Vecdet Öz: AKP hükümeti, yıllardır sürdürmüş olduğu yalan, talan ve hayal politikaları nedeniyle sonunda gemiyi karaya oturttu

Vecdet Öz: Hükümet, borçlar tarihinin en zor dönemini yaşamaktadır. Bu nedenle, yapılan Swap (para takas) anlaşması gereği döviz isteyeceği ülkelerin kapısını bir bir çalmak üzere harekete geçmiştir.

Adalet Partisi Genel Başkanı Vecdet Öz, iktidarın ekonomideki adımlarını eleştirdi.

Öz, "Türkiye, bütün şirin gözükmelere ve içine düştüğü komik duruma rağmen onur kırıcı bir şekilde sap gibi ortada bırakılmıştır. Artık hükümetin tek çaresi kalmıştır; müflis tüccar anlayışı içinde belediyeler başta olmak üzere bazı birikim ve gelirlere el koymak, Varlık Fonundaki Şirketleri alacak karşılığı ipotek vermek, ardından da yüklü miktarda Türk lirası basmaktır" dedi.

Vecdet Öz'ün açıklaması şöyle:

"AKP hükümeti, yıllardır sürdürmüş olduğu yalan, talan ve hayal politikaları nedeniyle sonunda gemiyi karaya oturtmuş, deniz bitmiş kara görünmüştür.

Üretim ve tasarruf ekonomisinden uzak, tamamı israf, gösteriş, rant ve tüketime dayalı olan ekonomik anlayış yüzünden Cumhuriyetin tüm kazanımları heba edilmiş, devlet hazinesindeki döviz rezervimiz tamamıyla tükenmiş, gerekli ekonomik ve yapısal tedbirleri almayı bırakın ülkenin kara gün akçesi bile harcanarak ülke olarak iflasın eşiğine gelinmiştir.

Kısa vadeli borçlar için dövize olan acil ihtiyaç bir hayli yüksektir ve yumurta kapıya gelmiştir. Hükümet, borçlar tarihinin en zor dönemini yaşamaktadır. Bu nedenle, yapılan Swap (para takas) anlaşması gereği döviz isteyeceği ülkelerin kapısını bir bir çalmak üzere harekete geçmiştir.

Bu yüzdendir ki, sırf şirin görünebilmek için salgını fırsata çevirip komik ve ilkel bir şekilde ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye sağlık ürünü yardımı göndermiş, bir taraftan da Swap anlaşması gereği para talebi görüşmelerini başlatmıştır. Eğer işler yolunda giderse Türkiye karşı ülkeye Türk lirası verecek, mukabilinde ise Dolar yada Euro alacaktır..

Ancak alınan cevaplar hiçte umulan gibi olmamış, vatandaştan gizli tutulan bu görüşmeler kısa bir süre içinde hüsranla sonuçlanmıştır. Çünkü hiç bir ülke, hazinesi tükenmiş olan bir ülkenin parasına güvenmez ve doğal olarak böyle bir talebe de sıcak bakmaz. Zaten salgın ekonomisi nedeniyle şu an ihtiyacımız olan büyüklükteki döviz miktarını karşılayacak durumda bir ülke de yoktur.

Bir de utanmadan tüm bu girişimler vatandaşa Türkiye büyük ülkedir, her şey yolundadır, bakın süper güçlere bile yardım ediyoruz diye gösterilerek iç siyasete malzeme yapılmış ve millet bir kez daha aptal yerine konmuştur..

Özetle Türkiye, bütün şirin gözükmelere ve içine düştüğü komik duruma rağmen onur kırıcı bir şekilde sap gibi ortada bırakılmıştır. Artık hükümetin tek çaresi kalmıştır; müflis tüccar anlayışı içinde belediyeler başta olmak üzere bazı birikim ve gelirlere el koymak, Varlık Fonundaki Şirketleri alacak karşılığı ipotek vermek, ardından da yüklü miktarda Türk lirası basmaktır..

Son çare olan bu durum ise iflasın resmen ilanı ve ardından da dış borçlar karşısında Moratoryuma giden yolun dolaylı ikrarı demektir."