loading
close
SON DAKİKALAR

Bugün corona... Yarın?

Turgut Ünlü
Tarih: 14.04.2020

Turgut Ünlü: Derhal, en az bir ay süreli genel izolasyon-karantina ilan edilmelidir ki böylece hem virüsün yayılması önlenmiş hem de hastanelerin yoğun bakım yatak sayısının üstüne, hasta sayısının çıkmasının önüne geçilmiş olsun.

2020 yılına Corona-Covid 19 virüs saldırısıyla girdik. Bütün dünya ülkeleri az yada çok bununla uğraşıyor. Bu arada çok çeşitli komplo teorileri de üretiliyor.
Bizler gibi, medeniyet denilen sınıflı topluma insanoğlunun girişinden bu yana olan tüm olayları, sınıf perspektifinden bakanlar, elbette ki buna ilişkin de görüşlerini belirtip öneriler sunmak durumundadır.
Elbette SİSTEM’İ biliyoruz. Buna göre, verili durumda, özellikle ezilenler başta olmak üzere önerilerde bulunmayı görev Kabul ediyoruz. Ezilenlerin bir perspektifi yoksa, iktidarların dezenformasyonu ile de tümüyle tersine “kurdun kurdu yediği” gibi bir ortam ortaya çıkar.
Yaşadığımız şu anda;
* Özellikle, başta sağlık olmak üzere, neoliberal politikalar sonucu, özelleştirmelerin getirdiği yıkımlarla kamusal alanların daraldığı gözler önüne serilmiştir.
* Milyarlarca insan RIZA ile evlere kapatılmıştır.
* SİSTEM, uluslararası örgütleri aracılığıyla parasal dayanışmasını sağlamış, geri bıraktırılan bütün ülkeler ve halkları çaresiz ve şaşkınlığa uğratılmıştır. SİSTEM’in ana merkezi olarak bilinen ülkeler (ABD-İNGİLTERE) bile, salt rant ekonomisine döndükleri için bu tablo içinde yer almışlardır.

A) Bu genel çerçevede, yazımızda önce, mevcut virus ile ilgili genel bir değerlendirme, ardından yapılması gereken öneriler ve de geleceğe ilişkin değerlendirmeler olacaktır.

* Corona, öldürücü bir virus değil. Öldürücü etkisi gripten bile az. Bugünkü SİSTEM için, yeterli önlemler alınmadığı için öldürücü. İnsanda belirti göstermeden bir süre taşınıyor, başkalarına da yayılıyor.
* Corona esas olarak yaşlıları ve hastaları öldürüyor. İnsan türünün daha sağlam olanlarını yaşatıyor. Tıpkı, Serengeti parkı örneğinde olduğu gibi. Bu parkta; yaşlı, hasta, sakat, yeni doğmuş ya da sürüden ayrılanları, arslanlar avlıyor. Herr iki tarafta da sağlam ve zeki olanlar yaşıyor. Kapitalizm için artı değer üretmeyenler değersizdir. Üretim dışına çıkınca sisteme güçsünüz, yüksünüz. SİSTEM açısından anlayış budur.
* Yüksek öldürücülük bir üstünlük sağlamaz. Marburg (Ebola) çok öldürücü bir virüstü. Dünyaya yayılması hemen engellendi. Corono böyle değil. Onunla yaşamayı öğreneceğiz, Corono ile savaşmak yerine yavaşlatacağız ki sağlık sistemleri birden çökmesin. Bunun için toplumun ilişkileri bir süre başta izolasyon olmak üzere sınırlanacak. Toplumun %70’i yavaş yavaş, uzunca sürede Corono ile buluşacak. Burada tek sorun ülkelerin ve bireylerin ekonomisi. Bunu da, böylesi günler için vatandaşın vergileriyle varlığını sürdüren devlet üstlenecek.
* Corono’nun hedefi yaşlılar ve hastalar olduğuna göre, bunları yaşatmak bütün toplumun boynunun borcu olmalıdır. Tüm bireylerle dayanışmaya, birlikte yaşantı kıtlığına belli bir süre katlanmaya razı olmayan toplumlar, toplumsal varoluşun temeline bomba atmış olurlar. “Senin de yaşaman için ben her türlü fedakarlığa hazırım” diyebilen bireylerin oluşturduğu toplumlar, geleceğe güven ve huzurla bakabilirler.
* Virüs katlanarak büyümektedir.

B) Peki… hükümetler buna karşın ne yapıyor?
* Hükümetler, özellikle bizim hükümetimiz, sorunu ve çapını gizliyor.
* Hükümetlerin, yaşlı ve hastalardan “sanki” kurtulma siyasetleri görülmektedir. Aksini düşünener, ya önceden tedbirlerini almışlardır, ya da virüs görüldüğü andan itibaren sert tedbirler almaktadırlar. Örneğin bu konuda en başarılı Kore’dir. Kore; öldürme oranı %70 olan ve kaynağı develer denen MERS’le 2014’te yüzleşmişti. Bundan dersler çıkarıp, hazırlanmıştı. Hastalığı çıktığı yerde kişiler düzeyinde kontrol ederek baskı (izolasyon) altına alıp bunu sürdürmüştü. Şimdi bunun olumlu
karşılığını görüyor.
Japonya… Nüfusu yaşlı, insanları çok temiz ve eğitimli. Fiziki mesafeleri zaten yakın değil. Normal zamanda bile, ülkede yılda 4 milyar maske kullanılıyor. Buna rağmen nüfusu yoğun olan yerlerde olağanüstü hal lan etti. İsveç… Örgütlü ve kültürlü, 10 milyon nüfuslu, hastane kapasitesi iyi bir ülke. Yaşlılar yurtlarda (gettolarda). Hemen buralara ziyareti yasakladılar. Genç nüfus kontrollü olarak serbest.
Almanya… Kore kadar başarılı değil ama yine de erken hareket etti. Hafif bastırma ile düşüş yarattı. Türkiye’deki fiziki mesafe, Almanya’da normal mesafedir. Kapitalistlerin baskısı karşısına bilim adamlarını çıkartarak baskıyı azalttı.

C) Şuan yaşadığımız durumda, ÜLKEMİZDE YAPILMASI GEREKENLER NELER OLMALIDIR?
* Derhal, en az 1(bir) ay süreli GENEL İZOLASYON-KARANTİNA ilan edilmelidir ki böylece hem virüsün yayılması önlenmiş hem de hastanelerin yoğun bakım yatak sayısının üstüne, hasta sayısının çıkmasının önüne geçilmiş olsun.
* Gerektiğinde bu 1(bir) aylık izolasyon süresi 2(iki) aya çıkarılmalı, herkes bol bol test yapılıp, aşı bulununcaya kadar zaman kazanılmalıdır.

* Derhal toplumun ihtiyaçları belirlenmeli, buna göre hemen tedbirler almalıdır. İhtiyaçları devlet kamulaştırma ile bulup, eşit olarak dağıtmak durumundadır.
* Herkese aylık 1000 TL ihtiyaçlarını gidermek için verilmelidir.Tüketim hakkı da 1000 TL ile sınırladırılmalıdır. Herkesin tüketimi eşitlenmelidir.
* Devletin tüm memurları evlere kapatılanların ihtiyaçlarını gidermekle görevli kılınmalı, bu memurlar derhal mahalli idarelerin emrine verilmeli, merkezi devlet aygıtı, yerel aygıtlara devredilmelidir. Bu arada, evlerinde, apartmanlarda yaşayanlar, ev, apartman, sokak, mahalle ve beldelerinde elektronik gruplar kurup, evlere gelen memurları bir yandan denetlerken, bir yandan da onlara bilgiler verip, spesifik sorunların kolay aşılmasına yardımcı olmalılar.
* Tüm ürünler ve araçlar, özel hastane ve klinikler, özel TV’ler, oteller kamulaştırılmalıdır.
* Bir genel af çıkarılıp, hapishaneler hastanelere dönüştürülmelidir.
* Hastalığı geçirmişlerin antikolarının alınıp, geçirmekte olanlara vurulması geniş bir örgütlenme ağı içerisinde hızlıca sağlanmalıdır.
* Esas sorun, önce düz, sonra katlanarak yayılan virüsün, yayılma hızını yavaşlatmak –ki bu da en az 1 aylık kesin izolasyon ile olacaktır-, böylece hastanelerin yoğun bakımlarını virüs bulaşanlara yeter hale getirmek ve giderek sıfırlamaktır. Özetle, yoğun bakım gerektirecek hasta sayısını, yoğun bakım yatağı altına düşürmektir. Aksi durumda, hastanelere yığılan hastalara ne yatak, ne suni teneffüs cihazı, ne vantilatör vb. yetmeyecek, özellikle yaşlı ve hastalar boğularak ölecektir.

* Sağlık personeli ve çalışmak durumunda olanlara maaşları +1000 TL verilmelidir.
* Kira, elektrik, su, doğalgaz vb. tüm ödemeler durdurulmalıdır.
* Ciddi bir eğitim ve aydınlatma kampanyası yürütülmelidir.
* Panik ve abartma yapmaksızın akıl ve bilime sarılınmalıdır.
D) Bizleri Nasıl Bir Gelecek Bekliyor?
* Neoliberal sistem çöküştedir. Globalleşme, uluslaşmaya doğru zorunlu olarak evrilecektir. Bu da, savaşları, pazar kavgalarını, ırkçılığı, faşizan çıkışları körükleyecektir.
* Büyük bir ekonomik kriz, işsizlik ve pahalılığın ortaya çıkışı kaçınılmaz görülmektedir. Faturayı finans-kapitalistler ve yer yer yerel ittifakları üstlenmeyeceğine göre, FATURA YOKSULLARA, EMEKÇİLERE ÇIKACAKTIR.
* Ekonomik kriz büyük bir KAOS yaratacak, hırsızlık, yağma, talan, vurgun, yargı tanımama, vergi vermeme vb. olaylar artarak, sistemi zorlayacaktır.
* Sistem, kara yığınlarca doğrudan kavranamayacağından; bu yığınlar; korku sonrasındaki öfkelerini, siyasal iktidarlara, siyasi partilere, siyasilere… İSYAN halinde göstereceklerdir.
* Günümüzde var olan yoksul mültecilerin akınları, önlenemeyecek boyutlara ulaşacaktır.
* Büyük sermaye sahipleri, her türlü yıkımı (Borsa vb.) kendilerine büyük meblağlarla rant olarak döndüreceklerdir.
* Doğaldır ki, insanların tercihleri değişecek, bilim, hukuk, koruyucu hekimlik, kamuculuk, planlama, tarım, küresel dayanışma, özgürlük, eşitlik… hatta dinlerin gerçek özleri… daha çok gündeme gelecektir.
* Kübalı doktorların dayanışma örneği. SOSYALİZM Mİ, KAPİTALİZM Mİ? Sorusunun yanıtını, insanlığın kolay bulmasını sağladı. Bunun üzerinden genişleme sağlanacaktır.
* Geleneksel siyasetler, partiler, örgütler… ömrünü tamamlayacak, insanlık yeşil, dişil, dijital bir devrime doğru yürüyecektir.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları