loading
close
SON DAKİKALAR

68’den Günümüze Gençlik Harekeleri Paneli

Turgut Ünlü
Tarih: 03.07.2012

Turgut Ünlü Yazdı, ''Cumhuriyetimizi kuran ordu- gençlik ülküsüdür''...

17 Haziran 2012 Pazar günü İSTANBUL GERÇEĞİ ve SODEV’in düzenlediği panele konuşmacı olarak katıldım. “68 Gençliği ve Hareketleri” şeklinde özetlenebilecek konuşmam genel olarak şöyleydi: 

“Bizim tarihimizde gençliğin özel bir yeri vardır. Tarihimizdeki tüm devrimlerde gençlik önde yer almıştır. Bu durum bize özgüdür. Yani TÜRKİYE’DE GENÇLİK ORJİNALİTESİ VARDIR ve bu ordu gençliğimiz için de geçerlidir. Bakınız… her ulusta devrimci genç vardır. ama bizimkiler kendi ulusunun adıyla anılırlar. Genç Türkler. Bu tarihimizde ülkemizin insanlık ölçüsünde kişiliği kendi tekelinde orijinal başlıca iki sosyal düşünce ve davranış karakterinden biridir, diğeri ise silahlı ve aydın gençlerimizin ilkel konuma gelenek ve göreneklerinden kalmış genç Türk geleneği ile ilk büyük antiemperyalist zaferi kazanmalarıdır. (Dr.H.K)

Cumhuriyetimizi kuran ordu- gençlik ülküsüdür.

M.Kemal, Şam’da “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”ni kurduğunda 24, Hareket ordusu ile 31 Mart gerici ayaklanmasını bastırmaya İstanbul’a geldiğinde 28, Trablusgarp Savaşı’nda İtalyan emperyalizmine karşı mazlum Libyalıların yanında savaştığında 30, Çanakkale’de destan yazdığında 34, Ulusal Kurtuluş Savaşımızda 38 ve Cumhurbaşkanı olduğunda 42 yaşındadır. Mücadele arkadaşları da o yaşlardadır.


Bu tarihimizin gençlik orijinalitesidir.

Konuya bu noktadan baktığımızda panelimizin konu başlığının TARİHİZDEKİ GENÇLİK HAREKETLERİ olması daha uygun olurdu diyorum.


Konum “68 GENÇLİĞİ VE MÜCADELESİ”

Öncelikle kısaca 68’de Dünyada ve Türkiye’de neler oluyordu? Oradan başlamak gerekir düşüncesindeyim. Dünyada; Sosyalist ve kapitalist bloklar vardı, bunlar arasında gerginlik vardı ama özellikle kapitalist blokun başını çeken ABD; iş, ekmek, özgürlük, bağımsızlık, insan hakları, demokrasi gibi en temel isteklerde bulunan her kişi, kurum ve devlete acımasızca saldırıda bulunuyor, her türlü işkence, zulüm, kan ateşle bastırma yoluna gidiyordu. Vietnam, Laos, Kamboçya, Küba vb. ABD’nin bombaları altında inliyorlardı. Bu yetmiyormuş gibi sömürgesi altındaki ülkelerde antikomünizm çalışmaları yapıyor, bu örgüt ve kişilere para ve silah yardımında bulunuyordu. 

Doğal olarak bunun karşısında antiemperyalist bir uyanış tüm dünyayı sarmıştı. 

Türkiye’de; 1950’de DP’nin iktidar olmasıyla NATO’ya girilmiş, ABD üstleri ve dinleme istasyonları yurdun her tarafına yerleştirilmiş, Gladyo, Kontgerilla, Özel Harp Dairesi adlarıyla çalışmalar, eylemler hat safhaya ulaştırılmış, komando okulları, akıncı kampları kurulmuş, silahlandırılmış devrimci gençlerin üstüne saldırtılmaya başlanmıştır. Bakınız 5.Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay 1968’de ne diyor? 

“Bugünkü okullarda yetişen gençlere ülke yönetimi teslim edilmez. Bu laik okullara karşı imam hatip okullarını bir seçenek olarak düşünüyoruz. Geleceğin yöneticileri burada yetişir… “

Bakınız; M.Şevki Eygi 16 Şubat 1969’da Bugün Gazetesi’nde ne diyor?

“Müslüman kardeşlerim, Komünizm küfrüne karşı derhal silahlanın İslam’da askerlik ve cihat ihtiyari değil, mecburidir. Herkes komünizm küfrü ile savaşa hazır olsun. Komünistler ve onları destekleyen hain şahıs ve müesseseler kahredilsin. Deccal yakılsın.
Cihat eden zelil olmaz, sağ kalırsa gazi olur, canını verirse şehitlik şerefini kazanır.
Ey Müslümanlar, imanınız tehlikede, kuranınız tehlikede, camiler tehlikede,
Din, iman elden gidecek.
Kalkın ey ehli İslam
Davranın.”

68 Gençliği Böyle Bir Ortamda Buldu Kendini

Bizlerin önünde 27 Mayıs gençliğinin olması, 61 Anayasası gibi özgürlükçü bir Anayasanın bulunuşu, bu anayasanın yeni getirdiği, Anayasa Mahkemesi, TRT, TUBİTAK; DPT ve Yüksek Hakimler Kurulu gibi kurumlar, 68 gençliğini sıkı bir eğitimle, yurtseverlik, bağımsızlık aşkıyla, M.Kemal sevgisiyle, okumayı sevdirerek, düşündürerek ve sorgulamayı öğreterek yetiştiren Köy Enstitüsü öğretmenlerimizin var oluşu, emperyalizmin her türlü saldırganlığını gören gençlerin emperyalizmi ilk kez dize getirmiş bir lider ve ulusun evlatları olma moral ve cesareti, mazlum dünyaya öncülük etme sorumluluğumuz ve konuşmamın başında söylediğim gençlik orijinalitemiz,

68 GENÇLİĞİNİ; TAM BAĞIMSIZ VE GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE sloganında birleştirerek harekete geçirdi.
68’den önce; PETROLÜN MİLLİLEŞTİRİLMESİ; TOPRAK REFORMU; MİLLİ AĞIR SANAYİ istemleri vardı. NATO’ya HAYIR, MONTAJ VE SANAYİYE HAYIR, ORTAK PAZARA HAYIR, retleri vardı.

68’DE BUNLAR EYLEME DÖNÜŞTÜ

İşte 68 böyle bir davanın halka hizmet davasının adı oldu. 68’li kendi sorununu, ülke sorunlarıyla birleştirdi.

68 İŞGAL KONSEYİ BİLDİRİSİ (TALEPLERİMİZ)

-İmtiyazlı profesörler azınlığının diktatöryel yönetimlerinin engellenmesi
-Kürsü yönetiminin oy çokluğuna bağlanması
-Asistanların seçimi ve görevden alınmalarının, tezlerinin demokratik usulleri bağlanması
-ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNE ÖĞRENCİLERİN DE KATILMASI (Her fakülte yönetim kuruluna oy hakkı bulunan 1 yada 2 öğrenci temsilcilerinin katılması) (Üniversite yönetim kuruluna oy hakkı bulunan 3 temsilcinin katılması ve rektör seçiminde bunların oy hakkının bulunması)
-Üniversite öğretim üyeliğinin ticari ivme olmaktan çıkarılmadı
-Tam gün çalışma zorunluluğunun getirilmesi (Bilimsel araştırma yapma yerine zamanını ticari kazanç sağlamak için harcayan öğretim üyelerine karşı)
-Bursların hayat pahalılığına uygun oranda arttırılması
-Yurt sorununun süratle sonuçlandırılması
-Ucuz ve kaliteli yemek verilmesi,
-Kültürel faaliyetlerin yürütülmesine uygun olanaklar tanınması, lokaller açılması
-Ucuz ders kitaplarının basılması
-Öğrencilerin üniversitede toplantı yapabilmesi
-Antidemokratik madde ve engellerin kaldırılması

12 Haziran 1968’de 13 gün süren İstanbul Üniversitesi Büyük İşgali 25 Haziran 1968’de kaldırıldı. İşgal konseyinin taleplerinden yalnızca biri karşılandı : Turan Emeksiz yemekhanesi açıldı. Ama; işgal sırasında öğrenciler eğitildi, özgürleşti ve korkuyu attı. En önemli kazanımlar da bunlar oldu.

68 Gençliği:

Antiemperyalist, tam bağımsızlıkçı, mücadeleci, yurtsever, halkını ve ülkesini düşünen, onurlu, başı dik, dost, arkadaş, yoldaş, çok okuyan, sorgulayan, gelişmiş, rüştünü ispat etmiş, Türkiyeli, 2. Kuvai Milliyeci, Kemalist geleneklere Bursa Nutku ve Gençliğe Hitabe’ye bağlı bir gençliktir. Tüm bu özellikler Deniz Geçmiş’te birleştiği için kuşağımız; Deniz’le özdeşleşmiştir.

Tüm bunlar uluslarötesileşmiş finans- kapital ve onun yerli işbirlikçilerince elbetteki büyük tehike arz ediyordu. O nedenle;

68 Gençliği;

Hiç dinlenilmedi.

Düşman ilan edildi.

Siyasi partiler dahil sahipsiz bırakıldı.

Önce teker teker ( 12.09.1969 Mehmet Cantekin, 23.9.1969 Taylan Özgür, 9.12.1969 Mehmet Büyüksevinç, 14.12.1969 Battal Mehetoğlu öldürüldüler) sonra kitle katliamlarına uğratıldı. Silahlı, bombalı saldırılar, ölümler, cinayetler … en sonunda 68 gençliği zorunlu olarak silahlandı. Silaha sarılmak zorunlu bırakıldı. O zaman da kitleselliğini, hoşgörüsünü ,demokratlığını ister istemez kaydetti.

Bugünün gençliğine önerilerimiz:

-Unutmayınız ki, bugünün dünyası, barışın, adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, aklın değil, savaşın, zulmün, işkencenin ve haksızlığın, tüketimin dünyası.

-Dünya bir tek. Bu dünyayı 300-400 küresel firma mutlak yönetiyor. 7.500 milyarlık dünya 7 milyonluk zümrenin mutlak egemenliğinde.

O halde önce bu SİSTEM’i bileceğiz. Sisteme bir şekilde bağlı olduğumuzu bilince çıkaracağız. Ona göre sistemi tanıyıp onu reddedeceğiz. Bu mücadele bir avuç mutlak egemenlerin karşısında olanların topyekün mücadelesi. Bir emek cephesinde bu insanlar tarihimizde M. Kemal’in yaptığı gibi örgütlenmeli. 

Ülke sorunlarını gençliğimiz kendi sorunlarından ayırmamalı. Hoşgörü sahibi olunmalı.

M. Kemal’in Bağımsızlık Bayrağı yükseltilmeli.

Kısaca, HER GÜN 19 MAYIS, HER YER SAMSUN, HER GENÇ MUSTAFA KEMAL OLMALI.”

Turgut Ünlü

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları