loading
close
SON DAKİKALAR

Kanal İstanbul için yapılan ilk ihaleye bir tepki de İnşaat Mühendisleri Odası'ndan: Koyun can derdinde, iktidar rant peşinde

Kanal İstanbul için yapılan ilk ihaleye bir tepki de İnşaat Mühendisleri Odası'ndan: Koyun can derdinde, iktidar rant peşinde
Tarih: 26.03.2020 - 15:21
Kategori: Gündem

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi , Kanal İstanbul Projesinin ihaleye açılmasına ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

Kanal İstanbul için yapılan ilk ihaleye İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nden geldi. Konuyla ilgili yazılı açıklamada bulunan İnşaat Mühendisleri Odası "Kanal İstanbul Projesinin iptali için açılmış davalar bulunduğunu, hukuki sürecin tamamlanmamasına rağmen projeye dahil bazı işlerin ihaleye çıkarılması kabul edilebilir olmadığını belirtti. 

"Koronavirüs mücadele süreci gösterdi ki, yıllardır uygulanan sağlık politikası büyük zafiyet içermektedir. Özel hastanelerden sağlığa ayrılan paya, araştırmalara ayrılan kaynaktan sağlık personelinin sayısına kadar Türkiye sağlık sistemini yeniden ele almak ve köklü değişiklikler yapmak durumundadır" ifadelerinin yer aldığı  İnşaat Mühendisleri Odası'nın açıklaması şöyle: 

"Şartlar ne olursa olsun iktidarın taviz vermediği bir konu bulunuyor: Rant. 

Bütün bir ülke karonovirüs gündemine kilitlenmişken ve adeta 80 milyon can pazarındayken iktidar rant yaratmaya dönük adımlar atmaya devam ediyor.

16 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete`de "Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" yayınlayarak koruma altındaki alanları yapılaşmaya açan iktidar bugün de Kanal İstanbul Projesi için ilk ihaleyi gerçekleştirdi.

Proje kapsamında bulunan Odabaşı ve Dursunköy köprülerinin rekonstrüksiyon ihalesi yapıldı. Basına yansıyan haberlere göre ihaleye beş firma katıldı.

Bilindiği gibi Kanal İstanbul Projesinin iptali için açılmış davalar bulunmaktadır. Hukuki sürecin tamamlanmamasına rağmen projeye dahil bazı işlerin ihaleye çıkarılması kabul edilebilir değildir.

Ancak bilinmelidir ki bu durumun yarattığı hukuki skandal bir yana asıl itirazımız projenin kendisinedir. Defalarca yineledik, Kanal İstanbul, İstanbul için bir yıkım projesidir. Ve ne yazık ki yapıldığında iş işten geçmiş olacaktır.

Projenin yol açacağı olumsuzlukları yeniden hatırlatmanın gereği bulunmuyor ancak şu noktayı bir kez daha vurgulu hale getirmek isteriz: Kanal İstanbul, olası bir İstanbul depremi açısından büyük bir tehlike arz etmektedir.

Koronavirüs mücadele süreci gösterdi ki, yıllardır uygulanan sağlık politikası büyük zafiyet içermektedir. Özel hastanelerden sağlığa ayrılan paya, araştırmalara ayrılan kaynaktan sağlık personelinin sayısına kadar Türkiye sağlık sistemini yeniden ele almak ve köklü değişiklikler yapmak durumundadır.

Aynı şekilde bir deprem ülkesi olan Türkiye`nin kentleşme politikaları ve deprem önlemleriyle ilgili mevcut durumu geleceğimizi karartacak düzeyde yanlış ve yetersizdir. Bilim insanları, üniversiteler, meslek odaları ve konunun diğer bileşenlerinin uyarı ve önerileri göz ardı edilmekte, yok sayılmaktadır. Çünkü mevcut iktidar kentsel rant yaratmaya odaklanmıştır. İstanbulluların hayatı, can ve mal güvenliği değil ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının ihtiyacı tek belirleyici ilan edilmiştir.

Kanal İstanbul Projesindeki ısrarın başka bir izahı yoktur. Bu ısrarın "korona günlerinde" bile sürmesi ise iktidarın rant konusundaki kararlığını göstermektedir. Türkiye deprem, su taşkını, diğer doğal afetler ve son olarak da salgın hastalıklara karşı önlem almaya, altyapısını buna uygun düzenlemeye, merkezi bütçesini bu ihtiyaçlara uygun seferber etmeye zorunludur.

Bunun yapılmaması açık bir insanlık suçu sayılacaktır"

 

Kaynak : Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları