loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu Antalya'da: Terör Örgütlerinden Medet Umar Hale Geldiler, Yazıklar Olsun

Kılıçdaroğlu Antalya'da: Terör Örgütlerinden Medet Umar Hale Geldiler, Yazıklar Olsun
Tarih: 07.05.2023 - 17:26
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik olarak Erzurum’da yaşanan provokasyona Antalya mitinginden tepki gösterdi.

CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bizi birbirimize düşürmek ve gerginlik yaratmak istiyorlar. Gerginlikten kaçınacağız. Gerginlik yapmayacağız. Şunun şurasında 4-5 gün kaldı. Bakın olayları germek istiyorlar. Bir kişi terör örgütünden medet umamaz. Terör örgütünden medet umar hale geldiler. Yazıklar olsun onlara gerçekten. Yazıklar olsun” dedi.

CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, bu akşam Antalya’da düzenlediği mitingde şöyle konuştu:

Değişime hazır mısınız? Değiştirecek miyiz? Eski köhnemiş zihniyeti değiştirecek miyiz? Halkın iktidarını iktidara getirecek miyiz?

Sizin için çalışacağım, sizin için mücadele edeceğim. Bu ülkeye barışı, bu ülkeye huzuru getireceğim. Bu ülkeye kardeşliği getireceğim. Bu ülkede hiç kimsenin kimliği, hiç kimsenin inancı, hiç kimsenin yaşam tarzı, siyasete konu olmayacak. İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve Bay Kemal’in başının üstünde yeri vardır.

Dünyanın en güzel kentlerinden birisinde yaşıyorsunuz. Antalya’da yaşıyorsunuz. Allah aşkına söyler misiniz, dünyada kaç tane Antalya var? Bir Antalya var. Olağanüstü güzel bir Antalya ve olağanüstü güzel Antalya’nın, güzel insanları. Olağanüstü güzel bir Antalya’da yaşıyorsunuz. Olağanüstü güzel bir doğa. Dağları var, ovaları var, güzel insanları var, tarihi var, sanayisi var, her şeyi var. O kadar güzel bir kent. Ve bu kentte, herkesin huzur içinde yaşamasını isterim. Siz huzuru bütün Türkiye sathına yayarsanız, bundan son derece, gerçekten son derece mutlu olurum.

Kısaca bazı temel noktalara değineceğim. Bir; şöyle bir laf ediyorlar, ‘Efendim Kılıçdaroğlu’nu seçerseniz gelecek Rusya’yla kavga edecek, Rusya’dan turistler gelmeyecek.’

Yuh çekmeyin. Bunların halini size anlatıyorum. Sandığa gideceksiniz, dersini vereceksiniz. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün felsefesine inanmış bir insanız. Yurtta barış, dünyada barıştır. Barıştan daha güzel ne olabilir, huzurdan daha güzel ne olabilir, bereketten daha güzel ne olabilir? Hiç kimseyle kavga etme gibi bir niyetimiz yok. Herkesi kucaklayacağız, herkes turist olarak bizim ülkemize, elini, kolunu sallayarak güzellik içinde gelecek, Antalya onu ağırlayacak, Muğla onu ağırlayacak, Bodrum onu ağırlayacak. Türkiye’nin her tarafında ağırlarız ve güler yüzle kendi ülkesine döner. Dolayısıyla bizim kavga etme gibi bir niyetimiz yok. Bunu bilmenizi isterim. Ve buraya Rusya’dan turist olarak gelen herkesin de başımızın üstünde yeri var. Niye olmasın, bizim misafirimiz zaten. Gelecek, Türkiye’yi görecek, Antalya’yı görecek, gidecek Rusya’da Antalya’yı anlatacak, her seferinde daha fazla turist gelecek. Hiçbir sorunumuz yok.

İki; yine diyorlar ki, ‘Aman ha sakın Bay Kemal’e oy vermeyin.’ Niye? ‘Gelirse bütün sosyal yardımları kesecek.’ Yahu niye keselim? Akıl var, mantık var. Ben yalan sözcüğünü pek kullanmak istemiyorum, bulunduğum konum itibariyle. Ama doğruyu söylemiyorlar. Niye keselim? Sosyal yardımları, Aile Destekleri Sigortasını kurarak ve sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek mantığı içinde yapacağız. Hiç kimse endişe etmesin. Bizim belediye başkanlarımıza, onlara da diyorlardı, ‘Sakın ha bunlara oy vermeyin, gelince yardımları keserler...’ Tam tersi oldu. Belediye başkanlarımızın yaptıkları yardımların sayısı tam 4 kat arttı, 4 kat.

 

Yine söyledikleri bir şey daha var, ‘Efendim, bunlar gelirlerse, bunlar işte terör örgütleriyle iş birliği yapacaklar…’ İş birliği yapan sizsiniz, bütün numaraları çeken sizsiniz! Bizim iki kırmızıçizgimiz var. Açık ve net söylüyorum, CHP’nin ve Millet İttifakı’nın iki kırmızıçizgisi var, bir, bayrağımız; iki, vatanımız. Bayrak ve vatan bizim için vazgeçilmezdir. Bayrağımızı ve vatanımızı her şeyin üstünde tutarız. Bunu da herkesin bilmesini isterim. Dolayısıyla Kuvayı Milliye geleneğinden gelen bir partinin… Öyle onlar gibi gidip, arka kapıda pazarlık yapıp, öne çıktıktan sonra da CHP’yi suçlamak gibi bir zaafın içine düşmeyeceğimiz gibi, böyle bir şeyi de asla kabul etmeyiz. Halka her yerde, her ortamda, her zaman doğruları söylemek bizim görevimizdir.

Bir şey daha. Yazar ya, askerliğini yapanlar görürler; ‘Hudut namustur’ diye yazar. Bizim hudutlar yolgeçen hanına döndü, önüne gelen geliyor. Kim çıkıyorsa Türkiye’ye geliyor. Resmi rakamlara göre 3 milyon 600 bin Suriyeli var. Afganların sayısını ise hiç bilmiyoruz. Ama Bay Kemal’in sözü var. Antalyalılara sözü var, Türkiye’ye sözü var, 85 milyona sözü var. En geç 2 yıl içinde, bütün Suriyeli kardeşlerimizi Suriye’ye yolcu edeceğiz, onları uğurlayacağız. Onlar bunu söyleyemiyorlar, diyemiyorlar. Geliyorsa Suriyeli, turist olarak gelebilir, eğlenebilir, yemeğini yiyebilir, düğününü yapabilir, her şey Türkiye’de mümkün, onları rahat ağırlayabiliriz. Ama Suriye’den gelip, Türkiye’de asgari ücretin yarısıyla, insan haklarına aykırı koşullarda çalışmalarını doğru bulmayız. Onları kendi ülkelerine uğurlayacağız. Kendi ülkelerinde onlara, can ve mal güvenliği dâhil her türlü imkânı da bir şekliyle sağlayacağız. Bunu da bilmenizi isterim.

Başka bir şey daha. Birleşe birleşe kazanacağız. Oylarımızı bölmeyeceğiz. Bir araya geleceğiz. Sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız ve demokratik yöntemlerle bir otoriter rejimin sonuna noktayı koyacağız. Noktayı koyacak olan sizsiniz, bu ülkenin saygıdeğer vatandaşları. Hep beraber gideceğiz sandığa. Tamam mı? Söz mü?

Bir söz daha istiyorum, ama bu biraz zor bir söz olacak. Sandığa giderken, geçen seçimlerde AK Parti’ye veya MHP’ye oy veren bir vatandaşımızı da ikna edeceksiniz. ‘Gelin, Türkiye çok kamplaştı. Türkiye neredeyse kavga eder noktaya geldi. Gelin, bir değişime ihtiyacımız var. Yeni bir şey, yeni bir hamle yapalım. Bir değişime imza atalım. Benimle beraber gel ve gidelim oyumuzu bu kez Kılıçdaroğlu’na verelim. Ve bu Türkiye’ye huzuru getirecekse, bu getirecek. Gel beraber gidelim, kol kola gidelim, eğlenerek gidelim, bir bayram havası içinde gidelim…’ diyeceksiniz. Diyecek misiniz? Bir AK Partili kardeşimizi ve MHP’li kardeşimizi ikna edip, beraber sandığa götürecek misiniz? Söz mü? Ben de size söz veriyorum; çok güzel şeyler yapacağız, hayata geçireceğiz.

İktidara getirecek olan sizsiniz gençler. Size de söyleyeyim gençler, ilk kez sandığa gideceksiniz, oy kullanacaksınız. Yaklaşık 5,5 milyon genç sandığa gidecek oy kullanacak. Ve sizler değişimin tarihini yazacaksınız. Dünya siyaset tarihine önemli bir not bırakacaksınız. Dünya siyaset tarihini yazanlar şunu söyleyecek. ‘Türkiye’de gençler otoriter bir yönetimi, demokratik yollarla değiştirdiler, helal olsun onlara’ diyecek. Ben de söylüyorum, bu ülkenin demokrasiyi isteyen bütün gençlerine helal olsun.

Bir şey daha. Biliyorsunuz, iklim değişikliği var. İklim değişikliği, orman yangınlarına yol açıyor. Burası da yaşadı, Antalya da orman yangınlarını yaşadı. Pek çok yerde sorunlar çıktı. Büyükşehir belediye başkanımız sağ olsun, bütün ekipleriyle birlikte orman yangınlarını söndürmeye çalıştı. Allah nasip eder, sizlerin oylarıyla Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumda; Cumhurbaşkanlığına bağlı 16 tane uçak var, niye 16 uçak var bilmiyorum, 16 uçağı satacağım, yangın söndürme uçakları alacağım, yangın çıktığı zaman söndüreceğiz. Böylece sadece Antalya’da değil, bütün Akdeniz ve Ege’de çıkacak olan yangınlara anında müdahale edeceğiz. Belki başka ülkelerde çıkarsa, örneğin komşumuz Yunanistan’da, oraya da gideceğiz, orada da yangınları söndüreceğiz. Dolayısıyla bütün Akdeniz havzasının en güçlü ülkesi haline geleceğiz. Bundan da emin olmanızı isterim.

Bir şey daha. Taşeron işçilerimiz var. Bütün taşeron işçilere kadro vereceğiz. Devlet taşeron işçi çalıştırmaz, kadrolu işçi çalıştırır. İşçi işçidir, kadrosu vardır o çerçevede görevini yapar. Bunu da bilin. Hafızanızın bir yerine yazın. Taşeron işçiler de yazsınlar. Bay Kemal, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunda, sizin kadrolarınızın nasıl verildiğini Antalya da görecek, bütün dünya da görecek. Emin olun.

Bir şey daha. Allah nasip etti, sizlerin oylarıyla Cumhurbaşkanlığına geçtiğimde saraylarda oturmayacağım. Saray bana göre değil. Ailem de saraya göre değil. Biz sarayda oturmayız, sizler gibi yaşarız, sizler gibi oluruz. Mütevazı yaşarız. Ben, eşim, çocuklarım gayet rahat yaşıyoruz. Zaten evimizin mutfağını siz daha iyi biliyorsunuz. Ne olduğunu da biliyorsunuz evimizin mutfağında. Bazen şaşırıyorlar, ‘Ya bu gerçekten onların mutfağı mı?’ Bizim mutfağımız bu. Gayet güzel, keyifli yemeğimizi yiyoruz, kahvaltımızı yapıyoruz. Şunun için söyledim. Saraylara gitmeyeceğiz, saraylarda oturmayacağız. Sizler gibi mütevazı yaşayacağız. Eğer bir yere gideceksek, Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya Köşkü’ne gideceğiz. Bundan hepinizin emin olmasını isterim.

Öyle anlaşılıyor ki, siz yolcu etmeye karar vermişsiniz zaten. Öyle mi yolcu edeceksiniz? Edecek, edecek; bu halk kendi iradesiyle onu yolcu edecek.

Bir şey daha ifade edeyim. Bakın bu önemli, dikkatle dinlemenizi isterim. Olayları geriyorlar, germek istiyorlar. Gerginlikten bir şeyler kazanmak istiyorlar ve toplumu birbirine kırdırmak istiyorlar. Her birimiz sakin olacağız. Her birimiz dikkatli olacağız. Her birimiz o provokasyonlara kapılmamak için dikkatli olacağız. Bugün Erzurum’da… Biliyorum. Bu ülkede hiç kimse yalnız olmamalı. Ne der Gazi Mustafa Kemal Atatürk? ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir’ der. Gazi Mustafa Kemal öyle söyler, hiç kimse kendisini kimsesiz hissetmesin diye.

Bakınız, her birimiz sükûnetle bakmalıyız, sükûnetle davranmalıyız. Domuz bağıyla bağlayıp insanları öldürenler, SADAT’çılar, beşli çeteler, o çetelerin aveneleri… Bunların tamamı bir araya geldi ve bunlar olayları germek istiyorlar. Toplumu birbirine kışkırtmak istiyorlar. Ve bunların bazı adamları var.

Sinan Ateş’in katilleri de o çerçevede, onlar da torbacılar. O torbacıların da ne olduğunu ben gayet iyi biliyorum. Hiç endişe etmeyin, Sinan Ateş’in katillerini yakalayacağım, kulaklarından tutup yargının önüne çıkaracağım, hiç endişe etmeyin. Gaffar Okan’ın katillerini bulacağım, kulağından yakalayacağım o katillerin, onları da teslim edeceğim, hiç endişe etmeyin.

Bizi birbirimize düşürmek istiyorlar, gerginlik yaratmak istiyorlar. Gerginlikten kaçınacağız. Gerginlik yapmayacağız. Şunun şurasında 4-5 gün kaldı. Bakın, olayları germek istiyorlar. Bir kişi terör örgütünden medet umamaz. Terör örgütünden medet umar hale geldiler. Yazıklar olsun onlara, gerçekten yazıklar olsun!

Erzurum, Milli Kurtuluş Savaşımızın en önemli kentlerinden birisidir. Erzurumlular dadaştır, Erzurumlular bu işlere girmezler, Erzurumlular insanları sever. Erzurum’u bilirim, ta öğrencilik yıllarımdan bilirim. Erzurumluları da bilirim. Ama oradaki provokasyonlar, Erzurumlu kardeşlerimi çok üzdü. O konuda pek çok telefon da aldık. Erzurumlu böyle değil, ama bir avuç kişi yaptı, yapanları biliyoruz, yaptıranları da biliyoruz. Bir yerlerden medet umuyorlar. Acaba ne olur da, biz iktidarı bırakmayız diye bir arayışın içindeler.

Unutmayın, uzun süre koltuğunda oturup, koltuğundan kalkmayan insanın yaptığı bir şey vardır, bir pislik vardır. Oradan kalkmıyor çünkü. Yani altına etmiş demektir. Koltuklarından kalkmak istemiyorlar değil mi? Niye kalkmak istemiyorsunuz, neden halkın iradesine saygı göstermek istemiyorsunuz? Halkın iradesine saygı gösterin.

Sandıklar gelecek. Bayram havası içinde gideceğiz sandıklara. Söz mü? Bayram havası içinde gideceğiz. Güle oynaya gideceğiz, kol kola takılarak gideceğiz. Şarkılar, türküler söyleyeceğiz ve sandığa öyle gideceğiz. Çünkü biz, bu ülkeye demokrasiyi yeniden getireceğiz. Yeniden demokrasi gelecek. Ve gençlerimiz tweet attığı zaman anneleri, babaları uyarmayacak. Aman oğlum, aman kızım, sakın bunu yapma, gözaltına alınırsın diye endişe duymayacak. Gençler size bir sözüm var, Cumhurbaşkanı olduğumda en rahat beni eleştirebileceksiniz. Rahatlıkla eleştireceksiniz ve ben sizin eleştirilerinizden ders çıkaracağım.

Motorları maviliklere süreceğiz hiç endişe etmeyin.

Şimdi Ekrem Başkan, Avrupa’nın en büyük metropolünü yöneten ve hiçbir metropolün yapmadığı 10 büyük metro inşaatını, aynı zamanda başlatıp ve bitirmeye çaba harcayan bir kişidir. Yıllardır yapamadıklarını yaptı. Burada da sizin Büyükşehir Belediye Başkanınız Muhittin Bey, o da güneş enerjisinden yararlanarak, çok sayıda çiftçimize çok düşük ücretle güneş enerjisi, elektrik veriyor. Kooperatifler her türlü desteği yapıyor. Göreceksiniz, bizim belediye başkanlarının yaptığı bütün başarıları, Türkiye sathında göreceksiniz. Türkiye sathında herkes görecek bunu. Türkiye’nin nasıl büyüdüğünü görecekler, nasıl kalkındığını görecekler. Yoksulluğun nasıl bittiğini görecekler.

Sözüm söz. Bizim iktidarımızda, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bizim iktidarımızda, hiçbir fakirin suyu kesilmeyecek. Bizim iktidarımızda, hiçbir yoksul ailenin elektriği kesilmeyecek. Bizim iktidarımızda, hiçbir yoksul ailenin kışın ortasında doğalgazı kesilmeyecek. Bu ülkeye barışı, bu ülkeye huzuru, bu ülkeye kardeşliği ya getireceğim, ya getireceğim.

Son söz. Ekrem Başkan, İstanbul seçimlerinde güzel bir slogan geliştirmişti. Her şey çok güzel olacak. Emin olun her şey çok güzel olacak. Bu ülkeye baharlar gelecek, baharlar, göreceksiniz. Bu ülkeye huzuru getireceğiz, göreceksiniz. Bu ülkede beraber yaşamanın, ne kadar güzel olduğunu göreceksiniz. Hep beraber, biz bunu yapacağız.

Hepinize en içten sevgilerimi, en içten saygılarımı sunuyorum Antalya, dünyanın en güzel kenti Antalya!

 

Kaynak : wwww.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları