loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: Nâzım'ın mezarı Gezi Parkı'nda olmalı

Kılıçdaroğlu: Nâzım'ın mezarı Gezi Parkı'nda olmalı
Tarih: 03.06.2014 - 15:44
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor...

Kılıçdaroğlu 'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Nâzım Hikmet’in cenazesi Türkiye ’de olmalıdır. Bana soracak olursanız Gezi Parkı ’nda olmalıdır. Bir çınar ağacının altında… Gezi’ye gidenler kendilerini bir ağaç gibi tek ve hür yaşamak istiyorlardı. Ve onlar kavgadan kutuplaşmadan değil barıştan uzlaşmadan yanaydılar ve diyorlardı ki bir orman gibi kardeşçe yaşamalıyız. Onun vasiyetini yapabilmeliyiz. Nazım’ı tekrar rahmetle anıyoruz onu her zaman yaşatacağız. Gezi Türkiye’de tarihi değiştiren bir olaydır. Eğer zulme ve baskıya karşı direniyorsanız siz insan olmanın gereğini yapıyorsunuz. Zulme karşı sessiz duran dilsiz şeytandır.

Gezi sırasında bir diktatör bozuntusunun karizması çizildi. Ve bunu içine sindiremedi ve hala içinde bir kin var. Ne kadar çok insan ölürse o kadar zevk alıyor. Kandan şiddetten bu kadar zevk alan bir başka politikacı yoktur herhalde 21. yy’da. Bir iç savaş çıkarmayı bile göze aldı. "Camide içki içiyorlar" dedi. Niye bunu söylüyor insanları birbirine düşürmek için. "Başörtülü bacıma saldırdılar" dedi. Gerçek ortaya çıktı ki böyle bir şey yok. Merak ediyorum iç çatışma olsaydı yüzlerce inan ölseydi ne kazanacaktı acaba.
Hep söyledim söyleyeceğiz yalancıdan başbakan olmaz.

-“Nazım Hikmet, ‘Beni Anadolu’da bin çınar ağacının altına gömün’ diye vasiyet etmişti. Bu vasiyet bana gönderilmiş bir vasiyet değil. 76 milyon yurttaşa bir vasiyet. 76 milyon yurttaşın, bu vasiyetin gereğini yapması lazım. 76 milyon yurttaş, rüzgara karşı yürüyen Nazım Hikmet’i Anadolu’ya getirmelidir”

-“Bana sorarsanız, ‘nerede olmalıdır’ diye, Gezi Parkı’nda, bir çınar ağacının altında olmalıdır. Neden? Çünkü Gezi eylemlerini anlatan en güzel şiir Nazım Hikmet’e aittir. Ne diyordu Nazım, ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine…’ Gezi’ye gidenler, bir ağaç gibi kendilerini tek ve hür hissetmek istiyorlardı. Her görüşten her yaştan insan vardı. Onlar kavgadan yana değillerdi, barıştan yanaydılar. Kutuplaşmadan değil uzlaşmadan yanaydılar. O nedenle Nazım’ın yeri Gezi Parkı’dır. Bir çınar ağacının altında onun vasiyetini yerine getirmeliyiz. Eğer bunu yapabilirsek, 76 milyon yurttaşın sorumluluğunu da yerine getirmiş oluruz.”

-”Churchill diyor ki ‘Bana (büyük Britanya mı yoksa kraliyet donanması mı) diye sorarsanız, ben kraliyet donanmasını isterim. Çünkü bu donanmaya sahip olursam Büyük Britanya’yı kurarım. Bana (kraliyet donanması mı yoksa Shakespeare mi) diye sorarsanız, ben Shakespeare’i tercih ederim. Çünkü Shakespeare gibi bir değere sahipsem, kraliyet donanmasını da Büyük Britanyayı da inşa ederim’ diyor. Nazım Hikmet, bizim Shakespeare’imizdir”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Grup toplantısında okuduğu Nazım Hikmet’in Barviha Sanatoryumu’nda yazdığı Vasiyet şiiri şöyle;

VASİYET

Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.

Hasan beyin vurdurduğu
ırgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.

Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.

Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.

Ama bu türküleri söylemişim ben
daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.

Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe’yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani…

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları