loading
close
SON DAKİKALAR

Gazeteci Alican Uludağ hakkında açılan soruşturma kapsamında ifade verdi

Gazeteci Alican Uludağ hakkında açılan soruşturma kapsamında ifade verdi
Tarih: 05.03.2021 - 13:41
Kategori: Medya

Gazeteci Alican Uludağ, Libya'da şehit olan MİT mensubunun cenazesini haberleştirdikleri için tutuklanan Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluk incelemesinin kendilerinden habersiz yapılmasını eleştirdiği için hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu....

Gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel Libya'da şehit olan MİT mensubunun cenazesini haberleştirdikleri için geçtiğimiz yıl mart ayında tutuklanmışlardı.

Gazetecilerin avukatı Onur Cingil, 4 Mayıs'ta sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Pehlivan, Terkoğlu, Kılınç ve Ağırel için "Şu an haberleri olmadan tutuklular. Şöyle anlatayım: Tutukluluk incelemesi avukat ya da kişinin kendisinin huzurunda yapılır. Peki bu ahlaksızlar ne yapmışlar? Ne bize ne müvekkillere haber vermişler. Barodan CMK avukatı istemişler" demişti.

Gazeteci Alican Uludağ da Cingil'in paylaşımını alıntılayarak "Bir dönem Zekeriya Öz'ler Beşiktaş Adliyesi'nde kumpaslar kurmuştu. Yeni kumpasların adresi ise Çağlayan Adliyesi oldu. Aktörler değişse de hukuksuzluklar hep aynı" ifadelerini kullanmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu paylaşımı nedeniyle Alican Uludağ hakkında soruşturma başlattı. Uludağ, soruşturmayı, "Gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç'ın tutukluluk incelemesinin onlardan habersiz yapılmasını 'hukuksuzluk' diyerek eleştirdiğim için hakaret suçundan soruşturma başlattı. 10 ay sonra dün ifade verdim" sözleriyle duyurdu.

Uludağ'ın savcılık ifadesi şöyle:
"Soruşturmaya konu paylaşımda herhangi bir yargı görevliesine hakaret suçu yoktur, hakaret kastım da bulunmamaktadır. Ben 13 yıllık gazeteciyim. Gazetecilik hayatımda yargı muhabiri olarak görev yaptım. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, gazetecilere basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti hakkı vermektedir. Aynı zamanda Basın Kanununu, basın özgürlüğünü tanımlarken eleştiride bulunma hakkını da saymaktadır. Gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlıı, FETÖ'nün yargıda etkin olduğu bir dönemde hukuksuzca yapılan bir kumpasla tutuklandı, yaklaşık bir yıl cezaevinde kaldı. Ancak yargıdan FETÖ'nün temizlenmesiyle yapılan yargılama sonucunda bu gazeteciler beraat etti. Olayın kumpas olduğu ortaya çıktı. Aradan geçen zamana karşın Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel'in arasında bulunduğu gazeteciler yine tutuklandı. Bir gazeteci olarak, meslektaşlarımın tutuklanmasıyla ilgili yapılan işlemleri hukuksuzluk olarak nitelendirdim. Avukat Onur Cingil, paylaşımında bu gazetecilerin tutukluluk incelemesinin kendilerinden ve müvekkillerinden habersizce yapıldığını ifade etti. Ben de bunu alıntılayarak, bunun hukuksuzluk olduğunu, kumpas olduğunu ifade etti. Bu yargısal işlemi hukuksuzluk olarak nitelendirmek hakaret değil, eleştiridir. Yine bu sürece kumpas demek, hakaret değil sert eleştiridir. Bir gazeteci olarak meslektaşlarımla ilgili yapıldığını düşündüğüm bir hukuksuzluğu eleştirmek, buna sessiz kalmamak haktır. Yargı mensupları, AİHM ve AYM kararlarında belirtildiği şekilde ağır, kırıcı veya yıpratıcı sert eleştirilere hoşgörülü olmak ve bunlara katlanmak zorundadır. Anayasa da ve basın özgürlüğü de bunu gerektirir. Türkiye demokratik bir hukuk devletidir. Demokratik toplumda, gazeteciler düşüncelerini özgürce dile getirmelidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin niteliğinde demokrasi ve özgürlükler vardır. Bu rejim asla baskıcı değildir. Rejimi, bu tür soruşturmalarla baskıcı bir hale sokmak da hukuksuzluktur. Yargı, anayasa tanımlanan temel hak ve özgürlükleri korumak zorundadır. Kendilerine bir eleştiri yapıldığında hemen Ceza Kanunu'nu basın özgürlüğü üzerinde tehdit aracı olarak kullanmak demokratik hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Söz konusu paylaşım, güncel bir tartışmaya katkı sunmak amacıyla yapılmıştır. Buna yönelik soruşturma açmak ise demokratik toplum gereklerine aykırıdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son açıkladığı insan hakları eylem planında da yargı mensuplarının AİHM kararlarına uyması, basın özgürlüğü ile gazeteci güvenliğine işaret etmiştir. Bu soruşturma ise insan hakları eylem planının ruhuna aykırıdır. Sonuç olarak, tamamen anayasada güvence altına alınan basın ve ifade hürriyeti kapsamında ve hakaret kastım olmadan yaptığım eleştirel bir paylaşımla ilgili açılan bu soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesini arz ve talep ederim."

Avukat Onur Cingil de aynı gerekçeyle hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu. Cingil, "Bir gazeteci eleştiri yapamayacak mı? Tespitte bulunamayacak mı? Gazetecilik yapamayacak mı? Aynı konuda attığım twitten ben de soruşturma geçiriyorum bir avukat olarak, Gazeteci Alican Uludağ da" dedi.

Kaynak : www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları