Kılıçdaroğlu: Eğitimde reforma karşı bir bakanlık var

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle: 

Eğitim size anlatılması gereken bir konu değil siz bunun içindesiniz. Eğitilen toplumlarda sevgi ve saygı vardır. Bir insan eğitildiği zaman vatansever olur. Bir insan iyi bir eğitim gördüğü zaman kendisinin dışındaki sorunları yaşayan insanların sorunlarına eğilir.

Eğitim sorunları olan bir ülkenin büyüme şansı yoktur. Eğitimin önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız. Eğitim olmadan, çağdaş uygarlığı yakalama lüksünüz yoktur.

Üzülerek ifade edeyim. Eğitime reforma karşı olan bir bakanlık var. Milli Eğitim Bakanlığı. Bakana göre eğitim politikası olur mu?

Siyaset kurumu eğitimi tepeden tınağabozmuştur. Bunun düzeltilmesi için birlikte mücadele etmek zorundayız. Bunların başında öğretmenler gelir. Öğretmenlerin sorumluluğu vardır. 

Eğitimin temeli aslında meraktır. Çünkü insanın doğasında merak vardır. çocuk dillendiği andan itibaren soru sormaya başlar. Çocuk doğduğu andan itibaren başlar bu nedir diye. Eğitimle biz çocuğun, çocukların daha fazla soru sormasını sağlamak zorundayız. Merakımızla beraber soru sormayı nitelik olarak eğitimin felsefelerinden biridir. Soru soracak çocuk.

Biz mücadelemizi geleceğimizi parlak olsun diye veriyoruz. Öğretmeni el üstünde tutmalıyız ve yüceltmeliyiz. Öğretmenin önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız. 

Eğitimle bu gelişmeleri yakalayamazsak tüketen bir toplum oluruz. Eğitimi iyi bir noktaya çekebilirsek hem üreten hem tüketen bir ülke konumuna gelmiş oluruz.

"Bugünün eğitim çocuklarının yüzde 65'i çalışma yaşamına geldiklerinde yeni alanlar çıkmış olacaktır." O nedenle yaşam boyu eğitim önemli bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.

Soru soran çocuğunuza bu soruyu neden sordun diye sormamalıyız. Bırakın sordun. Daha evrende keşfedilmemiş neler var? Eğer merak duygusunu eğitimde güçlendiremezseniz sonuç alamazsınız. Bunu da en iyi öğretmenler verir.

Eğitimin önemi 21. yyda ortaya çıkmış değil. İnsanlığın varlığından beri vardır. İnsanlığın doğasında merak duygusu vardır.

Bunlar güzel laflar gelelim Türkiye'ye! Nedir öğretmenlerimizin sorunu? Öğretmenlerimizi seviyorum, öğretmenlerimiz başımızın tacıdır. Günü kurtarma laflarıdır. Öğretmenlerin sorunları nedir? Gerçeği görmemiz lazım.

Öğretmenler meslek kanunu çıkarmalıyız. Diğer devlet memurlarından ayrılmalıdır öğretmenler. Bunu yasa metnine dönüştürdük. Öğretmenler meslek kanunu olarak yasa teklifini vereceğiz.

Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırı altında aylık almamalıdır. Bir öğretmeni siz yoksulluğa mahkum ederseniz olmaz. Bir öğretmen geleceği inşa ediyor, çocukları yetiştiriyor. Nasıl olur da siz yoksulluğa mahkum edersiniz.

Eğer bir öğretmen aybaşını nasıl getireceğim diye düşünüyorsa, nasıl geçineceğiz diye düşünüyorsa, emeğini ve bilgisini çocuğa yeteri kadar veremez. Geçim derdi olduğu andan itibaren bilgisini çocuklara vermez. 

Öğretmenler çalışırken diyelim iyi aylık aldılar. Emekli olduklarında maaşları düşüyor. Bir topluma ya da bir aileye verilen en ağır cezalardan biridir. Öğretmen bunu hakeder mi? Elbette haketmez. Diğer kamu memurları gibidir değildir öğretmen. İyi yetişmiş, deneyimli öğretmen her ülkenin kapmak istediği kişidir.

24 Kasım Öğretmenler Gününde yılda bir maaş ikramiye verilmelidir. Toplumun hangi kesimi buna itiraz eder? Toplumda kim çıkıp hayır vermeyin diyebilir? Toplumun ortak talebidir bu. Öğretmene gelince para yok ama birilerine para var. Milyonlar akıyor birilerine.

Sözleşmeli öğretmen. Bir başka ayıpla daha karşı karşıayız aslında. Böyle bir rezalet olamaz. Öğretmen öğretmendir. Çocuğuna zaman ayırıyor., bilgisini aktarıyor.Kolay bir meslek değildir öğretmenlik. Yetenek gerektirir.

Ücretli ve sözleşmeli öğretmenler neden kadrolu değil? Bu ayıptan da Türkiyenin kurtulması lazım. Başka bir ayıp daha öğretmen açığı. 153 bin 643 açık var.

Öğretmen açığı var öğretmen ataması yapmıyorsunuz. Her alanda tasarruf olur eğitim alanında tasarruf olmaz. Eğitim de tasarruf mu olur? Bakanın altından çek arabayı olsun sana tasarruf. Uçan sarayın harcamalarını kes olsun sana tasarruf.

Taşımalı eğitim bu da başka bir ayıp. Öğretmenle öğrenciyi buluşturmak ferhatla şirini buluşturmak gibidir. Bu taşımalı eğitime de son verilmesi lazım. Başka bir ayıp daha yaşıyoruz. Pek çok öğretmenin görevine son veriliyor 20 Temmuz darbesinden sonra gittiler mahkemeye beraat verildi ya da takipsizlik kararı verildi.

Normalde görevlerine iade edilmesi lazım. Niçin iade edilmiyor? Bu toplumda bu kişi yoksa suçlu mu algısı yaratır. Bir öğretmen kolay yetişmez. Bir öğretmen binlerce öğrenci, birikim bilgi demektir. Öğretmen budur. Sanki kamu kurumlarında bütün sorunları çözdük. Özel okullara yardım yapılıyor.

Parası olan tamam çocuğunu özel okula göndersin. Zengin okullara yardım yapıyorsun neden? Yardım yapacaksan devletin okulları var. Binlerce öğretmen öğrenci var bunlara yap.