loading
close
SON DAKİKALAR

CHP'li Toprak Başbakan'ı kınadı

CHP'li Toprak Başbakan'ı kınadı
Tarih: 30.01.2014 - 14:52
Kategori: Siyaset

Genel Başkan Yardımcısı Toprak ile CHP İDDB, Başbakan’ın iş dünyası ile işadamı örgütlerine yönelik tehdit ve şantaj tavrını kınadı...

-“TÜSİAD’a ‘vatan haini’, on binlerce üyeye sahip TUSKON’a, ASKON’a ‘ananasçı’ yaftası, dünyanın dört bir yanında, ülkesi için gecesini gündüzüne katan, vergisini veren, işadamlarımıza en hafif tabirle haksızlık ve insafsızlıktır.”

Erdoğan Toprak ile CHP Milletvekilleri Başbakan Erdoğan’a, “Vatanseverlik kimsenin tekelinde değildir. Vatanseverliğin ölçütü, AKP’yi sevmek de değildir. Kundura kutularında saklanan milyon dolarlar, hükümet talimatıyla rant için değiştirilen ruhsatlar, imarlar, yasadışı sahip olunan villalar, arsalar, para sayma makineleri, aile vakıflarına aktarılan rantlar mı vatanseverliktir?” diye sordu.

CHP İş Dünyası Diyalog ve Dayanışma Birimi (İDDB) Başkanı Erdoğan Toprak ile birim üyesi CHP Milletvekilleri yazılı bir açıklama yaparak, Başbakanın iş dünyasına ve işadamı örgütlerine yönelik tehdit ve şantaj tavrını kınadı.

CHP İş Dünyası Diyalog ve Dayanışma Birimi (İDDB) sorumlusu olarak TÜSİAD ile TUSKON’a destek veren Toprak ile birim üyesi CHP Milletvekillerinin yazılı açıklaması şöyle;

“Vatanseverlik kimsenin tekelinde değildir. Vatanseverliğin ölçütü, AKP’yi sevmek de değildir. Kundura kutularında saklanan milyon dolarlar, hükümet talimatıyla rant için değiştirilen ruhsatlar, imarlar, yasadışı sahip olunan villalar, arsalar, para sayma makineleri, aile vakıflarına aktarılan rantlar mı vatanseverliktir?

AKP liderinin ve yöneticilerinin, geçmişten bu yana sürdürdüğü işadamlarına yönelik ayrıştırıcı ve tehditkâr tavrı, son dönemde şantaj boyutuna varmış, giderek vatan hainliği gibi kimsenin kabul edemeyeceği ithamlarla, zirve noktasına ulaşmıştır. İnsanların vatanseverliğini ölçmek, AKP’lilerin haddine değildir. TÜSİAD Başkanı Sayın Muharrem Yılmaz, Başbakanın kendi söylemi ve uygulamalarıyla, kriz içine soktuğu ülke ekonomisinin selameti için, görüş, düşünce ve önerilerini dile getirmiştir. Hukukun olmadığı, yargının işlemediği, yolsuzluk ve rüşvetin örtbas edildiği bir siyasi ve ekonomik ortamın, yatırımcıyı Türkiye’den kaçıracağını ifade etmiştir.

Ülkemizin en köklü iş dünyası örgütlerinden TÜSİAD’a karşı, iktidara geldiğinden beri, husumet içinde ve hasmane bir tavır sergileyen Başbakan, bu tavrını, kin ve nefret söylemi boyutuna taşımıştır.

AKP hükümeti; işverenlere, devlet kurumları eliyle, denetim ve ceza tehditleriyle, özerk olması gereken düzenleyici ve denetleyici kurumları devreye sokma yaklaşımıyla, şantaj yapmaktadır. Ülkemizin milyonlarca insanına iş ve aş sağlayan şirketlerine, bankalarına, SPK, BDDK, Rekabet Kurulu, EPDK, Maliye ve emrindeki diğer kurumlarla ceza yağdırmaya, işadamlarını, bankaları, holdingleri hedef göstererek yok etme paranoyasına bürünmüştür.

İş dünyasının içinden gelen, işadamlarımızın sorunlarını, sıkıntılarını yakından bilen, diyalogla, dayanışmayla ülke ekonomisi adına çözüm arayan kişiler olarak, Başbakanın bu tavrı, kasti bir hal alan yaklaşımı, ülkemiz, iş dünyamız ve demokrasimiz adına endişe vericidir.

İş dünyasının ülke siyaseti ve ekonomisinin yönetimi, sorunları konusunda, fikir beyan etmesi, eleştiri ve önerilerini gündeme getirmesi “siyasete müdahale ya da darbe” değil, her yurttaş gibi işadamlarının da en doğal demokratik hakkıdır.

Başbakan, işadamlarının, işadamı örgütlerinin hükümetin emir kumandasında olmasını istemektedir. Aykırı ses ve düşünce, onlarla diyalog istememektedir. TÜSİAD’a ‘vatan haini’, on binlerce üyeye sahip TUSKON’a, ASKON’a ‘ananasçı’ yaftası, dünyanın dört bir yanında, ülkesi için gecesini gündüzünü harcayan, vergisini veren, işadamlarımıza en hafif tabirle haksızlık, insafsızlıktır.

Genel Müdürü, rüşvette kundura kutusuyla suçüstü yakalanan Halkbank’ın itibarını kollayan Başbakan, hepsi halka açık, hisseleri yurt içi ve yurt dışı borsalarda işlem gören şirketlere, holdinglere, sahiplerine en ağır ifadelerle saldırmakta, bu şirketlerin hisselerine yatırım yapan milyonlarca kişiyi mağdur etmekte sakınca görmemektedir. Bu tavrıyla, ülke ekonomisini getirdiği noktada, döviz ve faiz lobisine en güzel hizmet eden, en yüksek rekor faizi verme şerefine nail olan bizzat AKP iktidarının kendisidir.

‘TL namusumuzdur, doların belini kıracağız, dövizi tuş edeceğiz, faiz lobisinin ümüğünü sıkacağız’ diyenlerin, ülke ekonomisini ve kendilerini getirdikleri noktadaki halleri ve acizlikleri, apaçık ortadadır. Bir ülkede, Başbakan kendisinden farklı düşünen iş adamlarını tehdit ediyorsa, bankalar batırılmaya çalışılıyorsa, yargı baskı altına alınıyorsa, polis-jandarma yargıyı dinlemiyorsa, ‘benden ve benden değil’ diye yargıç ve savcılar değiştiriliyorsa, içerde-dışarıda savaş diliyle konuşuluyorsa, o ülkenin yatırım için güvensiz olduğunu söylemenin neresi yanlış, neresi hainliktir?

Vergi veya başka cezalarla, şirketler üzerinde baskı kuran, kamu ihale yasası onlarca kez değişen bir ülkeye, yabancı sermayenin gelmesinin mümkün olmadığını söyleyen TÜSİAD Başkanı Sayın Muharrem Yılmaz’ın bu sözlerinin neresi yanlış?

Fiili olarak ömrü tükenmiş bir iktidarın son çırpınışlarını görüyoruz. AKP giderayak ülkeyi bir uçuruma sürüklemektedir. AKP bu ülkeyi çağdaş dünyanın evrensel ölçütleriyle yönetmeyi başaramamıştır. Türkiye’yi dünya sisteminden koparmaya çalışmıştır. Türkiye’nin en büyük sorunu AKP’den kurtulmaktır. Ancak halk iktidarı bütün bu olumsuzlukları ortadan kaldırır.”

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları