Karamollaoğlu'ndan S-400 açıklaması: İnşallah bu konuda bir gevşeme, vazgeçme meydana gelmez

Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, "Türkiye bu bölgeyi tehdit eden unsurlara karşı hamle yapmalıdır. Bu bağlamda hükumetin S-400’lerle ilgili tavrını doğru buluyorum. İnşallah bu konuda bir gevşeme, vazgeçme meydana gelmez" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. 

Karamollaoğlu'nun açıklamaları şöyle:

"İftar sofralarında yöneticiler zaman zaman gariban sofralarına da oturuyor. Elbette yöneticiler ile milletin buluşması aynı sofraya oturması güzel bir uygulama fakat yönetenlerin asıl vazifesi milletin iftar sofrasına koyacağı aşın temin edilmesini sağlamaktır. Hayat pahalılığını azaltmaktır. İftar sofrasına bereket ve bolluk getirmektir.

Ülkemizin ekonomik tablosu ortada, bu konuda hafta içi içimizi yakan bir olay vuku buldu. Uzun süredir işsiz olan Gaziantep’li Eyüp Dal isimli vatandaşımız son olarak iş başvurusu yaptığı belediyeden de olumsuz cevap alınca bunalıma girerek kendisini yaktı ve Pazartesi günü hayatını kaybetti. Hatta durum o kadar kötü ki, kendisini yakacak benzini bile borç almış. Yolsuzluk ve israf kimlik haline geldi ve maalesef çoğu kesim bundan rahatsızlık duymuyor.

Eyüp Dal’ın yaşadığı durum bugün ülkemizin bir fotoğrafıdır. Her 4 gençten 1 tanesinin işsiz olduğu bir ülkede gençlerimiz gelecek kaygısı yaşamaktadır. Milyonlarca gencimiz hem ülkelerinden hem de gelecekten ümit kesmiş durumdadırlar.

Bu durumu düzeltebilmenin yolu açık ve ne bir şekilde ortadadır; adil bir yönetim, israf ve yolsuzluğun olmadığı bir düzen, üreten güçlü bir ekonomi. Üretmeden kalkınmak diye bir iş olmaz! Bunu herkes bilmeli. Üretmeden asla kalkınamayız.

Cumhurbaşkanı’nın liderleri Samsun’a davet etmesi müspet bir gösterge. Biz bu göstergenin arkasının gelmesini bekliyoruz. Başka benzer yaklaşımlara ihtiyaç var. Cumhurbaşkanı kendisiyle aynı görüşü paylaşmayan insanları bir araya getirebilmeli. Birbirimizle kavga etmek için değil, birbirimizi tenkit etmek için değil, birbirimizi anlamaya çalışmak için bir araya gelmeliyiz. Türkiye’nin buna çok ihtiyacı var.

Türkiye’de bir bütün olmanın, birlik ve beraberlik ruhunun tesis edilmesinin elzem olduğu hususlardan birisi İstanbul Seçimleridir. İnşallah bu seçimler bundan öncekilere benzemez. Gerginliğin, kutuplaşmanın ve yalanın olduğu bir seçim sürecine dönmez. 19 Mayıs’ta ortaya çıkan bu ruh devam eder ve huzur ortamında seçimler icra edilir.

İstanbul seçimleri Türkiye için bir imtihandır. Eğer bu imtihan aşılırsa ülkemizin geleceğine dair umutlar artacaktır. Hukukun üstün olduğu, adaletin tesis edildiği bir Türkiye kurulur.

Gerekçesini yazamadıkları bir kararı ilan eden Yüksek Seçim Kurulu hala gerekçeli kararı açıklayamadı. Bunu geçiştirmeleri kanaatimizce doğru bir karar vermediklerinin göstergesi.

Köprülerle ilgili yapılan açıklamalara şaştık kaldık. Geçenlerin ödedikleri para 2 milyarın altında ama geçmeyenlerin ödediği para 6 milyar civarında. Bu nasıl matematik Allah aşkına.

Eğitimde iki tane temel hedef olmak mecburiyetindedir. Bir vatandaş olarak insanımız sorumluluk sahibi olduğunu bilmeli, güzel ahlak öğretilmeli. Öbür yandan mesleki olarak yeterli hale gelecek eğitimi almalıdır. Eğitim yaz boz tahtasına döndü. AK Parti iktidarında en çok değişen bakan Eğitim Bakanı oldu. Bu iktidarın en büyük hatası maddi bir takım adımların eğitimde büyük hamle olduğunu sanmaları oldu. Biz ümit ediyoruz ki çok kısa zamanda eğitim müfredatı nasıl olacak, onun ardından da öğretmen kadroları nasıl vasıflı olarak yetiştirilecek bunların çözümü bulunur. Bunlar olmadan olmaz.

Af edersiniz Amerika’nın başında terbiye edilmemiş aygır gibi birisi bulunuyor ve bundan bütün dünya olumsuz etkileniyor. İran’a yapılan bir saldırı aynı zamanda Türkiye’ye yapılacak saldırının ilk adımı olacaktır. Akdeniz’deki ABD çıkarması doğrudan doğruya bizi tehdit ediyor. Türkiye’nin acil olarak hem D-8’leri, hem İslam İşbirliği Teşkilatı’nı harekete geçirmeye ihtiyacı var. Türkiye bu bölgeyi tehdit eden unsurlara karşı hamle yapılmalıdır. Bu bağlamda hükumetin S-400’lerle ilgili tavrını doğru buluyorum. İnşallah bu konuda bir gevşeme, vazgeçme meydana gelmez.

Biz kendi füzelerimizi, kendi helikopterlerimizi, kendi silahlarımızı yüzde 100 yapacak hale gelmeliyiz. Bugün yüzde 100 kendi silahını üreten kaç devlet var diyorlar. Elbette yeri gelir dışarıdan da teknoloji alınır ancak, konulabilecek ambargolara karşı yüzde 100 üretecek sisteme sahip olmak gerekir.

İnsanlar adaletle ilgili bir söz söylediğinde vatan haini ilan edilirken, aynı işi siz yaptığınızda vatansever oluyorsanız böyle bir mantık olmaz."