loading
close
SON DAKİKALAR

İmambakır Üküş: Türkiye’deki en büyük yağma ve talan dönemi, AKP dönemidir

İmambakır Üküş: Türkiye’deki en büyük yağma ve talan dönemi, AKP dönemidir
Tarih: 30.01.2018 - 13:30
Kategori: Medya

istanbulgercegi.com Genel Yayın Yönetmeni İmambakır Üküş, Can Ataklı'nın sunuduğu Yazı İşleri programına konuk olarak katıldı.

İmambakır Üküş'ün açıklamaları şöyle:

-(Afrin operasyonu) Sorun Afrin operasyonu değil. Türkiye'de de AKP bir politika uyguluyor, hayata geçiriyor. Ona uygun ne söylerseniz doğru kabul ediliyor, AKP'nin politikalarına itiraz ettiğinizde hain damgası yiyorsunuz. Yakın zamanda gördük, sanatçı Mert Fırat'la ilgili kampanya yapıldı. Açılım sürecinde Erdoğan'ın konuşmaları meydanlarda gösteriliyordu. İmralı görüşmelerinin notları HDP vekilleri tarafından Kandil'e getirilip götürülüyordu. O dönemde buna karşı çıkmak vatan hainliğiydi. Şimdi de ne yapıyorsunuz, demek aynı şekilde. Savcılık neden Tabipler Odası ya da başkaları hakkında AKP genel başkanı bir şey söylemeden önce harekete geçmiyor. Önce AKP genel başkanı bir şey söylüyor, hedef gösteriyor. Arkasından savcılar harekete geçiyor. Yargı mensupları AKP genel başkanı uyarmadan önce vatana ihanetin farkında olmuyor mu?

"Salih Müslim’e pasaportu TTB mi verdi?"

(Erdoğan'ın 'ulan ahlaksız' açıklaması) Bu konuşma düşüncelerini açıklayanlara şiddet, baskı uygulayan bir açıklama. Herkes şiddete başvurmadıkça, ırkçı, nefret körükleyen açıklamalar yapmadıkça aykırı görüşlerini açıklamakta özgürdür. Kimin pazarlığını yapıyorsunuz, diyor. Pazarlıksa konu, TTB mi Kandil'de, İmralı'da pazarlık yürüttü, TTB mi sekreterya oluşturdu,  TTB mi Öcalan’ın istediği kişileri başka cezaevlerinden İmralı’ya götürdü? Kim yaptı bunu? Salih Müslim’e pasaportu TTB mi verdi? O gün de bugün de sesini çıkaranı hain ilan edeceksiniz. Görüşlerine katılın katılmayın cumhurbaşkanlarının, başbakanların en temel görevlerinden biri farklı düşünenlerin özgürce düşüncelerini sağlayacağı ortamı sağlamaktır. Barış Atay’ın ‘Sadece Diktatör’ oyunu var. Oyun tamamen yasaklanıyor, bahsetmek yasaklanıyor, okunacağı söylenince yasaklanıyor. Twitter Barış Atay’ın hesabını askıya alıyor.

Hem AKP’ye oy verenlerin hem AKP’de siyaset yapanların iyi görmesi lazım. AKP politikalarını eleştirenleri susturmaya kalkarsanız demokrasiyi ortadan kaldırırısınız. AKP’nin içinde en küçük bir şey söyleyene her şey yapılmaya başlanır. İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı yalnızca bir partinin bakanı değildir, devletin herkese eşit davranması gereken kurumlarının başındasınız.

Mahir Ünal, CHP genel başkanı dahil bütün başka partiler, aydınlar, sanatçılarla ilgili hakaret edip, CHP’ye ‘hakaret konusunda yarışamayız’ diyor.

"Operasyon Suriye politikasının iflas ettiğinin ilanı"

(Meslek odalarına baskı) AKP yönetiminde odalara karşı düşmanlık var. Odalarda iktidara gelemediler, karşı kampanya oluşturmaya başladılar. TMMOB, AKP’nin yağma, talan projelerine itiraz etti. Ayak bağı olarak görüyor (Erdoğan). Şehre, yeşile, tarihe düşman politikalar hayata geçiriyor. Her tehdide rağmen odalar itiraz ediyorlar.

CHP tek partiden çok partili hayata geçişi sağlayan parti.  Şimdi tersi bir süreci yaşıyoruz. Devlet parti eşitlenerek gidiyoruz. AKP’ye yaptığın her eleştiri devlet millet düşmanlığı olarak yansıtılıyor.  AKP’yi  sevip sevememekle, politikalarına karşı çıkmakla devletin ne alakası var.
Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak için operasyon yapıyoruz, deniyor. Yapman gereken Suriye hükümetiyle işbirliği yapmak. İkincisi; toprak bütünlüğünü bozan unsurlara izin vermemen lazım. İdlib’de cihatçı birlikler toprakların bütünlüğünü bozmak için orda değil mi? ÖSO, ABD tarafından kurulmuş başarısız olmuş, TSK bünyesinde varlığını sürdürüyor. Esad ve Suriye yönetimi büyük oranda başarılı oldu. Suriye niye bu hale geldi? IŞİD’in üst düzey yöneticileri nerede şimdi? IŞİD’in elindeki toprak parçaları alındı deniyor. Irak’ta yenilgiye uğradılar. On binlerce savaşçıdan bahsediliyor. Bu soruları sormazsanız herkesi vatan haini ilan ederseniz 3 km’de yoğun tartışma yaşanır. Çözüm Suriye ile masaya oturmak. Şu operasyon Suriye politikasının iflas ettiğinin ilanı. Esad’ı korumak için operasyon yapıyorsunuz.

 "Yeni Şafak ‘Kürecik’ten ABD’ye bilgi gidiyor’ yazdı. TTB’ye soruşturma açacağına, Kürecik'le ilgili bir şey yapabiliyor musunuz?"

Ey Amerika diye sağda solda konuşmak yerine ABD’nin Orta Doğu’ya operasyon yürütme merkezlerinden biri İncirlik, Kürecik değil mi? AKP de 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD olduğunu iddia ediyor. Neden İncirlik’i, askeri üsleri kapamıyorsun?

Aynı şey  Kudüs’ün başkent hikayesinde de yaşandı. ABD’nin ekonomisini ayakta tutan savaş ekonomisidir. Bir Müslüman ülke ABD ile askeri silah anlaşmalarını iptal etti mi? Bu krizlerden sonra Katar da, Suudi Arabistan da yeni silah anlaşmaları yaptılar. Büyük kötülüklerin kaynağı ABD, diyorsunuz niye diplomatik, askeri, siyasi tavır almıyorsunuz? Türkiye'nin büyük çoğunluğu bunu destekleyecektir.
Cumhuriyet, Evrensel, BirGün yazsa soruşturma açılırdı. Yeni Şafak ‘Kürecik’ten ABD’ye bilgi gidiyor’ yazdı. TTB’ye soruşturma açacağına, Kürecik'le ilgili bir şey yapabiliyor musunuz? Buna göz yummaktan daha büyük vatan hainliği var mı?

İslami düşünceyi en radikal, en gerici noktalarda ifade eden ideoloji olarak AKP ile aynı kaynaklardan beslenen Furkan Vakfı’na operasyon yapıyorsun, neden? Bunun bir sebebi var: AKP'ye itiraz etmesi. Bunu 16 Nisan referandumundan önce AKP’nin diktatörlük getireceğini bilerek hayır demesi. Adana’da 10 binlerce kişinin katıldığı basın açıklaması dağıtıldı. AKP adını ZKP (Zulümle Kalkınma Partisi) koysun dedi. Şimdi operasyon yapılıyor. Bu AKP politikalarının devamı niteliğinde.

"AKP dün küfrettiğini bugün baştacı yapabiliyor. Soylu’nun, Numan Kurtulmuş’un söylediklerini biz söyleyemeyiz"

(Erdoğan) Dün MHP’ye ağza alınmayacak hakaret ediyordu, bugün kolkolalar. AKP'nin büyük bir aldatmacası ‘Türkiye koalisyonlardan çok çekti, AKP geldi koalisyon dönemi bitti’ dedi. AKP kurulurken de koalisyondu. Küresel işbirlikçiler, Ecevit’i yıkmak için operasyonla kurdular. Temsilcileri Ilıcak, Altanlar cezaevinde. Ne istedilerse verdikleri diğer büyük ortağı ise hapiste. Diğerleri, Kürtler, 2. Cumhuriyetçiler, liboşlar gittiler. AKP dünkü koalisyonu dağıttı bugün yeni bir koalisyon kurdu. MHP, BDP, Hüda Par var. Bu ittifakı resmi seçim sürecinde sandıkta da kurabilmenin yoluna bakıyorlar.

AKP’nin ihtiyaç duyduğu her anda Devlet Bahçeli yardıma koştu. MHP barajı geçmeyecek ama AKP geçtiği için geçmiş sayılacak. Kendi partini bitiriyorsun. AKP yanlısı olanlar dahil bütün anketlerde İyİ Parti’nin barajı aştığı söyleniyor.

AKP dün küfrettiğini bugün baştacı yapabiliyor. Soylu’nun, Numan Kurtulmuş’un söylediklerini biz söyleyemeyiz. AKP hegemonyasını vaatlerle, politikalar hayata geçirdi. İşi bitince o kesimlerle bağını koparmakta sakınca görmedi. MHP ile de 2019 Kasım’ında bağını koparacak.

"OHAL olmazsa AKP, içindeki muhalefeti durduramaz"

(Erdoğan) ‘Bütün milliyetçiliği ayaklar altına aldım’ diyorsun, milliyetçilik bayrağını tutuyorsun. Bu işin sonuna geldik artık, seviyenin bu kadar düşmesi, bu kadar saldırgan politikaların artması sonunun geldiğinii görmesinden. 2-3 ay sonra OHAL’e ihtiyaç kalmaz, diyordu. Türkiye OHAL’siz yönetilemez hale geldi.  AKP’nin içindeki muhalefeti bile durduramaz. OHAL’in esas yürürlükte kalmasının nedeni toplumsal muhalefet değil AKP içinde muhalefettir. Bir KHK ile malına el konuyor, kendini cezaevinde buluyorsun. Özellikle AKP döneminde servet edinmiş kesimler büyük korku yaşıyor. FETÖ’nün devlet içindeki yapılanmasının hızlı tasfiyesi  amacıyla uygulandı. 10 binlerce metal işçisi grev hazırlığında, yasaklanıyor. Metal işçilerinin çalışma koşularının mücadelesiyle OHAL’in ne alakası var? Cam işçilerinin grevi de yasaklandı.  İşçilerin en küçük hak arama çabası OHAL engeline takılıyor. Erdoğan işadamlarına OHAL size yarasın diye var, dedi.

"İşçilerin en küçük hak arama çabası OHAL engeline takılıyor"

(Erdoğanın üslubu) Her şeyin bir taşma, bitme sınırı var. AKP açısından bugünkü söylemle 2002-2007 arasını karşılaştırın dağlar kadar fark var. AKP'nin katılın katılmayın vaatleri vardı. Herkese hukuk tanıyacaklarını, ezilenlerin haklarını savunacaklarını söylüyorlardı. Her seçim döneminde bir şey vaat ederek geldi. Bugün niye bu noktaya geldi? AKP'nin artık topluma verebileceği hiçbir şey, bir vaat kalmadı. Öneriden bahseden herkese küfrederek, devlet, yargı gücünü kullanarak karşılık veriyor.

FETÖ’nün devlet içindeki yapılanmasının hızlı tasfiyesi  amacıyla uygulandı. 10 binlerce metal işçisi grev hazırlığında, yasaklanıyor. Metal işçilerinin çalışma koşularının mücadelesiyle OHAL’in ne alakası var? Cam işçilerinin grevi de yasaklandı.  İşçilerin en küçük hak arama çabası OHAL engeline takılıyor. Erdoğan işadamlarına OHAL size yarasın diye var, dedi.

"AKP'nin artık topluma verebileceği hiçbir şey, hiçbir vaat kalmadı"

(Erdoğanın üslubu) Her şeyin bir taşma, bitme sınırı var. AKP açısından bugünkü söylemle 2002-2007 arasını karşılaştırın dağlar kadar fark var. AKP'nin katılın katılmayın vaatleri vardı. Herkese hukuk tanıyacaklarını, ezilenlerin haklarını savunacaklarını söylüyorlardı. Her seçim döneminde bir şey vaat ederek geldi. Bugün niye bu noktaya geldi? AKP'nin artık topluma verebileceği hiçbir şey, hiçbir vaat kalmadı. Öneriden bahseden herkese küfrederek, devlet, yargı gücünü kullanarak karşılık veriyor. Ezilenlerin büyük çoğunluyla ilgili hiçbir vaatte bulunamıyor. Baskı, küfür, hakaret yoluyla baskı altına almaya çalışıyor.

 "AKP dönemi Türkiye’deki en büyük yağma ve talan dönemidir"

Bugüne kadar özelleştirme kapsamında satılan hangi kurum AKP döneminde kurulmuş, hepsi cumhuriyet dönemi kurumlarıdır. Bütün bunları yandaşlara, yerli yabancı işbirlikçilere babalar gibi sattılar. Köprüler, Avrasya Tüneli yaptılar. Geçenden de geçmeyenden de para alıyorsun. Aracı olmayan da ödüyor. 123 milyon lira hazinenin firmalara ödeyeceği para. Şehir hastaneleri adı altında hasta garantisi vermişler. Zorla mı hasta edeceksiniz? Olmadığında hastaneler kamu adına para ödeyecek. Özelleştirme politikalarının,  yağma, talan politikası olduğu ortaya çıktı. Türk Telekom özelleştirildi. Telekom sahipleri ödeme sıkıntısında. AKP dönemi Türkiye’deki en büyük yağma ve talan dönemidir.

"CHP’ye büyük bir tarihi sorumluluk düşüyor"

Adalet yürüyüşünde milyonlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun peşine takıldı. Adalet mitingi de en kitlesel mitingti. Toplumda CHP’ye yönelik çok ciddi eleştiriler var. CHP’li olmayıp oy vermeyecek ama özellikle yandaş kesimden CHP aleyhine kötüleme kampanyası var. Türkiye’de AKP’nin yönetiminden, baskısından, yağmasından, talanından bıkmış, tepki gösteren milyonlar var. Hile hurda kısmını bir yana bıraksanız bile bütün kamu gücü kullanılmasına rağmen büyük kentler hayır dedi. AKP İstanbul ve Ankara’da yenildi. İnsanlar 16 Nisan’dan itibaren CHP’ye, Kemal Kılıçdaroğu’na, CHP yöneticilerine ‘güçlü muhalefet et dediler. Toplumun talep ettiği etkin muhalefet gerçekleştirilemedi. Baskılar var, CHP nerede, sorusu tam olarak karşılık bulamıyor. CHP’ye büyük bir tarihi sorumluluk düşüyor. Önümüzde 3 büyük seçim var. Bu seçimlerde CHP ve demokrasi güçleri başarısız olursa Türkiye’nin ne hale geleceğini bugünden görüyoruz.

AKP cumhurbaşkanlığı seçimini kazanırsa ne demokrasiden ne odalardan bahsetmek mümkün olacaktır. Bunu gördüğümüz halde CHP’li yöneticiler hala nasıl yönetici olurum diyorsa, ben nasıl belediye başkanı olurum, PM’ye nasıl girerim diye kavga yürütürüm derse CHP toplumun beklediği muhalefeti ortaya koyamaz.

"Kurultaydan kurultaya solculuk ve muhalefet olmaz"

3-4 Şubat’ta kurultay var. Kemal Kılıçdaroğlu dışında 3 genel başkan adayı var. PM için iddia ortaya koyanlar var. Genel başkanlık iddiasında olanlar dahil bugüne kadar nerdeydiniz? CHP ve solun en büyük sorunu söylediğiyle yaptığı uymuyor. Söz değil eylem önemlidir. İnanılmaz solcu laflar eden arkadaşlar çıkıyor ama bakıyorsun hiçbir toplumsal mücadelede yer alamamış. Kurultaydan kurultaya solculuk ve muhalefet olmaz. Mücadele birikim, program yaratır, kadro yaratır. Bu eleştirim Kemal Kılıçdaroğlu için de geçerli. Bugün Kılıçdaroğlu’nun yaşadığı açmazların kaynağında, başarısızlığında bu var. Kemal Kılıçdaroğlu büyük umutla genel başkan oldu. O coşkuyu devam ettirebildi mi, hayır. Bir programa dayanmıyordu. Savrulmalar yaşandı. Kılıçdaroğlu ile 600-700 kişi PM’ye seçilmiş. İsimlerini hatırlayan yok. Kemal Kılıçdaroğlu sizi oraya getiriyor bir güç sahibi oluyorsunuz. Önemli olan geldiğiniz mevkiye güç katarak siyaset üretmeniz.

Herkes Kılıçdaroğlu’nun 2 dudağının arasına bakıyor. Bugün konuşan arkadaşların çoğu düne kadar en etkin yerlerdeydi. En etkili yerdeyken hiçbir muhalefet göstermediler. Belediye başkanları kongrelere müdahale ederken niye ses çıkarmadılar.

"Türkiye’nin ezilenleri, mağdurları CHP’den uzakta"

PM’ye seçilmek için muhalefet yapılıyor. Pazar seçim olacak, listeler oluşacak. Alakası olmayan insanlar genel merkezin listesine karşı bir araya gelecek. CHP içinde merkez yönetimi ve genel başkanını savrulmalara karşı koruyacak, eleştirecek bir parti içi muhalefet yok. İlçe kongresine 1 ay kalıyor ortaya çıkıyor, PM’ye 10 gün kala ortaya çıkıyor… 5 ay önce bir araya geliş söz konusu değil. Bir mücadele yürüteceksiniz, o mücadele etrafında kadro birikecek.

PM’ye seçiliyorsun da ne oluyor, toplum kaçını tanıyor. Mücadele etsen, farklılık yaratsan ilin, bölgen Türkiye tanır.  Bugün 60 kişilik PM’yi örgütler tanımıyor. Hiçbir il etkinliğine katılmayan PM üyeleri şimdi geziyor. 6 ay önce yapsaydın. Türkiye’nin ezilenleri, mağdurları CHP’den uzakta. Grevler oldu nerde PM? Metal işçileri sendikal mücadele yürüttü, nerdesin. İşçilerle sahici bağ kuramazsan olmaz.

"Haziran ve Kasım seçimlerinde CHP en iyi seçim kampanyalarını yaptı"

CHP kapalı devre siyaset kültüründen vazgeçmeli. Dışarda milyonlarca AKP’ye itiraz eden insan var. Furkan Vakfı dahil olmak üzere referandumda hayır diyen birbirine ideolojik yakınlığı olmayan milyonlarca insan var. CHP ve delegeler tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya.
Parti yöneticileri Türkiye’yi 3 seçime hazırlayacak.

Haziran ve Kasım seçimlerinde CHP en iyi seçim kampanyalarını yaptı. AKP ve MHP de seçim bildirgelerinde CHP’ni vaatlerini i kullanmak zorunda kaldı. AKP, dalga geçtiği çok şeyi programa almak zorunda kaldı. Neden oya dönüştürmedi? İnandırıcılığın yok. Bunu kadrolar sağlayacak.

Hiçbir mahkeme kararı olmadan İstanbul’da CHP’nin 2 belediye başkanı görevden alındı. HDP’nin bütün belediye başkanları görevden alındı, kayyum atandı.  Yarın Hayır Bloku doğru yol ve yöntemle bir başarı elde edemezse 2019 Kasım’ını herkes unutsun
Mevcut delege yapısı göz önüne alındığında Kemal Kılıçadroğlu’nun seçimi rahatlıkla alacağını söylemek mümkün.  Yönetim CHP’yi değil, 3 seçimi yönetecek. Kılıçdaroğlu’nun bu kurultayda hiçbir bahanesi yok. İstediğini yapabilme iradesi var. Yanlışlardan kimseyi sorumlu tutma hakkı yok. Doğru da olsa yanlış da olsa kendi eseri olacak. Bu memleket meselesi. Yanlış yaparsanız Türkiye, demokrasi, cumhuriyet kaybedecek.

 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları