Tanrıkulu, üniversite öğrencileri için meclis araştırması istedi

CHP'li Tanrıkulu, üniversite öğrencilerinin sorunlarının çözümünde hükümetin yetersizliklerinin araştırılması için Maclis Araştırması açılmasını istedi...

Üniversite öğrencilerinin ekonomik, yaşamsal, kültürel ve siyasal sorunlarının çözümlerinde hükümetin yetersizliklerinin araştırılması amacıyla Meclis Araştırması açılması istendi


CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’ Üniversite öğrencilerinin burs ve kredilerinin az olması, yurt yetersizlikleri, 2.öğretimlerden alınan harçlar, harçlıklarını çıkarmak için yarı zamanlı çalışan gençlere uygulanan mobbing ve işten çıkartmalar, gibi konularda üniversite gençliğinin sorunlarının araştırılarak çözüm üretilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.


Tanrıkulu’nun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunduğu Araştırma önergesi şöyle;


“Üniversite öğrencilerinin burs ve kredilerinin az olması, yurt yetersizlikleri, 2.öğretimlerden alınan harçlar, harçlıklarını çıkarmak için yarı zamanlı çalışan gençlere uygulanan mobbing ve işten çıkartmalar, sonu cinayet ve intiharla sonuçlanan fiziksel, cinsel, psikolojik tacizler de eklendiğinde geleceğimizi şekillendirecek eğitimli gençlerimizin sorunları gün yüzüne çıkmaktadır.

21.yüzyılda AKP iktidarında fikirleri uğruna yargılanan öğrenciler gibi utanç verici uygulamalar ve yüz binlerce üniversite öğrencisinin ekonomik, yaşamsal, kültürel ve siyasal sorunlarının çözümlerinde hükümetin yetersizliklerinin araştırılması amacıyla Anayasanın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ederim.


GEREKÇE

Türkiye’de 4 milyon yükseköğretim öğrencisi olduğu, 2012 verilerine göre 103 Devlet Üniversitesi, 65 vakıf üniversitesi, 7 vakıf meslek yüksekokulu ve 13 diğer yükseköğretim kurumu olduğu belirtilmektedir. Türkiye’nin tüm illerinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde ve Türkiye Cumhuriyetlerinde eğitim alan yüz binlerce vatandaşımız vardır. Türkiye’nin iyi eğitim alan, bilime ve ülkesine katkı sağlayan gençlere ihtiyacı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Üniversite eğitimi alan yüz binlerce gencimizin insanlığa, topluma ve ülkesine yararlı bireyler olması arzusu tüm herkesin ortak fikridir. Aileler birçok zorluğa rağmen iyi eğitim almalarını istedikleri çocukları için maddi ve manevi fedakârlıklar yapmaktadırlar. Ülkemiz koşullarında asgari ücretin, memur maaşlarının yetersiz olduğu ama bunlara rağmen kira, gıda, ulaşım gibi birçok insanı ihtiyacında aşırı pahalı olduğu bilinen bir gerçektir. Üniversite öğrencilerimiz sürekli değişen ortaöğretim sistemi ve üniversite sınav sistemleri ile ezber temelli bilgi sorgulama sınavları ile üniversite eğitimlerine hak kazanıyorlar, ancak üniversitelerde bilimin doğası gereği bilginin kullanımı ve yorumlanmasına dayanan sisteme uyum sağlamalarında zorluklar yaşanmaktadır. AKP iktidarında neredeyse her Milli Eğitim Bakanı değişiminde yapılan ilk icraat eğitim ve sınav sistemlerinin değiştirilmesi olmuştur.


Son yıllarda üniversitesiz il kalmasın mantığı ile açılan Devlet Üniversitelerinin yanı sıra çok sayıda Vakıf Üniversitesi de açılmıştır. AKP iktidarında yeni okul ve üniversite açılması sadece bina inşa etmek temellidir, müteahhit mantığı ile yapılan üniversite açılışlarında yanlışlar göz önüne alınmamıştır. Üniversitenin sadece yerleşke ve binalardan oluşmadığı akademisyenler, öğrenciler, çalışanları ile bir bütün olduğu ve yerleşkesi ile bulunduğu şehre katkı sağlayan bir bütün olduğu gerçeği göz ardı edilmiştir. Eğitim sistemindeki hatalar ve akademik personel eksikliği ile üniversite öğrencilerinin başarısında bir düşüşün olduğu iddiası kamuoyu tarafından sürekli olarak belirtilmektedir. Bunun en önemli göstergesi ise üniversitelerimizin uluslararası sıralamalardaki durumu ve üniversite mezunu gençlerimizin iş hayatındaki durumlarıdır.


Üniversite öğrencilerinin yaşadığı sorunlar AKP iktidarında günden güne artmaktadır; örgün öğretimde harç bedelleri kalkarken, ikinci öğretimde harç bedellerinin tahsili devam etmektedir bunların dışında üniversite yerleşkelerinde kantin fiyatlarının yüksek olması, beslenmenin kalitesiz olması, öğrencilerin kırtasiye-fotokopi giderlerini kendileri ödemeleri başlıca sorunlardır. Üniversitelerin bulundukları şehirlerde toplumun öğrencilere karşı önyargılarının bir türlü kırılamaması ve bu konuda hükümetin ve akademik kurumların ortak çalışma yürütmemesi de farklı sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunlar barınma alanlarının yetersizliği, kira ücretlerinin fazlalığı, ulaşım ücretinin fazlalığı gibi teknik konular olmakla birlikte fiziksel ve psikolojik baskıları da kapsamaktadır. Herhangi bir burs ve kredi imkanı olmayan gençler olduğu da düşünüldüğünde bahsi geçen ekonomik etkenli sorunların bir üniversite öğrencisi için nedenli zor olduğu daha rahat anlaşılabilir.


Üniversite öğrencilerinin özgür ve bilimsel düşüncenin var olması gereken üniversitelerde siyasi baskılara maruz kalmaları, fikirleri ve dünya görüşleri yüzünden ötekileştirilmeleri de ülkemizin başka bir sorunudur. Çağdaş dünyada bilimsel gelişmişlik ve özgür düşünce paralel ilerleme sağlarken, ülkemizde üniversite yerleşkelerinde idari yönetimler ve polis baskısı yüzünden fikirler engellenmeye çalışılmaktadır. En ufak bir yasal protestonun ya da basın açıklamasının bölücülük olarak algılandığı ve üniversitelilerin terörist damgası yediği ülkemizde ne yazık ki gelişen ortak kültür, farklı fikirlerle temas kurma ve farklılıklara tahammül gibi ortak evrensel kavramlar değer kaybetmektedir. AKP hükümetlerinin “ileri demokrasi” söyleminin sadece bir vaatten ibaret olduğu ODTÜ olaylarında da görülmüştür. Şiddete karışmadan en demokratik hakları olan eleştiri ve protestolarda dahi biber gazına maruz kalan üniversite öğrencilerinden ve onların fikirlerinden korkmak sadece AKP ileri demokrasisinde mevcuttur.”