loading
close
SON DAKİKALAR

Karantina Günlüğü 10

Atay Sözer
Tarih: 23.06.2020
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Atay Sözer: Deprem toplanma alanları AVM oluyor, salgında ilk kapatılması gereken AVM’ler açılıyor. Hadi bakalım ateyizler bunu da açıklayın, bu da mı tesadüf?

79.GÜN
Amerika’da Kristof Kolomb’un heykelleri yıkılıyor; adamın sömürgeci olduğunu bunca yıl sonra anladılar nihayet.

Trump’un bizimkini rol model aldığı konusu bir espri olmaktan çıktı. Eski ABD Ulusal Gü-venlik Danışmanı John Bolton, “Olayın Gerçekleştiği Oda” kitabında Halkbank davasında yargıya müdahale ettiği savcıları görevden aldığını açıkladı. Amerika gibi olamadık ama Amerika’yı kendimize benzeteceğiz galiba.

80.GÜN
LGS sınavları yapılsın, yapılmasın konusundaki papatya falı sonucu sınavlar yapıldı.
Okullara bakan arkadaş “Mecbur değilsiniz isteyen katılmasın” diyerek ne kadar özgürlükçü biri olduğunu kanıtladı.
Maske ve fiziksel mesafe kuralları sınav stresiyle uygulanmadı. Gene iç içe, nefes nefese gö-rüntüler verildi. Yalaka basın suçu velilerle öğrencilere yükleyip “Bu ne rezillik velilerle öğ-renciler çaktı” diye manşetler attı. Ama netice bunun rezillik olduğunun farkındalar, bu da bir kazanım sayılır.

81.GÜN
Trump “Fazla test yapmayın artık, test yaptıkça vaka sayıları ortaya çıkıyor” demiş. Beyaz Saray’dan da hemen açıklama gelmiş “Şaka yaptı şaka yaptı” diye. Bizde devrilen çamdan sonra “Öyle demek istemedi böyle demek istedi” diye açıklama yapan danışmanlar gibi.
Galiba falan değil kesin benzettik kendimize. Sanıyorum covid 19’dan daha bulaşıcı bir virüs bu, Trump’a fena bulaştırmışız, artık Amerika düşünsün bundan sonrasını.
Amerikan seçimleri kasım ayında oluyor, Trump daha yeni seçilmemiş miydi yahu? Dört yıl ne çabuk geçiyor, daha dün gibi. Gel de dehşete kapılma.

82.GÜN
“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.”, demiş Özdemir Asaf.
Aslında Covid 19 da herkese aynı oranda bulaşıyor ama nedense birinciliği 65 yaş üstüne ver-diler.

83.GÜN
Patron formülü buldu sanırım; Maske, Mesafe, Temizlik üçlüsünde bir taktim tehir yapınca iş bitiyormuş. Yani Temizlik, Maske, Mesafe yani TMM, yani “Tamam.”
Aslında işin vatandaşa düşen kısmı o kadar da zor değil. Deprem meselesinde de öyle; deprem çantası hazırlayacaksın, içine el feneri, battaniye, düdük, bir şişe su, iki kraker, bir eşofman koyacaksın. Deprem olup da evin başına göçerken çamaşır makinesinin yanına konuşlanacaksın ki bir hayat üçgeni oluşsun, neticede kefeni yırtarsan, düdüğü çalıp yerini bildireceksin, eğer tek parça halinde çıkartılırsan ne mutlu sana. Yani depremle yaşamayı öğrendiğimiz gibi virüsle de yaşamayı öğreneceğiz. Ama işin büyük kısmını yapması gerekenler ne yapıyor aca-ba? Sanıyorum onların da AVM ile bir sınavı var bu konuda?
Deprem toplanma alanları AVM oluyor, salgında ilk kapatılması gereken AVM’ler açılıyor.
Hadi bakalım ateyizler bunu da açıklayın, bu da mı tesadüf?

84.GÜN
Tatil Bakanı, iyi tatiller olsun diye Okul Bakanını dolduruşa getirip sınavları erkene aldırdıktan sonra pek bir keyiflendi. Turizm işlerinin gayet iyi olduğunu söylüyor bu konuda dünya sıralamasında ilerdeymişiz başka ülkeler turizm sezonunu açmak konusunda kararsızken biz açmışız. İhtimal bu konuda bizi kıskanıyorlardır. Sorun da burada zaten.

85.GÜN
Mahkeme kararıyla “Bilal’e anlatır gibi anlatmak” ve “Emine Hanım’ın çantası” ifadelerini kullanmak yasaklandı. Temel ile İdris birbirlerine hep aynı fıkraları anlatıyorlarmış bir süre sonra sıkılmışlar ve fıkralara numara vermişler, örneğin “1 numara” dediklerinde “Kaz uçar da Laz uçmaz mı?” fıkrası olduğunu anlayıp gülüyorlarmış. Bu ifadelere de numara vermek yi bir yöntem olabilir “Beş gibi ” dendiğinde anlayacaksanız ki “Bilal’e anlatır gibi anlatıyorum”, denmek isteniyor;  “Yedi” deyince de hanımefendinin çantası anlaşılır; ama birden çok çantası olduğundan her çanta için ayrı bir numara gerekebilir.

86.GÜN
Sosyal medyaya en fazla hâkim olan Z Kuşağı Trump’u fena halde tufaya getirmiş. 19 bin kişilik salonda yapılacak miting için sosyal medya uygulaması TikTok üzerinden 1 milyondan fazla başvuru yapılmış sonra gele gele 6200 kişi gelmiş. Bu Z kuşağından korku-lur, fena geliyorlar.

87.GÜN
Gene yürüyüşler sürüyor, en son barolar yürüdü. Ankara’nın sınırında tıkanıp kaldılar, biraz da dayak yediler. Halbuki geçip gitseler bu salgın hengamesi içinde kaynayıp gidecek kimsenin pek umuru olmayacaktı. Engelleniyorlar, dövülüyorlar, su bile vermiyorlar; alışveriş yaptıkları mekanları bir bahane bulup kapatıyorlar. Bu sayede gündemin birinci maddesi oldu. Acaba birileri böyle olsun diye “Mahsus mu yapıyorlar?”, diye düşünmeden edemiyorum. 
Bu arada Baroların en başındaki arkadaşın ne yaptığını anlayan pek yok sevgi böceği edasıyla “Yürüsünler yürümekle yollar aşınmaz, onlar yürüyerek hak arar, biz durarak; yürüyen de yürümeyen de sağ olsun.” türünden açıklamalar var. Zaten var olan yürüme hakkı için izin alınması gerek, diyor; bunun için elinden geleni yapacağını söylüyor.
Mecburen ziyarete geldiğinde fena halde madara edildi, baro başkanları arkalarını dönüp en-selerini gösterdiler. Beynimin bir yerinde bir hergele var sık sık “onu öyle yapma böyle yap” diye akıl verip başımı belaya sokacak işler yaptırıyor. Bazen de benimle dalga geçip sinirlen-diriyor; şimdi de “Zamanında bu adamın Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali aklından geçir-miştin.”, diyerek tepemi attırıyor, yahu o zaman da aklıma sokan sendin zaten; dedim ya her-gele işte.

SON DAKİKA NOTU: Zaten var olan yürüyüş hakkı için izin çıktı; Nasrettin Hoca’nın kayıp olan eşeğini bulmasının zaferiyle yürüdüler. Tabii bu zafer sarhoşluğu arasında yürüyüşün asıl nedeni olan konular umarım gümbürtüye gitmez.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları