424. kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları 1994 yılında gözaltına öldürülen kuzen Halil ve Kasım Alpsoy’un akıbetini sordular...
Galatasaray Meydanı’nda ki 424. haftalarında 1994 yılında gözaltında kaybedilen Halil ve Kasım Aksoy için oturan Cumartesi Anneleri, yarın kutlanacak olan Anneler Günü’nün kendileri için bir şey ifade etmediğini belirterek, tüm kayıpların bulunup katillerinin yargılandığı zaman anneler gününü kutlayacaklarını söyledi.
37 yaşındaki Halil Alpsoy, 12 Mayıs 1994'de eşi ve 40 günlük bebeğiyle birlikte akraba ziyaretinden dönüyordu. İstanbul evinin önünden kimlik gösteren telsizli, silahlı polisler tarafından gözaltına alındı. İtiraz eden eşine "Merak etme, karakola kadar götürüyoruz, yarım saat sonra gelir." dediler. Halil Alpsoy bir daha evine gelemedi. 18 gün sonra işkenceden tanınmaz hale gelmiş bedeni, tek kurşunla ensesinden vurulmuş halde Kırıkkale'de ormanlık bir alanda bulundu.Ailenin tüm başvurularına "Gözaltında kaydı yok" cevabı verildi.
Halil Alpsoy'un amcasının oğlu 30 yaşındaki deri dikim işçisi Kasım Alpsoy da 18 Mayıs 1994'te sabaha karşı Adana'daki evinden polislerce gözaltına alındı. Adana istihbarat Dairesi'nde işkenceli sorguya tabi tutuldu. Gözaltına alındığı günün akşamı kendisini serbest bırakıp kimliğini alıkoydular. 'Yarın gel kimliğini al' dediler. Ertesi gün kimliğini almak üzere bir akrabasıyla Adana istihbarat Dairesine gitti. Akrabası tüm gün kapıda bekledi. Kasım Alpsoy'u sorduğu görevli "Sen git o sonra gelir, belki bugün burada kalır ya da İstanbul'a gönderilir "dedi. Kasım Alpsoy o binadan bir daha çıkamadı.
Bu hafta ilk olarak konuşan Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, yarının anneler günü olduğunu yıllarca bu meydanda annelerin sesinin duyulmadığını belirterek, burada oturan annelerin çocuklarının kemiklerine razı bırakıldıklarının altını çizdi.
Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, 33 yıl boyunca kardeşi için mücadele verdiklerini söyleyerek, ilk defa resmi makamlarca Hayrettin Eren’in gaip (tehlike içinde kaybedilmek) ilan edilerek tescil edildiğini vurguladı.
Eren, ‘’Analarımızın boynunu bükük bırakanlar tarih önünde hesap vermediği sürece annelerin anneler günü kutlu olmaz. Bütün kayıplarımızı anaların kucağına verdiğimiz zaman biz anneler gününü kutlayacağız’’ dedi.
2004 yılında gözaltında kaybedilen Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan da, Başbakan’ın söz verdiği anneler içersin de kendisinin de olduğunu dile getirerek, kendi anneliklerinin yok sayıldığını söyledi.
Tüm annelere seslenen Ceylan, ‘’Cumartesi Annelerinin yanında olduklarını söyleyip bakanlıklara dilekçe atsınlar’’ dedi.
Babasının kendi gözleri önünde uzun namlulu silahlarla götürüldüğünü söyleyen Kasım Alpsoy’un oğlu Mehmet Alpsoy, ‘’Bize bu acıyı yaşatanlar herhalde size bu acı yetmez diyip katilleri sahipleniyorlar’’ diye konuştu.
Mehmet Ağar’ın ceza evi çıkışında söylediği ‘’Devlet yap dedi yaptık, devlet yat dedi yattık, şimdi devlet çık dedi çıkıyoruz. Şimdi de torunumun yanına gidiyorum’’ sözlerini hatırlatan Halil Alpsoy’un oğlu Serdar Alpsoy, kendi torununu nasıl düşünüyor. Bizim çocuklarımız bu meydanlarda büyüdü’’ dedi.
‘’1 Mayıs ve sonrasında yaşanan olaylar için, emekçiye tanımadıkları hakları kendilerine tanıdılar’’ diyen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, artık anlatacakları hikâyelerinin kalmadığını söyleyip oğlunun ağzından yazdığı bir şiir okudu.
Bu haftaki açıklamayı Cumartesi İnsanlarından Meral Çıldır okudu.
19 yıldır onları katledenler, kaybedenler cezasızlık zırhıyla korundu. terfi ettirildi.
Kasım Alpsoy kaybedildiğinde:
Nihat Parmaksız Adana valisiydi. Ramazan Er Adana Emniyet müdürüydü. Sönmez Köksal MiT Müsteşarıydı. Mehmet Eymür MiT Kontrterör Daire Başkanıvdı.
Halil Alpsoy kavbedildiğinde: Hayri Kozakçıoğlu İstanbul Valisiydi. Necdet Menzir İstanbul Emniyet Müdürüydü. Hüseyin Kocadağ İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısıydı. Reşat Altay İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürüydü.
Halil ve Kasım Alpsoy kaybedildiğinde: Süleyman Demirel Cumhurbaşkanıydı. Tansu Çiller başbakandı. Nahit Menteşe içişleri Bakanıydı. Mehmet Ağar Emniyet Genel Müdürüydü.
Kasım Alpsoy'un ve Halil Alpsoy'un kaybedilmesinden onları da sorumlu tutuyoruz. Çünkü sadece kaybetme eylemini gerçekleştiren ve yönetenler değil, bu suçun işlenmesini engellemek için gerekli önlemleri almayan yerelden ulusala tüm yetkililer de bu suçun ortağıdır ve cezalandırılmalıdır.
işlenen insanlık suçlarındaki cezasızlık, yeni insanlık suçları üretiyor.
Bugün bizim devletin kaybettiği evlatlarımızın peşindeki 424. haftamız...
Bugün Roboski Katliamının 5OO.günü...
Yarın Anneler Günü …
Devlet eliyle çocukları kaybedilen, katledilen, devletin savaş uçaklarıyla çocukları paramparça edilen annelere yaşatılan acının hesabı verilmeden, bu topraklarda hiçbir annenin çocuğu için güvenli bir yaşam olmayacak. Annelerin ahı, çocuklarının kanı yerde bırakılarak demokrasi inşa edilemez, barış gerçekleştirilemez.
Vişne Haber Ajansı/Rojda Duygu Yeşilgöz