loading
close
SON DAKİKALAR

'Pazartesi günü kararımızı açıklayacağız'

'Pazartesi günü kararımızı açıklayacağız'
Tarih: 28.06.2014 - 18:25
Kategori: Siyaset

CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler, Ulusal Kanal'da Can Karadut'un sunduğu Haber Merkezi programında Köşk seçimi hakkında konuştu...



CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler, Ulusal Kanal'da Can Karadut'un sunduğu Haber Merkezi programına katıldı.

CHP ve MHP'nin ortak adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığını eleştiren Birgül Ayman Güler, İhsanoğlu'na neden karşı olduklarını açıkladı.
İşte Birgül Ayman Güler'in açıklaması;

ADAYLA İLGİLİ BİZLERE BİLGİ VERİLMEDİ
Basın yoluyla tüm kamuoyunun bilgisi dahilinde gösterilen adaya benim onayım yok. Başlangıçta yoktu, şimdi de yok. Haberim var mıydı? Yoktu. Pek çok parti yöneticisi gibi benim de haberim yoktu. Çünkü yaptığımız grup toplantılarında böyle bir aday üzerine görüşme şansı verilmemişti bizlere. Parti Meclisi üyesi olarak söylüyorum, böyle bir aday üzerine herhangi bir tartışma yapmamıştı. Yurtdışında ADD’nin düzenlediği iki ayrı etkinlikten dönerken Türkiye'ye ayağımızı basar basmaz bu adayı öğrendik. Pek çok arkadaşım gibi ben de doğrusu büyük bir şaşkınlıkla karşıladım. Onayım yok.

AKP'YE DAHA ÇOK YAKIŞAN BİR ADAY
Gösterilen aday gerçekte siyasi faaliyetleri itibariyle AKP'ye daha çok yakışan bir aday. Zaten çeşitli zamanlarda yolu hep AKP'yle kesişmiş olan biri. Şimdi tanıdıkça seversiniz, benim kitaplarımdan öğrenin çağrılarına ben de kulak verdim. Tanımaya gayret ettim. Beyfendinin kitaplarını büyük bir hızla inceledim. Çok net olarak gösterilen aday kendisini “geleneksel ve küresel değerlere bağlı olmakla” tanımlıyor. Bence yetersiz bir duruştur. Çünkü bu tanımın içinde ulusal değerlere bağlılık yoktur.

ULUSAL DAYANAĞI YOK
Bu bana aslında 15-20 seneden bu yana çok yoğun tartışmalar yaptığımız “Glokalizasyon” bütün iktidar yerellere ve elde kalan iktidar da kürsel merkezlere. Yani ulus devlete veda. Türkiye'nin bir numaralı koltuğuna oturacak olan kişinin geleneksel ve küresel değerlerden önce ulusal dayanağını ilan etmesini beklerim. Bu aday bu ilanı yapmamıştır.

LAİKLİK TANIMINI GAYRİ SAMİMİ BULDUM
Elbette laik devlet bizim için vazgeçilmez ilkelerden biridir. Beyfendinin laiklik üzerine çok hassas olduğu sürekli vurgulanıyor. Yazdığı makale ve kitapların hemen tümünü tükettim. Orada gördüğüm şey şudur. Aday Beyfendiye göre “laiklik din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır.” Laiklik bu değildir. Laiklik din ve devlet işleri ayrılarak, dinin günlük yaşamda devlet tarafından denetlenmesidir. Din ve devlet işleri ayrılsın demek bizim laiklik anlayışımızın eksik bir ifadesi dahi değildir.

Bu tırnak içinde laiklik tanımı, gerçek anlamıyla anglo Amerikan sekülarizm anlayışı. Dini bırakın toplumsal yapı kendi içinde örgütlesin. Ona cemaat mali ve idari ve dini özerklik tanısın demektir. Yani bu, Osmanlı millet sisteminde gördüğümüz tarzdan bir örgütlenmeyi benimsemek demektir. Ben Osmanlı millet tarzına benzeyen bir örgütlenmeyi laiklik adı altında topluma sunmayı gayri samimi buldum. Bizim bu tarz bir dünya görüşünü laiklik olarak tanımlayanlar karşısında fikirsel bakımdan susmamız mümkün değildir. Bir tür, hilafet makamına da yolu açabilen bir İngiliz tipi sekülarizm anlayışı aday Beyefendi tarafından Türkiye'de propaganda edilmeye başlanmıştır. Geleneksel ve küresel değerlere bağlıyım, ulusal değerleri saymam, laikliğe bağlıyım ama laikliği sizin anladığınız gibi anlamam diyen bir aday var karşımızda. Aday beyefendi de ben samimi aklı ve dili gözlemlemedim. Dolayısıyla tanıdıkça seversiniz demişlerdi. Tanıdıkça Türkiye açısından hiç de uygun olmayan bir aday olduğu sonucuna varıyorum.

PAZAR GÜNÜ ARKADAŞLARIMIZLA BİRLİKTE DEĞERLENDİRMEMİZİ YAPACAĞIZ
İmza vermeyi başında reddetim. Şimdi ret kararımın çok yerinde olduğundan emin bir durumdayım. Elbette aday Beyefendi için benim verebileceğim bir imzam yoktur. Herkes bütün arkadaşlarım milletvekili vicdanıyla bu meselenin üzerinde düşündü. Aramızda da konuştuk, tartıştık. Bizi bir miktar bu imza konusunda maalesef parti disiplini kavramı epey sıkıntıya soktu. Benim kuşağım örgüt hayvanı diye anar kendini. Biz örgütlü yaşamın dışında hiçbir bireysel hareketin ve bireysel kahramanlıkların anlamlı olduğunu düşünmeyiz. Karşımızda olan durum şu; Cumhurbaşkanı adayı gösterilecek. Anayasa’nın 101. Maddesine göre iki şekilde aday gösterilebilir. Bu aday gösterme bir 20 milletvekilinin imzasıyla gerçekleşecektir. İkincisi de parlamentoya girmemiş olan partilerin birlikte oy miktarı yüzde 10'u geçiyorsa eğer o vakit onlar biraraya gelerek aday gösterebilirler. 20 miletvekilinden yürüyecek bir çalışma, parti kararından talep edilmiyor demektir. Biz anayasada milletvekilliğine ilişkin tanım üzerinde durduk. Orada seçim bölgesi ya da herhangi bir zümre yararına değil. Türk milletinin temsilcisi olarak davranmakla yükümlü kişidir milletvekili. Biz de Türk milletini layıkıyla temsil edebilmek üzere değerlendirmemizi yaptık ve imza vermedik. İmza vermeyen arkadaşların tam olarak listesi nasıldır, o konuda kesin bir bilgi veremem ama Pazar günü parti tarafından toplanan imzalar teslim edilecek Yüksek Seçim Kurulu'na. Biz de Pazar günü arkadaşlarımızla birlikte değerlendirmemizi yapacağız.

CHP'NİN KURUCU İLKELERİNE BAĞLI OLAN SEÇMENİ KUCAKLAMIYOR
Biz genel seçimler yoluyla parlamentoya halkımız tarafından gönderildik. Eğer milletin temsilciliğini yapmazsak görevimizi yapmamış oluruz. Bu anlayış çerçevesinde geçtiğimiz haftalar içerisinde arkadaşlarımızla temsil ettiğimiz iradenin temsil ettiğimiz ilkelerin değerlerin seçeneksiz kalmaması gerektiğinde fikir birliğine vardık. Tüm toplumu kucaklayan aday beyfendiden sözedilmesine karşın bizler, bu beyfendinin CHP'nin kurucu ilkelerine bağlı olan seçmeni kucaklamadığı sonucuna vardık. Bizim üzerimize düşemn seçeneksizlik ortamlarını derinleştirmek değil, doğru seçeneği üretmek bize veirlen görevin bir parçası. Bunun üzerine çok emek verdik, çalıştık. Şimdi Pazar günü CHP teklifinde imzacı arkadaşlarımızı göreceğiz. İmza atmamış olan arkadaşlarımızla biraraya geleceğiz. Bütün bu çalışmalarımızın sonuçlarını halkımızla paylaşacağız. Herkesin şundan emin olmasını isterim. Biz asla başka milletvekilleri iradeleri üzerinde herhangi bir yönlendirme baskı yaratmadan buna çok özen göstererek kendi aklımızdaki soruları ve cevapları paylaşmaya özen göstererek geçirdik son bir haftayı. Çok da verimli oldu aslında bakarsanız. Bizler seçeneksizliklerle sıkışmış bir Türkiye'ye hiçbir zaman evet demeyeceğiz. Görevimizi hakkıyla yerine getireceğiz. Pazartesi günü ulaşabildiğimiz sonucu halkımızla paylaşacağız. Şimdi ancak bunu söyleyebilirim.

TÜRKİYE'Yİ GİRDİĞİ SEÇENEKSİZLİKTEN ÇIKARMAYA ÇALIŞAN İNSANLARIZ
Bu çalışma her ne kadar bireysel milletvekili vicdanına dayanan bir çalışmaysa da bizler, kendi başımıza tek tek bir bir adım atmamaya çok özen gösteren insanlarız. Ekip çalışmasına takım ruhuna ortak idealler çerçevesinde birlikte çalışmaya çok inanıyoruz. Biz büyük bir idealin gönüllü neferleriyiz. Bireysel olarak sen ne yaparsın sorumuzu biz Mustafa Kemal Atatürk idealine inana ve Türkiye'yi girdiği seçeneksizlikten çıkarmaya çalışan insanlar olarak elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
20 MİLLETVEKİLİNİN BAŞKA ADAY GÖSTERMESİ OLABİLİR
Bizim karşı karşıya kaldığımız durum bir yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal durumudur. Türkiye'de Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bu kadar kritik bir noktada bizi bu durumda bırakmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu nedenle bizi bu duruma sıkıştıran kararlara karşı itirazımızı sürdüreceğiz. Bir çıkış yolu için, elbette 20 milletvekilinin başka aday göstermesi olabilir, bu dahil olmak üzere çalıştığımızı tekrar söylemekten başka yağabileceğim bir şey yok.

BEYFENDİNİN GÖREV YAPTIĞI YERLERDE KARDEŞ KARDEŞİ BOĞAZLADI
Aday beyfendinin görev yaptığı süre boyunca Sudan, Somali, Irak, Suriye'de dünyanın İslam coğrafyasında gerçek anlamıyla kan gövdeyi götürdü. Kardeş kardeşi boğazladı. Burada İslam İşbirliği Teşkilatı genel sekereteri en fazla kürsesel merkezlerin diyalogçuluğu görevini üstlendi. Yani, aslında İslam dünyasının ihtiyaçlarından çok batılı küresel merkezlerin planları doğrultusunda işlerin yürümesine destek verdi. Bu nedenle karnesi son derece zayıftır. Türkiye'de AKP'ye oy vermemiş olan kesimin bu beyfendiye dönük herhangi bir sempati duyacağını hiç sanmıyorum.

AKP oylarından herhangi bir miktarını çekeceğini sanmıyorum. Bizim ikiyüzyıllık tarihimizde yeni mandacılık yalnızca batıcılarda değil malesef siyasal İslamcılarda da çok kök salmış görünüyor. Biz ülkemizin çıkarlarını dünyada Türkiye gözüyle savunacak yöneticilerin peşindeyiz. Bu aday befendi şimdiye kadar dünyanın genel çıkarı denilen batılı çıkarları fazla üzmeyen formülasyonlar peşinde koşmuş görünüyor. O kürsel değerlere bağlılıkta bence bundan başka bir şey ifade etmiyor. Bu nedenle gösterilen adayın AKP tarafından gösterilecek aday kim olursa olsun karşısında bir avantaj sağlayabileceği kanısında olmadığımı çok açıklıkla söyleyebilirim. Bir yanıyla bizim itirazımızın bir nedeni de budur. Biz bu seçimi kazanmalıyız. Çünkü AKP'den doğru gelen, Türkiye'yi tehdit eden tüm projeleri durdurmanın fırsatlarından biri de bu seçim süreciydi. Ama gösterilen aday bu tehlikeleri ortadan kaldırmadığı gibi bize bu seçimleri kazanma başarısı da vaad etmiyor. Bizim tabanımız itibariyle itiraz edilebilir çok yönü var. AKP'ye oy veren itibariyle çekici hiçbir yönü yok. Biz göz göre göre bu fırsatı bu aday yanlışıyla adeta kendi ellerimizle tepmiş bulunuyoruz. Bundan ötürü gerçekten üzgünüz. Oysa CHP de MHP de bu seçimlerde AKP ve Başbakan tarafından yapılmak istenen yanlışları durdurmak üzere yürümeliydiler. Ne yazık ki o yürüyüşü durdurma gücümüzü potansiyelimizi yeterince takdir edemediler. Bizi başarıya değil mevcut gücümüzü de kullanamadığımız bir başarısızlığa sürükleme tehdidine neden oldular. Bu nedenle de doğrusu üzgünüz.

BEYFENDİYİ KİM ÖNERDİ? CEVAPLANMASINI SAĞLAMALIYIZ
Bu son zamanlarda yaşadığımız en ilginç muammalardan birisi. Bu isim nereden çıktı? Çok çeşitli görüşmelerde bu isim bir kişi tarafından bile telaffuz edilmedi. Dolayısıyla genel başkanımız, beyfendiyi tanımadığını da televizyon ekranlarından dile getirmişti. O halde bu isim bir yerden geldi. Bizim de merak ettiğimiz konulardan birisidir. Dvelet Bahçeli tanıyor mu, tanışıyor mu önceden bilmiyorum. Öyle olsaydı kendi kefaletini bu tanışıklık üzerinden kamuoyuna açıklardı. Muhtemelen Bahçeli, Beyefendi ile tanışma imkanına sahip olmamış. Bunun cevabını hep birlikte öğrenmek zorundayız. Bu öneri nereden geldi? Bu beyfendi bu makama ve üstelik de bizim ve MHP'nin yani ana muhalefet ile büyük muhalefet hareketlerinden birinin adayı olarak nasıl gündeme geldi. Bizler için de muamma olarak devam eden sorulardan biridir. Cevaplanmasını hep birlikte sağlamamız gerektiği kanısındayız.

KAÇ KİŞİNİN İMZA ATMADIĞINI BİRLİKTE GÖRECEĞİZ
Milletvekili imzaları hala grup yönetimi tarafından toplanıyor. İşlem bittiğinde imza atan arkadaşlarımızla kaç kişi olduğunu, kaç kişinin imza atmadığını hep birlikte göreceğiz. Bizler de kamuoyuyla beraber öğreneceğiz.

ORTAK AKILLA ORTAK İRADEYLE YÜRÜYECEĞİZ
Türkiye seçeneksiz değildir. Türkiye hiçbir şekilde aynı hedeflere yürüyen sözde seçenekler arasına sıkıştırılamaz. Bunu hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz. Halkımızın gösterdiği güveni hiçbir zaman unutmayacağız. Tek tek kahramanlıklarla değil, ortak akılla ortak iradeyle aynı ideale gönül bağlamış insanlar olarak akıllıca yürüyeceğiz. Görevlerimizi hiçbir zaman ihmal etmeyecek insanlarız. Samimiyetimizden kendimize güvenimizden kuşku duyulmasın. Elimizden geleni her zaman yapacağımızı halkımızın bilmesini isterim.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları