loading
close
SON DAKİKALAR

Umut Oran vatandaşları uyardı

Umut Oran vatandaşları uyardı
Tarih: 06.10.2012 - 15:48
Kategori: Ekonomi

Umut Oran, AKP'nin halka geçici ve sahte bir refah yaşattığını öne sürdü...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 2012 ekonomisinin ilk üç çeyreğini değerlendirirken, “AKP’nin halka geçici ve sahte refah yaşatan, ancak uzun vadede yol açtığı ağır bedeller nedeniyle “sürdürülemez” nitelikteki ekonomik büyüme modeli, 2012’de miadını doldurdu. Suriye ile ilgili yanlış politikasını inatla sürdüren hükümet, Türkiye’yi sıcak bir savaşın eşiğine getirdi. Savaş olmasa bile Borsa ve DİBS’e park etmiş 134 milyar $’lık “sıcak para”nın artan istikrarsızlık algısıyla bir anda ülkeyi terk etme olasılığı ağır bir ekonomik kriz tehlikesini sıcak tutuyor. Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir: 2013 de şimdiden kayıp yıl olacak” dedi.

Vatandaşları uyardı

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, 2012’nin 1lk 9 ayına ilişkin ekonomik verileri değerlendiren yazılı bir açıklama yaptı. “Vatandaşların da iş dünyasının da 2013 için hesaplarını iyi yapması, kendisini en olumsuz koşullara hazırlaması gerekiyor” Oran’ın açıklaması satır başlarıyla şöyle:

Miadını doldurdu

AKP, iktidarı döneminde ulusal tasarruf artışı yerine sıcak para ile beslenen tüketim artışına-ithalat patlamasına ve borçlanmaya dayalı; hizmetler, inşaat gibi dış ticarete konu mal üretmeyen sektörlerin katkı verdiği bir büyüme modeli ile Türkiye’yi yıllık ortalama yüzde 4.5-5 oranında büyüttü. Bu sağlıksız modelde rekor cari açık ve borç büyümesi pahasına kaydedilen bu büyüme oranı ülkenin potansiyeline ve ihtiyacına göre de düşük kaldı. AKP’nin halka geçici ve sahte refah yaşatan, ancak uzun vadede yol açtığı ağır bedeller nedeniyle “sürdürülemez” nitelikte olan ekonomik büyüme modeli, 2012’de artık miadını doldurdu. Tüm sihri iç tüketim artışı olan bu model borçlanmada sınıra dayanan vatandaşın artan belirsizliklerin de etkisiyle 2012’de tüketimde frene basması nedeniyle artık işlemiyor.

Vatandaş tüketim frenine bastı

Tüm sihri borçla tüketim artışı olan bu model, borçlanmada sınıra dayanan vatandaşın 2012’de tüketimde frene basması ile artık işlemez oldu. İyimser tahminle bu yıl büyüme yüzde 3 dolayında kalacak.

Kambur üstüne kambur

Vatandaş tüketimi kısınca, zaten esas gelirleri tüketimden alınan “dolaylı” vergilere dayalı bütçe de açık verdi. Tüketimin kısılmasıyla ithalatta başlayan düşüşe rağmen cari açıktaki iyileşme yetersiz kalırken, ekonomide cari açık belasına bir de bütçe açığı kamburu eklendi, hükümetin “mali disiplin” maskesi düştü.

Zam bombardımanı enflasyonu hortlatacak

Ekonomide ipin ucunu kaçıran AKP, bu yıl 25 milyar lira dolayında öngörülen bütçe açığının bunu fazlasıyla aşacağı anlaşılınca, dolaylı vergi artışı yoluyla zam bombardımanına geçerek çözümü halkın cebine atmakta buldu. Benzin, elektrik, doğal gaz gibi hem halkın temel tüketim maddesi, hem de sanayinin girdisi olan ürünlere insafsızca zamlar art arda gelmeye başladı. 1 Ekim’den geçerli olmak üzere doğalgaza yüzde 9.8 ve elektriğe ise yüzde 10.1 oranında zam yapıldı. Ekim 2011’de doğalgaz fiyatlarına konutlarda yüzde 12.28 ile yüzde 14.35 arasında, elektrik fiyatlarında ise 9.07; Nisan 2012’de de doğalgaza yüzde 18.72, elektriğe yüzde 9.26 oranında zam yapılmıştı. Buna göre hem halkın temel tüketim maddesi hem de sanayinin ana girdisi olan bu ürünlere bir yıl içinde üçüncü kez zam yapılmış oldu. Bir yıllık zam oranı doğalgazda yüzde 49’a, elektrikte yüzde 31’e ulaştı. Eylül ayının son haftasında da akaryakıt fiyatlarına yüzde 10’un üzerinde zam geldi; mazota yüzde 13.5, benzine yüzde 12 ve kömüre de yüzde 9.5 zam yapıldı.

Temel ürünlere yapılan zamlar, maliyet etkisiyle zincirleme biçimde halkın tükettiği tüm ürünlere dalga dalga yayılacak. Tüketimde fren eğilimi sürdüğü için hükümetin bu yolla hedeflediği ek bütçe gelirlerine ulaşması zor. Ancak, zamlar halkın lokmasını daha küçültecek.

Zamlar, son iki aydır yeniden yükselişe geçen enflasyonu son çeyrekte azdıracak, çift haneli düzeylere yaklaştıracak.

2013 bu yılı da aratacak

Türkiye ekonomisi için 2012 her anlamda kayıp bir yıldır. İç tüketim hızla daralıyor, piyasada para dönmüyor, reel sektörde ciro ve karlar giderek eriyor, karşılıksız çekte, protestolu senetlerde patlama yaşanıyor, vergi doğuran ekonomik faaliyetlerin hacmi hızla küçülüyor. Bu da büyüyememe demek, vergi, bütçe, istihdam ve reel sektörde tablonun giderek daha da olumsuza dönmesi demek…
9 yıldır halının altına süpürülen gerçekler artık saklanamaz biçimde ortaya çıktı. 2012’deki tablo katlanarak büyüyecek ve sonraki yıllara da damgasını vuracak. 2013’te de kimse faizlerin hızla düşmesi, kredilerin ucuzlaması ve bollaşmasını, iç talebin ve ticaret kanallarının yeniden canlanmasını, yatırımların, istihdamın artmasını beklemiyor. Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir: 2013 de şimdiden kayıp yıl olacak.

Savaş riski krizi tehlikesini sıcak tutuyor

Suriye ile ilgili yanlış politikasını inatla sürdüren hükümet, Türkiye’yi sıcak bir savaşın eşiğine getirdi. Savaş olmasa bile Borsa ve DİBS’e park etmiş 134 milyar $’lık “sıcak para”nın artan istikrarsızlık algısıyla bir anda ülkeyi terk etme olasılığı ağır bir ekonomik kriz tehlikesini sıcak tutuyor. Böyle bir krizin zamanlaması kestirilemiyor, ancak 2013’ün ekonomide 2012’yi de aratacağı şimdiden belli...

Lokomotif sektörler ve büyüme

Ekonomide lokomotif konumundaki özellikle inşaat, tarım, enerji, ulaştırma, tekstil ve otomotiv gibi sektörlerde büyüme durma noktasına geldi.
Yılın ikinci yarısındaki seyir de iyimser tahminle büyümenin ilk yarıdaki performansı tekrarlayacağı yönünde… Buna göre 2012’nin tümünde büyüme iyimser tahminlere göre yüzde 3 dolayında kalacak. Bu düzeyde bir büyüme ile ne istihdam yaratılabilir, ne yoksulluk aşılabilir ne de ekonomide canlanma sağlanabilir.

Bütçede ipin ucu kaçtı

Sekiz aylık verilere göre toplam bütçe geliri yüzde 10.8 artışla 220.5 milyar, bütçe harcamaları ise yüzde 16.3 artışla 229 milyar lira oldu. Geçen yıl ilk sekiz ayda 2.1 milyar lira fazla veren bütçede bu yıl 8,5 milyar liralık açık oluştu.

TÜİK’in işsizlik illüzyonu

AKP döneminde güvenirliliğini yitiren TÜİK’e göre Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 8’le 2001’den bu yana olan dönemin en düşük düzeyine indi. Bu gelişmede, son bir yılda kaydedilen net 676 bin kişilik istihdam artışı etkili olurken, bu artışın ise ekonominin kendi gelişim ivmesi ve üretimle ilgili başat sektörlerden çok, devletin yoğun memur alımlarından kaynaklandığı belirlendi. TÜİK verilerine göre kamu ve özel sektörde toplam istihdam Haziran itibariyle son bir yılda net 676 bin kişi artarak 25 milyon 576 bine ulaştı. Bu dönemde en hızlı artışlar ise kamunun payının yüksek olduğu istihdam alanlarında yaşandı. Devletin idari, güvenlik, eğitim ve sağlıkla ilgili kadrolara personel alımları bir yandan işsizliği düşürürken, diğer yandan da ağırlaşan personel yükü nedeniyle bütçeye oldukça ağır bir fatura yükledi. Emekli olan ve ayrılanlar düşüldüğünde toplam memur sayısı haziran itibariyle son bir yılda net olarak 240 bin 262 kişi artarak 2 milyon 610 bin 813’e ulaştı.

Konuya ilişkin bazı ekonomik göstergeler şöyle:

• Sanayide geçen yıl Temmuz ayında % 7 olan üretim artışı, bu yıl aynı ayda % 3.4’e geriledi. Geçen yıl ilk yedi ayda % 10.4, yıllık bazda % 8.9 olan sanayi üretim artışı, bu yıl ilk yedi ay itibariyle % 3.2’ye indi.

• Sanayide, geçen yıl Temmuzda % 29.3 olan sipariş artışı bu yıl aynı ayda % 5.2’ye, aynı dönemde ciro artışı % 25.5’ten % 6.6’ya düştü.

• İmalat sanayiinde geçen yılın Eylül ayında % 76’nın üzerinde bulunan kapasite kullanım oranı bu yıl aynı ayda % 74’e geriledi.

• İlk sekiz ayda açılan firma sayısı geçen yıla göre % 28.6 geriledi. Aylık bazda düşüş ağustosta % 38’e ulaştı. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı ise geçen yılın % 1 üzerinde gerçekleşti.

• İlk sekiz ayda beyaz eşya satışları geçen yılın aynı dönemine göre % 1, otomobil satışları ise % 11.3 azaldı.

• Kısa vadeli dış borç stoku, özellikle son iki yıldaki hızlı artışla 100 milyar doları aşarak ikiye katlandı. Merkez Bankası rezervlerinin 2007’de yüzde 190 olan kısa vadeli dış borcu karşılama oranı yüzde 96’ya geriledi.

• Reel kesimin döviz pozisyon açığı 130 milyar dolara yaklaştı. 

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları