loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu: Önümüzde bir borç yükü var, vatandaş bunu iliklerine kadar hissedecek

Kılıçdaroğlu: Önümüzde bir borç yükü var, vatandaş bunu iliklerine kadar hissedecek
Tarih: 17.06.2020 - 14:02
Kategori: Gündem

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Karar TV'de Taha Akyol, Elif Çakır ve İbrahim Kahveci'nin sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Türkiye'nin gündemi ağılıklı olarak ekonomi. Evine ekmek götüremeyen yüz binlerce insan var. 
Yüzde 7 büyümeyi istikrarlı şekilde götüren dönemleri de yaşadık fakat Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle bürokraside köklü taşlar yerinden oynadı. Devlet Palanlama Teşkilatı kapatıldı.
Devletin önemli kurumları vardı. Her siyasi otoriteye sağlıklı bilgi veren kurumlar yok edildi.
Devlette yetişmiş, liyakat sahibi çok kişi vardı. 
Krizle ilgili 2018 Ağustos'ta Türkiye kizin içine girecektir, dedik. Hangi önlemler alınmalı diye açıkladık. Bir  süre sonra sayın Erdoğan sert bir üslupta beni eleştirdi. İyi niyetlerle yapılan önerilerdi. 
Düyada muhalefet partileri iktidara çözüm önerisi sunmazlar. Bunun aksini yapan bir tek biz varız. Türkiye krizi yaşıyor, daha da artacak. Buradan çıkmamız lazım. Hepimiz etkileneceğiz. Muhalefet olarak eleştireceğimiz yerde önerimizi yapalım, dedik.
Önerileri hazırlarken çok rahat, ucuz öneriler de ypamadık. Bütçeyi, imkanları düşündük.  
Bilidklerini okudular.
Milli gelirimiz 2014 'te 934 milyar dolar. 2018'de 789 milyar dolara düşüyor. 2019'da 753 milyar dolara düşüyor. Nüfus artıyor millli gelirde ciddi düşüş var. 
Bu rakamların Erdoğan'ın önüne gittiğini sanmıyorum. Götürecek adam kalmadı. 
-Siyaset kurumu kaynakları verimli ve yerinde kullanırsa büyüme kaçınılmaz oluyor. Yerinde kullamazsa, nerelere para harcarsam oy alırım diye hareket ettiyse Türkiye hep kaybetmiştir. En büyük ekonomi kaynağı kullanan AK Parti hükümetleridir. 
Cumhuriyetin 79 yılında toplam kaynak 713 milyar dolar. Bunla TELEKOM'u kurduk, Keban Barajı, otoyolları, üniversiteler kurduk.
AK Parti 17 yılda 2 trilyon 346 milyar dolar kullandı. 79  yılda kullanılan kaynağın 3,5 katı. 
Yapıldığı söylenen köprülerin de parasını ödüyoruz, biz yapmadık. Bu kaynakla ne yapıldı? 17 yılda devletin gelirlerini kısmen biliyoruz da nereye ne kadar harcandı kimse bilmiyor. Bütçe görüşmelerinde dedim ki 'havaalanı, otoyol, köprü yapılıyor kaça yapılıyor, bilen var mı?' Kimse bilmiyor. 
Devlet ve siyasetin vatandaştan aldığı her kuruşun hesabını vermek zorundadır. İktidarın 1 numaralı sorunu şeffaf olmamasıdır.
Havaalanı kaça yapıldı bilmiyorum, ama parasını ödüyorum.
Bilgi vermiyorlar. Şehir hastaneleriyle ilgili bilgiyi İngiltere'deki bir danışmanlık firmasının internet sitesinden çıkardık.  Bütçe artık statik bir tabloya dönüşmüş durumda.
İkinci bir bütçe var. O da Varlık Fonu. 
Bu işleri açıklamalarının nedeni 100 liralık iş bin liraya yapılmış.Şişirilen malieytler üzerinden Hazine'den para alınıyor. Bu yüzden açıklanmıyor. 
Devlette savurganlık var. Bakanlık binaları kirada. Bir sürü hastane bomboş. Bu israftır. Derhal israfla mücadele konusunda genele çıkarın, araç saltanatına son verin dedim. 
Şeffaf olacaksınız, gereksiz harcamalardan vazgeçeceksiniz. 
Bütçenin saydam olması, hesap verilmesi lazım. Bakanlar bilmiyorlar. 
Kanun tekliflerini milletvekilleri hazırlayacak. Vekil ahzırlar büroksari gözden geçirir, tekrar gelir. Şimdi bu yok. 
Milletvekiline getirilip veriliyor kanun teklifi, çık bunu plan bütçe komisyonunda savun deniyor. Milletvekilinin bilmemesi doğaldır. 
Bürokraside siyasi otoritenin talimatıyla bürokratlar kanun taslağı hazırlarlar, sonra bakanlarına sunarlar. Sİyaseten görüşülür, bakan sorular sorar. Tamam derse bakanlar kuruluna gider, bakan sunar. 
Bu ihale sistemiyle birilerine para aktarıyorsunuz.
Bütçe tamamen tükenmiş vaziyette. Varlık Fonu'nda cumhuriyetin kurumlarını aldılar, güvennce olarak gösterecekler borç aldıkları yerlere. 
Krizi en derinden yaşayan esnaf. Kahvecinin dükkanını kapattınız. Günlük yaşıyor zaten. Manav, berber, balıkçı, kantincidir. Bunları kapattınız, gelirleri yok. Destek vermiyorsunuz bari Sicil affı çıkarın dedik. Halkbank destek sundu. Ama 1 milyon 700 bini aşkın esnaf var. Kredi alan 250 bin civarında.
Diğer devletler gibi evine git, kiranı ben ödeyeceğim, diyebilirdi. Dünyada devlet destek olan kurum olarak, Türkiye'de borç veren kurum olarak çıktı vatandaşın karşısına.
Bütün ülkeler kendi sanayicisinden işsizine herkese destek olurken biz bir de IBAN verdik. 
 
Öngördüğümüz krizi seçmen kitlesi yeni yeni yoğun yaşıyor. 2018'de kriz geliyor önlem alın, dedik.
Önümüzde bir borç yükü var. Vatandaş bunu iliklerine kadar hissedecek. İktidar partisinin hala 30-35 bandında olması önemli bir şey. Milletvekili arkadaşlarımızı alanlara gönderiyoruz. Şu gözleniyor: Kitleler halinde kopma olabilir. Önümüzdeki süreçte ciddi kopmaların olacağını, siyasetin yeniden yapılanacağını düşünüyorum. Yeni partilerin kurulması iktidarın politikalarının yanlışlığından kaynaklanıyor. 
Kendilerini anlatabilirlerse siyasete düzey kazandıracaktır. Türkiye'nin temel bir demokrasi sorunu var. Demokrasiyi düzeltemezseniz ekonomiyi düzeltemezsiniz. 
(Swap anlaşmasına neden ihtiyaç duyuldu) Merkez Bankası'nın rezervleri tükendi. Dolar yok. Gittiler, gezdiler, telefonlar edildi ama yok. merkez Bankası'nın durumu ortada. Katar'a gittiler. Tank palet fabrikasını bir dolar bile almadan verdiler. O anlaşmayı da bilmiyoruz. 
Bunlar yerli ve milliyiz diyorlardı, kendi parlarına güvenmiyorlar. Bütün büyük anlaşmaların sözleşmesi dolarla yapılıyor. 
Türkiye ayağa kalkabilir. Bunun için 4 ayaklı stratejimiz var. 
1- Hukukun üstünlüğü ve demokrasi. Bunların olmadığı ülke gelişmemeiştir. Can ve mal güvenliğim varsa yatırım yaparım.
2-Üretim seferberliği başlatılmalı. Canlı hayvan ithal ediyorsunuz, ithal samanla besliyorsunuz. Ayçekirdeği küspesi ithal ettik, çay ithal ediyoruz.  Tarımda net ithalatçı konuma geldik. 
3- Güçlü bir sosyal devlet. Komşusu açken tok olan varsa o ülkede huzur olmaz. Sarayda oturan kişi sarayda oturan kişiden nasıl  para ister, diyor vatandaş. Bunun için Aile Destekleri Sigortası projesi var. Bu sigorta Türkiye'nin 1971'de yapmayı taahhüt ettiği ama uygulamadığı bir kanun. Yoksulluğu yok etmek değil yoksulluğu yönetme stratejisi var. 
4- Sürdürülebilirlik.
Gençler geleceğini yurt dışında görüyor, yazık. Ssoyal destekler kişinin yoksulluu teşhir edilmeden verilecek. Bu desteği kadın üzerinden yapmayı düşünüyoruz. 
Devlet bir kişiyi alacak diyelim, sınav açacaksa bu ailelerin çocuklarınndan alacak, böylelikle bu destek sigortasından çıkmış olacak.
Bütün organize sanayi liselerinde yatılı teknoloji liseleri kuracağız. Kişi ailesine yük olmayacak, lisede ayrıca staj yapacak. Mezun olduktan sonra işe girecek. 
Eğitimde sanayicinin ihtiyaç duyduğu ara eleman ihtiyacı giderilecek. 
-(IMF'ye başvuracak mı) Türkiye zengin bir ülkedir. Hukuk devleti kuralları işlediği andan itibaren birilerine başvurmanıza gerek yok, yabancı yatırımcı gelir. 
IMF ile ilişkilerinizi yeniden düzenleyin, dedim. Bizim orada paramız var, gitmeyeceksem ben o parayı çeker kullanırım. 5 milyar dolarımız var. Açlıktan Türkiye'nin nefesi kokuyor neredeyse, niye tutuyorsunuz o parayı orada?
-Biz maliyede çalışırken elimiz titrerdi. Kurumlar Sayıştay denetimi çok önemli. İşlevsiz hale getirildi. İsrafı görmek için Sayıştay'ın raporların bakmak bile tek başına yeterlidir.
-Bütçenin hiçbir rakamı tutmuyor. Orta Vadeli Program (OVP) bitti, yenilenmesi lazım.
Merkezi hükümetle yerelin eş güdümle çalışması lazım.
Salgın sırasında tartışmalar çıktı. Hiç gerek yoktu buna.
Yerelin güçlendirilmesi lazım. Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin yerele verilmesi gerekir. 
Sosyal devleti bütün dünya görmeye başladı. Devlet varsa vatandaşı için var. Bir tehlike gelmişse sosyal devlet kaçınılmaz olarak gündeme geliyor.
Baskıcı yönetimlerden dünyanın kurtulması lazım. Demokrasinin olduğu yerlerde insanlar düşüncelerini rahatlıkla ifade edebiliyorlar. Siyasi partilerin devlet olmak için gelmeleri anlayışından vazgeçmeleri gerekir. Devletin kurumlarını kendine benzetmek Türkiye'yi geri götürür. Türkiye'nin geldiği nokta bu. 
(Erdoğan) Faizsiz İslami ekonomiden bahsediyor. En yüksek faizi ödeyen ben değilim.
-Varlık Fonu'nun denetime açık olması lazım. Fona karşı değilim. Oradki her şey devletin malıdır. Parlamentoya belli aralıklarla bilgi verilmesi gerekir.   
Gelir gelmez kapatacağız demiyorum, denetime açacağız. Bütçeyi açacağız, Varlık Fonu ve kamu kaynaklarını bir yere alacağız. 
Dürüst siyasetçi vatandaşına hesap vermekten onur duyan siyasetçidir. 
-Parlamento vesayet altında. Bu süreçten Türkiyenin çıkması için demokrastik parlamenter sistemine ihtiyacımız var. Darbe hukukundan arındırılmış bir anayasaya ihtyiacımız var. KKTC'deki sistem kadar demokratik bir sistem olsa da yeter. 
-Berat beyin tek özelliği Erdoğan'ın damadı olması. Ekonomi kültürü yok. 15 istihdam paketi açıkladı. Hepsinin sonunda bu noktaya geldik. 5'ini açıklayıp sonuca yaklaşmadınız diyelim 15 açıkladı. İstifa etmesi lazım. 25 milyon yeni istihdam sözü verdi, 2,5 milyon işsiz çıktı.
-Belediyelerimiz tarih yazıyor. Millet İttifakı iktidar olduğunda bu milletin yüzü gülecek. Herkesin inancı, kimliği başımızın üstüne. Kopperatifleşme yapıyoruz. Büyükşehirlerin olduğu yerlerde çiftçinin ürününü ihalesiz alabiliyor. Bunu blediyelerimiz yapıyor."
 
Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları