loading
close
SON DAKİKALAR

Sistem ve emek cephesi

Turgut Ünlü
Tarih: 05.04.2021
Kaynak: www.istanbulgercegi.com

Turgut Ünlü: Dünyada 22 zengin kişinin serveti, Afrika’daki tüm kadınların toplam gelirinden fazla.

Dünyanın 7 milyar insanı, uluslarötesileşmiş finans-kapitalin tepesindeki 3 bin kişi için çalışıyor. · Dünyanın en zengin 500 kişisinin serveti %25 arttı. · Dünyada en zengin 2153 kişinin serveti 4.6 milyar kişinin toplam servetinden fazla. · Dünyanın en zengin %1’nin serveti 6.9 milyar insanın servetinin 2 katından fazla. ·

Dünyada 22 zengin kişinin serveti, Afrika’daki tüm kadınların toplam gelirinden fazla. · Gelecek 10 yılda her zenginden %0,5 fazla vergi alındığında, yaşlı ve çocuk bakımıyla, eğitim ve sağlık sektöründeki 117 milyon kişilik iş gücü ihtiyacını karşılayacaktır. ·

Dünyada bakım işleriyle ilgili sorumluluklarından çalışamayan kadınların %42’si -ki bu oran- erkeklerde %6’dır- ücretlendirilmemiş bu emeğin günde 12 milyar 500 milyon saat… Bunun yıllık değeri 10 trilyon 800 milyar dolardır. · 28 Şubat 2021 tarihi itibariyle dünyada 108 ülkede Covit-19 aşı uygulamasına başlandı. 108 ülkede de başlanmadı. Dünyadaki aşılanmanın sadece %1,5’u tamamlandı. Dünyada yapıldığı açıklanan toplam 240 milyon aşının %55’I ABD, ÇİN, İngiltere’de yapıldı. Aşılama bu hızla sürerse, tüm dünyanın 2 doz aşılanması ancak Kasım 2029’da tamamlanabilir (Polimetre Araştırması). · Toplam dış borcumuz 435 milyar dolara çıktı. ·

MB başkanlığında, Naci Ağbal’ın yerine AKP eski milletvekili Şahap Kavcıoğlu’nun değişiminin 2 günlük maliyetinin 2 Atatürk Barajı, 7 Avrasya Tüneli, 1800 km Hızlı Tren hattı olduğu Dr. Sinan Oğan tarafından belirtildi. · Dünyanın en zengini %1’inin serveti, %50’ye eşitlendi. · Dünyanın 3 zengini ve servetleri; * E.Musk, kişisel serveti 195 Milyar $ * B. Gates, kişisel serveti 132 Milyar $ * J. Bezos, kişisel serveti 185 Milyar $ . . . 

Belirttiklerimiz, daha da binlerce hatta milyonlarca belirtebileceğimiz adaletsizlik, hukuksuzluk, eşitsizlik, işsizlik ve pahalılık, sömürü düzeni Kapitalizm’dir. Kapitalizm, virus salgınını yavaşlatmak için, hükümetlere “sermayeye sakın zarar verilmesin” diyen SİSTEM’dir. Kapitalizm, sosyal olan, ekonomik, kültürel, sağlık, eğitim vb tüm alanları ticarileştiren, kamunun elindekileri kaynaksız bırakıp özelleştiren SİSTEM’dir. Kapitalizm; en açık, en alçak gerçekliğiyle şu örneklerle anlatılabilir; Teksas Vali yardımcısı Dan Patrick 23-03-2020 tarihinde yaptığı açıklamada “Yaşlılar, kamu sağlığı önlemleri için harcanan paranın ABD ekonomisine zarar vermesindense ölmeleri tercih edilir” diyebilmektedir. SİSTEM budur. . . 

Bu soysuz, sömürgen, kan emici SİSTEM, 1980’lerde birlikte ulaştığı Neoliberalleşme çıtasında, acımasızlığını katmerleyip sürdürürken, 2020 başında Covit-19 salgını ile yüzyüze geldi. Böylesi bir dönemeçte; şimdi sermaya-emek cephelerinde neler olabilir-olmalıdır… Olmazsa ? · Dünyada pandemi süresince en az 50 milyon kişi işsizler ordusuna katılacaktır. ·

Bir avuç parababasının dışındaki dünya halkları yoksullaşacak, daha fazla baskı, zulüm ve faşizan uygulamalarla karşılaşacaktır. · Covit-19 salgını, insanlarda korku ile birlikte rıza ile kapanmayı birlikte getirmiştir. Korkunun öfkeye, öfkenin isyana dönüşümü,

SİSTEM kavranamadığı ve örgütlü olunmadığı sürece; bireysel çıkışlara, hırsızlıklara, çapula ya da çıkarcılık ve onursuzluğa veya geleneksel siyaset kurumlarına, siyasi fikirlere, iktidarlara öfke ve isyan olarak kusulacaktır. Elbette ki tüm bunlar da SİSTEM’i zorlayacak alanlar olacaktır. ·

İşsizlik ve yoksulluk, mülteci akımlarını önleyemeyecek hale getirecek, bunun yanında cehalet, dini bağnazlık kat be kat artacaktır. · Bilhassa sağlıkta apaçık görülen, kamusal alanın özelleştirmelerin getirdiği yıkımla görülen daralma kendini iyice hissetirecektir. · Emekçiler, birbirlerinden çeşitli yollarla uzaklaştırılacak, aile akraba bağları, dayanışma, eşitlik, kardeşlik, imece vb. duyguları zayıflatacak, bencillik artacaktır. · İşsizlik, işsizler arası dayanışmayı değil, çekişmeyi getirebilecektir. İşsizlik, kontrolsüz provakatif çıkışları doğurabilecektir. · ABD’de borsa, aktif pandemi sürecinde %25 değer kaybetti. Küçük tasarruf sahipleri ellerindeki kağıtları ihtiyaçlarını gidermek için nakte döndürdü (birçok ülkede olduğu gibi). Bu durum sona ermeye başladığında görüldü ki büyük sermayedarlar bundan büyük kârlar edindi, edinmeye de devam edecek. ·

ABD, verimli teknolojiyi satıp büyük rantlar elde ediyordu. Görülüyor ki bu çökecek. Aynı şey AB için de geçerli olacak. Çin, Hindistan, Rusya kendilerine bu durumda alan yaratarak, Pazar olanaklarını arttırabilecektir. ·

Globalleşme uluslaşmaya dönecek, bu da Pazar kavgalarını körükleyecektir. Özetle; İçine girdiğimiz dönem, uluslarötesi finans-kapital (SİSTEM) açısından olduğu kadar, emekçi yığınlar açısından da önemlidir. Yeni dönem adeta bir varlık yokluk dönemi olacaktır. Sosyalizasyonun azalıp, politizasyonun artacağı yeni dönemde; SİSTEM’in sahipleri; hukuk tanımaz, baskıcı, yalancı, kendi taraftarlarından başkasını terörist gören, siyasi atmosferi geren, geniş toplum kesimlerini SİSTEM’e itiraz edecek hale getiren…. Liderler artık istemeyecektir (Trump örneğinde olduğu gibi). Ağır faturanın doğrudan kendisine çıkacak olan emekçi yığınlar için ise şimdi; başta işçi sınıfı olmak üzere, emekçi-emekten yana, SİSTEM’in yarattığı tüm olumsuzluklardan etkilenenlerin aynı cephede kolkola gelme zamanıdır. Şimdi, piyasa ilişkilerinin askıya alınması, sağlık eğitim gibi kritik sektörlerde devletleştirme ve planlama yapma zamanıdır. Bireysel çıkar ve özgürlüklerin, toplumsal çıkar ve özgürlüklere, ulusal bağımsızlıkların sağlanma girişimlerine döndürme, virus krizlerini ve iklim krizini önleme zamanıdır. Üretici güçlerin, insanlık, doğa, çevre adına olumlu yönde geliştirme zamanıdır. Şimdi emeğin küreselleşmesi, dostluk dayanışma, kardeşlik, yardımlaşma, imece zamanıdır. . . 

Unutulmamalıdır ki, her dönemin kendine uygun, kendine has strateji, taktiği, parolaları, örgütlenme, çağrı, metod ve modelleri yaratılmalıdır ve de tüm bunlara uygun dil ve metod birliği oluşturulmalıdır. Bunlar yaratılıp, yaşama geçirilebilindiği ölçüde başarı sağlanabilir. 68 gençliğinin devrimci atılımları, işçi sınıfımızın 15-16 Haziran büyük kalkışması, topraksız köylünün toprak işgalleri vb. olduğu dönemde, bu toprakların büyük devrimcisi Dr. Hikmet Kıvılcımlı; · Tip’ten kopan/koparılanları kazanabilmek için UYARMAK İÇİN UYANMALI çağrısını, · Gençliğin örgütlenmesi, kazanılabilmesi için DEV-GENÇ KONFERANSLARI’nı, · “SİSTEM” karşıtı güçleri birleştirmek, bir araya gelebilmelerini sağlamak için de ANARŞİ YOK BÜYÜK DERLENİŞ çağrısını yaparak dönemlere uygun modeller geliştirmişti. Yaşadığımız dönem ve önümüzdeki süreçte tüm emekçilere; yaşanan ve yaşanacaklara uygun modeller geliştirilmesini, geniş ve etkili bir kollektif aksiyonun demokratik halk cephesinde hayata geçirilmesini dayatmaktadır. “SİSTEM”in acımasızlığından etkilenen herkesi, kesimi, hiçbir kişi ve kesimle rekabet etmeden, mevcutların da saygı çerçevesinde zenginlik görülüp destekleyerek, her kesimin ortaklaklaşabildiği hedef ve modeler üzerinden birlikte örgütlenme biçimleri yaratılmalıdır. Ancak burada unutulmaması gereken “SİSTEM” dışı olunulmasıdır. . . . . . . . . Dünün İşsizlik ve Pahalılıkla Mücadele Derneği, HALK-KOOP, TÜKODER, EMEKLİ-SEN vb. örgütlenmeleri, döneme uygun geliştirilen modellerdi. Bugün de, işsizler ordusunu “İŞSİZLER SENDİKASI” adı altında örgütlemek, sınıf ile işsizler arasında, süreçte oluşabilecek bir gerginliğe set olabilir. Hizmet sektörü hızla artıyor. Bir türlü proleterleşmeyen bu kesimin lümpenleşmesinin önüne set olunabilir ve bu kesim sınıfa kazanılabilir. . . .

Toplumsal rıza ve meşruiyeti merkeze koyan, yaşama geçirilebilecek siyasal programlar oluşturacak, sistem içi onarma ve önermelere artık kapısını kapayacak, güven ve kararlılıkla, dil-metod birliğini sağlayarak eylemli ve kollektif aksiyonu yaşama geçirebilecek, eşitlik temelli en geniş ve etkili birliktelik oluşturulmalıdır. . . .

“SİSTEM” çok ama çok örgütlüdür. Hem ulusal, hem de uluslararası çapta domuz topu gibidir. “SİSTEM” karşısındaki yığınlar örgütsüzdür, parçalıdır. “SİSTEM” in önümüzdeki süreçte, başta işçi sınıfı olmak üzere, tüm emekçi yığınlara acımasızca saldıracak ise -ki öyle görünüyor- o zaman SİSTEM’in saldırılarından etkilenecek herkesin; ulusal, uluslararası çapta örgütlenme ve dayanışma zamanıdır. En geniş anlamda üretenlerin, geleceklerinin geleneksel siyasi parti ve gruplara, küçük, dar anlayışlara, SİSTEM içi onarma ve önermelere….

Artık kanmayacak, işin içine bizzat kendilerini sokacak zamanı gelmiş… geçmektedir. Aksi…. MESS’in “elektronik kelepçeler”, MÜSİAD’ın “izole üretim tesisi” vb. uygulama önerilerinin kârlarına kâr katmak, üretimi kesintisiz, engelsiz sürdürmek için emek üzerindeki denetim-gözetimin azgınlaşarak artacağı bir dönem olacaktır. Bu kez söylenenler boşça söylenmiş sözler olarak algılanmamalıdır.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları