loading
close
SON DAKİKALAR

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Hangi milletvekilinin çocuğu İdlib’de? Elinden tutan mı var, şehitler tepesine sen git

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Hangi milletvekilinin çocuğu İdlib’de? Elinden tutan mı var, şehitler tepesine sen git
Tarih: 03.03.2020 - 13:41
Kategori: Siyaset

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşması şöyle:

"Bu grup toplantısı, benim için de zor olan bir grup toplantısıdır. Meseleyi nasıl anlatacaksınız, neler söyleyeceksiniz? Hepinizin yüreği kanıyor ve hepimiz ciddi bir gelecek endişesi taşıyoruz.

Ülkeyi yönetenler, egemen güçlerin bu topraklardan nasıl kovulduğunu biliyorlar mı? Defalarca uyardık, egemen güçlerin taşeronu olmayın, maşası olmayın dedik. Yönetilemeyen savrulan bir Türkiye. Defalarca söyledik, önerdik, uyardık. Türkiye sıradan bir coğrafyada değil, stratejik bir bölgededir dedik. Dilimizde tüy bitti. Yanlış yapıyorsunuz dedik.

Barış içinde yaşayalım. Arzumuz budur bizim. Bir Mehmetçiğin tek bir tırnağı bile Suriye'den, İdlib'den, Libya'dan da değerlidir dedik. Çünkü biz kendi bölgemizde yangın istemiyoruz. Komşuda yangın istemiyoruz. Apartmanda otururken komşuda yangın çıkarsa evinde bir kova su ile koşacaksın. Biz bidon benziniyle gittik. Çünkü öyle talimat verdiler. Siz egemen güçlerin taşeronluğunu yapıyorsunuz deyince kızıyorlar. Doğruyu dinlemeye tahammül etmiyorlar. Liyakati bir devlette yok etmişseniz orada devlet aklından söz edemezsiniz. Böyle bir devletin geleceği felaketlerle doludur.

 Komşumuz bir ülkenin rejimini değiştirmek için özel bir çaba harcıyorsunuz, sana ne be kardeşim. Biz hiçbir zaman demokrasiden ödün veren bir ülkeyi savunmadık, bundan sonra da savunmayacağız. Hiçbir zaman Suriye’deki rejimi savunmadık, savunmuyoruz da. İstiyoruz ki bütün komşularımızla barış içerisinde yaşayalım, arzumuz budur bizim.

 Komşunda yangın çıkarsa, elinde bir kova suyla koşacaksın. Biz ne yaptık, komşuda başlayan yangına elinde bidon benzinle gittik.

Aslında zaman zaman Erdoğan da gerçekleri görüyor. Yaptığı bir konuşma var. Anneler Günü dolayısıyla yapıyor. 12 Mayıs 2013… Bizi Suriye’deki kanlı batağın içine çekmeye yönelik her türlü eyleme karşı soğukkanlı olmalıyız. Büyük devlet hadiseler karşısında aklıselimle düşünebilirler diyor. Ne oldu da bundan vazgeçti. Kim seni yönlendirdi, kim Orta Doğu’ya gir dedi. Onun cevabını da 5 Aralık 2017’de Erdoğan verdi. Biz Özgür Suriye ordusunu ey Amerika seninle beraber kurduk ya, diyor. Kimin talimatıyla bu işlere bulaşıldığını Erdoğan itiraf ediyor.

ÖSO’yu Amerika’nın telkiniyle neden beraber kurarsınız? Suriye’nin, Orta Doğu’nun parçalanması kimin işine yarıyor? Aklını kiraya vermeyeceksin. Uzmanlara danışacaksın, Türkiye tarihini bileceksin, Orta Doğu’yu bileceksin. Dünya kadar tarihi örnekler var. Orta Doğu’yu anlamak istiyorsan Falih Rıfkı Atay’ın Zeytin Dağı’nı okuyacaksın.

27 Şubat’ta elim bir olay oldu. Programa katılmıştım. Sosyal medyadan çok can yakıcı haberler geliyordu. Önce grubu topladık. MYK’yı topladık. Bölge vekilleriyle, Hatay belediye başkanımızla konuştuk. İlerleyen saatlerde gelen haberler daha acı olmaya başladı. Bekledik biri açıklama yapsın diye Hatay Valisi 9 askerimizin şehit olduğunu açıkladı. Gelen bilgiler bunun çok üstündeydi. Sükunetle takip ettik. 27’yi 28 Şubat’a bağlayan gece vali 29 şehidimiz var dedi. Biz bu kadar şehidimiz varsa TBMM’nin toplanması lazım, dedik. Siyasi polemik konusu yapmayacağız, dedik. 28 Şubat’ta 02.04’te parti sözcümüzü açıklama yaptı. TSK Türk milletinin ordusudur, dedi. TBMM’nin buna sessiz kalmasını bekleyemeyiz, CHP olarak TBMM’nin hemen yarın kapalı oturum yapması gereğinin altını çizdi.

Olur ya pek çok bilgi olabilir açıklanmasında sakınca olabilir, gelsin 600 vekile bilgi versinler, dedik. Ertesi gün yine hiçbir haber yok. Bir açıklama daha yaptık. Talebimizi yine dile getirdik. Parti Sözcümüz yine kimseyi eleştirmeden sağduyulu bir açıklama yaptı. Toplantı çağrımız anayasamızdaki gerçeklere dayanmaktadır. Birlik ve bütünlük içinde yaşanan sıkıntılı süreci aşma gayretidir. Onlarca şehidi varken TBMM’nin kayıtsız kalarak hızla toplanmaması düşünülemez dedik. Kavga istemiyoruz, gerçekleri istiyoruz.

Yine ses yok. O gece TBMM başkanıyla görüştüm, kamuoyuna baş sağlığı dileklerimizi aktardık.

1. gün kimse yok, 2. gün kimse yok. 3. gün Erdoğan İstanbul’da toplantı yaptı. AK Partili vekilleri topladı. 33 şehidimiz var, ilk kez çıkıyor, açıklama yapacak. Ekonomiden, başarılarından bahsetti.  Bir de benden bahsetti. Dinleyince memleketin haline yine üzüldüm. Milleti ateşe atsa sevinecek adam. Kılıçdaroğlu beni aramadı, diyor. Arayacak olan ben değilim, sensin. Arayıp bilgi vereceksin. Bir cumhurbaşkanı tarafsız olmazsa memleketi yönetemez, 83 milyonun cumhurbaşkanı olamaz.

Bütün CHP'li vekilleri davet ettik, hepsi geldi, sağduyulu bir toplantı yaptık. Erdoğan’ın açıklamasını duyunca çok üzüldüm. İnsanda biraz vicdan, ahlak olur. Daha şehitlerimizi toprağa vermemişiz. Bari baş sağlığı dile. Nasıl bir kibirdir anlamakta zorlanıyorum.

Şehitler tepesi boş kalmayacak diye açıklama yaptı. Bu, Arif Nihat Asya’nın bir şiiri aslında. Şehitler tepesi zaten boş değil, o tepede yüz binlerce şehit var, dalgalanan bayrağımız var. Sen öyle bir pozisyon alıyorsun ki neden daha fazla şehit gelmiyor, sürekli şehitler gelecek, diyor. O gece on binlerce anne uyumadı. Çocuğu Irak’ta, Suriye’de olan anneleri bunlar biliyorlar mı?

Bunlar askere giden evladın dönmesinin ne kadar değerli olduğunu biliyorlar mı? O gece bu memleketin cumhurbaşkanı yoktu, bakanları yoktu. Milli Savunma Bakanı yoktu. Genelkurmay başkanı yoktu. Neredeydiler? Devletten bir kişi vardı, Hatay Valisi. Bunları söylemeyip de kahramanlık edebiyatı mı yapacağım?

Bir yüzbaşının annesi bunları dile getirmezsen hakkımı helal etmem diyor.

Orduda hiyerarşi vardır, asla emir tartışılmaz yerine getirilir. Metehan’dan bu yana emir komuta zinciri bozulamamıştır. 20 Temmuz sivil darbesinden bu yana emir komuta zinciri yok. Genelkurmay başkanının yetkisi yok. Bu anayasaya aykırı. Yaşanan perişanlık devlet aklının kaybolma perişanlığıdır.

Hatay Valisi TV’ye her çıktığında yüreğimiz ağzımıza geldi. Kaç şehit daha verdik diye. Biz bunları düşünüyoruz o beyler neyi düşünüyor. Milletin önüne çıkıp bir açıklama yapmadılar. Niye yapmadılar? Ordumuza kumpas kurulmuş onlarca şehidimiz var, beyler sarayda oturuyor. Beyefendi bekliyor Kılıçdaroğlu beni ne zaman arayacak, diye. Çık millete bilgi ver.

2 gün sonra genelkurmay başkanı baş sağlığı için tweet attı, yeni öğrenmiş herhalde. Bu tablo Türkiye’nin iyi yönetilmediğini gösteriyor. 3. gün çıkıyor medyanın önüne. Konuşmanın sonunda söz ediyorsun bir de beni eleştiriyorsun. Ekonomiden bahsediyorsun, sanki rutin bir olay. Bunlar mı vatansever, bunlar mı Türkiye’yi emperyal güçlerden koruyacaklar? Emperyal güçlerin maşası olanlar Türkiye’yi düzlüğe çıkaramaz. Putin’e, Merkel’e telefon eden, onlar gelip vururlar koşarak ayaklarına gider. Hani başkomutandın? Benim askerimi vuran hangi devlet olursa düşmanımdır. Topuğunuz kıçınızda Putin’e koşuyorsunuz.

Vatan, bayrak kadar önemli bir şey yok. Vatan sevgisi lafla olmaz. Egemen güçler neden CHP’yi sevmez, neden iktidar olmasını istemezler. Çünkü bilirler ki söz geçiremezler. CHP ülkenin çıkarlarını savunur.

Neredeyse İdlib’den az şehit geldi diye üzülecek beyefendi. Neymiş şehitler tepesi boş kalmayacak. Bu ülkenin her karış toprağında şehit var. Adamın devletin nasıl kurulduğundan haberi yok.

Siz 34 şehidimiz olur sarayınızda oturur çayınızı içer, 3 gün geçtikten sonra çıkarsınız, hedef Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu’nu deviremezsin. Sen çocuklarınla Beştepe’de oturacaksın, garip gurebanın çocuğu şehitler tepesinde. Yabancı krallara, para babalarına imkan vereceksin. Şehitler tepesine sen git. Elinden tutan mı var? Hangi milletvekilinin çocuğu, hangi yöneticinin, hangi para babalarının çocukları İdlib’de? Saray sosyetesinin hepsi bedelli askerlik yaptı. Herkes eşit şartlarda askerlik yapacak.

Para babasının çocuğu ayrı, siyasinin çocuğu ayrı garip gurebanın çocuğu ayrı. Bu doğru değil. Erdoğan’a öl de ölelim diye slogan atıyorlardı. Gönder oraya. Seni kefenle karşılayanları niye göndermiyorsun?

ÖSO’yu Kuvayı Milliye’ye benzetti. Allah bu kadar cehalet vermesin. Hangi Kuvayı  Milliyeci egemen güçlerden aldığı parayla mücadele etti?

Para vermezsen hepsi isyan edecek. Kendi vatanı için canını ortaya koyan adam para mı alır?

Liyakatli devlet geleneğinden çıkarılan dersle oluşan akıldır devlet aklı. Geçmişteki hataların faturasını siyasetçinin önüne koyarlar.

Birilerinin telkinleriyle insanı öldürüyorsun.

Savaş, zorunlu olmadıkça cinayettir. Bütün hayatı savaş meydanlarında geçmiş bir komutan söylüyor bunu. Milleti savaşa götürünce vicdanımda azap duymamalıyım diyor. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz, diyor. Bunu Gazi Mustafa Kemal söylüyor.

Erdoğan yine kendisini tutamıyor. Çanakkale’den söz ederken Gazi Mustafa Kemal’in hitabıdır, ‘ben size ölmeyi emrediyorum. Bay Kemal şehadet nedir bilmeyen bir kişi' diyor. Çanakkale ile İdlib’i kıyaslamak kadar cehalet olabilir mi? Çanakkale vatan toprağı. Sen İdlib’le Çanakkale’yi bir tutuyorsan vay bu memleketin haline. Nasıl bir tarih bilgisi, nasıl bir cehalet? Çanakkale ile Suriye’de bir yeri beraber tutacaksan orası Süleyman Şah Türbesi’dir. Sen türbeyi IŞİD’den kaçırmadın mı? Bayrağını indirmedin mi? Şu acziyete bakın. Acizlik içinde ne söylediğini bilmeyen garip bir adam.

Gazi Mustafa Kemal ben size ölmeyi emrediyorum derken sarayda mıydı,  cephedeydi. Siz neredesiniz? 33 er şehit olmuş beyler sarayda toplanmışlar. Sarayda toplananlar bana tarih dersi veriyor. Sen adını zor yazarsın.

Vatanı için canını veren herkes bizim şehidimizdir. Nerede ölürlerse ölsünler onların yeri bizim bağrımızdır.

Tolga Can Yılmaz ailenin tek çocuğu. Evlenmek için para biriktiriyordu. Ailenin tek çocuğu şehit oluyor anne babanın dramını biliyorlar mı?

28 Şubat’ta NATO Türkiye’nin talebi üzerine olağanüstü toplanıyor. Aynı gün Putin Güvenlik Konseyi’ni acil koduyla toplantıya çağırıyor. BM toplandı. Biz cumartesi acil toplanalım diyoruz, ne gerek var diyorlar. Salı günü Meclis açılacak zaten orada konuşuruz diyorlar. Şehadetten söz ediyorlar, sen anlar mısın şehadetten? Meclis bunları konuşmayacaksa neyi konuşacak?

Toplamıyoruz. Erdoğan TBMM’ye gelip bilgi vermiyor, niçin? Şehitler oldu, ertesi gün oldu ses çıkarmadı. 3. gün ekonomiden söz ediyorsun, bana çattın.  Trump’a, Putin’e, Merkel’e bilgi veriyorsun. 600 vekile niye vermiyorsun. Yüzlerine bakmaya utanıyor musun?

Milletin önünde soramadığımız sorularımız var bunlara cevap vereceksin. Koşa koşa Putin’e gidiyorsun. Asker hastanesi olsaydı belki çoğu kurtulacaktı. Erdoğan izin vermiyor.

Gidecek oraya. Erdoğan’dan rica ediyorum, Putin’le yan yana geldiğinde de ki, bizim ülkemizde Bay Kemal var. Bana 4 soru sordu sana sormak zorundayım’ diye.

1. soru, birliklerimizin yerini bildirmemize rağmen niye askerlerimizi şehit ettiniz?

2- İlk saldırının ardından Rusya’yı uyarmamıza rağmen neden ikinci saldırıyı yaptınız?

3- Yaralıların ve şehitlerin Türkiye’ye getirilmesi için helikopterlere neden izin vermediniz?

4- Savaş hukukunda yararlıları taşıyan ambulanslar vurulmaz. Ambulanslarımızı neden vurdunuz? Bunlar Bay Kemal’in sorularıdır dersin. Gazeteciler den de istirham ediyorum soruları sordun mu diye sorun.

Bu ülkenin taşı toprağı için hayatını verecek milyonlar var. Kimse umutsuz olmasın bu memleketi sokakta bulmadık. Ülkemizi tekrar bölgesinin en güçlü devleti haline getirmek boynumuzun borcudur. Millet İttifakı bütün sorunları aşacaktır."

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları