Eğitim Reformu mu?

Turgut Ünlü; Milli Eğitimimizin yön vericisi 20. Milli Eğitim Şurası tam 7 yıldır toplanmıyor. Eğitime ayrılan yatırım her yıl küçülüyor. Örneğin: 19 yıl önce eğitime ayrılan yatırım bütçesi %17,1 iken, bu yılın bütçesinde bu %7,6 oldu.

Cumhurbaşkanı Sn. R.T.Erdoğan; EKONOMİ – HUKUK ve de EĞİTİM’de reform yapacaklarını geçenlerde bir kez daha açıkladı.

Bir kez daha diyoruz. Çünkü, bu alanlarda reform yapacaklarını çok söylemişlerdi.

Örneğin, Sn. Erdoğan’ın Başkanı olduğu AKP’nin 19 yıl önceki seçim bildirgesinde; sınav sisteminden, müfredata, ders kitaplarından, mesleki, bilimsel, teknolojik eğitime, hatta üst düzey düşünmeden, üstün zekalı öğrencilere özel eğitim verilmesine… değin birçok eğitimde yapılacak reform başlıkları sıralanmıştı.

19 yılda, 7 Milli Eğitim Bakanı değişti. Her biri kendine göre yaptığı uygulamalarla eğitimimizi yaz-boz tahtasına çevirdi. 19 yıl önce yazılan reform hedeflerinin yanından bile geçilmedi. 7 Bakandan sonuncu hariç hiçbiri öğretmen kökenli bile değildi. Eğitim arap saçına döndü. Emevi dinci anlayışı her alana hakim oldu. Dinci vakıf ve dernekler Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetiyor oldu.

Öğretmenlik Meslek Kanunu, hala çıkarılmadı.

Milli Eğitimimizin yön vericisi 20. Milli Eğitim Şurası tam 7 yıldır toplanmıyor.

Eğitime ayrılan yatırım her yıl küçülüyor.

Örneğin: 19 yıl önce eğitime ayrılan yatırım bütçesi %17,1 iken, bu yılın bütçesinde bu %7,6 oldu.

Toplumumuzun yüz akı olan; FEN-SOSYAL BİLİMLER ANADOLU LİSELERİ’ne bu yıl toplam 839 milyon TL., İ.Hatiplere 459 milyon TL. ayrıldı. Tüm ülkede 310 Fen lisesi yanında 5 bin .İ.H.L bulunuyor. Din Bilgisi eğitimi için 3 yılda 1,4 milyar TL. yatırım planlandı.

Seçmeli derslerden, Din dersi seçilmesi için Vali, Kaymakam, Müdür, Müftü, İmam, tarikat vakıf ve dernekleri büyük bir çaba gösterdi, gösteriyor.

Öğretmen liseleri kapatıldı.

Öğretmen açığı kapatılmadı.

İktidara yakın bir eğitim sendikasının elemanları, hiçbir liyakat aranmaksızın mülakat yoluyla okulların idareciliklerine getirildi.

***

Söylemeye çalıştıklarımız çok daha artırılabilir. 19 yıllık eğitim karnesinde; bilimsel, eşit, ulaşılabilir, karma, laik, çağdaş, milli, istihdam ve üretime dönük, yetenek ve becerilere uygun, demokratik, sorgulayıcı, özgür bir eğitim sistemi oluşturulmamıştır.

Buradan hareketle diyoruz ki, Sn. Cumhurbaşkanı’nın ‘’ Eğitimde reformu sabote ettirmem’’ sözü gerçekleşemez.

Bu iddialı sözümüze bir kanıt da şudur:

Sn. Cumhurbaşkanı; Eğitim Reformu’nu Milli Eğitim Bakanlığı yerine, CUMHUR BAŞKANLIĞI EĞİTİM VE ÖĞRETİM POLİTİKALARI KURULU ile yapacaktır.

Peki.. Bu kurul kimlerden oluşuyor ?

* Kurulun Başkanı vekili Prof. Dr. Yavuz Atar ( Hukukçu)

* Üye Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu ( Çevre Mühendisi)

* Üye Prof. Dr. Umran İnan (Elk.Elkt.Mühendisi)

* Üye Prof. Dr. Abdullah Atalar ( Elk.elkt. Mühendisi)

* Üye Prof. Dr. Öktem Vardar ( Makine Mühendisi)

* Üye TED Bşk. Selçuk Pehlivanoğlu (İnşaat Mühendisi)

* Üye ÖÖK eski Md. Kemal Şanlıoğlu ( İnşaat Mühendisi)

* Üye Eğitim Bir Sen Bşk. AKP M.V. Ahmet Gündoğdu (Öğretmen kökenli)

* Üye Prof. A.Cevat Acar (İşletme)

***

Dikkat edilirse EĞİTİM REFORMU’nu GERÇEKLEŞTİRACEK KURULDA;

* M.E. Bakanı Ziya Selçuk yok.

* Bir tek Eğitim Bilimci yok.

* MEB bürokratları yok.

* Eğitim sendikaları yok.

* Eğitim Fakülterinin öğretim üyeleri yok.

* Halen Öğretmenlik yapanlar yok.

* Milli Eğitim müdürleri, okul müdürleri yok.

* STK temsilcileri yok.

***

Ülkemizin en önemli sorunu olan EĞİTİM işi bu anlayışla çözülemez.

Buradan ortak akıl çıkmaz.

***

Çözüm önerilerimiz dikkatli okuyucu için yazımız içindedir. Ülkemiz, ekonomi ve hukuk gibi en önemli sorunlarından biri olan eğitimimizi düzeltmeye önce, EĞİTİM KURUMLARIMIZI, EĞİTİMCİLERİMİZİ SİYASETİN DAR ve SIĞ KALIPLARINDAN UZAKLAŞTIRMAYLA BAŞLAMAK GEREKİR.

Dünya ve Ülkemiz gerçekliğinden hareketle, eğitimin tüm paydaşlarının uzun vadeli planlamaları, bütçeden eğitime ayrılan payın çok çok önemli hale getirilmesi, öğretmen liseleri, eğitim akademilerinin yaşama geçirilmesi, eğitimde birliğin sağlanması, okul öncesinin eksiksiz hale getirimesi ile 12 yıllık zorunlu, kesintisiz eğitimin uygulanması, yöneticilerin okulların işgörenlerince seçilmesi ve de en önemlisi her kademeden eğitimin içeriğinin çok iyi planlanması herkesin umutla bekledikleridir.