlu haller ve işin niteliğinden dolayı o günler çalışana çift gündelik verilecek. Kadın, çocuk, din, ırk, farklarına bakmaksızın aynı işi görene aynı ücret verilecek.'

Yerli yabancı parababalarının, onların siyasi temsilcisi AKP’gillerin sefalet ücretine hayır diyoruz.

Başta işçi sınıfımız olmak üzere, tüm halkımızı bu sömürü ve soygun düzenine karşı örgütlenmeye ve hakkımız olanı almak için partimiz saflarında mücadele etmeye çağırıyoruz. Halkız, haklıyız, yeneceğiz!"