loading
close
SON DAKİKALAR

Hayır… Çünkü Yetmez!

Atay Sözer
Tarih: 09.04.2012

Eskiden de mitinglere geç kaldıkları olurmuş, ama bu kadar beklettikleri olmamış hiçbir zaman… ''Paşa kolunu kırmış'' haberi geliyor birden…

Adliyenin önü bayram yeri gibi… 

Simitçiler, kokoreççiler, sucular, köfteciler, hıyarcılar, çiğbörekçiler dört bir yanda. Zor yürünüyor etraf tıklım tıkış. 

Yaşlı kokoreççinin gözleri dolmuş;
“Aynı eski günlerdeki gibi” diyor,
“O zaman da aynı coşkuyla toplanmıştık böyle, yanımda rahmetli ustam vardı, millete kokoreç yetiştiremiyorduk, ustam kokoreci pişiriyor ben de ekmek arasına koyup müşteriye veriyordum. Paşalar kürsüye çıktığında duyduğum o alkış sesini başka yerde duymadım bir daha… 

Paşa mikrofonun önüne geldi diğer dört paşa da hemen arkasına geçip dikildiler. Paşa ellerini ileri uzatarak; merhabaaa millet diye haykırıyor, millet de sağoooool, diye karşılık veriyor. Paşa bu kez, nassınız, diyor. E askerlik milletin genlerinde var tabii gene sağolu yapıştıryor. Paşa söze başlıyor, bakınız millet diyor; ama gerisini getiremiyor çünkü millet, ya ya ya, şa şa şa, paşa paşa çok yaşa; diye tempo tutuyor. Yani ne millet paşanın dediğini duyuyor ne de paşa ağzından çıkanı… 

Daha önce gittiği yerlerden birinde biri bunun için manzume yazmış, pek bir hoşuna gitmiş belli ki ; darbeyi yaptıktan sonra her gittiği yerde onu okuyor...”

Kokoreççinin anlattıklarını ben de anımsadım; o zamanlar en baba köşe yazarından en küçük manzume yazarına kadar her eline kalemi alan mersiye düzüyordu paşalara. Paşanın da çok hoşuna gittiğinden olsa gerek çıkıp bunu halkıyla paylaşırdı.

“Bakın benim için ne yazmışlar… Paşa paşa çık şu taşa, taş yarılsın baştan başa… Ne güzel yazmışlar… Sayın vatandaşlarım bazı vatan hainleri de tıpkı taş gibi çatır çatır çatlıyorlar… Söyleyin bakayım bu hainlere ne lazım gelir ?”
Millet de “As as as” diye tempo tutarak dolduruşa getirmişti… Aynı günlerde en meşhur simge işadamımız bir mektup yazıp “Anarşistleri, komünistleri, solcuları fazla bekletmeden cezalandırın ben emrinize amadeyim” demişti, paşa da aldığı bu gazlarla hemen gidip dört kişiyi astırmıştı (iki soldan iki sağdan, bu konudaki eşitlikçiliğinin hakkını yemeyelim)…

Hemen yanımda orta yaşlı biri duruyor; “Affedersiniz acaba ne zaman gelecekler haberiniz var mı?”

“Kimler efendim?”

“İşte paşalar… 

Sabahtan beri onları bekliyoruz, ayıp yahu; ne hakları var bu kadar bekletmeye!”

Bir başkası lafa karışıyor… Eskiden de mitinglere geç kaldıkları olurmuş, ama bu kadar beklettikleri olmamış hiçbir zaman…

“Paşa kolunu kırmış” haberi geliyor birden…

Paşanın avukatı dilekçe vermiş “Eğer mahkeme besleme kararı alırsa mönüde paça çorbası olsun” diye “Paça çorbası kırıklara devaymış…”

“Kafese koyup getirin” diye bir ses duyuluyor, bir bakıyorum bizim eski arkadaşlardan biri.

İyi de bu arkadaş 13 Eylül sabahı yazdığı yazıya “Kurtardın bizi paşam” diye başlık atmamış mıydı?

“Oturdukları yerden tele konferans sistemiyle de katılabilirmişler mahkemeye” diyor biri…

Bir diğeri “İyi de o zaman Silivri’dekilerin ne günahı var?” diyor…

“Silivri’dekiler darbe teşebbüsü iddiasıyla içirilelermiş bu da suçmuş, ama bunlar teşebbüs etmemişler bizzat darbe yapmışlar; yapmak suç değilmiş…” diye mantıklı bir açıklama getiriyor başka biri…

Bir yufka yürek “Adamlar zaten 90’a gelmiş, bu yaşta adamı yargılasan ne olur yargılamasan ne olur?” diye görüş bildiriyor ve anında yanıtlanıyor;
“Mesele yaş meselesiyse kolay, yaşlarını mahkeme kararıyla 30 yaş küçültürüz olur sana 60 yaş… Nasıl olsa bu konuda içtihat kararı var. Yaşı büyütülerek idama mahkûm ediliyorsa tersi niye olmasın?”

Kokoreççi dua ediyor; “Allah onlara uzun ömürler versin, inşallah bu duruşmalar uzun yıllar devam eder biz de sayelerinde iş yaparız tıpkı eski günlerdeki gibi” diye…

Bu kez kalabalıkta mavi renk hâkimdi tıpkı 12 Eylül Anayasasına verilen “hayır” oyunun rengi gibi. Sandıktan çıkan %91 “evet” oyu paşaları daha da gaza getirmişti. İdamlar, işkenceler, söndürülen hayatlar, yok edilen bir kuşak ve daha da acısı yeni neslin iğdiş edilmesi; düşünmekten uzak yetişen bencil bir gençlik…

O %91 şimdi nerede? 

Üniversite sınavlarda sorulacak iyi bir matematik sorusu; “%91 tam destekten 30 yıl sonra bu hale geliniyorsa %50 destekten kaç yıl sonra aynı duruma gelinir?” . Tek bir soru, bu soruyu bileni üniversiteye sokmaya bile gerek görmeden hemen mezun etmeli zaten…

Tecavüzcü kesinlikle cezalandırılmalıdır, peki ya tecavüz sırasında alkışlayıp, yüreklendirenler? 

12 Eylül paşaları yargıç karşısına çıkamadılar ama çıkmış gibi yaptılar... Sözüm ona yargılanacaklar…

Yalakanın biri kesti önümü; “Ben yetmez ama evet demiştim. Na’ber; yargılanamaz dediniz aha işte… Şimdi utandın mı?” 

“Utandım… Bu utanmazlıkları görünce utandım…”

Ben o zaman da hayır demiştim gene hayır diyorum… HAYIR, ÇÜNKÜ YETMEZ…

Atay Sözer

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları