loading
close
SON DAKİKALAR

Ortaöğretime ve yükseköğretime geçişte yaşanan sorunlar

Turgut Ünlü
Tarih: 03.11.2012

Turgut Ünlü yazdı, ''Sınav sistemleriyle oynayarak sonuç alma çabaları bizi yıllardır istediğimiz yere götürmedi...''

Ortaöğretime ve yükseköğretime geçişte yaşanan sorunlar büyük benzerlikler içermektedir.

• Eğitim sistemindeki farklılıklar nedeniyle öğrencilerin öğrenim noksanlarının bulunması,

• Bir üst öğrenim kurumunda eğitim öğretim alacak düzeyde yeterliklere sahip olunmaması,

• Öğrencilerde hedeflenen davranışları kazandırmada istenen düzeyde istek oluşturulmaması,

• Öğretmenlerde istekliliğin yeterince sağlanamaması,

• Örgün eğitim kurumlarında eğitim öğretim faaliyetlerinin yeterince ihtiyaca uygun düzenlenemeyişi,

• Velilerin kendilerinden kaynaklanmayan eğitim öğretim noksanları için tamamlayıcı alternatiflerin geliştirilmeyişi,

• Öğretim programlarının başarısı için istenen düzeyde ölçme ve değerlendirme, eksikleri belirleme ve iyileştirici tedbirleri geliştirme faaliyetlerinin yeterince yapılamaması… gibi sorunlar her iki kademe için ortak sorundur.

Bunlardan eğitimde eşitsizlikler, kalite farkları, ölçme ve değerlendirme sonuçlarının eğitim öğretimi geliştirmede yeterince kullanılmaması… gibi sorunlar son yılların sorunları da olmayıp çözülemeyen sorunlardır. Sorunun nedenlerinin doğru tespitinin çözüm için önemli olduğu yadsınmaz.

Sınavları sorunun kendisi olarak görüp sınav sistemleriyle oynayarak sonuç alma çabaları, yıllardır bizi istediğimiz yerlere götürmedi. Çünkü asıl sorun ne sınavlar ne dershanelerdi...

Kademeler arası geçişlerde ve sınav sistemlerini iyileştirmede alınan yol ne yazık ki kimseyi memnun etmemektedir. Bu memnuniyetsizlik ortamında alışıldığı üzere “ dershanelere yüklenilmekte” öte yandan sınav sistemlerinde, bırakın iyileştirmeyi geçmişte tesis edilmiş güven ortamı giderek daha güvensiz hale gelmekte; ülkemizde kimi yargıç ve savcı adayları bu güvensizlik ortamından yararlanmaya(!) çalışabilmektedir…

Merkezi sınavlar geçmişte yaşanan adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için yapılmaya başlanmıştır. Bu konuda da ülkemiz gerek MEB gerek ÖSYM bünyesinde iyi örnekler vermiştir. Bu güvenin devamı son derece önemlidir.
Bu bakımdan gecikmiş olsa da okullarda nesne ve bilimsel temellere dayalı ölçme- değerlendirme ve etkili bir yönlendirme sisteminin kurulması sağlanmalıdır. Bu gerçekleştirilmeden okul başarılarının yerleştirme sistemlerinde etkisini öne çıkarmak daha çok güven yitimlerine yol açacaktır. Güvenli yerel/bölgesel/merkezi/ sınavlar, amaca uygun içerikler oluşturularak geleneksel ya da yeni teknolojilerin olanaklarıyla desteklenmiş biçimleriyle devam etmelidir.

Burada, ortaöğretime okul başarılarına ve adrese dayalı kayıtların yapılması konusu akla gelmektedir ki bunun uygulanması/ yaygınlaşması, merkezi sınavla girilen okullarda niteliğin düşmesini kabullenmek anlamına gelecektir, ortaöğretimde zaten sorunlu olan başarı grafiği daha da düşebilecektir. ( Seçilmiş öğrenci ve öğretmenlerle oluşmuş okulların yerini o bölgenin öğrencilerinden ve öğretmenlerden oluşmuş okullar alacağı için…)

Özel dershaneler sadece üst öğrenim kurumlarına geçiş sınavlarına değil, MEB ve ÖSYM’nin yaptığı onlarca sınava hazırlanmak isteyenlerin de başvurdukları ve özel ders almak isteyen herkesin eğitim hizmeti aldığı kurumlardır. Özel dershaneler, özellikle orta ve yükseköğretime geçişi sağlayan merkezi sınavlarla birlikte yıllardır tartışılıyor? Oysa merkezi sınavlar yokken de o günün ihtiyaçlarına koşut özel dershaneler vardı( 1975-1976’da 30 ilimizde 157 dershanede 101.703 öğrenci, 1384 öğretmen bulunmaktadır.) Sınavların getirdiği bazı olumsuzlukları dershanelerin varlığına bağlamak ve buradan da “ dershanelerin kapatılması” gibi çıkarımlara ulaşmak büyük haksızlıktır. Çünkü özel dershanelerin yokluğunda, “kademeler arası geçiş ve sınavlarla ilgili sorunlar” ortadan kalkmayacaktır.

Turgut Ünlü

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları