loading
close
SON DAKİKALAR

İsrail-Filistin çatışması: 13'ü çocuk 49 kişi yaşamını yitirdi, 269 kişi yaralandı

İsrail-Filistin çatışması: 13'ü çocuk 49 kişi yaşamını yitirdi, 269 kişi yaralandı
Tarih: 12.05.2021 - 14:23
Kategori: Dünya

Doğu Kudüs'teki evden zorla çıkarma girişimleri ile Mescid-i Aksa'da yaşanan olayların devamında Gazze Şeridi'ne taşınan gerilimde dün gece en kanlı günlerden biri yaşandı.

İsrail'in hava saldırısında 13 katlı bir apartman çöktü, Hamas ve İslami Cihat başkent Tel Aviv'e 1000 roket fırlatarak karşılık verdi.

Gazze Sağlık Bakanlığı 13'ü çocuk 43 Filistinlinin; İsrail ordusu ise 6 İsraillinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.

Toplam yaralı sayısı ise 269.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, yaşananların 'topyekün bir savaşa' dönüşebileceği uyarısında bulundu.

Konsey bugün olağanüstü toplanacak.

Gerginliğin tırmanması sonrası BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland, İsrail ve Hamas'ın "topyekün bir savaşa" ilerlediği uyarısında bulundu.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise devam eden şiddetten "derin kaygı duyduğunu" söyledi.

Gazze'den İsrail topraklarına atılan yüzlerce roketin çok büyük kısmı havada imha edildi.

Demir Kubbe Hava Savunma Sistemi'ni aşan roketlerin Aşkelon kentinde iki kişinin ölümüne yol açtığı açıklandı.

İsrail, ilk roket saldırılarından sonra Gazze'de en az 150 hedefin vurulduğunu açıkladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tel Aviv'i hedef alan roket saldırılarından sonra "Gazze Şeridi'ndeki militanların çok ağır bir bedel ödeyeceğini" söyledi.

Netanyahu daha önce yaptığı açıklamada, Hamas'ın üç yıldan bu yana ilk kez Kudüs'e roket atarak "kırmızı çizgiyi geçtiği" uyarısında bulunmuştu.

Bu arada İsrailli yetkililer protestolar nedeniyle Lod kentinde olağanüstü hal ilan etti.

BBC'ye konuşan İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely ise çocukların Hamas tarafından "canlı kalkan" olarak kullanıldığını iddia etti.

Doğu Kudüs'te neler yaşandı?
Kudüs'te son yılların en büyük şiddet olayları yaşanıyor.

Cuma günü namaz kılmak üzere Mescid-i Aksa'ya giden on binlerce Filistinli, 10 Mayıs'taki "Kudüs Günü"nde bazı İsrailli grupların planladığı yürüyüşte Harem-üş Şerif'e girmemesi için üç günlük bir nöbete başladı. Ardından İsrail polisi müdahale etti.

Hafta sonu ve ardından Pazartesi sabahı devam eden olaylarda Filistinlilerin taş ve molotof kokteyli, İsrail polisinin tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandığı olaylarda yüzlerce kişi yaralandı.

Olay yerinden gelen görüntülerde yüksek sesli patlamalar, çığlıklar duyuluyor ve göz yaşartıcı gazın bölgeyi kapladığı görülüyordu.

Doğu Kudüs'te gerilim nasıl başladı?
Yaşanan şiddet olaylarının temelde üç sebebi var.

İlki, Kudüs Günü yürüyüşü.

İsrail'de bazı gruplar, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal ettiği, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın yıl dönümünü İbrani takvimine göre "Kudüs Günü" olarak kutluyor. Bu yıl bu takvime göre Kudüs günü 9-10 Mayıs'a denk geldi.

Her yıl İbrani takvimine göre kutlanan Kudüs Günü'nde yüzlerce Yahudi ellerinde bayraklarla Müslümanlar için kutsal olan bu bölgeye yürüyerek sloganlar atıyor ve İsrail marşları söylüyor.

Bu kutlamalar, Filistinliler için "bilerek yapılan provokasyon" olarak değerlendiriliyor. Bu günün 2021'de Ramazan ayının son günlerine denk gelmesi, Filistinli grupların Mescid-i Aksa çevresinde barikatlar oluşturarak bu grupları engellemeye yönelik daha sert bir adım atmaya itti. Kudüs dışında yaşayan yüzlerce Filistinli de hafta sonu otobüslerle Mescid-i Aksa'ya akın ederek nöbete katıldı.

Ancak bu yürüyüş, bir aydır süren gerilimin sadece son parçası oldu.

Gerginliğin bir diğer sebebi, Nisan ayı ortasında Ramazan'la birlikte başladı.

Filistinlilerin Ramazan geleneği olan, oruçlarını eski kentin Şam Kapısı'nın merdivenlerinde açmalarının engellenmesi üzerine Filistinliler İsrail polisini, geleneksel iftarları engellemek amacıyla merdivenlere bariyerler dikmekle suçladı.

İsrail polisi ise barikatların yayaların eski Kudüs'e geçişinin kolaylaştırılması amacıyla kurulduğunu savundu.

Evden zorla çıkarmalar nasıl gerekçelendiriliyor?
Gerginliğin çok daha eskiye dayanan son sebebi ise, Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah bölgesinde yaşayan Filistinli ailelerin, evlerinden zorla çıkarılması planları oldu.

Tam da 10 Mayıs'taki Kudüs Günü yürüyüşüne denk gelen bir duruşmada, İsrailli yetkililerin on yıllardır Doğu Kudüs'teki evlerinden çıkarılması için uğraştığı Filistinli ailelerden dördünün yaptığı temyiz başvurusu görüşülecekti.

Bölgede 30'dan fazla Filistinlinin yaşadığı dört evin "Yahudilere ait olduğu gerekçesiyle" boşaltılması için son karar bu yılın başında görülen bir duruşmada verildi.

Uluslararası hukuka aykırı şekilde inşa edilen Yahudi yerleşim bölgelerinde yaşayanların lehine verilen karara Filistinli dört aile itiraz etmişti. Ancak 10 Mayıs'ta yapılması gereken duruşmada Filistinlilerin tahliyesine karar verilmesi bekleniyordu.

İsrailli davacılar, ailelerine ait olan bu evlerin 1948'deki savaşta Filistinliler tarafından işgal edildiğini savunuyor. Filistinli dört aile ise, evlerin 1948-1967 arasında bölgeyi kontrol eden Ürdünlü yetkililerden satın alındığına dair belgeleri mahkemeye sunarak karara itiraz etti.

Mahkeme sonucu, bölgede 1948'de yerlerinden edilmiş yüzlerce Filistinli aile için de, İsrailli yerleşimcilerin evlerin kendilerine ait olduğuna dair iddiaları için de emsal teşkil edebilecek.

Bu sebeple dava sonucu kritik önemde. Filistinliler, dava günü yaklaşırken Şeyh Cerrah bölgesinde de protestoları yoğunlaştırdı.

Mahkeme kritik tahliye kararını açıklamak yerine başsavcılık tarafından gözden geçirilmesi için 30 gün erteledi.

Kaynak : BBC Türkçe

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları