loading
close
SON DAKİKALAR

Karantina Günlüğü 9

Atay Sözer
Tarih: 12.06.2020
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Atay Sözer; Her fırsatta başkalarına yaptıkları gibi virüse de kazık atmaya çalışırlar. Maskelerini ceplerinde taşırlar, bir kontrol sırasında çıkartıp mendil gibi “Aha burada” diye sallayıp gösterirler. Yurda girişlerde karantinaya takılmamak için ateşlerini düşük gösterecek dümenler yaparlar.

71.GÜN
GÜNDÜZ

Hafta sonu bakandan yasak yokmuş açıklaması geldi; tatil planları falan yapanlar var; biletler alınıyor. 65+ durumu gene aynı…
AKŞAM
Hafta sonu son dakika yasak kondu; biletler iade, markete sipariş verildi.65 + durumu gene aynı.

72.GÜN
Şahsımın gece gündüz niyetini gördüğü rüyaya binaen yasak kararı iptal; gönlü razı gelmemiş. Artık paşa gönül ve eşref saati kriterleri uygulanmakta. Yeni fiyattan biletler alındı, market siparişi iptal. 65+ durumu gene aynı.

73.GÜN
Koronavirüs karambolünde üç vekilin vekilliği düşürüldü. Bu, tabii ki bir ara CHP’nin gaza gelip dokunulmazlıkların kaldırılmasına “Sizden korkan sizin gibi olsun kaldırın anasını satiim”, diye destek vermesinin bir sonucu. Yani bıldır yediği hurmalar şimdi bir yerlerini böyle tırmalıyor işte.

İki gazeteci sabaha karşı casusluk suçlamasıyla gözaltına alındı; bu defa “Öğrendikleri haberi yazmamışlar, yazmadıklarına göre başka bir niyetleri varmış” niyet okumasıyla suçlanıyorlar. Daha önceki içeni alınanlar da yazdıkları yüzünden gittiler okkanın altına.
Yani yazsan da gidiyorsun yazmasan da.
Yargılama dosyaları gizli ama yandaş basından bütün detayları öğreniyoruz yani bu gizli kalması gereken bilginin “GİZLİ KALMASI GEREKEN BİLGİLERİ AÇIKLAMAK” olduğunu öğreniyoruz. Kafa karıştıran bir durum olduğunun farkındayım birkaç kez okumanız gerekebilir.  Gazetecinin en büyük suçlarından biri de kendine söylenenleri teker teker not etmesiymiş…  Sanıyorum teknolojiden faydalanıp ses kayıt cihazı kullanmamak ayıp sayılmış ne işin var senin kâğıt kalemle, zaten telefonu da akıllı değilmiş. Çağ dışı kalmış gazeteci, atın içeri.

Virüste kaçıncı dalga olur bilmem ama bunlar fena halde dalga geçiyor.

74.GÜN
Herkese her şey serbest, parklarda beyaz daireler var onların içinde olunca fiziksel mesafe korunuyor. Ama terslik genlerimizde olsa gerek herkes dairelerin dışında konuşlanıyor. Galiba psikolojik bir şey daireler hapsedilmiş duygusu yaratıyor. Sosyalleşme her zamankinden fazla gibi.

75.GÜN
65+  çarşı izinleri her gün 10.00-20-00 arasına uzadı bu durum 65+ için Nasrettin Hoca’nın eşeğini kaybedip bulması gibi geldi, pek memnun oldular. Her yer açılıyor arkım, eski anormalden yeni anormale hızla geçiş yapıyoruz. -18 velileriyle beraber sokaklara akıyor hermes eskisi gibi kaynaşma içinde.

76.GÜN
Virüsün geçirdiği süreç toplumda yeni yeni kategorilere neden oldu. 4U 1K olarak adlandırabiliriz bunları.

UYUM SAĞLAYANLAR: İşin ciddiyetini büyük ölçüde kavramış olanlar. Bütün dünyada aynı dert var, henüz çaresi olmayan bir virüsle karşı karşıyayız. Şimdilik tek çare hasta olmamak. Evinden mümkün olduğunca az çıkacaksın, maske takacaksın, insanlara fazla yanaşmayacaksın. Peki o zaman normal hayatını nasıl sürdüreceksin? Sorun da orada zaten artık normal olan bir hayat yok. Farz et ki atom bombası atıldı sığınaktasın, dışarıda radyasyon bulutu var çıkamıyorsun. Hayatını nasıl sürdürmen gerektiğinin planını yapabilmen önce hayatta kalman gerek.

UYUYANLAR: Virüs mü varmış, nerede? Hiç duymadım, niye ki? Ama niye dışarı çıkmıyoruz ki? Bu grip gibi bir şey mi şimdi? Dut pekmezi, kelle paça, nane limon iyi gelir herhalde? Zaten abdest alıyoruz; bize bir şey olmaz yahu. Düğün, dernek, taziye, hasta ziyareti geleneklerimiz arasındadır, uymamak çok ayıptır diyerek virüsün yayılmasına en büyük katkıyı sağlarlar.

UYARANLAR: Genelde okumuş yazmış, bilim insanlarıdır; virüsün ciddiye alınmasını her fırsatta söyleseler de en başka kendileri ciddiye alınmazlar. Söyledikleri genel kitle tarafından başçavuşun eşeğinin yellenmesi gibi gelir.

UYANIKLAR: Her fırsatta başkalarına yaptıkları gibi virüse de kazık atmaya çalışırlar. Maskelerini ceplerinde taşırlar, bir kontrol sırasında çıkartıp mendil gibi “Aha burada” diye sallayıp gösterirler. Yurda girişlerde karantinaya takılmamak için ateşlerini düşük gösterecek dümenler yaparlar.

KOMPLOCULAR: Virüsle ilgili  hayal güçlerinin sınırlarını zorlayacak öyküler ve komplo teorileri  kurgularlar. Aslında bu laboratuvarda ABD tarafından üretilmiş bir virüstür; amaç Çin ekonomisini bitirmektir.
Aslında bu laboratuvarda Çin tarafından üretilmiş bir virüstür; amaç ABD ekonomisini bitirmektir.
Laboratuvarda üretilmiştir ama sonra kontrolden çıkmıştır.
Amaç dünyayı ve yeniden şekillendirmektir, bütün insanlara çip takmaktır.
Bu uzaylılar tarafından yapılan bir saldırıdır.
Hepsinin doğru olduğunu varsaysak bile, bu virüsün insanları öldürdüğü gerçeğini değiştirmiyor tabii.
Komplo teorilerinin doğruluğu tartışılır elbette ama hepsinden pek çok film/dizi senaryosu çıkar hepsi de iş yapar.

77.GÜN
Canlı yayın kazaları artmaya başladı; bu kez daha farklı bir yellenme olayı var. İktidarın sözcülerinden biri cemaatle iş birliğini, yapılan komploları şecaat arz eylerken söylenen sirkat gibi ağzından kaçırdı. Sonradan edilen istifa bu lafları çıktığı yere sokmaya yetmedi, o yellenmelerin geriye doğru gitmediği gibi.

78.GÜN
Dipsomani, bir çeşit alkol bağımlılığıymış. İçmeye başlayınca kendini tutulamayıp şişenin dibini bulduruyor insana. Tabii sadece alkolde değil başka şeylerde de dipsomani olabiliyor. Örneğin abur cubur yemek konusunda, önlerine kase kase kuru yemişleri koyun kısa sürede bitirirler, yenilerini koyun onu da bitirirler ihtimal tokluk algıları da yoktur karınları doysa bile bunu hissetmezler. İsteseler de tutamazlar kendilerini, elleri sürekli olarak gider çerez tabağına ve dibini bulurlar. Sonra ciddi sağlık sorunları başlar tabii…
Balıklarda da dipsoman eğilimler gözlenir, akvaryum alanlara ilk tavsiye olarak her gün belli miktarda yem atmaları söylenir; fazla atılırsa balık yediğini anımsamadığı için (ki balık hafızası oradan gelse gerek) atılan her yemi yer ve sonunda çatlar. Bazı çocuklar bu durumu bilmedikleri için bütün iyi niyetleriyle balıkları beslerken ölümlerine neden olurlar sonra da üzülürler.
İktidarı oluşturan tüm bileşenlerin genel karakterine baktığımızda sürekli olarak rant sağlama çalışmaları olduğunu görüyoruz örneğin buldukları her yeri birilerine satma veya her boş bulunan yere bir AVM dikme merakı. Salgın döneminde AVM’lerin gözden düştüğü dönemde bile engellenemez AVM tutkusu sürüyor. Kesin teşhisi koyabiliriz artık bu bir hastalıktır adı da dipsomanidir; ivedilikle tedavi gerektirmektedir. Yoksa sonunda dibi bulacakları kesin tabii o zamana kadar çatlamazlarsa.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları