Umut Kurt: İnsanlar beni sahnede görünce şaşırıyor
Beynelminel filmi ile yakından tanıdığımız, Hatırla Sevgili dizisindeki Yaşar rolü ile izleyicileri etkileyen ünlü oyuncu Umut Kurt, müzik serüvenini anlattı. Kurt, "İnsanlar beni sahnede görünce şaşırıyor" dedi.
“Dembaba” şarkısı ile sosyal medyada oldukça beğeni alan ve İstanbul’da bir mekanda sahne alan Kurt, müziğe oyunculuktan önce başladığını söyledi. Oyuncu olarak tanındığını ve kendisini sahnede gören insanların şaşırdığını belirten ünlü oyuncu, sürpriz bir tarz ve repertuarla geri döneceğini belirtti.
Umut Kurt'un MAG dergisine verdiği röportaj şöyle:
-Müjdat Gezen Sanat Merkezi, ardından BKM… Oyunculuk serüvenine çok sağlam yerlerden giriş yaptın. Kariyerinde bu süreçlerin nasıl etkileri oldu? Sana neler kazandırdı?
Her şeyin başladığı, oyunculuğu ve sanatı anlamayı başladığım yıllardı. Şimdi dönüp baktığımda çok şanslı olduğumu görüyorum. Hem MSM hem de BKM’de en çok soru sormayı ve özgün olmayı öğrendim. Müjdat Hoca’nın ve Yılmaz Abi’nin benim ve arkadaşlarım üzerindeki emeği çok büyük, onların vizyonu ve öncülüğü birçok sanatçı ve sanat eserinin ortaya çıkmasına vesile oldu, kendi adıma bugüne kadar ürettiğim ne varsa temelini elbette bu özgün öğretim oluşturdu.
-Beynelminel filmi size yakından tanıdığımız ilk proje oldu, sonrasında da akılda kalan pek çok film ve dizi projesinde yer aldınız? Hatırla Sevgili’deki Yaşar rolü izleyiciyi oldukça etkilemişti. Sizin projeleriniz ve canlandırdığınız karakterler arasında sizde derinden yer edenler hangileri?
Benim için ilk sırada projenin ne anlattığı neyi sorguladığı geliyor. Beynelmilel ve Hatırla Sevgili bu anlamda doğru soruları sorup anlatmak istediği bakış açısını aktarabilmiş çok değerli sanatçıların bir araya geldiği projelerdi. Kariyerime böylesi güzel ve estetik sanat eserleriyle başlamak ve takdir edilmek benim için çok kıymetli. Sonrasında ise Kavşak, İtirazım Var filmleri Pornografi ve Festen oyunları hem oynadığım karakterleri hem de eserlerin bütünü olarak içinde olmaktan büyük mutluluk duyduğum yapıtlar oldu.
-Oyunculuktaki başarınızın yanı sıra sesinizle de oldukça konuşuluyorsunuz. “Demba Ba” şarkısı soysal medyada oldukça ses getirdi. O fikir nasıl çıkmıştı?
Pek bilinmez ama müziğe oyunculuktan çok daha önce başladım. Çocukluğumdan beri enstrüman çalıyorum, (çalmaya çalışıyorum) şan eğitimime okuldan sonrada devam ettim, uzun süre müzikallerde oynadım, içinde müzik olan birçok projede şarkı söyledim... Kısacası müzik yapmayı, dinlemeyi, söylemeyi çok seviyorum... Gelelim “Demba Ba”ya... Söylediğimiz şarkı Müslüm Gürses’in şarkısı nakarattaki “Demba ba” sözleriyse zaten tribünde söyleniyordu, hatta tüm sözlerin değiştiği bir versiyonu da vardı internette. Biz sadece ikisini birleştirip Liverpool maçı öncesi bir hayli eğlenerek söyledik, sanırım dinleyenler de o eğlenceyi sevdi. Bu kadar beğenilip paylaşılacağını hiç düşünmemiştim... Sonrasında Liverpool’u elemek de hiç fena olmadı tabii...
-Bunun yanı sıra İstanbul’da La Boucherie ve BKM Uniq Mutfak’ta da sahneye çıkıyorsunuz… Sahneye çıkma fikri nasıl ortaya çıktı?
Çok istediğim bir şeydi sahneye çıkıp şarkı söylemek ama zaman ve uygun mekan bulmak ancak şimdi mümkün oldu. Dışarıdan göründüğü kadar kolay olmadığını anlamam uzun sürmedi tabii ve orkestra arkadaşlarım olmadan bunu asla yapamazdım. Şansım uzun süredir zaten arkadaş olmamızdı. Yaman (Hadi) bütün ekibi toplayıp repertuarımızın ve tarzımızın oluşmasını sağladı. Yıllardır birlikte sahneye çıkmak isteyen bu çok kıymetli müzisyenleri aynı orkestrada bir araya getirdi ve yine şansım yaver gitti. La Boucherie ve BKM Mutfak da bize sahnesini açınca çok eğlendiğimiz geceler arka arkaya geldi. Sanırım uzun süre şarkı söylemeye devam edeceğim.
-Ne tür şarkılar söylemeyi seviyorsunuz sahnede?
Bu yıl arabesk ve pop parçalardan oluşan bir repertuarla sahneye çıktık... Serhan Yasdıman ve Funda Gürses de dinlemekten büyük keyif aldığım, sahnelerde pek duyamayacağınız şarkılar söylüyor. Onlar şarkı söylerken bazen sahnede olduğumu unutuyorum. Önümüzdeki yıl da birlikte şarkı söyleyeceğiz ama repertuar tamamen değişecek. Sürpriz bir tarz ve repertuarla geri döneceğiz, bir hayli heyecanlıyım.
-Oyuncu olarak tanınıyorsunuz, sahnede size gördüklerine seyircinin tepkisi nasıl oluyor?
Açıkçası şaşırıyorlar ve tekrar geliyorlar. Sanırım ummadıkları kadar eğleniyorlar... Yüzü gülen, oynayan, şarkılara eşlik eden arkadaşlarımı misafirlerimizi görünce ben de mutlu oluyorum.
-Oyunculukla ilgili nasıl projeleriniz var?
Bu yaz iki film projemiz var; biri bir devam filmi, diğeri yurt dışında çekmeyi planladığımız bir festival filmi. Televizyon için yeni görüşmeler yapıyoruz ama henüz bir projede netleştirmedik.
-Bir de senaryo yazdığınızı biliyoruz, ne türde yazıyorsunuz?
Yine içinde müzik olan bir mahalle işi yazdık. Küçük bir mahalleden modelleyerek Türkiye’nin genelini görmeye çalıştık. Bildiğimiz, tanıdığımız, iyiler ve kötüleri fonunda arabesk bir müzikle sunduk. Şu an sözleşme aşamasındayız, umuyorum sezonda ekranda olacak.
-Hiç ayrılmadığınız bir arkadaş çevreniz var; Zafer Algöz, Hakan Altun… Hem futbola olan ilginiz hem de müzik mi sizleri bir araya getirdi?
Zafer Abi ile ilk olarak Mor Menekşeler dizisinde bir araya geldik, Hakan Abi ise Eskişehir’e sete ziyarete geldiğinde tanıştık. Sanki yıllardır zaten arkadaşmışız gibi başladı ikisiyle de dostluğumuz ve aynı şekilde de devam etti. Görüşemezsek bile her gün konuşuruz, mesajlaşırız... Aslında göründüğünden çok daha büyük bir grubumuz var, herkes sahsına münhasır, herkesin lakabı var (baba, düpont Japon, kara, gomez, şimşim, ozy, bülbül) Birbirine düşkün arkadaşlarız; futbol, müzik, tavla bir araya gelmek için bahaneler aslında. Tavlada Hakan Abi hariç rakip tanımam onu da buradan tüm gruba söylemiş olayım.
-Bu yaz farklı bir iş deneyiminiz olacağını duyduk. Göcek’te bir yer işletecekmişsiniz... Nasıl planlarınız var?
Evet, bu yaz Bozburun’da Ship a Hoy’u yeniden açıyoruz. Yakın arkadaşlarım Edhem Dirvana ve Tanem Sivar ile birlikte bunu yapabileceğimize beni ikna ettiler. Daha önce de ailemize ait işletmelerimiz olmuştu, yabancısı olduğum bir iş değil. Zaten oldum olası misafir ağırlamayı, yemekler yapmayı, kokteyller hazırlamayı çok severim. Etrafımdaki arkadaşlarım neredeyse hiç şaşırmadı, bilakis benden daha mutlu oldular; çünkü onlara nasıl sofralar kuracağımı iyi biliyor.
-İsmi belli mi? Daha önce deneyimlemiş miydiniz bu tarz bir işi?
Tanem’in anneannesinin Bodrum Türkbükü’nde açtığı ilk Ship a Hoy’u hatırlayanlara; meşhur varillerin içinde yeniden ateş yanacak dersem herhalde ne demek istediğimi anlarlar. Bozburun Ship a Hoy’un farkı ise denizci bir beach club olması. Sadece denizden ulaşım mümkün ve gün boyu yelken, dalış, sörf yapma imkanı sunuyor. Tekne ile seyahat eden misafirlerimiz de teknelerini iskelemize bağlayarak günlerini Ship a Hoy’da geçirebilecekler. Ayrıca Ship A Hoy Bozburun’da yaz boyunca fotoğrafcılık workshop’u, sinema günleri ve tiyatro oyunları, akustik konserler gerçekleşecek. Açıkçası bir tatile çıktığımızda yapmak istediğimiz ne varsa onları Ship a Hoy’da yapacağız bu yaz...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları