loading
close
SON DAKİKALAR

Kapadokya Efsanesi

Yılmaz Özdemir
Tarih: 13.10.2016

Yılmaz Özdemir; Zamanın birinde dünyada başları yüksek dağlara denk olan korkunç devler yaşarmış. İnsanlar bu devlerden çok korkar ve onları kızdırmamaya dikkat edermiş.

Zamanın birinde dünyada başları yüksek dağlara denk olan korkunç devler yaşarmış. İnsanlar bu devlerden çok korkar ve onları kızdırmamaya dikkat edermiş. 

Belli dönemlerde de bu dağların zirvesindeki sunaklarda toplanıp devler hiç kimseye zarar vermesin diye dualar ederlermiş. Yine de bazen bu devler insanlara kızarmış ve Kızdıkları zaman da oturdukları dağların tepesinden insanların üzerine korkunç gürültülerle ateş dalgalarını gönderirlermiş

Günlerden bir gün periler ülkesinin padişahının yolu bu insanların ülkesi olak Kapadokya'ya düşmüş. Peri padişahı insanlar için çok üzülmüş ve onlara yardım etmeye karar vermiş. Tüm perileri çağırmış hemen.

Perilere; Eğer biz zalim devlerin yaşadığı dağların ateşini söndüre bilirsek devler de yerin altına kaçar ve insanları bir daha rahatsız etmezler.

Binlerce peri ellerinde kar ve buz tanelerini fokurdayan ateşe atmaya başlamışlar. Hiç durmadan günlerce ateşi kara ve buza boğup söndürmeyi başarmışlar.

Sonunda devler korkup yerin derinliklerine kaçıp saklanmak zorunda kalmışlar. İişte o günden sonra insanlar ve periler arasında çok sıkı bir dostluk oluşmuş. Bu dostluk uzun yıllar devam etmiş. İnsanlar kayalara oydukları mağaralarda yaşarken periler de sivri kayalıkların üzerlerindeki küçük odacıklarda yaşamışlar.

İnsanların Padişanın çok yakışıklı bir oğlu Revan ve Periler Padişahının da çok güzel bir kızı Gülperi. Güzeller güzeli Gülperi rüyasında gerçek hayatta asla göremeyeceğine inandığı yakışıklı bir genç görmüş. Gülperi rüyasında gördüğü Revan'ı kurtarmış ve evlenmek istemişler. Ancak insanlar bu evliliğe karşı çıkmış ve evliliği önlemek için Perilerle savaşmaya karar vermişler. Periler padişahı bu durumu öğrenince savaşıp insanları yok etmektense ayrılmayı seçmiş.

Ancak ayrılınca insanların devlerle baş edemeyeceğini düşünmüş ve emrindeki tüm perilere güvercin olmalarını emredip yine aynı yerde kalmalarını söylemiş.

Gülperi de insanlar ve halkı arasındaki savaşa engel olmak için babasının isteğini yerine getirerek beyaz bir güvercine dönüşmüş. Her gün odasından çıkıp Revan'ın odasının penceresine konuyormuş.

Revan da penceresine konan güvercini avuçlarına alıp Gülperi'ye duyduğu özlemi onu şefkatle sevip okşayarak gidermeye çalışıyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş.

Ve Kapadokya ile ilgili Bedri Rahmi Eyüboğlu'ndan bir şiir ile yazımı bitiriyorum.

ÜRGÜP ŞİİRİ

Bir masaldır yelken açmış
Yelkeni taş, rüzgârı taş
Teknesi taştan
Bir kadehtir dolup taşmış
Köpüğü taş, salkımı taş,
Saçağı taştan
Bu bir acaip dünyadır
Her yanı taştan
Güpegündüz bir rüyadır
Yatağı taş, yorganı taş, yastığı taş
Uykusu taştan...

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Yılmaz Özdemir

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları