loading
close
SON DAKİKALAR

Öcalan'ın avukatı: Can güvenliğim yok, mahkemeye gelemem

Öcalan'ın avukatı: Can güvenliğim yok, mahkemeye gelemem
Tarih: 13.11.2012 - 16:13
Kategori: Gündem

Öcalan'ın avukatı: Can güvenliğim yok, mahkemeye gelemem diyerek duruşmaya katılmadı...

Ergenekon davasının 260. duruşmasında Abdullah Öcalan 'ın avukatı İrfan Dündar'ın tanık sıfatıyla ifade vermesi bekleniyordu. Ancak Dündar, mahkemeye ''açık kimlikle ifade veremem. Can güvenliğim yok'' cevabı vererek duruşmaya katılmadı. Dündar'ın ikinci KCKİddianamesinde PKK-Ergenekon ilişkisi üzerine savcılığa verdiği ifadeler yer almış, ifadesinde ''Sabri Ok’un Ergenekon yapılanması ile bağlantılı olduğunu düşünüyorum'' demişti.

Eski Genelkurmay Başkanıemekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük 'ün de aralarında bulunduğu 65'i tutuklu 274 sanıklı ''Ergenekon'' davasının 260. duruşması başladı. Duruşmaya başlamadan önce Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, bugün tanık olarak ifade vermesi beklenen Öcalan'ın avukatı İrfan Dündar'ın can güvenliğinin tehlikede olduğu gerekçesiyle açık kimliğiyle ifade vermek istemediğini açıkladı.

DÜNDAR'IN İTİRAFLARI:

KCK’ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan ve sanıklarının çoğu avukat olan ikinci iddianamede Abdullah Öcalan ’ın avukatı İrfan Dündar’ın çarpıcı ifadeleri yer alıyordu. “30 yıldır en fazla zararı Kürt halkı gördü” diyerek itiraflarda bulunan ve etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen Dündar'ın ifadeleri 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davaya konu iddianamede şu şekilde yer alıyordu:

Dündar’ın iddianamedeki PKK-Ergenekon arasındaki ilişkiye dair soru üzerine verdiği yanıttı:
“2005’te Sabri Ok cezaevinden çıktıktan sonra AğrıEleşkirt’te askerlik yaparken, bir kere ziyaretine gitmiştim. Burada, Sabri Ok’un yakın arkadaşlarından bir şahıs bana, Ok’un askerlik görevini yaparken Jandarma istihbaratından Zeki ya da Zekeriya isimli bir binbaşı ile sürekli temas halinde bulunduklarını, fikir alışverişinde bulunduklarını, iki askerin Ok’u koruduğunu anlattı. Askerliği bittikten sonra örgüt içerisinde hızla yükselerek Avrupa sorumluluğuna geldiğini ve Öcalan tarafından da örgüt içerisinde korunduğunu ve bir keresinde bana ‘Öcalan benim Türkiye temsilcim’ dediğini hatırlıyorum. Dolayısıyla Ok’un Ergenekon yapılanması ile bağlantılı olduğunu düşünüyorum.”

‘Asker Öcalan ile görüştü’
İddianamedeki ifadelerinde 1999’da Öcalan’ın yakalanması sonrasında ‘Soruşturma Komisyonu’ adı altında resmi bir komisyon kurulduğunu anlatan Dündar, Öcalan’ın bütün PKK militanlarını sınır dışına çıkarmak istediğini ancak askerin karşı çıkarak 500 militanın Türkiye’de konuşlanmasına zorladığını belirtti ve şöyle devam etti: “Bu, Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun görevlendirdiği bir komisyondur. Bu komisyon Öcalan ile 2001 Eylül ayına kadar görüştü. Bildiğim kadarı ile ağırlıklı olarak asker kökenli görevliler bulunuyordu. Komisyon ile Öcalan arasında yapılan görüşmelerde PKK’nın silahlı militanlarının büyük bölümünün Kuzey Irak’a çekilmesi, ancak 500 kadar militanın Türkiye sınırları içinde kalması konusunda anlaşmaya varıldı. Öcalan, görüşmemiz esnasında kendisine askeri yetkililer tarafından 500 PKK militanının Türkiye’de kalmasının teklif edildiğini, kendisinin de tamamının Türkiye sınırları dışında kalması gerektiğini söylediğini ancak bunun askeri yetkilerce kabul edilmediğini, gerekçe olarak da kendisine askeri yetkililerce ‘Türkiye sınırlarının tamamını PKK’dan arındırırsak bu bölgelerin diğer terör örgütleri tarafından ele geçirilebileceğinin söylendiğini ifade etti.”


'Ecevit Öcalan ile temas kurdu'

Dündar, o sıralarda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in talimatıyla bir sivil görevlinin Başbakan adına Öcalan’la görüştüğünü ve ‘Kürt sorununun çözümü noktasında talepleriniz nedir’ diye bir liste verdiğini, bu listenin Öcalan tarafından kendilerine verildiğini ve kuryeler aracılığıyla kırsal alana gönderdiklerini de aktardı. Dündar, Öcalan’la görüşen kişinin dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Emre Taner olduğunu daha sonra öğrendiklerini; 2005’ten sonra ise Ahmet Türk ve Sırrı Sakık aracılığıyla, ‘MİT’te görevli ‘Afet’ isimli müsteşar yardımcısı konumundaki bayan şahısla’ görüşmeler başladığını söyledi.


'Oslo’da ses kaydını Karasu yaptı'

Dündar, davaya konu iddianamede OSLO görüşmelerinden de şu şekilde söz etmişti:

“2008’de Öcalan’la, ‘Heyet’ olarak tabir ettiği devlet görevlileri görüşmeye başladı. Bu süreçte yeniden ateşkesler başladı ve bu görüşmeler 2011’deki Silvan saldırısına kadar devam etti. Bu süreçte MİT başkanı Emre Taner ve MİT’de görevli PKK uzmanı olarak bilinen Afet Güneş ile üst düzey PKK’lar olan Sabri Ok, Adem Uzun, Mustafa Karasu, Zübeyir Aydar, Nuriye Kespir arasında toplam 12 değişik yer ve tarihte görüşmeler yapıldı. Sızdırılan kayıtların Mustafa Karasu tarafından yapılmış olabileceğini tahmin ediyorum.”


ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları